Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
kurşunkalem

çukur Adam Ahmed Hakan Dan.

Recommended Posts

YILLARDIR “andıç kepazeliği” yüzünden kendi aramızda Çevik Bir’e sallayıp duruyoruz...

 

“Hayatları kararttı” diyoruz...

 

“Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’a kara çaldı” diyoruz...

 

“Akın Birdal’ın kurşunlanmasının sebebi odur” diyoruz...

 

“Az çektirmedi” diyoruz...

 

“Çevik Bir’in yaptığı fenalıklar” başlığı altında kendi aramızda geyik çeviriyoruz...

 

Kısacası hep ama hep “bıdı bıdı” yapıyoruz...

 

Konuşuyoruz, itham ediyoruz, suçluyoruz...

 

Ve fakat...

 

Bunların hiçbiri Çevik Bir’e zerre kadar işlemiyor.

 

Çünkü ona dokunulamıyor...

 

Ne sinir bozucu değil mi?

 

Askerlere sivil yargı yolunun açılması...

 

Hiçbir şey sağlamayacaksa bile askeri kişilere dokunulmayı sağlayacak...

 

İşte bakın:

 

Akın Birdal, kendisine sıkılan kurşunların hesabını sormak için yargıya gidip Çevik Bir hakkında suç duyurusunda bulunmuş...

 

Az şey mi bu?

 

Adaletin Çevik Bir’in yakasına yapışıp, “Arkadaş, sen bu andıç iftirasını nasıl düzenledin?” diye sormasından daha harika bir sonuç olur mu?

 

Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’a çektirilenlerin bir karşılığının olması mükemmel bir gelişme değil mi?

 

Yaşar Büyükanıt’ın sade bir yurttaş gibi mahkeme önüne çıkmasının bir önemi yok mu?

 

Dün bu köşede yiğidi öldürmüştüm...

 

Demiştim ki:

 

“Eğer bir ülkede askerlere dokunuluyor, milletvekillerine dokunulmuyorsa, o ülkede askeri vesayet kadar başka vesayetlerden de söz edilmelidir.”

 

Madem yiğidi öldürdüm...

 

O halde hakkını da vereyim:

 

Milletvekili dokunulmazlığının devam ediyor oluşundan duyduğum rahatsızlık, askeri kişilere dokunulmasından alacağım keyfin önüne geçemez.

 

Kısacası...

 

Rahatsızlığımı ortaya koyduğum gibi, aldığım keyiften de söz edebilirim.

 

Çünkü ben kimsenin askeri değilim.

 

Ben Fethullahçı olmak istiyorum

 

Y.K. adlı okurumdan gelen mektup şöyle:

 

“Sevgili Ahmet Abi... Ben 19 yaşında, dinine bağlı bir gencim. Sizin yazılarınızı beğenerek okuyorum. Ahmet Abi, ben Fethullah Gülen’in hizmetlerini takdir eden biriyim ve bu yüzden Fethullah Gülen Cemaati’ne girmek istiyorum. Lütfen bana yardımcı olabilir misiniz? Ne yapmalıyım, nereye başvurmalıyım?”

 

* * *

 

Bu da benim yanıtım:

 

Sevgili Y.K. kardeşim...

 

Keşke sana “Üç adet vesikalık fotoğraf, bir adet ikametgah ilmühaberi ve sabıka kaydınla birlikte şu mercie başvuruyorsun” türünden bir yanıt verebilseydim...

 

Maalesef böyle bir yol yok.

 

Ama üzülme...

 

Sana bir adet “Yeni başlayanlar için cemaate giriş yolları” listesi hazırladım.

 

Oku ve tatbik et:

 

BİR: Sana en yakın bir ışık evinde şakirtlik yapmalısın...

 

İKİ: Maklube adlı yemeği çok sevmelisin...

 

ÜÇ: Zaman Gaze-tesi’ne abone olmalısın...

 

DÖRT: Hüseyin Gülerce ile haftada iki saat sohbet etmelisin... ? BEŞ: Para biriktirip yolunu Pensilvanya’ya düşürebilirsin...

 

ALTI: Mehtap TV’de Hoca’nın vaazlarını kaçırmamalısın...

 

YEDİ: Medyada içinde Gülen geçen her türlü yazı için tepki mesajları göndermeyi öğrenmelisin...

 

SEKİZ: Kurtlar Vadisi yerine Tek Türkiye’yi izlemelisin...

 

DOKUZ: Arkadaşlarından söz ederken “mübarek” demelisin...

 

ON: Kitaplarını TİMAŞ Yayınları’ndan almalısın...

 

ON BİR: Birikimlerini Bank Asya’da değerlendirmelisin...

 

Yadırgadıklarım

 

BİR: En son İslami kesimdeki düğün törenlerine katılan bu bünye, bizim Cengiz ile Berna’nın düğününde acayip şaşırdı... Çünkü... “Allah iki cihan saadeti nasip eylesin... Bu aile mücahit ve mücahideler yetiştirsin” temennileri ve dualarına alışan kulaklarım, Cengiz ile Berna’nın nikah töreninde Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın “Mutluluklar diliyoruz... Bu aileden Atatürkçü gençler yetiştirmesini bekliyoruz” dediğini işitti...

 

İKİ: Özdemir İnce’nin Emin Çölaşan’a yönelik eleştirilerini okuyunca önce “Ama Çölaşan’ın akacak mecrası yok” dedim... Ancak sonra Çölaşan’ın üst üste yazdığı kitaplarla kendine yeni bir mecra bulduğunu, İnce’nin de Çölaşan’a yanıt verme hakkının bulunduğunu kabul ettim...

 

ÜÇ: İslami kesimde yeni bir suçlama tarzı belirmiş... Birazcık eleştiri yapana, birazcık “ama karşı taraf da haklı” diyene hemen “Hop! Ahmet Hakan’laşma” deniyormuş... “Ahmet Hakan’laşma” ile korkutulan kardeşlerimiz de, hemen toparlanıp kırılan kolu yen içinde tutuyorlarmış... “Hay bin kunduz” diyorum, başka da bir şey demiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...