akrep 0 Report post Posted October 29, 2008 Selamınaleyküm Gönüldaşlar... ---Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacaktır!--- Bu cümleyi şimdi bir arkadaşımın kişisel iletisinde gördüm ve çok aşırı sinirlendim ve düşündüm düşündüm sürekli hayali olarak bu arkadaşıma cevaplar verdim. Neden yahu neden Din ve İslam denince gerici, yobaz vb. düşünceler insanların aklına yıldırım gibi çakıyor. Birileri bir iki bomba patlattı, iki üç kulesini havaalanı yaptı suçu da islama yıktı terörist olduk, birileri hu çekti ağzına biyerlerine şiş soktu gerici olduk bunları yapanlar ve buna alet olanlar koskoca İslam alemini ve en önemlisi dinimizi bu kadar düşürenler nasıl nefes alabiliyor, ve bu millet bu şekildeki sefil birlikler yüzünden elmas olan dinimizi kömür nasıl görebiliyor. Gönüldaşlar siteyi geziyorum yazılanları hergün olmasada iki gündebir takip ediyorum ama yazmıyordum bugün şu anda bu yazıyı görünce sizlerle paylaşmak istedim ve sizden tek istediğim bu cümleye karşı kendi öz yorumlarınızı ve konuya ışık tutucu açıklamalarınızı bekliyorum. Selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted October 29, 2008 öz yorumumuz: "İt ürür, kervan yürür." ışık tutucu açıklamamız: "Kalpler körelmeye görsün... Göz gördüğünde kalırsa âlemlerin Sebebine deli... Sebebinin varislerine de pek çok şeyler söyler durur..." Quote Share this post Link to post Share on other sites
hür_x 0 Report post Posted November 3, 2008 Bu söze en iyi cevap icraat ve davranışlarımızla olacaktır, tüm dünyanın imrendiği, medeniyetler üstü bir yaşam sürmekle... Bu yaşamın ayrıntıları Kur'an ve sünnette belirtilmiş, başka söze hacet yok, yalnızca yaşamak, yaşamak, yaşamak!.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted November 3, 2008 "muhakkak insan hüsrandadır" yazıyı okuyunca bu ayeti kerime geldi aklıma.biz islamı sevip onu hayatımıza gecirmeye calısrken bile akıbetimiz hakknda emin olamıyoruz,islam düsmanlarınn sonu ne olucak acaba?Allah hıdayet versin Quote Share this post Link to post Share on other sites
süvari 3 Report post Posted November 15, 2008 çalışmak çalışmak çalışmak Quote Share this post Link to post Share on other sites
tarık026 8 Report post Posted November 15, 2008 Selamınaleyküm Gönüldaşlar... ---Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacaktır!--- Esselamü Aleyküm. Değerli Arkadaşlar, yukarıdaki ve benzeri söz veya yazı gördüğümde aklıma ilk gelen; A'raf Suresi/ 30. Ayet-i Kerime'dir: Bismillahirrahmânirrahîm. "Allah bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık layık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı." Rabbim Herkese Layıkıyla Muamele edecek olandır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hayy bin Yakzan 2 Report post Posted November 15, 2008 Bu vatan AkŞeyh Şemsüddinlerin Molla Celaleddinlerin, Hacı Bektaş Velilerin, Derviş Yunusların vatanıdır... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted January 25, 2009 Atatürke isnad edilen bir cümle. Quote Share this post Link to post Share on other sites
ayvaz 2 Report post Posted January 25, 2009 Bunlar üstattan "Öz yurdunda garipsin Öz vatanında parya" Budoğrultuda sevdiğim bir yazıyı paylaşmak isterim; Git Anana Selâm Söyle! Emri yapmamak suçtur, emri tanımamak ise, emri verene isyandır. Buyruğu çarpıtarak, “ Bizden istenen budur” demek ise emir sahibine iftiradır. İşte, Yüce Türk Milleti, din adına ahkâm kesenleri bu şablona oturtup ayarını tespit eder. Bir de halka hizmet ettiğini iddia eden menfaatperestler var; oysaki halka hizmeti ancak ve ancak devlet yapar. Devlet de bu işi atadığı memurları vasıtasıyla yürütür ve onlara da bu hizmetlerinden dolayı belirli bir ücret öder. Burada memur devlet adına halka, kendi adına da kazancına hizmet etmektedir. Devlet ise bunu, çoğunlukla, karşılık beklemeden yapar. Bunun dışında, halka hizmet ettiğini söyleyenler, şarlatandan başka bir şey değillerdir. Kamu hizmeti gördüğünü, halka hizmet ettiğini, en çok, iddia edenlerin başında da televizyoncular ve basın mensupları gelmektedir. Şimdi, bunlara sormak lâzım, kazancınız olmazsa bu işi yapar mısınız? Yapmazsınız, o hâlde siz halka değil cebinize hizmet ediyorsunuz; hem de bu işi, çoğu kez, halkın bağrına hançer soka soka yapıyorsunuz. Neymiş efendim, sorumlu gazeteciymiş, sen kalk, program yapıp, para kazanmak için, güzel bir zillinin görünmez bir yerine gizli kamera tak, gıcık aldığın adamın başına musallat et; sonra da, sorumlu gazeteci olduğunu ve halka hizmet ettiğini, gururlanarak söyle, öyle mi? Aslında senin yaptığın bu işin halk, arasına, bir adı var; ben bu adı yumuşatarak söyleyeyim: Evet bu yapılan, bir nevi, çöpçatanlıktır! Ayrıca bu gurupta, senaryo yazıp konu mankeni kullanarak program yapanlar olduğu gibi, kendi fikrindeki bir şahsı konuk edip çanak sorular sorarak o fikrin propagandasını yapan silahşorlar de var. Medya mensupları içinde, devlet, millete ve inanca en çok zararı dokunanlar ise YKK (Yara Kaşıma Kulübü) üyeleridir. Şanlı Ordumuzun, Kuzey Irak’a Kara Harekâtı yaptığı akşam, YKK’nın baş danışmanı Mehmet Ali Birant bir üniversitenin salonuna “kurukları” toplamış, sözüm ona, program yapıyordu. Söz alanları, mahirane, öyle bir yönlendirdi ki işin şekli; devlete, millete, dine- imana, Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na hakaret etme müsabakasına dönüştü! Bu adamın hazım cihazı tersinden çalıştığından her programından kötü tötü kokular gelmektedir. Oluşan pisliği örtmek için ne kediler gibi zahmet çekiyor ne de onu domuz misali ortada bırakıyor. “Herkes düşüncesini serbestçe açıklamalı” gibi hazır pislik örtme kapakları var onları kullanıyor ve kuruklara diyor ki, “ Çocuklar tartışmaktan korkmayın, her şeyi, evet, her şeyi tartışabilirsiniz, herkes düşüncesini açıkça söyleyebilir.” Evet, söyleyebilir, söyleyemezse, ne yapar yapar, ona senin istediklerini söyletir, sonra dinler ve kanıt olarak kullanırsın. Ancak, şunu unutma ki okuduğun haberleri dinleyenlerin, yaptığın programları izleyenlerin içlerinden geçenler de senin yedi sülâlene yeter! Ülkemde eli değneksiz gezen, bazı, televizyon muhabirleri, sanıkları savcıdan önce sorgulama hakkının kendilerine ait olduğuna öylesine kendilerini kaptırmışlar ki, deme gitsin! Bunun tipik bir örneğini televizyonda izlemiştik, olay şuydu: Adapazarı’nda, bazı kişilerin bir araya gelerek toplu ibadet ettikleri yer basılmış, suç aleti olarak tespih, takke, takunya ele geçirilmişti. Sanıklar güvenlik güçlerince minibüse götürülürken bir televizyon muhabiri, sorgulama görevini yerine getirmek için bir zanlıya yaklaşıp mikrofonu dayadı: —Beyefendi, toplu hâlde zikir yaparken suçüstü yakalandınız, bu konuda neler söyleyeceksiniz? Polislerin kollarına girerek götürdükleri sanık sertçe yüzüne baktı! Acar muhabir: —Evet, sizi dinliyoruz? Yaşlı adam başını iki yana salladı. Muhabir sorgulama görevine devamla: —Bir şey söylemeyecek misiniz? Minibüsün yanına gelmişlerdi, yaşlı sanık otoya bindi, kapı açıktı. Muhabir: —Bir şey söyleyin! Yaşı adam: -Ne söyle’yim oğul, git anana selâm söyle, dedi. Kalın sağlıkla…. Muhlis AYDIN Quote Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted January 25, 2009 Bu cümlede geçen sıfattaki insanlar gerçek Allah dostlarıdır.Bizler ise onların tırnağı bile olamayız. Bir de şu var ki,altın çamura düşse değerini yitirmez.Güneş balçıkla ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın sıvanmaz. O çamur atılan şahsiyetlerin hürmetine gökten yağmur yağıyor ,yerden ot bitiyor. Gençlik düşünüyor ve nasibi olan tüm gerçeği görebiliyor.Bazıları hasır altı etse de... Quote Share this post Link to post Share on other sites