Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
A.Rahman

Cumhuriyet Yazarlarından Üstad'a Saygısızlık

Recommended Posts

Milli Kütüphane Başkanlığı ile Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği, “Necip Fazıl'ı Anma Şiir Günü”nde, Cumhuriyet Yazarı Mustafa Şerif Onaran ile Rüştü Asyalı, büyük şairi yadetmek için gelen konukların gözlerinin içine baka baka Üstad'a sövüp saydılar!

 

 

 

ÜSTAD'I ANMAK SİZE Mİ DÜŞTÜ!

Cerrah edebiyatçı Mustafa Şerif Onaran ile tiyatrocu Rüştü Asyalı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen, “Necip Fazıl'ı Anma” şiir gününde, kafa kafaya verip, üstada demediklerini bırakmadılar. Kendileri çalıp kendileri söyleyen iki kafadar, önce salonun dolu olmasına şaşırdılar. Milli Kütüphane'nin konferans salonunu dolduran konuklara bakarak, “Baharın bu son günlerinde, kimsenin buraya geleceğini düşünmemiştik” dediler.

 

MASUM CÜMLELERİN ARKASINA SAKLANDI

Daha sonra ise Üstad'ın, toplumun bütün katmanlarına nüfuz etmiş saygınlığından habersiz olarak başladılar kifayetsizce sövmeye, saymaya… Yedi düvele karşı verdiği savaşı, inancını bayraklaştırarak kazanmış Türk milletinin başına tacettiği Üstada karşı içlerindeki kini, açıktan ifade etme cesaretine sahip olmayan Onaran ve Asyalı, masum kelimeler seçerek kurdukları, sözde iyi niyetli cümlelerin arkasına gizlenerek, Üstad'ın ne irticacılığını koydular ne karşıdevrimciliğini…

 

“SERSERİ NECİP FAZIL”I ÖZLÜYORMUŞ

“Necip Fazıl, kuşkusuz edebiyatımızın büyük şairlerinden biridir. Bizim için aslolan onun şair kimliğidir. Her insanın hayatında, ‘defact' durumlar olabilir. Bunlar normal karşılanmalı. Biz de onu anlatırken, hayatındaki defact durumlardan bahsedeceğiz” diyen Onaran, serseri Necip Fazıl'ı özlediklerini, onun kendini dine vermesiyle birlikte şiirindeki heyecanın kaybolduğunu iddia etti. Cumhuriyet Gazetesi'nde yazılar yazan Onaran'ın, Üstad'a klasik laik söylemle saldırması dikkat çekti.

 

MENDERES'E DE SALDIRDI

Konuşmaya devam ettikçe, defact durumları bir bir sıralayan Onaran'ın ağzındaki baklalar da dökülmeye başladı. Salondaki konuklara, “Büyükdoğu ile Atatürk devrimlerinin uyuşup uyuşmadığına girelim mi ne dersiniz?” diyen Onaran, cevap beklemeden şunları söyledi: “Ümmetçi toplumdan milletçi topluma geçiş kolay olmadı. Necip Fazıl, bir karşıdevrimciydi. 1945'te başlayan karşıdevrim hareketlerinin önderiydi. Din ve inanç sömürüsünü, Menderes'i simgeleştirerek çok ilerilere götürdü. İrtica boyutuna taşıdı.”

 

İLAHİ AŞKI DA BİLİRMİŞ!

Konuşmasında tasavvufa övgüler düzen Onaran, sözü Yunus Emre'ye, oradan da tekrar Üstad'a getirdi. Onaran, “Yunus Emre'nin ilahi aşkı ile Necip Fazıl'ın dünyevi aşkı bir olabilir mi?” diye sorarak, “Bu ikisi birbiriyle ölçüşemeyecek kadar ilgisizdir” şeklinde konuştu. Rüştü Asyalı'ya bakarak gülen ve kafa sallayan Onaran, bu kez de Üstad'ın ilahi aşkı asla yakalayamadığı tezini savurdu. Kargaların bile gülmeye tenezzül etmeyeceği bu iddiasına kendisi gülen Onaran, ne demek istediği anlaşılmaz bir şekilde, kendisinin de bir şiirinin Büyükdoğu'da yayımlandığını söyledi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mensup oldukları cenahı, bağlı oldukları ruh zeminini çok güzel bir şekilde temsil etmişler, bu telakkiden çıkabilecek menfur zikriyatları ile de kendi zaviyelerinden Üstadı nasıl gördüklerini yansıtmışlar. Bu iki şahıs, pek tabii olarak Üstad için bunları söyleyeceklerdir. Kendi gittikleri yol, izledikleri çizgi, ruhlarını yoğurdukları harç; Üstadın İslam davasına adanan şiir, sanat, fikir ve aksiyon cephesini anlamalarına en büyük engel. Bu mantaliteye sahip iken, onların Üstadı anlamalarını beklemiyorum. Lakin, karşı cenahın bu iki aks-i sedası, Üstadın anılması için gerçekleştirilen bir faaliyete ne gayeyle çağırılıyor? Demek ki faaliyeti düzenleyenler de bu kafadan insanlar ki, kendi fikriyatlarına paralel olan kişileri davet ediyorlar. Zaten bir işin içinde Vehbi Koç adı geçiyorsa, oradan ulvi bir şey çıkmasını bekleyemeyiz. Herkes kendi tabiatını sergiler ve düzenlemenin baş aktörleri de kendi tabiatlarına uygun olan insanlarla bu faaliyeti gerçekleştirmişler. Programa katılanların zamanı boşa gitmiş ve belki de Üstadı ilk defa tanıyacak olan kişilerin kafasında bu sübjektif ve sakat yaklaşımlar yüzünden menfi bir intiba kalmış oldu. Ne diyelim, Üstadın anılması, anlatılması karşı cenaha bırakılamayacak kadar kıymetlidir!

Share this post


Link to post
Share on other sites

işlerine geldimi yunus emreyi, mevlanayı örnek gösterirler. bunlar yobazoğlu yobazdır.

bunlar beşe on kalasdır edebiyata ilgi duyduklarını sanan en verimli odunlar işte bunlardır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ı anmak bunlara kaldıysa vay halimize. Öyle bir organizasyona çakalları ne diye çağırır, çağırırda ne diye konuştururlar anlayamıyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...