Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Achar

Satılık Dönme

Recommended Posts

Geçmişinden utandığını düşündüren yazılar yazan Ahmet Hakan, şimdi de Büyük Doğu'nun şairine dil uzattı!

 

 

İŞTE AHMET HAKAN'IN O YAZISI

 

Aykırı bir Necip Fazıl yazısı

 

 

DÖNEM, Demokrat Parti dönemi. Yani 1950’ler.

 

Bugünlerde Vakit Gazetesi yazarı olan Hüseyin Üzmez, dönemin ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman’a suikast girişiminde bulundu.

 

Üzmez, olayın ardından yakalandı.

 

O günlerde herkes, ülkede büyük gürültü koparan bu suikast girişiminin arkasındaki ismi arıyordu.

 

Ve o isim bulundu: Necip Fazıl.

 

Çünkü 'milliyetçi-mukaddesatçı' kesimin ünlü şairi Necip Fazıl, o günlerde Yalman aleyhine çok ağır yazılar yazıyordu.

 

Ayrıca... Üzmez, iflah olmaz bir Necip Fazıl hayranıydı.

 

Sonunda Necip Fazıl, 'azmettiricilikten' tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı.

 

'Ünlü şair'in mahkemede kendisini savunurken söylediği şu cümle 'unutulmazlar' arasındadır:

 

'İngiliz’in biri, kıskançlık krizi içinde karısını öldürse... Ve adamın cebinde Othello piyesinden bir sayfa bulsanız... Azmettirici diye Shakespeare’in iskeletini mezarından çıkarıp Londra köprüsünden mi sallandıracaksınız?'

 

Evet, Necip Fazıl işte böyle bir laf cambazıydı.

 

***

 

Tumturaklı laflar söyler, üst perdeden konuşur, genellemeler yapar, asar ve keser, gerçekçilikten hayli uzak hedefler koyar ve sanki o hedefe hemen yarın ulaşılacakmış gibi bir hava yayardı.

 

'Kompleksli' olmaktansa 'özgüven sahibi' olmak iyidir ama haddinden fazla ve mesnetsiz bir 'özgüven' de farklı bir kompleksin işaretidir.

 

Necip Fazıl’ın sorunu buydu.

 

Mesela...

 

'Batı’ya yönelip Doğu’yu ihmal etmeyelim' demek yerine Doğu’yu aşırı ve abartılı bir şekilde kutsallaştırmak.

 

'Tarihe tek yönlü bakmayalım' demek yerine, resmi tarih ne diyorsa, onun tam tersini, hem de en abartılı bir şekilde söylemek.

 

Birileri Abdülhamid’e 'kızıl sultan' mı diyor? Hemen 'Ulu hakan' hükmünü devreye sokmak!

 

Birileri Vahdettin hain mi diyor? Hemen Vahdettin’in ne denli bir vatan aşığı olduğu tezini ileri sürmek!

 

Ya da... Dikkat çekici genellemeler yapmak. Mesela: 'Türkler idare sanatında ne kadar ileriyse düşünme sanatında o kadar geridir' falan demek!

 

Karşıdakini anlamaya sonuna kadar kapalılık, buna karşılık mugalataya, demagojiye sonuna kadar açıklık.

 

Kısacası Necip Fazıl, makulde kalmak yerine uçuşa geçmeyi tercih ederdi.

 

***

 

Necip Fazıl’ın oğlu Mehmet Kısakürek, babası hakkında şöyle diyor:

 

'O öyle bir insandı ki herhangi bir kalem heveslisinin onun kalemine şahit olduktan sonra kalemini çöpe atması gerekirdi. Öyle bir konuşma kabiliyeti vardı ki, onun konuşmasına şahit olan birinin artık dilini yutması gerekirdi.'

 

Övgüde hayli ileri giden bu sözleri, bir 'oğul'un, babasına karşı duyduğu aşırı sevgiyle açıklayıp bağışlayıcı olabiliriz.

 

Ama unutmayalım ki: Türkiye’de bir büyük kitle, Mehmet Kısakürek’in babası hakkında söylediği bu hayli iddialı sözleri kabullenmeye dünden hazırdır.

 

Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle.

 

Ve işte 'Necip Fazıl’ın dramı' da buradadır.

 

Ne kadar tumturaklı söz söylersen, ne kadar asar kesersen, ne kadar uçarsan, ne kadar büyük hedefler koyarsan, o kadar büyük kabul görürsün ve bir daha inmemek üzere 'üstat' makamına çıkarsın.

 

Çünkü bu topraklarda, 'haddinden fazla özgüven'le ortaya çıkan başka tür kompleks, her zaman prim yapmıştır.

 

http://www.medyafaresi.com/article_view.php?aid=354

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu satılık dönme bu kez de Üstad a dil uzatmaya çalışmış

 

Üstada dil uzatmak haddi değildir bu mahlukun, belli bir zümreye yaranma hevesi..

 

 

Birileri Abdülhamid?e 'kızıl sultan' mı diyor? Hemen 'Ulu hakan' hükmünü devreye sokmak!

 

 

Bu beyinsiz yazarken bile kendisiyle çelişmekte..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Başlığa bakalım hep beraber:

 

"Aykırı bir Necip Fazıl yazısı"...

 

Evet, yazar aykırılığı yaşam biçimi olarak benimsemiş, karakter fukarası bir insan. Aykırılık iznadında bulunduğu kişiyle insan, en azından, samimiyse, aynı safta yer almaktan kaçınır. Eğer aykırılık kaçınılacak bir durum değilse, eleştiri yöneltilen kişide bunun bulunması, yazıda verilen havada olduğu gibi bir eksiklik olarak lanse edilemez. Tabi, fikir namusu taşıyan insanlara mahsus bir durumdur bunun farkında olabilmek... Fırıldakların nesine gerek!..

 

"Evet, Necip Fazıl işte böyle bir laf cambazıydı." diyor ve devamındaki satırlarda "lafı gediğine oturtabilme yeteneği"ni olumsuz bir özellik gibi göstermenin kasıntısına giriyor kendisi büyük bir kıskançlıkla. Sözgelimi, bu yazısını cebinde taşıyan birisi Büyük Doğu Yayınları'na saldırsa kendisi sorumluluk mevkiine oturtulabilir mi? Oturtulsa bile, üstadın verdiği cevabın ihtiva ettiği anlam kendisi için de geçerli olmaz mı? Elbet olur... Lakin, maksat saldırmak olunca meziyetler ters-yüz edilebiliyor. Gerçekler, gayet mantıklı cevaplar oluyor size menfi bir "laf cambazlığı" örneği.

 

"'Kompleksli' olmaktansa 'özgüven sahibi' olmak iyidir ama haddinden fazla ve mesnetsiz bir 'özgüven' de farklı bir kompleksin işaretidir."

 

Bir kişinin özgüvenini yargılayabilecek selahiyeti kendinde gören bir insanın özgüveni hakkında ne denebilir peki? Sorarım!.. Bu ne tutarsızlıktır?

 

Abdülhamid'in ulu hakanlığı Bismarck'tan John Haslip'e, Zülfi Livaneli'den bir dönem aleyhinde çalışmış olan Mehmet Akif'e kadar geniş ve kozmopolit yelpazedeki insanlarca görülebilirken, kendisinin (eksiklikleri de belirtilmek koşuluyla!) Ulu Hakan olarak nitelenmesine abartı demek, artık resmi tarih kitaplarında bile vatan haini nitelemesine tabi tutulmayan Vahdettin'in gerçek kimliğini "zaaflarıyla beraber" ortaya dökmek, marjinallik değil, hakşinaslıktır. Kaldı ki mesela Yeniçeri meselesinde, resmi tarihle yaklaşık olarak aynı şeyleri söylemektedir üstad. Bu da gösterir ki üstadın ölçütü sadece ve sadece gerçeğe uygunluktur. Bir tarihçi olmadığını belirterek kaleme aldığı tarih eserlerinde, sadece aksesuar olarak nitelenebilecek meselelerde itiraz getirilebilecek noktalar vardır (Hacı Bektaş-ı Veli / Yeniçeri meselesinde olduğu gibi). Ama, savundukları kesinlikle doğru olan bir insandır. Akan zaman da bunu göstermektedir!..

 

Demek ki, bir şeyin savunulabilmesi için gerçek olması değil, ılımlı olması gerektiği sonucuna varmalıyız yazarın açısından bakarsak!.. Bu da, bağnazlığı değil, radikalliği karşısına almış kasıntı aydın tavrının bir sonucu.

 

"Ya da... Dikkat çekici genellemeler yapmak. Mesela: 'Türkler idare sanatında ne kadar ileriyse düşünme sanatında o kadar geridir' falan demek!"

 

Bunun yanlış olduğunu haykırmaktansa, gereksiz yazısının bir cümlesini kesip yukarıdaki iddianın yanlışlığını ispat edecek birkaç örnek veremez miydi Ahmet Hakan?.. Yapabilseydi elbet yapardı!..

 

"Karşıdakini anlamaya sonuna kadar kapalılık, buna karşılık mugalataya, demagojiye sonuna kadar açıklık.

Kısacası Necip Fazıl, makulde kalmak yerine uçuşa geçmeyi tercih ederdi."

 

Bunu da kendisinin kuyruk acısına, kökleriyle yetiştiği toprağı zehirleme gayretindeki zakkum çiçeği karakterine bağlamak en evlâ olandır.

 

"Ne kadar tumturaklı söz söylersen, ne kadar asar kesersen, ne kadar uçarsan, ne kadar büyük hedefler koyarsan, o kadar büyük kabul görürsün ve bir daha inmemek üzere 'üstat' makamına çıkarsın."

 

"Bu adam bunları nasıl yazabilir?", "Yetiştiği çevreden hiç mi fikir namusu kapamamış?", "Üstada bi küfretmediği kalan bu şahsiyet nasıl böyle cengaverleşmiş?" diye düşünmeye başladığımız anda, işte tam da bu final cümlesi imdada yetişiyor ve bizi rahatlatıyor.

 

Gaye açıktır: Saldırmak, asmak-kesmek, tumturaklı laf etmeye çalışmak, kendini muhattabında tecelli ettirmek, üstadı aynalaştırmak. Bir çeşit yansıtma psikolojisi örneği... Klasik bir çeyrek aydın tiplemesi. Bu mesele hakkında daha fazla söyleyecek söz yoktur. Kendisine olan bir damla saygımız da buharlaşıp uçmuştur. Hayırlı uğurlu olsun. Kendisini tebrik ediyorum ayriyetten. Bir insan çirkin yüzünü ancak böyle güzel deşifre edebilirdi, ancak böyle güzel intihar edebilirdi fikren.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

ben AHMET HAKAN a sadece gülüyorum...çünkü o "dahilik" ile "laf cambazlığını" karıştırırken bunun farkında bile değil..ama ne acı ki.....iki kelime arasındaki farkı bilmeyen bu insan bir gazetede köşe yzarlığı yapıyor.......

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ahmet hakan galiba magazin konularıyla uğraşmaya başlamıştı üsdat hakkında yorum yapmak magazin yorumlamaya benzemez..o bildiği şeyi yapsın

 

 

Hem bu adamın (!) amacı gündem de kalmak değilmi, ben ona şu artizlerle falan filanlarla uğraşmasını öneririm, eminim çok daha fazla gündemde kalır..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bu satılık dönme bu kez de Üstad a dil uzatmaya çalışmış

 

Üstada dil uzatmak haddi değildir bu mahlukun, belli bir zümreye yaranma hevesi..

 

 

Birileri Abdülhamid?e 'kızıl sultan' mı diyor? Hemen 'Ulu hakan' hükmünü devreye sokmak!

 

 

Bu beyinsiz yazarken bile kendisiyle çelişmekte..

 

 

 

Yazık... Birilerinin gözüne gireyim derken nerdeyse gözle görülemeyecek kadar küçüldükçe küçülen densizin birisin Ahmet Hakan! Be hey gafil! Bu tür yanlış çıkışlardan ALLAH'a sığın, gel tevbe et.

Share this post


Link to post
Share on other sites

:) Bu adam gündemde kalmayı seven biri.Kendince doğruları ve kabulleri var...Eski dostlarını birdenbire terkedip, karşı limana demirledi.Kadın eli sıkmanın hazzını yaşıyor... :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tutunduğu el beynini sulandırmış olacak.Aklı sıra Üstad'ın kalemini kılıç gibi kullanmasını eleştirecek.O kalemin ucunu fena hissediyordur köpek.

Tabi fikir olarak içi boş olunca açığı hemen keskin laflarla dolduruyor

Share this post


Link to post
Share on other sites

aslında bişi demek içimden bile gelmiyor.çünkü ne yazarsam hiti artacak onun ukalıkları bir değil bini aştı kendini adam sandı.ismi mevzu bahis değil halen yazmakta olan bence mütevazi bir düşünce adamıylada girdiği polimikte aldıgı son cevabı burdan bende yenilemek istiyorum "git cami duvarına işeme başka yerde gör işini" diyecem oki boş teneke çok ses çıkartır.o gitsin kuyruguna basan sahtekarlarla işini görsün kendini önemli gören zavallının birinden başkası değil.sadece mide bulandırıyorr.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazıda bir kopukluk var sanki, başıyla sonu arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlandım.

Necip Fazıl'ın ne yapmaya çalıştığını anlamak için üstünkörü yapılmış bir Ahmet Hakan analizi işimize yaramaz pek. Düşünmeye yazılarının yayınlanmaya başladığını farkettiğinde başlamış olabilir kendisi. Yeni yeni keşfediyor, bulur belki sonunda.

Şimdi bırakalım sesli düşünsün.

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÜStadın davasını ve çilesini zerre kadar anlayamayanlar, ortalama buna benzer şeyler yazıyorlar. Kaale alınacak gibi değil, ayrıca tenkit yazısı olamayacak kadar da basit bir yazı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

efendim yazının tamamını sinirden okuyamadım bile... hakan denen ...(noktalara uygun ifadeyi siz koyun) kim oluyorda üstadımız hakkında böyle konuşabiliyor. Zira bu kubur faresinin ne olduğunu biliyoruz ama yine de birkaç kelamla o ... yı sizlere sunayım. Bu kubur faresi hayat yaşayan cıfıt daha dün kanal 7 de güzel sayılabilecek bir çizgide iken( o zamandan belli idi bunun dönek olacağı ya biz o zaman için hüsnü zan içinde ona bakıyorduk) ve kendisinin demiş olduğu kadarıyla asla ve kata başka gazetelere ( ki başka gazeteler doğan grubu vs.. oluyor) geçmem, başka televizyon kanallarına çıkmam, isterlerse milyonlar verilsin diyordu...Ve kendini üç kuruşa hürriyet! uğruna hürriyete sattı!. İnş iflah olmaz o cıfıt!..da mekanı ateş olur!.. Ve yine geçen kendince sağa sola sataşarak kendini ünlendirmeye çalışma çabalarında vakit gazetesinin sert kayası olan Hasan Karakaya'ya çarptı. Ki kendisinin rezilliğini oradan okuyanlar görebilir. Resmen cıfıt ve kepazelik ürünü olan, sonradan bozulma bu hıyar bakalım başka kimlere sataşarak kendinin reytingini yükseltmeye çalışacak. Tabiki kendisi yükseldiğini sandıkça batıyor ama kendini yükseliyorum sanıyor bu cıfıt!.Sizlere bulabilirsem vakit gazetesindeki o yazıyı yayımlayacağım ki utanmadan üstad hakkında yazı yazmaya çalışan o cıfıtın nasıl biri olduğunu görün! Sadece acil ve kontrolsüz bir hücum yazısı yazdım. ama az oldu farkındayım....da neyse...

Share this post


Link to post
Share on other sites

HAYIRLI CUMALAR YAZI HARİKA ÜSTADIMIZIN OĞLUNUN KULLANDIĞI İFADELERDE ÇOK GÜZEL EEE DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR . BEN ŞAİRİM GAİBİ KURCALAYAN ÇİLİNGİR CANLI CENAZELERİN BAŞINDA MÜNKER NEKİR :İFADESİ ÜSTADIN HALİNİ ARZ EDİYOR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Share this post


Link to post
Share on other sites
HAYIRLI CUMALAR YAZI HARİKA ÜSTADIMIZIN OĞLUNUN KULLANDIĞI İFADELERDE ÇOK GÜZEL EEE DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR . BEN ŞAİRİM GAİBİ KURCALAYAN ÇİLİNGİR CANLI CENAZELERİN BAŞINDA MÜNKER NEKİR :İFADESİ ÜSTADIN HALİNİ ARZ EDİYOR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

anlayamadiğim bir şey var...harika olan ahmet hakan'ıın yazısı mı?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest TaneR

Bu Satılık adi Adam hakkında bir yazı elime gecti hakkında çok ince tespitler var yeni bir topic te sizlerle paylaşmak isterim..

Share this post


Link to post
Share on other sites
YAZI HARİKA ÜSTADIMIZIN OĞLUNUN KULLANDIĞI İFADELERDE ÇOK GÜZEL EEE DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR . BEN ŞAİRİM GAİBİ KURCALAYAN ÇİLİNGİR CANLI CENAZELERİN BAŞINDA MÜNKER NEKİR :İFADESİ ÜSTADIN HALİNİ ARZ EDİYOR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

 

 

efendim ben de anlamadım, güzel, harika olan hakan'ın yazısı mı???

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kibrinden doğruyu bilip inanmayan tipik ebu cehil sendromuna benzer bir durum bu insancağızın hali.Bence içinden evt o bir üstad o bir dahi ama niye oda ben değil gibi garip bir haleti ruhiye içerisinde kıvranıp böğürüp böğürüp anırıp anırıp kişniyor.En acıdığım ve üzüldüğüm insan tipi doğruyu gördüğü bildiği halde kabul etme akıllığı yerine gözlerini sıkı sıkı yumup yoktur deme ahmaklığına düşmüş bu tür insanlandır.Rabbim onlardan eylemesi inşallah.

Share this post


Link to post
Share on other sites

MÜMTA'ZER TÜRKÖNE

 

 

Geçmişini pazarlayan adam

 

 

"Dönek" lafı ideolojilerin dar dünyasına ait; ama bu sözü önüme koyan Ahmet Hakan'ı galiba eksik anladım. "Dönekliğe racon kesmek" elbette işi bilenlerin hakkı.

"Dönekler kulübü"ne adam devşirmeye kalkmak ise farklı. İkincisinde hafif bir nedamet, yeni hayatında hissettiği yalnızlık, bol miktarda içinde bulunduğu şartlardan rahatsızlık var. "Bakın sadece ben dönek değilim, başkaları da var" türünden bir ferahlık arayışı. Ahmet Hakan ikincisini yapmış. Ben ise onun sığacağı kalıbın döneklik değil, eyyamcılık olduğunu söyleyerek dünyasını yıkmış ve sınırlarını zorlamışım. "Can yakma" maksadıyla yan yana getirdiği cümlelerden hiçbirinin bana ait olmaması, sadece dedikoduya dayanması bu yüzden olsa gerek. Niyetim Ahmet Hakan'ın canını yakmak değildi; ciddiyetsizliğin hesabını sormaktı. Bana yönelttiği, "Şu dönekliğin hesabını ver" sorgulamasını, "Diyarbakır Amed olsun" sözüne dayandırdı. Ben böyle bir şey söylemedim. Önümüzdeki geleceği resmederken uluslararası sözleşmeleri referans göstererek ihtimallere dair örnekler verdim.

 

Ahmet Hakan'ı "döneklik sığınağı"ndan çıkartmak lâzım. Kimse ondan bir ideolojinin veya inancın emrinde olmasını beklemiyor. Kimse onu fikirlerini değiştirdiği için suçlamıyor. Kapitalist sistemin mantığı içinde bir yeteneğiniz varsa ücret mukabili bunu satarsınız. Muhkem bir zekâ, kuvvetli bir natıka, cevval bir kalem yazarlık mesleği için sermayedir. Ahmet Hakan'da saydığım yeteneklerin hepsi var. Ama o kendisinde yeteri kadar mevcut olan bu yetenekleri değil, bambaşka bir şeyi sermaye olarak kullanıyor. Neyi dersiniz?

 

Önce bir düzeltme: Ahmet Hakan'ın verdiği ve arkasına sığındığı örnek yanlış. Kendi macerasına meşruiyet ararken "dönekliğinin hesabını vermiş biri" sıfatıyla Taha Akyol'u öne sürmesinden bahsediyorum. Taha Akyol'un benim fikir geçmişimde önemli bir yeri var ve Ahmet Hakan'ı düzeltecek bilgiye sahibim. 1976 yılında "militan" sıfatıyla ilk defa karşısına çıktığımda "kavga işlerini bırak, kitap yaz" nasihatini (dinlemediğim için hâlâ pişmanım) aldığım Taha Akyol ile bugünün Taha Akyol'u arasında bağlı olduğu "siyasî değerler" bakımından hiçbir fark yok. Aynı demokrat, aynı özgürlükçü kişilik ve millî konularda aynı hassasiyete sahip fikir adamı. Elbette mevzular değişiyor; o günün sosyal değişmesi bugün küreselleşme başlığı altında. Şartlar değişiyor: O gün soğuk savaş vardı bugün ise bambaşka bir dünya.

 

Ahmet Hakan'ın sermayesi, arasına kalın bir çizgi çektiği kendi geçmişi. Ahmet Hakan, onu var eden, onu kimliğini ve kişiliğini oluşturan geçmişini ve ilişkilerini pazarlıyor. Bir zamanlar içinde ısındığı cemaati, dostlarını ve dostluklarını piyasaya sürüyor. Yazdığı yazılara, onu "farklı" kılan sözlerine bakın: Hepsi artık reddettiği geçmişinden geliyor. Geldiği eve beraberinde getirdiği bohçasından çıkarttıklarını gösteriyor herkese. İmam hatipli olmasa, "İmam hatipler kapatılsın" sözünün bir değeri olur mu? İçeriden biri olarak konuşmasa eskiden tanıdığı bugünün ricaline dair yazdıklarının bir anlamı kalır mı?

 

Peki bunun adı döneklik mi? Size şaka gibi gelebilir ama Ahmet Hakan sadece yeni pozisyonunu kavrayamamış biri. Gazetenin münhâl muhafazakâr yazar kadrosuna alınıyor; ama o aynı soyadını taşıdığı köşe komşusu ile akraba çıkmaya çalışıyor. Patronun suçu yok. Kimse kendisinden böyle bir şey beklemediği halde o sınıf atlamayı saf değiştirmek sanıyor.

 

Geçmişimiz kimliğimizdir, ne amaçla kullanılırsa kullanılsın değişmez ve yok edilemez. Ahmet Hakan hâlâ aynı mahallenin çocuğu; bu yüzden kavgası kendi içinde sürüyor. Demek ki hâlâ umut var. Ben onun yerinde olsam sergilediğim bohçayı kapatır, ceviz bir sandığa kilitler ve kimseye göstermezdim. Geçmişte kalan dostluklarımı, bana güvenen insanların namusuma emanet ettiklerini pazara sürmeyi bırakır başka bir mesleğe el atardım. Mesela magazin yazarlığı?

 

Çokça karşılaştığım "Neden muhatap alıyorsun?" diyenlere cevabım: Sözüm aslında Ahmet Hakan'a değil, bugünün pırıltılı gençlerine. Faust'u okumak yerine gazeteyle yetinmeyi tercih edenlere.

 

Beni var eden geçmişimde bir cemaat sıcaklığının izi yok. Bana yol gösteren, yardım eden, elimden tutan ağabeylerim ve büyüklerim olmadı. Ahmet Hakan'ın sermayesini oluşturan geçmişine bu yüzden gıpta ediyorum. Benim sadece kavga ederken edindiğim ve bugüne kadar bir tekini bile kaybetmediğim dostlarım var. Demek ki, döneklik ve eyyamcılık arasındaki farka dair söylenecek daha çok söz duruyor önümde.

03 Ocak 2008, Perşembe

Share this post


Link to post
Share on other sites
ben AHMET HAKAN a sadece gülüyorum...çünkü o "dahilik" ile "laf cambazlığını" karıştırırken bunun farkında bile değil..ama ne acı ki.....iki kelime arasındaki farkı bilmeyen bu insan bir gazetede köşe yzarlığı yapıyor.......

 

katılıyorum kardeşim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

yuh olsun para için kendini satana yuh olsun hak nazarında elbet bu adam bir pul kadar değeri olmaz kimi uçurumdan döner kimide burnunu gök yüzüne diker ayağının ucundaki uçurumu görmez ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu herif Yozgat'lı 2 3 sene önce bizim lokantaya yemek yemeye gelmişti, 9 10 kişiyle oturuyordu.Televizyonda falan gördüğüm için dikkatimi çekti.Yanında ki adamlar Yozgat'lı, -Yozgat küçük şehir olduğu için bilinir- içkici sarhoş adamlar.Gece de kasada otururdum gelen sarhoşları döverek yollardık, ayyaşları o yüzden iyi bilirim.Velhasıl -arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim- sözü bir kez daha gerçekliğini icra etti.Bir kez daha gelir de görürsem iki çift lafım olacak o zaman yemek yiyebilecek mi? Münafık, kafir karışımı gibi görünen müslümanım diyen tipinin son örneği hayvandan aşşağı bir varlık.Geçenlerde gazetede okumuştum ben müslüman olarak Deniz Gezmiş'in yanında filoda olurdum diyordu. Sarhoşlara değil, doktora ihtiyacı var.Babası müftüymüş babam söyledi babası has adammış, fakat bu aşağılık bir adam.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...