Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
serdengeçti

Bu, Flört Değil Mi?

Recommended Posts

sen ey gafil ölmezmisin

ölenleri görmezmisin

azrail baş ucunda

imana gelmek için daha ne alamet beklersin...

 

sevgili dostlarım hepinizin görüşüne saygı duyuyorum.

flort etmek bariz zinadır

dinimiz okadar önem vermiştirki bu konuya.yani namahrem konusuna

şafi mezhebinde namahreme dokunduğun zaman abdestin bozuluyor

o namahremi tutan el.ahiret gününde alevli bir topu tutacaktır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Arkadaşlar,Peygamber Efendimiz (S.A.V.) evleneceğini söyleyen Sahabeye, kızı görüp görmediğini sormuş ve görmedikleri cevabını alınca "Anlaşıp mutlu olmanız için evleneceğiniz kızı görmeniz daha uygundur"buyurmuştur (Nesai, K. en-Nikah, 17- Tirmizi, K. en-Nikah, 5).

 

Evzai ve Ahmed b. Hanbel " yüz, kollar ve dizlere kadar ayaklarının da görülebileceğini" ifade etmiştir. Ayrıca "Kızın ve Velisinin haberi olmadan gizlice de bakmak caizdir" diye buyurmuş.(İbni Hacer, Fethu l-Bari, C.XI, s.86- eş-Şevkani, Neyl, C.VI, s.117-118).

-İleride geçimsizliğe, beğenmezliğe ve mutsuzluğa yol açmamak için evlenmeye karar veren erkeğin alacağı kadına, şehvet olmaksızın bakması caiz görülmüştür. Peygamber Efendimiz'in bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurmuşlardır; "Allah bir kimsenin kalbine bir kadını (nikahla) istemek arzusunu verirse ona (kadına) bakmasında beis yoktur" (Keşfü l-Gumme c.2, s.55)

 

Ebu Hureyre nin (R.A.) nın rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz'in huzuruna bir erkek gelmişti Resullullah'a ensardan bir kadınla evlenmek istediğini ve ne tavsiye edeceğini sordu. Resul-i Ekrem O kimseye;

-O kadına baktın mı? diye sordu, Adam;

-Hayır dedi.

-Git O kadına bak Çünkü ensar (kadınların)ın gözlerinde bir şey vardır. buyurdular (Müslim c.4, s.142).

 

Muğire b. Şu be (R.A.) bir kadına talip olmuştu. Peygamber Efendimiz kendisine;

"Ona bak, Zira onu görmen aranızdaki sevginin devamına daha elverişlidir buyurdular (Tuhfetü l-Ahvezi c.4, s.206).

 

Ayrıca yaptığım kısıtlı araştırmalarım (Ramuz el e-Hadis isimli Hadis Külliyatı ve Riyazüs Salihin isimli Hadis-i Şerif eserlerinde) sonucu Evlenilecek kız veya erkekle üç kere görüşülebileceğine dair hiçbir Hadis-i Şerife rastlamadım.

Tabi dedeğim gibi benim rastlamamış olmam Bu konuda Hadis-i Şerif olmadığı anlamına gelmez fakat ulaşabildiğim kıt kaynaklarımda bulabildiklerim bunlar. Ayrıca bu konuda Siz değerli, Mü min ve Mü mine kardeşlerime; Müellifi Mehmet Emre olan, Bedir Yayınlarından çıkan İslam da Kadın ve Aile isimli eseri de inceleyebileceklerini tavsiye edebilirim.

 

Ayrıca Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (R.A.) Hocamıza da

-Evlenmek niyetinde olan kız ve erkeğin birbirini görmesinde bir sakınca var mıdır? diye sormuşlar.Kendileri;

 

-Kısa müddet, az bir şekilde, sûisti'mal etmemek, ileriye gitmemek şartıyla görebilir. Öyle çok fazla değil, her zaman değil... diye cevap vermiştir.

Arkadaşlar hepinize Hayırlı günler diliyorum. SELAMETLE

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar ben de bu konuda büyüklerin ailm diyebileceğim güvenilir kişilerin dilinden duyduklarım ile bu konuyu açtım.Çünkü o insanlar bu sözleri söylemişlerse muhakkak ayet ya da hadise dayanmıştır.Benim gönlümde en az bir şüphe olmamasına rağmen ve çevremdeki gençliğin bu kaidelere uymadığı için düştükleri durumu üzülerek seyrettiğim için göünlden destekledim.Bu başlık altında yazan arkadaşların kaynak istemeleri -bunda da sonuna kadar haklıdırlar-sonucu ben de kendi çapımda bir araştırma yaptım.

Aynen sizlere iletiyorum

 

Bu hadis-i şerifler bakmanın lüzumunu, faydasını ve hikmetlerini anlatıyor. Bakma ve görüşme esnasında bazı sınırlamalar da vardır. Birincisi görüşme yeri ile alakalıdır. Bu meseleye şu hadis-i şerif ışık tutuyor:

 

“Sizden kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Zira bunu yaparsa üçüncüleri şeytan olacaktır.”5

 

Bunun için evlenmek düşüncesiyle görüşecek olan tarafların yanında mutlaka üçüncü bir şahıs hazır olmalıdır. Aksi halde “halvet” olarak tabir edilen “başbaşa yalnız kalma” söz konusu olur ki, bu caiz değildir. Bu görüşmenin içine konuşma, sohbet etme, tarafların birbirlerinden talep ve isteklerini dile getirmeleri de mümkündür. Çünkü gerek konuşmadaki tutukluk veya kekemelik, gerekse ses tonu; tarafların düşünce ve kültür seviyeleri daha çok konuşunca açığa çıkar.

 

Bu görüşme ve konuşmalardan bir müddet sonra tarafların birbirleri hakkındaki kanaat ve intibaları belli olur. Çok geçmeden kararlarını bildirirler. Dinî müsaade bir defalık görüşme için vardır. Üç-beş defa görüşme hem ciddiyetten uzaktır, hem de kurulacak ailenin sağlığı açısından bir faydası yoktur.

 

Bu meseleye Şâfiî mezhebinin bakışı aile müessesesinin vakar ve ciddiyetini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Evlenmek isteyen kişinin, talip olmadan önce kıza bakması gerekir. Bundan kızın ve ailesinin haberinin olmaması lâzımdır. Bu şekilde davranmak kızın ve ailesinin şerefi açısından daha münasiptir. Eğer kızı beğenirse talip olur, böylece kız da, ailesi de incinmemiş olur. Makul ve tecrübeye şayan olan görüş de budur. Kızın izni olsun olmasın, bakmanın caiz olduğunu gösteren hadis-i şerifler de bu görüşü teyid etmektedir.6

Nikâha kadar bundan sonraki görüşmelerde, herhangi yabancı bir kadına bakmada olduğu gibi, şehevî bir duygu taşımamak kaydıyla bakmakta bir mahzurun olmadığı açıktır.

 

Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız.

 

1 Hâkim, el-Müstedrek, 2: 166.

2 Neylü’l-Evtâr, 6: 110.

3 Neseî, Nikâh: 17.

4 Hâkim, el-Müstedrek, 2: 165.

5 Buharî, Nikâh: 111.

6 İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 9: 24.

Mehmed Paksu - Aileye Özel Fetvalar

Selam ve dua ile...

 

 

ilgililer aşağıdaki adresten de ulaşabilirler.Yardımcı olabildiysem ne mutlu... B)

 

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage....na&id=23220

Share this post


Link to post
Share on other sites

<< Namahreme bakmak seytanin oklarindan bir okturki; her kim benden korkarak onu birakirsa, zevkine bedel oyle bir iman veririmki onun lezzetini ve tatliligini kalbinde duyar>>

Hadisi Kudsi

 

<<Haramlar karsisinda kapanmasini bilen goz kiyamet gunu aglamayacaktir>>

Hadisi kudsi

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yabancı kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Kur'ân-ı kerimde mealen buyurulduki:

 

"Ey Resulüm, mü'minlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da zinetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!" (Nur 31)

 

Peygamber efendimiz de "göz zinası" hakkında buyuruyor ki:

 

"Azab-ı ilahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.)

 

"Harama bakmıyan gözler, Cehennem ateşi görmez."

 

"Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır."

 

"Komşu kadına, arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan bin kat daha günahtır. Zina günahları da böyledir."

 

"Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!"

 

"Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir."

 

KADINLA TOKALAŞMAK CAİZ MİDİR?

 

Mahrem olmayan kadına bakmak haram olduğuna göre, onlara dokunmak veya tokalaşmak mutlaka haramdır.

 

 

Sadece bakmanın cezası budur. Dokunmanın veya zinanın zararı ve cezası daha büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

"Yemin ederim ki, birinin başına demir çivi sokulması, yabancı bir kadına dokunmasından daha hafiftir."

 

"Allah indinde zinadan büyük günah yoktur."

 

Erkekler, iffetsiz [ya'ni namussuz] olursa, hanımları, kızları da kötü yola düşebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

"Siz iffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur."

 

"Ey gençler, namusunuzu koruyun, zina etmeyin! İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır."

 

"Onun bunun karısını, kızını ayartan bizden değildir."

 

"Zina eden, aynı şeye maruz kalır."

 

Kadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle konuşamaz. Hadis-i şerifte buyurulduki:

 

"Ey kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmıyanlarla konuşmayın!"

 

Peygamber'e (sav) bi'at eden kadınlar dediler ki: Ey Allah'ın Resulü biat ederken elimizi tutmadınız. Peygamber (sav) kadınların elini tutup tokalaşmam buyurdu (Ahmed bin hanbel, Nesai, İbn Mace).

 

Hazret, Aişe (ra) biat ile ilgili şöyle buyuruyor: Allah'a yemin ederim ki Resulüllah'ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı" (Müslim).

 

Peygamber (sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: "Sizden biriniz başına iğne ile dürtülmesi kendisi için helal olmayan bir kadına dokunmaktan daha hayırlıdır."

 

İslam dini kadınla tokalaşmayı yasaklamakla kadını tezyif etmiyor. Bilakis şerefini kurtarıyor. Kötü niyetli kimselerin şehvetle el uzatmasına engel oluyor.

 

Erkeğin erkek için ve kadının kadın için avret yeri, diz ile göbek arasıdır. Bir kadın, başka bir kadının, göbek ile diz arasına bakamaz. Zaruretsiz bakarsa, haram işlemiş olur. Kadının yabancı erkek için avret yeri, el ve yüzünden başka, bütün bedenidir. Başkasının avret yerine, lüzum yokken, şehvetsiz de bakmak haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

"Erkek erkeğin, kadın kadının avret yerine bakamaz, helal değildir."

 

"Erkeğin kadına, kadının da erkeğe (şehvetle) bakması haramdır."

 

Hz. Ümm-i Seleme validemiz anlatıyor:

 

Resulullahın yanında iken, iki gözü de görmiyen İbn-i Ümm-i Mektum hazretleri, izin isteyip içeri girdi. Resulullah bize, "İçeri girin" buyurdu. "O a'ma değil mi, bizi görmez" dedim. "O sizi görmüyorsa, siz onu görüyorsunuz" buyurdu.

 

 

 

Nefsî isteklerin en büyük kaçamağı gizli bakıştır. Kur'ân ve hadiste bu konuyla ilgili hüküm ve misaller vardır:

 

"Ey peygamber! Müminlere de ki, (yabancı kadınları gördükleri zaman) bakışlarını aşağı indirsinler. Utanılacak yerlerini de korusunlar. Bu, onlar için çok temiz bir iştir. Onlar her ne yaparsa elbette Allah haberdardır. Mümin kadınlara da şöyle: Bakışlarını aşağı indirsinler (yabancı erkekleri görünce) ve utanılacak yerlerini korusunlar."

 

(Nur: 30-31)

 

Hadis meali:

 

"Ey insan! Birinci bakış sana aittir. (Affedilir.) Fakat ikincisine dikkat et!"

Hazreti Ali'nin sözü:

 

"Allah'ın Resulü bana dedi ki: Ey Ali! Gözünün bir defa (yabancı kadına) takılması normaldir. Fakat ikinci defa bakmaya hakkın yok..." (Ebû Davud, Mâ yü'mer bihi min gadeli'l basar Bakışın aşağı indirilmesi bölümü'

 

Hazreti Cabir'e soruldu:

 

- Ansızın, rastlantı sonucu, gözümüz bir şeye takılırsa ne yapalım?

- Hemen bakışınızı yere indirin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah'in(c.c) emri Efendimizin (s.a.v.) sunnetine uymak geri kafaliksa bende geri kafaliyim ve bunu cok seviyorum

gerçekten bu cümle harika kardeşim aynı fikirdeyim

Share this post


Link to post
Share on other sites
herkez istediği arkadaşı ile (kız için erkek , erkek için kız) gezebilir, bir cafeye gidip oturabilir , sinemaya gidebilir.

 

Kimse böyle yaptığı için tepkiye maruz kalamaz , hor görülememez. he sen yapmazsın bu senin dinine olan bağındır.

 

eğerki sen bir kızlı erkekli çifti el ele tutuşup cafede oturuyor diye hor görürü aşşalarsan , sende biryerlerden dininin kurallarını yerine getirmiyorsundur.

 

artık o bağıda sizkurun. nasıl 2 kişi otururken 3. kişinin olacağını biliyorsanız.

 

for example: Yaradılan yaradandan ötürü sevilir.

 

Senin ve zihniyetin yerin dibine batsın.

Avatarındaki hayvandan bozma insan'ın savunduğu değerlere üstad çok iyi cevap veriyor gerek hitabelerinde gerekse kitaplarında.

 

''Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık'' Üstad'ın neşrettiği bir kitap öneririm oku ve ''İnsanlık'' öğren!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

sevgili kardeşlerim yüce dinimiz islam geleceği öyle iyi görmüş ki bu durumun neler doğuracağını bildiği için yasaklamıştır bunun gerçekliğini görmek isteyenler avrupada ve amerikada patlama gösteren gayri meşru çocuk doğumlarına bakabilirler bazı ülkelerde %50lere varan bu durum islamın ışığı olmadan insanların geldiği hali özetler elhamdüllilah islamın nuru varda huzur içindeyiz...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne olursa olsun Allah resulunun sünnetinden ayrılmayan dostlara selam olsun. :D

 

günümüzde insanlar kendilerini tanıtmak istedikleri gibi gösteriyorlar.Onun için gençlerimiz karşı taraf hakkında bütün bilgileri topladıktan sonra eğer kriterlerine uygunsa yüzyüze görüşmeyi en sona bırakmalı.Bu görüşme mekan olarak eğer evde ise(sergeçtinin buna işaret ettiğini düşünüyorum)bir üçüncü kişi olmalı .Çünkü hadisi şerifte erkekle kadın yalnızken üçüncüleri şeytandır buyrulduğunu hepimiz biliriz.Ama aynı odada başkası olmasa da kapı açık kalıp dışarıda birilerinin olmasında dinien mahzur yoktur.Eğer bu görüşme dışarıda pastane gibi bir yerde olursa kalbalık bir ortam olduğundan bir olumsuzluk teşkil etmez.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yalınız efe nin de dediği gibi görüşmeler esnasında üçüncü şahıs kapalı mekan eğer ev konumundaysa öngörülmüştür.Benim de kasdettiğim buydu.Yalnız efe ye bizi aydınlattığı için ayrıca teşekkür ederim. :D

Share this post


Link to post
Share on other sites
Arkadaşlar ben de bu konuda büyüklerin ailm diyebileceğim güvenilir kişilerin dilinden duyduklarım ile bu konuyu açtım.Çünkü o insanlar bu sözleri söylemişlerse muhakkak ayet ya da hadise dayanmıştır.Benim gönlümde en az bir şüphe olmamasına rağmen ve çevremdeki gençliğin bu kaidelere uymadığı için düştükleri durumu üzülerek seyrettiğim için göünlden destekledim.Bu başlık altında yazan arkadaşların kaynak istemeleri -bunda da sonuna kadar haklıdırlar-sonucu ben de kendi çapımda bir araştırma yaptım.

Aynen sizlere iletiyorum

 

Bu hadis-i şerifler bakmanın lüzumunu, faydasını ve hikmetlerini anlatıyor. Bakma ve görüşme esnasında bazı sınırlamalar da vardır. Birincisi görüşme yeri ile alakalıdır. Bu meseleye şu hadis-i şerif ışık tutuyor:

 

“Sizden kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Zira bunu yaparsa üçüncüleri şeytan olacaktır.”5

 

Bunun için evlenmek düşüncesiyle görüşecek olan tarafların yanında mutlaka üçüncü bir şahıs hazır olmalıdır. Aksi halde “halvet” olarak tabir edilen “başbaşa yalnız kalma” söz konusu olur ki, bu caiz değildir. Bu görüşmenin içine konuşma, sohbet etme, tarafların birbirlerinden talep ve isteklerini dile getirmeleri de mümkündür. Çünkü gerek konuşmadaki tutukluk veya kekemelik, gerekse ses tonu; tarafların düşünce ve kültür seviyeleri daha çok konuşunca açığa çıkar.

 

Bu görüşme ve konuşmalardan bir müddet sonra tarafların birbirleri hakkındaki kanaat ve intibaları belli olur. Çok geçmeden kararlarını bildirirler. Dinî müsaade bir defalık görüşme için vardır. Üç-beş defa görüşme hem ciddiyetten uzaktır, hem de kurulacak ailenin sağlığı açısından bir faydası yoktur.

 

Bu meseleye Şâfiî mezhebinin bakışı aile müessesesinin vakar ve ciddiyetini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Evlenmek isteyen kişinin, talip olmadan önce kıza bakması gerekir. Bundan kızın ve ailesinin haberinin olmaması lâzımdır. Bu şekilde davranmak kızın ve ailesinin şerefi açısından daha münasiptir. Eğer kızı beğenirse talip olur, böylece kız da, ailesi de incinmemiş olur. Makul ve tecrübeye şayan olan görüş de budur. Kızın izni olsun olmasın, bakmanın caiz olduğunu gösteren hadis-i şerifler de bu görüşü teyid etmektedir.6

Nikâha kadar bundan sonraki görüşmelerde, herhangi yabancı bir kadına bakmada olduğu gibi, şehevî bir duygu taşımamak kaydıyla bakmakta bir mahzurun olmadığı açıktır.

 

Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız.

 

1 Hâkim, el-Müstedrek, 2: 166.

2 Neylü’l-Evtâr, 6: 110.

3 Neseî, Nikâh: 17.

4 Hâkim, el-Müstedrek, 2: 165.

5 Buharî, Nikâh: 111.

6 İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 9: 24.

Mehmed Paksu - Aileye Özel Fetvalar

Selam ve dua ile...

 

 

ilgililer aşağıdaki adresten de ulaşabilirler.Yardımcı olabildiysem ne mutlu... :)

 

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage....na&id=23220

Share this post


Link to post
Share on other sites

Flört

 

 

Sual: İşyerinde beraber çalıştığımız bir arkadaşımız şu anda büyük bir üzüntü içerisinde. Nedeni de evlenmeyi planladığı erkek arkadaşıyla ayrılmışlar. Kendisi daha önceden de bu şekilde arkadaşlıklar kurup ayrılıklar yaşamış. Bizlerin bu şekildeki ilişkilere girmemesi yönündeki sözlerimize aldırış etmiyor. Sizin bu arkadaşımız için tavsiyeleriniz nelerdir?

CEVAP

Aşağıdaki flört ile ilgili yazımız yeterli bilgi verebilir:

 

Evlenecek gençlerin flört denilen bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Hatta flörtün birçok sakıncası da vardır:

 

Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü şekilde sonuçlanır. Tecrübe için insan, cebine barut koyup kendini tehlikeye atmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz.

 

Flört, akıl mantık hislerini alt üst eder. Flörte alışan, sık sık arkadaş değiştirir. Kızı kandırıp terk eden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer. Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu bir kız için bundan büyük felaket olamaz. Flört, birçok gençleri serseri, müsrif ve perişan eder. Gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık, düşmanlık, anarşi ve çeşitli ruhi bunalımlar doğurur.

 

Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belaya girer. Bu arkadaşlıkta iş eğlenceye dökülünce, genç erkeğin güveni sarsılır. Önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, ahlaksız diye ona hakaret eder. Yüzüne demese bile gencin artık ona olan güveni kalmamıştır, başkalarıyla da böyle yapmadığı nerden malum diye düşünür. Genelde bu hissi eğlencelerden sonra hep soğukluk olur.

 

Genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu çeken cazibe, bağ ve düğümler çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka eğlenceleri kovalar. Bu bakımdan flört hususunda kız veya kadın, çok hassas olmalıdır.

 

Başından böyle işler geçmemiş bir gence, bunlar anlamsız gelir. Çünkü birisine gönlünü kaptıran genç, kendisine verilecek nasihati, deli saçması kabul eder. Onun için Peygamber efendimiz, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurdu. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Köre bütün renkleri gösterseniz, birini diğerinden ayıramaz. Seven kimsenin de gözüne bir şey görünmez. Morfinman gibi olur. Her bakımdan yanlış da olsa, yine onunla evlenmeyi ister.

 

Atalarımız da demişler ki:

Aşık ile delinin farkı, biri gülmez, biri ağlamaz.

Aşk başta karar etse, akıl firar eder.

Aşk bir deryadır, dalmayan bilmez.

Bir yiğit ne kadar kahraman olsa, sevdiğine yenilir.

Sevda geçer yalan olur, sonu sokar yılan olur.

 

Flört sonucu evlenen gençlerin çoğu sonunda pişman olur. Bu bakımdan salih ana babanın tavsiyelerine mutlaka uymalıdır! Ana baba, oğlunun veya kızının evleneceği kişiye, evlatlarının gözü ile bakmaz. Acı tecrübelerin verdiği firasetle bakar. Atalarımız, (Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır) demişlerdir.

 

Gönül iyiyi de kötüyü de sevebilir. Bu bakımdan sevdiğimiz kimse ile değil, iyi kimse ile evlenmek önemlidir. Sevdiğimiz kimse kötü de çıkabilir. (Seven yanılmaz) demek çok yanlıştır. Hislerden meydana gelen sevgi bir ölçü değildir. Buna sevgi denmez heves denir. Gençler akıllı olmalı, sevgi ile hevesi karıştırmamalıdır.

 

Mağdur olan genç kız

Bodrum’dan “Solgun gül” rumuzlu okuyucu özetle diyor ki:

“19 yaşındayım. Flörtle ilgili yazınızı dikkatle okumamış, şöyle bir bakmıştım. Gerçi baksam da, başında kavak yelleri esen bir kimseye elbette etkisi olmazdı. Başından böyle işler geçmemiş gençlere, bunların pek tesirli olmayacağını, çünkü Peygamberimizin, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurduğunu bildirmiştiniz. Bunu acı tecrübeler sonunda anladım. Genç kızların benim düştüğüm çukura düşmemeleri umudu ile yazıyorum.

 

Ablamın kesip sakladığı yazınızda, (Flört, gafilce tecrübelere yol açar. Tecrübe için, ateşle baruta yaklaşılmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Erkek, önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da, kızı ayıplar, ahlaksız der!) demiştiniz. Biz de evlenmek gibi temiz niyetlerle gezdik, tozduk ve beraber olduk. Ondan sonra benden ayrılmak için bahaneler aramaya başladı. (Sen benimle niçin evlenmek istiyorsun?) dedi.

 

Ben de, o anda laf olsun diye, (Yakışıklısın, terbiyelisin, soylusun, boylusun, hem de iyi huylusun!) gibi şeyler söyledim. Bunları söyler söylemez, (Demek benden daha yakışıklısını bulsan onu tercih edeceksin, seni ahlaksız seni!) diye bana çıkışmaya başladı. Gidiş o gidiş, bir daha gözüme görünmedi. Şimdi, o yazınızda, (Hercai genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahneler onu avutmaz, ondaki esrar, çözülmüştür. O artık, daha esrarlı bir macera peşindedir) diye ifade edilenleri daha iyi anlıyorum.”

CEVAP

Okuyucumuz, (Evlenmek gibi temiz niyetlerle...) diyor. Evlenmek niyeti temiz ise de, yapılan işler kirlidir. Evliliği, böyle kirli işler, günahlar üzerine kurmak doğru değildir. Günah mefhumuna inanmayan veya günaha önem vermeyen kimselerle evlenmek doğru değildir. Çünkü onlar evlendikten sonra da günah işlemekten korkmazlar. Onların tek korkusu başkalarının ayıplamalarıdır. Kimsenin olmadığı yerde eğer kanun korkusu da yoksa, hiçbir şeyden çekinmezler.

 

Okuyucu kızımız da o genç delikanlıya, (Sen benimle niçin evlenmek istedin?) diye aynı soruyu sorsaydı, o da, (Güzellik, zenginlik...) gibi bir şey söyleyebilirdi. O zaman, (Benden daha güzelini, daha zenginini bulsan, onu tercih etmen mi gerekir? Yiğit sözünden döner mi?) demeliydi. Fakat ne dese faydası olmazdı. Sokakta onun bunun kızına lâf atan, onu bunu yoldan çıkarmaya çalışanların tuzağına düşmemelidir.

 

Bu konuda birçok mektup geliyor. Konu itibariyle olduğu gibi, hep aynı şeyleri yazmak bakımından da uygun olmuyor. Gazetelere, (Hayatım Roman) gibi, mesela (Aldananlar ve aldatanlar) veya (Mağdur olan gençler) gibi bir köşe açılabilir. Bu acı tecrübeler, tecrübesizlere örnek olabilir.

 

Gençlerin, flört bataklığına düşmeden önce, evlilik öncesi ve sonrası yapacakları işleri bildiren, evlilik rehberi olabilecek yaşanmış olaylara ihtiyaçları vardır. (Yılan nasıl sokar ki?) diye herkesin kendini denemeye kalkması çok yanlış olur. Herkes acı tecrübelerin kurbanı olmamalı. Bu kurbanların acı tecrübelerini okuyarak, kendine çeki düzen vermelidir.

 

Kadınların saadeti

Fransa’nın meşhur şair kadınlarından Madam Lara Mardirous diyor ki:

(Kadınlarınıza söyleyiniz! Sahip oldukları aile hayatının kıymetini bilsinler!.. Yaşadıkları İslami hayat ne büyük nimet, ne büyük saadet. Bu yaşayış onları öyle sıkıntılardan korur ki...

 

Ah, şu omzumda hıçkırarak ağlamış kızların adedini bilseler. Kulaklarım, böyle kızların çok feci ve kalbleri yakan şikayetleri ile dolu. Evet, ışıklar ve çiçeklerle süslü balolar, konserler çok tatlı gibi görünür. Aslında buralar, kadınların sömürüldüğü, erkeklere sunulduğu, şehvetlerin tatmin edildiği yerler... Buralar, bir azap hücresi, bir cehennemdir.

 

Türk erkeklerine sesleniyorum:

Kadınlarınıza, kızlarınıza bunları iyice anlatın. Sakın bu yapılanların kadınlara iyilik olarak yapıldığını zannetmesinler. Bunların sadece ve sadece kadını istismar için yapıldığını bilsinler, sakın bunlara özenmesinler.) Cenap Şehabettin (Evrak-ı eyyam)

 

Flört ve boşanma

Sual: Evlenecek tarafların, iyi niyetle, birbirlerini daha iyi tanımaları için, flört etmeleri, nikâhsız beraber yaşamaları niye uygun değildir?

CEVAP

Çünkü dinimiz, nikâhsız gezip tozmayı haram etmiştir. Haram edilen bir şeyde ise, fayda aranmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Allahü teâlâ haramda şifa tesiri yaratmadı.) [buhari, Hâkim]

 

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Herken de, (Flörtle evlenenler, boşanmaya daha yatkın oluyorlar) diyor. (Net Gazete)

 

Flört edenler birbirlerini severlerse, bu daha kötü netice verir. Böyle biri, kendisine verilecek nasihati, deli saçması kabul eder. Onun için Peygamber efendimiz, (Aşırı sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurdu. (İbni Mace)

 

Sağıra ne anlatsanız duymaz. Köre bütün renkleri gösterseniz, birini diğerinden ayıramaz. Seven kimsenin de gözüne bir şey görünmez. Morfinman gibi olur. Her bakımdan yanlış da olsa, yine onunla evlenmeyi ister. Bu duruma düşmeden önce, tedbir almak gerekir.

 

Facebook’ta eş aramak

Sual: Facebook ve benzeri sitelerde, kitap tanıtımı veya başka maksatlarla kurulan gruplar var. Buralarda, karşı cinsle tanışıp konuşuluyor, hatta internet üzerinden Messenger’da sesli ve görüntülü görüşülüyor. Bu görüşmeler, evlenmek gayesiyle olursa caiz olur mu?

CEVAP

Kesinlikle caiz olmaz. Bu da bir flört çeşididir. Flört yaparak eş bulunmaz. Görüştüğümüz uygun birisi bile olsa, bu yolla bulmak caiz olmaz. Hele genç kızların, böyle sitelere üye olmaları hiç uygun değildir. Kötü niyetli veya cahil kimselerin oyununa gelmelerine, evden kaçarak buluşmalarına bile sebep olabilir. Hiç kötü bir şey olmasa bile, görüşmenin kendisi kötüdür.

Share this post


Link to post
Share on other sites

F. Y. rumuzlu bir okuyucum soruyor:

 

“Ben 23 yaşında, bir yıllık resim öğretmeniyim. Kitaplarınızı, teyzemin kızı kanalıyla tanıdım. Genelde güncel olaylara ağırlık vermişsiniz. Doğrusu çok yararlandım. Ben aslında dindar filan değilim. Bir zamane genciyim. İnancım da var tabi… Ama bazı şeyleri tam anlamış değilim. Bu mektubu yazma gerekçem de bunun için…

 

“Kadın-erkek ilişkilerinde çok tutucu değilim. Bir kız, evleneceği erkeği iyi tanımak için onunla birlikte olmalıdır. Bence belli bir dönemi flört için ayırmalı, bu süre içinde de onu iyi gözlemelidir. Yoksa birbirini nasıl tanıyacaklar? Bunun için flört de niçin yanlış olsun. Bence bu konuda toplum, fazla tutucu. Her çıkana, her flört edene kötü gözle bakıyorlar. Ben bu görüşlere karşıyım. Bu konuya açıklık getirirseniz memnun olurum.”

 

***

 

“Flört” ve “çıkma” konusu, bazen çok iyi niyetle, bazen de art niyetle toplum gündemine getiriliyor. Ve maalesef, bu konuda konunun uzmanı olan ve olmayan herkes bir şeyler söylüyor. Böylelikle de insanların kafaları karışmaya devam ediyor. Gerçekten flört konusunu çok masumâne ele alıp, savunanlar da var; sırf mânevî ve moral değerlere olan düşmanlıklarından dolayı sık sık gündeme taşıyanlar da. Biz herhangi bir önyargıya girmeden, flört konusunu bilimin, aklın, toplumun ve moral değerlerin ışığında kısaca ele alıp, değerlendirelim. Neler getiriyor? Neler götürüyor? Faydası ne? Sakıncaları nasıl?

 

Önce flörtü savunanların görüşlerine yer verelim:

 

“Flörtü savunanlara göre, kız-erkek arkadaşlığı kaçınılmaz ve yaşamsal bir gerçektir. Erkek erkeğe, kız kıza nasıl arkadaşlık yapılıyorsa, erkekle kız da öylesine dost ve arkadaş olabilir. Bu çağdaş dünyanın ve medenî olmanın bir gereğidir. Ayrıca, bu şekilde kız ve erkek birbirlerini çok iyi tanırlar, evlilik hayatları huzurlu ve uzun ömürlü olur.”

 

Flörte karşı çıkanların iddiası da şöyledir:

 

“Nişanlılık ve evlilik gibi herhangi hukukî bir bağı olmayan genç erkek ve kızların birliktelikleri, hayatın bir bölümünü birlikte yaşamaları hem moral değerler, hem de evlilik hayatları açısından tehlikeli ve zararlıdır.”

 

Eğer birbirlerine ilgi duyan gençler, evliliğe hazırlık için birbirlerini tanımak amacıyla biraraya gelmek istiyorlarsa bu çok tabiîdir. Üçüncü bir kişi veya kalabalıkta birlikte olur, meşrû bir şekilde konuşup, birbirlerini tanırlar. Bunun için başbaşa kalıp, haftalarca, aylarca bir hayat sürmelerine lüzum yoktur. Birbirlerini tanıma işini ahlâkî kurallar çerçevesinde de yaparlar.

 

Günlerce, haftalarca, aylarca ve hatta yıllarca baş başa bir hayat sürüp, tamamen ahlâkî kurallar dışında oluşan bir birlikteliğin ise, ne aklî, ne mantıkî, ne dinî ve ne de bilimsel bir gerekçesi vardır.

 

Ünlü sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin’in bu konudaki görüşleri dikkat çekicidir:

 

“Flörtü, çıkmayı önce tesbit edelim. Bunlardan ne anlıyorum. Eğer gerçekten flört ve çıkma çok masumâne birbirinizi tanımak için ise bunun meşrû yolu vardır. Bir üçüncü kişinin de yanınızda bulunması şartıyla defalarca görüşüp, birbirinizi tanıma şansınız vardır. Zaten böyle bir tanışma şekline kimsenin diyeceği olmaz. Hatta olmamalı da…

 

“Flört ve çıkma, birbirlerinizi tanıma adı altında gençlik hislerinin ve zevklerinin tatminine yönelikse, buna kimse taraftar olamaz. Zaten herkesin de, bizim de karşı çıktığımız nokta burasıdır.

 

“Gerek psikologlar ve gerekse de sosyologlar yaptıkları bir dizi çalışmalarla genç bir kızla, genç bir erkeğin başbaşa bir hayat yaşamaları esnasında, mutlaka bazı kuralların çiğneneceği, istenmeyen bazı olaylara sebebiyet verileceğini ortaya koymuşlardır.” (Toplum-Bilim Dergisi; 21.6.2001)

 

Yavuz Boluduğlu Beyin bu konudaki görüşleri de şöyledir: Araştırmalar, görücü usûlü evliliklerin daha iyi yürüdüğünü, bu evlilik türlerinde boşanmaların az olduğunu, yani görücü usûlü ile gerçekleşmiş evliliklerin daha kalıcı olduğunu gösteriyor.

 

Bunu da yadırgamamak lâzım. Zira işin içinde aile büyüklerinin tecrübeleri var. Her şeye mantık hükmediyor. Oysa gençlerin seçimine duygu hâkim. Duygu eksenli evlilikler bir yönüyle elbette çok güzel, ancak her şey duygu dünyasından ibaret değil, evliliklerde mantığın rolü de olmalı. Bence en iyi evlilikler duygu ve mantığın buluştuğu yerde gerçekleşir. Bu da aile büyüklerinin seçimiyle gençlerin seçiminin kesişme noktasıdır. Yani hem gençler birbirlerine sevdalanacaklar, hem de ailelerin onayını alacaklar. Yani gençler ve aileler birbirine ‘denk’ olacak. Denklik gerçekten de önemli. Aralarında uçurumlar olan ailelerin çocukları, mutluluğu çok kolay yakalayamıyor. Günlük gazetelere ve haberlere bakıldığında, flörtün ve çıkma modasının birçok masum kızların hayatına mal olduğunu okuruz.

 

Bir çok ünlünün özel hayatına bakıldığında ise, evliliklerin uzun ömürlü olmadığını, olsa bile mutluluğu yakalayamadıklarını görürüz. Bu flört ve çıkma rüzgârının etkisiyle, nişanlılık ve evliliğin çok hafife alındığına, geçici bir zevk olarak görüldüğüne de şahit oluruz.

 

Annelerimizin, ninelerimizin ve dedelerimizin evlilik serüvenlerini dinlediğimizde, hâlâ 18 yaşındaki delikanlı gibi birbirlerini sevip, kolladıklarını; 60-70 yıllık evlilik hayatlarında en ufak bir çatlamanın olmadığını görürüz. Bu insanlar flört ederek evlenmediler. Bunlar evliliğe dünya ve ahiret hayatı açısından bakıp itina gösterdiler. Mukaddes bir birliktelik olarak baktılar. Sonucu da uzun ömürlü oldu.

 

Hayatlarını flörtten, uzun bir birliktelikten sonra birleştiren bazı insanların çok sürmeden ayrılışları, flörtün evlilik hayatına ve aile mutluluğuna bir katkıda bulunmadığını gösterir.

 

Konuyu toparlarsak; erkekle kızın nişanlılık öncesi meşrû bir şekilde birbirlerini tanımaları çok normaldir. Bunun için istenmeyen yollarda, flört etmeye gerek yoktur.

 

Yazımızı, flört konusunda, adını vermeyen bir kızımızın mektubundaki bir pasajla bitirelim:

 

“Çok ama çok hata ettim. Flörtü savunan, flört etmeyenlere kızan ben, şu anda flörtün darbesini yedim. Çok ama, çok şey kaybettim. İşin teorisini yazanlar, her şeyi toz pembe gösteriyorlar. Biz de zaten buna aldandık. ‘Ne olacak erkekler adam yemez ya… Gezin, tozun birbirinizi tanıyın. Emin olunca da evlenirsiniz. Olmazsanız ayrılırsınız.’ Görünüşte ne kadar mantıklı değil mi? Hayır hiç de öyle değil… Flört eden erkeklerin yüzde doksanı bizi bir av sanıyorlar. İstediklerini alana kadar dünyanın en iyi insanı rolünü oynuyorlar. Ya ondan sonra… Gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Peki kaybeden kim oluyor? Kızlar tabi… Ondan sonra bırakıp, bir masum kızı daha yakıyorlar.”

 

Evet bu tesbite, bu acı sona, bu yıkılış öyküsüne daha ne ilâve edelim?

 

Halit Ertuğrul

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kelimenin kendisi Türkçe değil (!) Alıpta nasıl sahiplenmişiz.(!)

Flört denilen aşama dinen yoktur.Bu yüzden uygun değildir demeyede lüzum var mı? :D

Gerici olan kesimin yaptığı şeylerin zıddını savunan zat kendi fikirlerini daha sonrasında savunmamış sanki arama ile bulduğu bir cümle ile yetinmiş.Evet benim dinim uyarmayı tavsiye eder.Ama aklı olanları uyarmayı,insan olanı uyarmayı tavsiye eder.(!)

Mukabil olanı denildiği gibi 3.bir kişinin olduğu ortamda yapılan görüşmelerdir.Nedeni de nefs olabilir mi acaba?(!)

Bu zaman diliminde dinini idrak edemeyenler,nefsi ile nasıl başa çıkacaktır.

''...3.kişi şeytandır.''diye çokca kullandığımız cümle yok olsun diye yanınızda 3.kişiyi bulundurunuz denilir.

Velhasıl; ''Örümcekleşmiş fikirleri savunacağınıza,kendi fikirlerinizi savunma yoluna gidiniz.''

Share this post


Link to post
Share on other sites

Modernizm her tarafımızı kuşatmış iken,

 

Kadınlar, cemiyet hayatında girilmedik yer bırakmamış iken,

 

Flört de ne kelime, ne kadar abesle iştigal...

 

Bizim anamız babamız dedemiz ebemiz flört mü ettiler evlenmeden önce...

 

"Birbirini tanımak"...Lafa bak...Neyini tanıyacaksın ? Huyunu suyunu...

 

Zaten islamiyet buna müsaade ediyor...kendisinden değil çevresinden , ailesinden , komşularından...

 

Saçını başını mı...

 

Yok öyle yağma...

 

O da artık kısmetine...

 

: )

 

*****************

 

Güzellik, esrardır...Onun için ki güzel peçe altındadır...NFK...

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Flört".. modern telakkiye göre dizayn edilmiş hayatlara ait bir kavram ve bugünkü cemiyetimizde bu kelimeden daha iğrenç bir kelimede olamaz herhalde. Tanışmak süresi diye kısaca tanımlanıyor, ama nasıl tanışmak (!).

Şahsi düşüncem; ince bir mevzu,işte bu nedenden dolayı sıkıntısıda o nisbette büyük .

 

İslam dininin çizdiği hudutlara riayet ederek, ancak bir tanışma süreci olabilr. Ve bu sürecinde bir süre sınırlaması olmalıdır, ama malesef tanıyabildiğin kadar -sınırsız hale getirilmiş ve genç kardeşlerimize gayet normalmiş gibi bu iğrenç kelime içimize sindirilmiştir. Sınırsız olan bir tanışma süreci ve ardından bir flörtte bir flörte zemin hazırladığını düşünürsek, artık bireyler üzerindeki tahribatın ne denli ölçülere ulaştığını anlayabilirz.

 

Flört denilen şey iffeti elden götürüverir,Rabbim muhafaza, bu kadar basite indirgememek gerekiyor.Helede bu zamanda itina gereken bir husus .

Cemiyetin halini gördükçe, Allah sonumuzu hayra çıkarsın, vay halimize diyorum. Allah akıl fikir versin ne diyeyim.

Share this post


Link to post
Share on other sites
herkez istediği arkadaşı ile (kız için erkek , erkek için kız) gezebilir, bir cafeye gidip oturabilir , sinemaya gidebilir.

 

Kimse böyle yaptığı için tepkiye maruz kalamaz , hor görülememez. he sen yapmazsın bu senin dinine olan bağındır.

 

eğerki sen bir kızlı erkekli çifti el ele tutuşup cafede oturuyor diye hor görürü aşşalarsan , sende biryerlerden dininin kurallarını yerine getirmiyorsundur.

 

artık o bağıda sizkurun. nasıl 2 kişi otururken 3. kişinin olacağını biliyorsanız.

 

for example: Yaradılan yaradandan ötürü sevilir.

bu anlayış ayağımın altındadır.

ve bu düşünce

emri bil maruf ve nehyi anil münkerin ne olduğunu bilmemektir

İslamı daracık odalara hapsetmenin ve onun toplumsal yönünün inkarıdır kısca...

e tabi ernestodan başka ne beklenir ki...o da ayrı mesele yani

Share this post


Link to post
Share on other sites

Modern hayatın en mühim dayatması

öyle bir hal ki, imamhatip lisesinde okusanız bile

"aa senin yok mu?inanmam!" cevaplarına maruz kalıyorsunuz.

Gençliğimizin aklı böyle yıkanıyor,kafasını ve gönlünü sadece bir noktaya yöneltiyor,paslanıyor. Bediüzzaman hazretleri mecazi aşkın iki cezasından bahsediyor risalesinde,

Biri ayrılık,biri karşılık alamamak.

Yaş müsait olunca, tanışmak vesilesi ile bir müddet görüşülebilir,nişan dönemimde olması daha makbuldur. Esad çoşan hz.leri ve bir çok alim buna müsaade etmiştir. Tanıyamamak konusuna bende katılıyorum,bir insan ile buluşarak onu tanıyamazsınız, Allahtan hayırlısını isteyin, tanımak ancak evlilik sürecinde olur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar

Mümin Yaradandan ötürü Yaradana isyan edene en azından buğz etmelidir..

İslamda birbirine yabancı olan karşı cinslerin bir odada yalnız bulunmalarına müsade verilmez.Bu post modernizmde yaygınlaşan ahlaksız bir anlayıştır.Sosyal hayatta bir kaos ortamına neden olan tohumlar gibidir bu.

Saygı&selamla..

Share this post


Link to post
Share on other sites
FLÖRT

 

Kadın-erkek arasındaki duygusal ilişki. Flört etmek, kadın ve erkeğin duygusal ilişki kurması. Batı toplumlarında flört, gençlerin duygusal açıdan olgunlaşmalarını, çeşitli komplekslerinden kurtulmalarını, cinsellik konusunda bilgilenmelerini, eşlerin evlilik öncesinde birbirlerini tanıyarak bilinçli bir beraberlik oluşturmalarını sağlayacak bir tecrübe ve eğitim biçimi olarak kabul edilmiş ve hoş görülmüştü. Fakat duygusal ilişkiler, kendisine ilişkin bütün düşünce ve varsayımların iflasını ilan edercesine büyük bir hızla fiziksel ilişkiye dönüşerek gündemden düştü. Batılı toplumlar günümüzde bir yandan bir süre önce son derece masumane ilişkiler olarak baktığı flört olayının önüne yığdığı toplumsal sorunlarla boğuşurken, bir yandan da artık duygusal ilişkinin yerini alan cinsel özgürlük gibi kavram ve olguları tartışmaya başladı.

 

Kadın-erkek arasında serbestçe kurulan ilişkilerin farklı bir sonuca varması mümkün değildir. Çağımızın önde gelen ruhbilimcilerinden Erich Fromm izlenerek söylenirse, karşıt cinsler arasındaki duvarın yıkılması durumunda duygusal ilişkilerin karşı konulmaz bir cinsel isteğe dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu cinsel isteğin tek amacı da birleşmektir. Bu nedenle bu tür ilişkiler düşünüldüğünün tersine sürekli değildir ve utanç, umut kırıklığı, nefret ve düşmanlıkla noktalanır. Böylesine olumsuz bir biçimde sonuçlanan ilişkiler doğal olarak birçok bireysel ve toplumsal soruna neden olur. Ruhsal bunalımlar, aileden kopmalar, kötü yollara düşmeler, çocuk denilecek yaşta ortaya çıkan gebelikler, terkedilmiş gayr-i meşrû çocuklar, intiharlar bu tür ilişkilerin Batı toplumlarının önüne yığdığı sayısız sorundan yalnızca birkaçıdır.

 

Islam Açısından Flört

 

Islâm, yalnızca ortaya çıkan sorunlara çözümler getiren bir inanç ve hukuk sistemi değil, aksine, getirdiği kurallarla öncelikle sorunların ortaya çıkmasını önleyen bir dindir. İslam'ın bu özelliği kadın-erkek ilişkileri alanında da kendini göstermekte, Islâm toplumlarında, Batı örneği câhili toplumların karşı karşıya geldiği sorunların ortaya çıkmasına imkan tanımamaktadır.

 

Islâm, toplumun çürümesine neden olan başlıca amillerden birisi kadın-erkek arasındaki gayr-i meşrû cinsel ilişkiyi (zina, fuhuş) yasaklamış, caydırıcı bir etken olarak cezaî müeyyideler getirmiştir. Fakat asıl önemlisi bireyleri bu tür fiillere götürecek bütün yolları kapatması, oluşmasını önleyici tedbirler almasıdır. Bu tedbirlerin başında karşıt cinsteki yabancı kişilerin yalnız başlarına bir arada bulunmaması kuralı gelir. Hz. Peygamber, böyle bir durumun doğuracağı tehlikeli sonuçlara dikkat çekmek üzere, "Çünkü -bu takdirde- üçüncüleri şeytandır" (Ibn Hanbel, Müsned, I, 227, III, 339) buyurur. Diğer bir önleyici kural da tesettür ve sürekli bakış gibi uyarıcı davranışlardan kaçınma (en-Nur, 24/30-31) kuralıdır. Dokunma, el sikisma ve benzeri fiziki temas yasağı da başka bir önlemdir (el-. Mavsılî, el-Ihtiyarî Ta'lili'l-Muhtar, IV, 156). İslam'ın kadın-erkek ilişkileri hakkında getirdiği hüküm ve kurallar açısından bakıldığında flörtün bütünüyle Islâm sınırlan dışında kaldığı görülür: Çünkü, biçimi, şartlan ve sonuçlan bakımından İslam'ın hüküm ve kurallarına ters düşen bir ilişki biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Islâm insanın cinsel yönünü görmezden gelip bu alandaki ihtiyaçlarını yok saymaz. Tersine, bu yönünün meşrû' ve hem birey, hem de toplum için yararlı olabilecek biçimde tatminini öngörür. Evlilik kurumunun önemli varlık nedenlerinden birisi de insanın cinsel ihtiyaçlarının böyle bir yönde karşılanmasıdır. Bu nedenle Islâm'da evlilik teşvik edilmiş, olabildiğince kolaylaştırılmaya çalışılmıştır.

(ALINTI)

 

Allah'in(c.c) emri Efendimizin (s.a.v.) sunnetine uymak geri kafaliksa bende geri kafaliyim ve bunu cok seviyorum :)

 

Evet bu sırtını hakikate çevirenler için bir geri kafalılık.

kendi eksenlerinde 180 derece döndüklerinde görecekler ki ilericilik de İslam'da terakki de.

 

Yukarıdaki mesajda kırmızı kısım hakkında çok şey söylenebilir.

Evet İslam'da evlilik teşvik edilmiş ve kolaylaştırılmıştır.

Ancak bugünün ortalama bir düğünü bile lükslerle, israflarla ve haramlarla dolu.

Çiçek, çikolata, takılar alınacak; söz için nişan için kına için düğün için ayrı ayrı kıyafetler alınacak; araba süslenecek; zarflara para konulacak, nişan için ayrı nikah için ayrı kına için ayrı düğün için ayrı salon tutulacak, düğünde dolarlar saçılacak, fotoğrafçısına ayrı ikramlara ayrı masraflar yapılacak ve daha neleeer neler.

Şimdi bunlara bakınca evlilik zor.

Birileri mesela modernizm sizden bunları bekliyorsa evet evlilik zor.

Modernizme göre zor.

Dinimiz bizden bunları istemiyor.

 

Rabbim modernizmden ve reformizmden korusun.

 

Lütfen biraz daha tasarruf ve İslam Ahlakı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...