Muvazene 190 Report post Posted May 29, 2009 Bir zamanlar Büyük Doğu'da yazılar yazan Oktay Akbal, Necip Fazıl'ın Abdülhâkim Arvasî Hazretlerine bağlandıktan sonra şiiri bıraktığı vehmini taşımaktadır. Birgün Üstad'a " Sizin önemli yanınız sanatçılığınızdı. Ama nedense şiiri, sanatı hor görerek cücelere verdiniz" deyince Şairler Sultanı yanındakilere dönerek, eski dostunu kırmadan cevap verir: "Oktay beni en küçük yanımla sever." (Edebiyatımızın Güleryüzü - Mehmet Nuri Yardım) 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted May 29, 2009 En küçük yan; şairlik... Hesap ediniz!... Rûhu şâd olsun... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted May 29, 2009 Üstad’ın bu nüktesi; kendi ruh, sanat, dava ve topyekûn bütün zaviyelerine dair incelikli bir izah ihtiva ediyor. Öncelikle Üstad, ruhunda en halis cinsinden sanat ve fikir kumaşı olan insandır. Şiir ve sanat, Allah’ı arama yolunda bir araç değilse, İslam davasına hizmet edecek en güzide metodları, reçeteleri sunmuyorsa, üstün fikrin hizmetinde değilse, işte o zaman cücelerin elinde bir oyuncak oluyor, hiçbir kıymeti kalmıyor, hor görülecek bir mahiyet taşıyor. Üstad’ın meşhur dizesi: “Ver cüceye, onun olsun şairlik/Şimdi gözüm büyük sanatkârlıkta” Üstad’ın Abdulhakim Arvasi hazretlerini tanımadan önceki şairliği, yani hakikate tam olarak bağlanmadan önceki dönemde yazdığı şiirleri, devrine damgasını vurmuştu. Üstad’ın hayal gücü, fikir sahası, ruhunun metafizik ürpertileri karşısında kâğıda döktüğü iç âlemi, lisanı kullanma yeteneği, onun şiir sanatındaki üstünlüğünü görmek isteyenlerce 30 yaşından önceki ve sonraki dönemlerinde incelenmeye tabii tutulacak noktalardan bazılarıdır. Ruhunda aksiyon haznesi taşıyan bir fikir ve sanat adamı kendini İslam’a teslim ederse, ortaya Üstad gibi bir mütefekkir, has sanat ve müdrik dava adamı çıkar. Ve artık başını davasına koyan o insan için birinci vazife büyük sanatkârlığı icra etmektir, mukaddes emanete sahip çıkmak, layıkıyla bir kul olmak cehdi başlar. Üstad’ın verdiği cevap, muhteşem. En küçük yanım şairliğim. Çünkü asıl büyük yanım, o şairliği bağladığım aslî hakikat, biricik gaye, ötelerin ötesi. Üstad’ın şiirleri, fikriyatından, ideolocyasından, davasından ayrı düşünülemez. Üstad’ın sanatçılığının ‘asıl’ önemi, keyfiyetin zirvesine ulaşan sanatçılığını İslam yoluna adamasından geliyor. Üstad, ruhunda sanat adına büyük bir cevher taşıyan bir insan iken, o cevheri İslam ile işleyerek mücevhere inkişaf ettirmiştir. Bu yüzden Üstadın en önemli, en büyük yanını vurgularken öncelikle sanatçılığını değil, o sanatı adadığı ufuk noktasına bakmak iktiza eder. Oktay Akbal’da ise, sanatını İslam yoluna adadığı için Üstad’a ‘şiirine kıydı’ diyen zihniyeti görmek mümkün. 3 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted September 21, 2012 Üstadı sadece şairlik yönüyle ele alan bir güruh vardır zaten toplumumuzda. "kaldırımlar şiirinin şairi" derler mesela. Lakin bu insanlar üstadın fikir yönünden hiç bahsetmezler. bir insanın üstadla alakalı yazdığı yazıdan, değerlendirmeden o kişinin nasıl bir fikre sahip olduğunu kolaylıkla anlarsınız. Mustafa miyasoğlu'nun "Necip Fazıl Armağanı" adlı kitabı bunun örnekleriyle doludur... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
sahnıseman 14 Report post Posted September 24, 2012 Üstad’ın meşhur dizesi: “Ver cüceye, onun olsun şairlik/Şimdi gözüm büyük sanatkârlıkta” çok sevdiğim bir dize...konuya da çok güzel uydu:) Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted January 9, 2013 Tebessüm ettirdiniz Üstadım benim.Ne hoş, ne ince, ne gönül kırmadan cevap verişiniz. "En küçük yanı" olarak vasıflandırdığı şairliği.. Bu tevazu değil bu daha başka haslet..Mehmed Niyazi Necip Fazıl'ın üç şeyi tartışılmaz buyuruyor; Bir şairliğİ, iki imanı, üç zekası..En tartışılmaz ve en küçük yan..Her yanınız bir alem büyük adam her yanınız..Ruhu şad olsun.. Quote Share this post Link to post Share on other sites