Achar 116 Report post Posted April 8, 2009 Bize "gerici" diyen, karanlık hokkası ve bataklık deliği ağız! Bizzat sen, zaman kadar mücerret bir şeyi çürütmüş, kokutmuş ve dünyayı Taş Devrine kadar itmiş, atmış bir küfür gericiliğinin mostralık çeşidi değilsin de nesin? Senin secde ettiğin putlar Önünde, Apis öküzüne tapanlar bile özür beyan edebilirler. Zaman denilince senin gözlerinin önüne, sığırları dürttükleri üvendereler gibi dümdüz bir şey gelir. Sivri ucu ileri, küt tarafı geri... Halbuki o üvendereği sivri ucuyla senin küt tarafına saplayıp anlatmak gerekir ki, zaman, düz bir çizgi üzerinde değil, sonsuzluk sembolü bir daire üzerinde hareket eder; ve orada yanlış ve doğru, eski ve yeni, geri ve İleri noktası, ön ve arkaya göre hesap edilmek yerine, mücerret keyfiyetine nispetle seçilir. Senin arkanda görünen noktanın, bir veya bin devir önünde olmadığını ne biliyorsun? Böyle bir keyfiyet ölçüsüyle muayene, muhasebe ve murakabesine yanaşabileceğin tek şey var mı bu âlemde? Nazariyede bir asır evvel doğmuş, ameliyeye yarım saat önce çıkmış, ol çeyrek asır içinde beton kafalı yobazlarını bulmuş olan komünizmayı; bizimkinden başka her mezhebe kapısı açık, yarım sistem, birbuçuk asırlık sosyalizmayı, hiçbir noktasını bilmeden ilericilik kabul ediyorsun! Sonra da, bildiğini sandığın için bilmek şansını da kaybettiğin İslâmiyet hakkında gericilik hükmünü kesiyorsun! Eğer hamakat, zekâdan, gece, gündüzden, ölüm de hayattan sonra geldiğini iddia edecek olursa, sen de onları kendi ilericiliğine şahit diye gösterebilirsin! Hakikatte sen, solda sıfır gibi, bir yokluk (adem) işareti olduğun ve her sayının gerisinde bulunduğun halde, zamanın kemiyet cilveleri yüzünden öne geçip on misli kuvvet iddiasına kalkışan bir hokkabazsın ve bilfiil geri, bizzat gericisin! Ama bir hünerin var ki, yaman... Kendisini ahlâka davet edici namuslu kadına "orospu!" diye haykıran fahişe, şirretlik ve hayâsızlıktan yana, sana nispetle yağmur suyundan daha temizdir. Yeni İstanbul Gazetesi 25 Nisan 1965 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ali NFK 8 Report post Posted April 8, 2009 Harika bir hitap... Aman ya Rabbi! Ben olsam bu hitabın karşısında dizlerim çözülür ve şiddetinin korkusundan bayılırdım. Üstad bu 'feci' yazıyı kim için kaleme almış? Quote Share this post Link to post Share on other sites
yavuzlenk 26 Report post Posted May 30, 2009 Kendisini ahlâka davet edici namuslu kadına "orospu!" diye haykıran fahişe, şirretlik ve hayâsızlıktan yana, sana nispetle yağmur suyundan daha temizdir. Ben de merak ettim,bu yazı kim için kaleme alınmış?Bir bilen çıkar İnşallah... Benim kanaatime göre azıcık ihtimal dahi olsa Falih Rıfkı... Quote Share this post Link to post Share on other sites
rabia BDG 18 Report post Posted May 31, 2009 "Ebedilik önünde hiçbir mesafe hükmü olmadığını,bazen zamanın, mazide bıraktığı bir sırrı istikbalde çözmek üzere, zahiren geriye döndüğünü, fakat hakikatte ileriye yöneldiğini bilmezler. Bu son derece girft,ince ve zarif helezonun,maziyi istikbale,geriyi ileriye inkılâp ettiren asma köprü mimarisini anlamazlar. Böylece, gözlerinin seçemeyeceği kadar ileri olanlara, üstelik geri derler. Ne mutlu, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, İslamın gözlüğünü taşıyanlara !... " Üstad' ın İdeolacyasında bir sözü var :"... (kronolojik) mantıkla geri duran nice şey vardır ki, ilerinin ilerisidir ;fakat kokmuş (yeni)ler bu ebedi (taze)ye bayatlık kondururlar." ve devam ediyor :"... Gerilerini dönüp ,ileriye kıçlarındaki gözle bakanlar bize 'gerici' diyor. 'Gerici'... O da ne kelime?..Gerilerinde damgamız mı var ki 'gerici' oluyoruz ? " Ve irtica çığırtkanlığı yaparak 'gerici(!)siniz' diye tutturan malum kesimi nasıl görüyor ; "Böyle düşünen ve anlayanlara 'gerici' bile denilmez de, bütün verimini bağırsaklarında ve mesanesinde toplanan ve mekteplerin teşrih derslerinden başka hiçbir şeye yaramayan, insanı kaybetmiş insan olarak hayvandan aşağı bir yaratık denilir... " Üstad bu işte, durumu en ince noktasından çerçeveleyip de sözü tam yerine oturtmasını ne güzel biliyor ... Quote Share this post Link to post Share on other sites
yavuzlenk 26 Report post Posted May 31, 2009 Bir gün,bir yemekte,Sabık Şair'e 'İslamiyet deyince benim burnuma ayak kokusu gelir!' sözünü söyleyen ve 'o senin burnuna gelen,İslamiyet'in değil,ciğerindeki ufunetin kokusudur!' cevanını alan Falih Rıfkı bu defa şu karşılığa muhatapdır: -Vücudunda,kalemini sokacağın ve gizleyeceğin ve onu kullanmayı gençliğinde pek iyi bildiği bir menfez ara ve sus!Yoksa,seni,ruhi ve uzvi bütün fuhş menfezlerinle beraber çırılçıplak,ressam eline ve muharrir kalemine teslim etmek boynumuza borç olsun! (Babıali,Sahife 308) Babıali'yi tekrar okurken şu gözüme ilişti.Falih Rıfkı ihtimalini kuvvetlendirici bir misal...Buradaki üslub da diğeriyle benzer neredeyse... Selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Zhr 0 Report post Posted June 20, 2009 "Ebedilik önünde hiçbir mesafe hükmü olmadığını,bazen zamanın, mazide bıraktığı bir sırrı istikbalde çözmek üzere, zahiren geriye döndüğünü, fakat hakikatte ileriye yöneldiğini bilmezler. Bu son derece girft,ince ve zarif helezonun,maziyi istikbale,geriyi ileriye inkılâp ettiren asma köprü mimarisini anlamazlar. Böylece, gözlerinin seçemeyeceği kadar ileri olanlara, üstelik geri derler. Ne mutlu, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, İslamın gözlüğünü taşıyanlara !... " Üstad' ın İdeolacyasında bir sözü var :"... (kronolojik) mantıkla geri duran nice şey vardır ki, ilerinin ilerisidir ;fakat kokmuş (yeni)ler bu ebedi (taze)ye bayatlık kondururlar." ve devam ediyor :"... Gerilerini dönüp ,ileriye kıçlarındaki gözle bakanlar bize 'gerici' diyor. 'Gerici'... O da ne kelime?..Gerilerinde damgamız mı var ki 'gerici' oluyoruz ? " Ve irtica çığırtkanlığı yaparak 'gerici(!)siniz' diye tutturan malum kesimi nasıl görüyor ; "Böyle düşünen ve anlayanlara 'gerici' bile denilmez de, bütün verimini bağırsaklarında ve mesanesinde toplanan ve mekteplerin teşrih derslerinden başka hiçbir şeye yaramayan, insanı kaybetmiş insan olarak hayvandan aşağı bir yaratık denilir... " Üstad bu işte, durumu en ince noktasından çerçeveleyip de sözü tam yerine oturtmasını ne güzel biliyor ... Bu mevzuyla alakalı "Tanrıkulundan Dinlediklerim" den bir bölüm: " Tanrıkulu'na sordum: -Ne dersiniz efendim; bizi,bazı fikir ve ruh hususiyetlerimiz yüzünden geri olmakla,gerilikle suçlandıranlar var? Güldü;kainat kadar geniş güldü: -Bu,sizin çok ileri olmanızdan... Ve sustu;gök kadar derin,sustu.Derken mırıldandı: -Zaman bir daireye benzer.Tıpkı koşu atlarının,etrafında döndüğü kamil kavis bir daireye...Mesela üç devir sonunda bitirilecek olan koşuyu bir devir fazlasıyle koşan at,bu daire üzerinde,öbür atların gerisinde koşuyor gibi görünmez mi?Evet,bu at 1000 metrelik daire hesabına göre tam 900 metre ileridedir. Ve yüzüme baktı;güneş kadar keskin,baktı: -Modası geçmiş kalıplardan çıkamayanlara geri diyoruz." (Sayfa 41) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted June 21, 2009 Modası geçmiş kalıplardan çıkamayanlara geri diyoruz. işte cevap.. üstadın üstadından ne büyük tokat gericilere Quote Share this post Link to post Share on other sites
SpunK 0 Report post Posted September 6, 2010 mükemmel ötesi Quote Share this post Link to post Share on other sites
mahlas 99 Report post Posted January 7, 2012 Üstad bu 'feci' yazıyı kim için kaleme almış? Kimin için söylediğini hatırlamıyorum, hatırladığım "Hücum ve Polemik" de geçtiği... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted January 7, 2012 Hücum ve Polemik eseri olsun, Başmakelelerim serisi olsun Üstad hiciv oklarını fırlatıyor ama isimleri pek aşikar etmiyor. Dönemin yakın isimleri, yahut yaşanan anektodlar ortaya çıkmadıkçaya da şahitler bizzat anlatmadıkça pek aydınlanmıyor mevzular. Açıkçası bu hicvin muhatabını da merak ettim. Acaba hakkında soruşturma başlatılır korkusuyla mı öyle davranmak zorunda. Bence biri aşkın müstear isim kullanımı da o hissin neticesi. Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted January 7, 2012 Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde! Quote Share this post Link to post Share on other sites
Miralay 81 Report post Posted January 18, 2012 Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde! Bence bu konuda Üstad, noktayı koymuş. Quote Share this post Link to post Share on other sites