Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
isyanlı sükut

Yavuz Bülent Bakiler

Recommended Posts

Çaresiz

 

Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı

Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden

Ve nehirler boşalacak sanki içerimden

Sakın bilme!

...

Anlatsan duyarım bütün güzellikleri

Erir dağlarımın başındaki kar.

Sussan içimde kıyamet kopar

Sakın konuşma!

...

Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak

Ha görmemek gözlerini,ikiside bir

Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir

Sakın bakma!

...

Bir haberin gelse iki satırlık

Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir.

Bir martı gibi çıkar kapına gelir.

Sakın yazma!

...

Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.

Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.

Dönmesen çaresiz kalır ölürüm

Sakın gelme!

...

İşte dağlar taşlar şahidim olsun

Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum

Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum

Sakın işitme!

 

 

Yavuz Bülent Bakiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.

Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.

Dönmesen çaresiz kalır ölürüm

Sakın gelme!

...

İşte dağlar taşlar şahidim olsun

Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum

Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum

Sakın işitme! :lol: :D :lol:

 

Yavuz bulent bakiler.. yoruma gerek varmi?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

FARKINDAMISIN?

 

Sevdiğim Bilmem Farkında mısın?

 

Söylenmemiş En Mübarek En Aziz,

 

Duygularla Çepeçevre Çaresiz,

 

Sana Bağlandığımın Farkında mısın?

 

 

 

Demeden Yakın Irak

 

Bulutlarla Savrulup, Irmaklarla Akarak

 

Sana Anne Diyen Dilleri Kıskanarak

 

Kapına Geldiğimin Farkında mısın?

 

 

 

Bütün Kadınları Düşündüm Tek Tek

 

Sensin Benim İçin En Güzel Örnek

 

Seni Dinleyerek Seni Görerek

 

Nasıl Bağlandığımın Farkında mısın?

 

 

 

Seni Göremedim Diye Bu Sefer

 

İçimde Bin Türlü Duygunun İsyanı Var

 

Turnaların Gökyüzünü Sevdiği Kadar

 

Seni Sevdiğimin Farkında mısın?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin

 

Bir gün baksam ki gelmişsin...

Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.

Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik

Saçlarında ilkbahar...

 

Bir gün baksam ki gelmişsin...

Gülüşünde taze serin bir rüzgar

Ellerin yine eskisi kadar güzel

Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar...

 

Bir gün baksam ki gelmişsin...

Hasretin içimde sonsuzluk kadar.

Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.

Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

 

Bir gün baksam ki gelmişsin...

Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var.

Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm

Benim olmuş dünyalar...

 

Yavuz Bülent Bakiler

 

 

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden

 

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,

Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.

Martılar konuyor omuzlarıma,

Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım

Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen

Durgun sular gibi azalacağım

Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.

Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince

Yalnız gözlerime bak diyeceksin.

Ellerim usulca ellerine değince

Kaybolup gideceksin

Bir elim seni çizecek bütün pencerelere

Bir elim seni silecek.

Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere

Senin için yeni baştan can kesilecek.

Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde

Sonra seni kaybetmek hemen her yerde

Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak

Yapayalnız kalmak iskelelerde.

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,

Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.

Martılar konuyor omuzlarıma,

Gözlerin İstanbul oluyor birden.

 

 

Yavuz Bülent Bakiler

 

Anadolu Gerçeği

 

Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla

Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını

Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla

Yaşadın mı bir yağmur duasını

Boz bulanık ırmaklarda çimdin mi

Kulak verdin mi yürekten kavala, saza

Bir ipek seccade üstünde gibi, huzurla

Durdun mu toprakta namaza?

 

Bilir misin köylerde akşam olunca

Çekilir el ayak ortalıktan...

Bir hüzünlü ay doğar karanlığa sapsarı.

Başlar bir ağıt gibi sulardan, kapılardan

Kurbağa feryatları, köpek ulumaları...

 

Geceleri süt kokan, gübre kokan evleri

Topraktır hep damları, duvarı kerpiç...

Seferberlik yıllarını dinlerken ürpererek

Tandır başlarında uyudun mu hiç?

 

Kış günleri trenlerle geçtin mi uzak köylerden

Gördün mü dehşetini, tipinin karın...

Çektin mi hiç acısını istasyonlarda

Tandır ekmeği satan, yumurta satan

Yarı çıplak çocukların...

 

Kılığın kıyafetin sarmadı beni

Söylediğin türküler bizim türkümüz değil

Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını

Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden

Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş

İnsanlar selâmını esirgemeden

Savuş git içimizden...

 

 

Yavuz Bülent Bakiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Demedim Mi?

 

Demedim mi bu hasret bitirir seni

Ay dolanır gider, yalnız kalırsın.

Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın

Demedim mi yüreğim sevme!

İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz

Geri dönen hangi güvercinin var?

Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?

Demedim mi aklım inanma!

Birgün naza çeker kendini demedim mi?

Görmesen, zindana döner bu şehir

Görsen, umursamaz, aldırmaz kafir.

Demedim mi gözlerim bakma!

Demedim mi bu ürperten sıcaklık

Bu taze güzellik kaybolur birgün?

Sonra boşu boşuna aranır, dövünürsün

Demedim mi ellerim dokunma!

Demedim mi birgün susar şarkılar

Sesine ses veren rüzgarlar olur

İstediğin kadar artık bekle dur

Demedim mi kulağım duyma!

Bir gün çıkıp gideceği belliydi

Ayan-beyan belliydi anlayamadın.

Başka bir rüyada şimdi o kadın

Demedim mi kollarım sarma!

 

Bütün çektiklerim senin yüzünden

Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden

Ah! Şimdi paramparça oldun binbir yerinden

Demedim mi gururum kırılma!

 

 

Sen Sen Sen

 

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,

Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.

Hiç kimse aramasa sormasa beni

Sen gelsen yeter..

 

Huzur ellerinin güzelliğidir.

Gözlerin karşımda mutluluk denizi.

Her sabah soframızda ekmeğimizi

Sen bölsen yeter..

 

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin

Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam

Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam

Sen dolsan yeter..

 

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.

Bende sabır sende naz..

Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz

Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

 

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,

Sende karar kıldığını...

Ve içimin şerha şerha yarıldığını,

Sen bilsen yeter..

 

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..

Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..

Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,

Eğilsen yeter...........

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gel

 

 

 

Nasıl ağlamıştın öyle akşam sokaklarda.

Birden nasıl büyümüştü içimde yerin?

Japon türkülerine benziyordu gözlerin

Sen japon türkülerini bilmezsin...

 

Pişman oldum yaptığıma o günden beri

Gel gitme çocuk!

Buruk bir acı çöker yüreğime geceleri

Nereye bu hazin yolculuk

 

SEN PİŞMANLIĞI BİLMEZSİN...

 

Gözlerin olmasaydı, beni ağlatmasaydı

Alıp giderdim başımı uzak iklimlere yarın

Hani bahar gelince pembe güller açar ya

Senin de öyle mektupların.

 

Şarkıların, türkülerin en güzel olduğu yerden

Ne olursun bir ses getir bana yetecek.

Seni güzelliğin mi alıp götürdü birden?

Ama bu yalnızlık beni hep kahredecek.

 

Burası İstanbul mu böyle yosun kokulu?

Gel gitme vakit erken.

Gel Beyazıt Kulesi'nden türküler söyleyelim.

İstanbul bu kadar güzelken

 

Şimdi Japon türküleri söyleniyor gel!

Rüzgar gibi uzaklardan, yelken gibi denizlerden

Gel bırakma sokaklarda böyle yapayalnız beni

İSTANBUL BU KADAR GÜZELKEN.

 

Yavuz Bülent Bakiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

12 EYLÜL'E SİTEM

 

 

 

Kolum, kanadım diyordum.

 

Sevdalanıp gidiyordum

 

Yurdum diye seviyordum

 

Yurdum, felaketim oldu.

 

 

 

Türküm! dedim, Türk'ü sevdim

 

Öğünen bir koca devdim

 

Volkandım, alev-alevdim

 

Kor'dum... felaketim oldu.

 

 

 

Kimisi Rus, kimisi Çin...

 

Uşağıydı; dedim niçin?

 

Bayrağıma selam için

 

Durdum... felaketim oldu.

 

 

 

Vatan millet idi tasam

 

Çiğnenmişti ana-yasam

 

Vuracaklardı vurmasam

 

Vurdum... felaketim oldu.

 

 

 

Neyim varsa birer birer

 

Tutup çarmıha gerdiler

 

Bozkurt'uma 'it' dediler

 

Kurdum... felaketim oldu.

 

 

 

Bu ahlaksız dubaraya,

 

Tarih 'mim' koysun buraya

 

Eylül darbesini hayra

 

Yordum... felaketim oldu.

 

 

 

Gönlümün yiğit beğiydi

 

Gözlerimin bebeğiydi...

 

Ona da mı nazar değdi

 

Merdim... felaketim oldu.

 

 

 

Tarafsızlık diye diye

 

Şu en soysuz haramiye

 

Başımızı vermek niye

 

Sordum... felaketim oldu.

 

 

 

Ben değildim esip-tozan

 

Kanlı kuyuları kazan

 

Bütün tuzakları bozan

 

Zordum... felaketim oldu.

 

 

 

Kolum, kanadım diyordum.

 

Sevdalanıp gidiyordum

 

Yurdum diye seviyordum

 

Yurdum, felaketim oldu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seni Yazdım Ebem Kuşaklarına

 

seni yaşadıktan sonra anladım

bana sensin mahşer nuru, kol-kanat

içimde şahlanıp duran huysuz at

dizginsiz gemsiz değil!

 

unuttum gözyaşı döken kadını

ördüm gerçek aşkın ruh mihrabını

bir yay gibi gerdim göğe adını

gönül kubbem artık alemsiz değil!

 

benim neme gerek yıldız, dolunay

rahatlığa paydos, çileye hayhay

ne kuştüyü yatak ne ruhsuz saray

günlerim İbrahim Etem'siz değil!

 

açılın açılın kalabalıklar

içerim zemheri, dışarım bahar

bir alev halinde geçtiğim yollar

Hallac-ı Mansur'suz, Keremsiz değil!

 

uzakların daha uzaklarına

büyük zaferlerin nur tabakalarına

seni yazdım ebemkuşaklarına

ellerim çaresiz, kalemsiz değil!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu ahlaksız dubaraya,

Tarih mim koysun buraya

Eylül darbesini hayra

Yordum... felaketim oldu.

 

Usta şairin 12 Eylül' e sitem adlı şiirinden bir dörtlük..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Benim

 

Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin

Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek

Biri durur kapında korkulu ürkek...

O duran benim.

 

Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri

Sordum seni şehir şehir

Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir

Pencerene vuran benim.

 

Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı

Birdenbire yatağından kalkıp oturma

Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma

Saatleri kuran benim.

 

Senin bir suçun yok kabahat bende

Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek,

Boy verdiğin aynaları istemeyerek

Tekrar tekrar kıran benim.

 

Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında

Ceylan gibi bakma oraya

Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya...

Duyuran benim.

 

Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler

Kapanmaz yüreğime açtığın yara.

Her akşam saçlarını karanlıklara...

Savuran benim.

 

Yavuz Bülent Bakiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

CEBECİ İSTASYONU VE SEN

 

 

 

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

 

İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara

 

Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi

 

Sıcak bir kara sevda

 

Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;

 

Acımsı, buruk.

 

mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde

 

Sessizliği üstümüzden atamıyorduk

 

Bir saçak altında kararsız, yorgun

 

Saatlerce duruyorduk

 

Kimse görmüyordu bizi

 

 

 

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

 

Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi

 

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

 

Bir başka türlüydü bu insanlar

 

Sen bir başka türlüydün

 

Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi

 

Gözlerin gözlerimde erimekteydi

 

Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun

 

Beni bırakma diyordun

 

 

 

Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam

 

Bir yalnızlık duyuyorduk

 

Ağlıyordun, ağlıyordun...

 

 

 

Cebeci İstasyonunda bir tren

 

Nefes nefese soluyordu

 

Gerilmiş bir keman teli gibiydik

 

 

 

Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat

 

Bilmem kaça vuruyordu

 

Bir yağmur yağıyor inceden ince

 

İçimizdeki binbir düşünce

 

Harmanlar misali savruluyordu

 

Islanmış bir ceylan yavrusu gibi

 

Tiril tiril titriyordun

 

Gitsek gitsek diyordun.

 

 

 

Yüreğimin atışından deli gönlümce

 

Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan

 

Türküler söylüyordum

 

Ağlıyordun, ağlıyordun...

 

 

 

Şimdi, şimdi seni düşünüyorum

 

Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin

 

Paramparça düşmüş gönül ufkuma

 

İki yıldız gibi gözlerin

 

Gel Ey ciğerime saplanan hançer

 

Gel ey yüreğime oturmuş kurşun

 

Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan

 

Gel artık

 

Ne olursun

 

YAVUZ BÜLENT BAKİLER

Share this post


Link to post
Share on other sites

benim şiirini çok seviyor olmamdan kaynaklanıyor olmalı koyduğumu unutup tekrar koymuşum o yüzden değiştiriyorum :rolleyes:

 

 

Yağmur Güzeli

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince

Rüzgarlar esmiyor mu serince

Bir sigara yakıyorum efkarlanarak

Çıkıp karşıma sen geliyorsun

Saçların ıslanmış oluyor

“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü

Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor

Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden

Ellerim boşlukta kalıyor.

 

Bir gün çıkıp gideceksin

Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak

Cadde cadde,sokak sokak

Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım

Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.

Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım

Seni sevdiğimi anlayacaklar.

Üstüme yağmurlar yağacak

İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım

Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak

Kahrolacağım.

 

Bu şiiri yağmur yağarken yazdım

Ezanlar okunuyordu minarelerden

Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda

Sokaklara çıkmayı göze almazdım.

 

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince

Rüzgarlar esmiyor mu serince

Bir sigara yakıyorum efkarlanarak

Çıkıp karşıma sen geliyorsun

Saçların ıslanmış oluyor

“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü

Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor

Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden

Ellerim boşlukta kalıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

KALEMİ ELİNE ALMAMALI İNSAN...İLLE DE ALACAKSA YANLIZ KALMAMALI...ELIME ALDIGIM HER AN KENDIMI TEKRAR ETTIM,GEÇEMEDİM BİR ADIMLIK ÖTEYE...

PAYLAŞIMIN İÇİN TESEKKURLER...YAVUZ BÜLENT'LE ILK KARŞILAŞTIĞIMDA VE ONU ILK DINLEDIGIMDE BIR AY KENDIME GELEMEDIM..DOGRULUGUNA INANARAK YASADIGIM COGU SEYDE HAYAL KIRIKLIGINA UGRADIM...SÖZLER DUYMAK ISTEMEDIM,DUYARSAM SANKI DAGILACAKMIŞ GİBİ.. AMA YAVUZ BÜLENTIN DE DEDIGI GIBI DINLEYIP,BILIP,SUSMAK IŞE YARAMIYORDU..ONLA TANIŞTIKTAN SONRA KELİMELERLE YENI BIR OYUNUN ICINDE BULDUM KENDIMI...BIR FAZLASI ZARAR OLMAYAN...

Share this post


Link to post
Share on other sites

YENİDEN FETHETMEK ANADOLU'YU

 

Yeniden cemre gibi düşmek toprağa...

Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu.

Yunus Emre gibi atsız pusatsız

Yeniden fethetmek Anadolu'yu.

 

Köylerde, kentlerde, dağ başlarında

Destanlar kadar sıcak, bayraklar kadar aziz..

Anamızın sütü kadar helâl ve temiz...

Yeniden güzel Türkçemiz!...

 

Yeniden aydınlık, yeniden huzur...

Ki ne çalıda bez, ne falcı tası...

Ne Frenk safsatası tükenmez...

Ne Hazret-i Ali ile Muaviye kavgası.

 

Yeniden bar tutmak omuz omuza,

Başlarımız dimdik, yüzlerimiz ak...

Bir yörük kilimi dokurcasına

Yeniden ruhumuzu nakış nakış dokumak!

 

Yeniden inanmak O'na huzurla

"Şahdamarımızdan da yakın" bilmek.

Bir Hun türküsüyle, Selçuklu yüreğiyle

Yeniden Türklüğe eğilmek!

 

Yeniden cemre gibi düşmek toprağa...

Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu.

Yunus Emre gibi atsız pusatsız

Yeniden fethetmek Anadolu'yu.

 

Yavuz Bülent BAKİLER

Share this post


Link to post
Share on other sites

CEBECİ CAMİSİ

 

Cebeci camisi'nde ezan okunur.

 

Kapısı önünüde fakir fukara...

 

Al git başımdan bu sevdayı rüzgâr

 

At git uzaklara

 

Bir âlem düşünürüm ezan sesinde

 

Bir âlem: Ötenin çok ötesinde.

 

Kimseler görmese, gidip diz çöksem;

 

Ağlasam caminin bir köşesinde...

 

Cebeci Câmisi'nde Kur'an okunur.

 

Ve büyür içimizde bir bilinmez yerimiz.

 

Çiniler, kubbeler, mermer sütunlar.

 

Yanar kandil kandil yüreklerimiz.

 

Kandillerde ışık, kubbelerde ses

 

Renk olsam çinilerde

 

Bir beyaz taş olsam cuma günleri

 

Mü'minlerin gelip geçtiği yerde.

 

Bir küçük güvercin gibiyim şimdi.

 

Eridi içimdeki benlik.

 

Ne olur bitmesin ömür boyu

 

Gönlümde yer eden serinlik.

 

Her gün yeni baştan iri ve güzel

 

Bir beyaz gül gibi açar gönlümde şafak

 

Ne güzel yârabbim; rabbim ne güzel

 

TÜRK-İSLÂM yaratılmak...

 

 

 

Yavuz Bülent Bâkiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yalnızım.

Gündüzler, geceler boyu yalnız,

Ne elimden tutan dost, ne yüzüme gülen kız

Dolaşıp durduğum sokaklar ıssız.

 

 

 

Sokaklar unutturmaz yalnızlığımı,

 

 

 

Bekarım.

Beklemez yolumu penceresinde karım.

Ne bir türkü duyarım bekar odamda ince

Ne dağınık eşyama değer kadın eli

Ne olurdu her akşam eve gelince

Masal gözlü bir çocuk ‘Baba’ desydi.

 

 

 

Rüyalar unutturmaz bekarlığımı

 

 

 

Çirkinim.

Usandım tek başıma türküler çağırmaktan

Biliyorum güzel değil gözlerim, dudaklarım

İçinizden çıkıp gitsem bir gün diyordum

Başladığım bütün türküler yarım

Öyle bakmayın yüzüme kahroluyorum…

 

 

 

Türküler unutturmaz çirkinliğimi…

 

 

 

Üstelik şairim bilemezsiniz

Her akşam rüzgar gibi sokaklara düşürek

Elleri ceplerinde birisi gezer

Bir yürek taşı gögsünde duygulu, ürkek

Ceylan Yüreğine benzer

 

 

 

Mısralar anlatmaz şairliğimi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

selamlar,

 

yavuz bulent bakiler'in sasirdim kaldim iste isimli siirini ve kendi sesiyle siirin videosunu sizlerle paylasmak istedim. buyrunuz. (az evvel facebook da izleme firsati buldum, gercekten guzelmis...)

 

Şaşırdım Kaldım İşte

 

Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..

Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..

 

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..

Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..

 

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..

Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla..

 

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..

Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.

 

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..

Öldür bendeki beni..

..Sonra dirilt kendinle!

 

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle..

Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..

Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..

Ama her defasında geri döndüm SENİNLE..

 

Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle..

Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..

 

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?

Bazen kızkardeşimsin.. Bazen öpöz annemsin..

Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..

Eksilmeyen çilemsin..

Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..

Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..

 

Çâresizim.. Çâremsin..

 

Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...

 

Yavuz Bülent Bakiler

 

youtube video :

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

ORDA BİR ÇOCUK... BURDA BEN

 

Bir ana gülümserken yorgun ve güzel

Çırpınır yüreği bir sesle birden

Orda, bir çocuk doğar dünyamıza yeniden

Burda ben

 

Dal nasıl, yaprak nasıl, ekin nasıl büyürse

Toprak nasıl uyanırsa bir incecik yağmurdan

Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan

Burda ben

 

Koştuğu, atladığı, durduğu, uzandığı

Düşüp kaldığı yerlerde gözbebeğim var

Orda, toz-toprak içinde bir çocuk ağlar

Burda ben

 

Ne oyun oynamak ister, ne uyku, ne su...

Ne elişi resimleri gönlünü alır

Orda, bir uzak evde bir çocuk yetim kalır

Burda ben

 

Dokunsam martı gibi uçup gidecek sanki

Solgun yüzlü bir avuç kar

Orda, bir gece yarısı, bir hasta çocuk sayıklar

Burda ben

 

Birdenbire uyanır bir ana uykusundan

Sapsarı bir uykuyla bakakalır nefessiz

Orda, sabaha karşı bir çocuk ölür sessiz

Burda ben.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Diksiyon ve biçem, konuşma ve tarz anlamında en beğendiğim şahsiyetlerin başında yer alan değerli büyüğümüz Yavuz Bülent Bakiler'in şiirlerini üstad Necip Fazıl'ın yeterli bulmadığını bilmekteyiz. :) Fakat ruhu şairler dünyasında büyümüş olan Yavuz Bülent Bakiler'in gerçekten bazı şiirleri öyle vurucu ki, kalbimiz eğer sazdaki gibi tellerden oluşsa o tellerin ortadaki ikisinin frekansının arasına girip bizi en ince noktamızdan yakalayan şiirlerine şahit olurduk. Ben eklemeyi düşünüyordum ama kontrol edince gördüm ki, Beylerbeyimiz "Şaşırdım Kaldım İşte"yi paylaşmış. Ne de iyi etmiş. Keyifle dinlemeniz ve okumanız temennisiyle...

 

Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

A...

 

Geceler kurşun gibi iner üstüme birden

Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma

Sonra yüreğimi bir kara sevda tutar

Ama sen duymazsın duyduğumu A...

 

Ne bir türkü söylersin gizlice ağlayarak

Ne bir akşam içinde bir yara göz göz açar.

Ne efkar basar seni akşamları ansızın

Ne uykuların kaçar.

 

Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü

Yıllar yılı yüreğimde büyüyen sırsın

Bir sigara dumanına uzanır gibi usulca

Dokunsam saçlarına, kırılırsın.

 

Kaçtım şehir şehir çok uzaklara

Boşuna gurbet acısı tattım.

Oyalandım durdum seni unutmak için

Kendimi boşuna aldattım.

 

Anladım faydası yok uzak kalmanın artık

Seni kader çizgisiyle alnıma yazan haktır.

Unutmak ne mümkün gözlerinin rengini,

Seni çılgın gibi sevmek yaşamaktır.

 

Bir serin rüzgarsın yüzüme vuran

Yüreğimi yakan bir avuç korsun.

Gökler biliyor sevdamı, taş duvarlar biliyor

Sen bilmiyorsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anadolu

 

Ben Anadoluyum…

Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç…

 

Şükrederek, kalktığım sofralarımda

Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç.

 

Hastalarım ölüm yataklarında

Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç.

 

Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum,

Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç…

 

Devlet denince hep vergi geldi aklıma

Jandarma deyince kırbaç…

 

En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti

Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç.

 

Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında

Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç…

 

Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara

Barışta düştü üstüme gölge gölge haç…

 

Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ

Alın terine muhtaç…

 

Ben Anadoluyum, acılı, mahzun;

Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç…

 

Yavuz Bülent Bakiler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...