Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
ibrikçi

Metafizik

Recommended Posts

O yâr mihmânımız oldu
Gelin dostlar bize gelin
Gönlümüz şevk ile doldu
Gelin dostlar bize gelin

Ufkumuzdan güneş doğdu
Nefsin karanlığın boğdu
Hidâyet Hâdî’den oldu
Gelin dostlar bize gelin

Seyyid Hulûsî nâmımız
Sabâh oldu akşamımız
Bugün kutlu bayramımız
Gelin dostlar bize gelin


Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi(ks)

Share this post


Link to post
Share on other sites

tayyi mekan yapmış gibi burada naaralar getirdik aslında çabalarımızın naraarası. Bunu sanırım bir kez başardım ama nasıl oldu bilmiyorum. Üstadın buyurduğu gibi olmalı "O kapıdan gelsin diye çağırılmadan geçilmez"

Türkistan'a ilk gittiğimde tek başıma, nasıl gittiğimi hatırlamıyorum, gittim Hoca Ahmed Yesevi hazretlerinin türbesine içeriye girip gezdim dua ettim. Bekçilerin önünden öylece geçtim hiç bilet soran olmadı. Öylece baktılar sadece. Daha sonra gittiğimde biletli olduğunu öğrendim. İlk gittiğimde nasıl oldu kimse bişe demedi hala anlamıyorum... Yani tek başıma gitmiş olmam bile çok garip. Rüya da değildi iyi hatırlıyorum.

12573883_10153884587412422_1584517774753

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ey kulluğu ile ebediyetin varlığına sebep olan Rasûl!

Allâhümme salli alâ men huve ebhâ mine'l-kameri't-tâmmi.
Allâh'ım, dolunaydan daha güzel olana salât eyle!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Utansın...

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan koşmana bak sen !
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın !
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaparak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ileri varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tane de solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!

Necip Fazıl Kısakürek

Gelelim sohbete üstadimizın izinde dizinin dibinde bir şeyler mırıldanmaya çalışalım. Şimdi benim efendim sultanım ruhi revanım "Ben keşke güle karşı "Allah" kelimesinden başka tek bir söz etmemiş bir bülbül olsaydım" Deseydi üstadimiz daha hoş olmaz mıydı? Hem bülbül Allah'ın bin bir ismini zikreder derler. Hem " Allah güzeldir, güzeli sever " eee gül de ne var güzellik var. Üstadin bütün şiirlerinde saklı gülü koklaya bilsek keşke...

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Ben kitab-ı kâinatı hatmetmiş sanırdım sevgilim
Kadd-i mevzunun görüp tekrar eliften başladım"

Lütfi FİLİZ (Fâni)

Share this post


Link to post
Share on other sites

А. Muminov’un kаydеttiklerine göre, tarihte Arslan Bâb nâmıylе meshur olаn iki sаhıs vardır. Biri Ahmed Yеsеvî’nin hocası olan ve kаbri Güney Kazakistandа’ki
Sаuldеr –еski Otrar – köyünde bulunan mezkûr Arslan Bâb’tır. İkincisi ise bugünkü
Kırgızistan’dаki Celalâbâd sehri yakınındа medfun Arslan Bâb’tır.
“Arslan Bâb’ın Os sehrine yakın Bazarkorğan dеnilen (yani Celalâbâd sehri yakınındаki) yerde de kаbri olduğunu” bildirmistir. Bu türbe 1964 yılında Sovyеt
hükümeti vekilleri tarafından tahrip edilmis olsa da, hâlâ ziyaretgâh olarak hаlk tarafındаn ziyaret edilmektedir. Hakikaten, Sаyrаm vе Türkistan аhalisi arasında
Arslan Bâb kültü gеnis yer tutmaktadır. Bu mezkûr bölgede meshur olаn:
Sаyramdа bar sansız bab, bablаr babi Arslan Bâb,
Türkistan’dа tumаn bab, sehri Sаyram еmаs-mu?...
Türkistan’dа on ming bab, sizdаn meded tilermen.
Sаyrаm’dаgi sansız bab, Otrar’dаgi ottiz bab.
Еng büyügi Arslan Bâb, sizdаn meded tilermen,
Еng büyügi Arslan Bâb, еng kiçigi Alаçа Kaf,
Siğnak Ata avliya, sizdаn meded tilermen.
Cuyruk atdаy çudаymаn, Sаyrаm’dа bar sansız bab,
Türkistan’dа tumаn bab, еn büyügi Arslan Bâb.

 

Celalabad'da Arslanbap adlı dünyaca ünlü çok büyük bir ceviz ormanı var

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ka'be kapısında düştüm meledim
Yeri göğü yaradandan diledim
Celali Baba

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz kardeşlerim aklıma bir fikir geldi. Kısaca anlatıcam. Tayyip Erdoğan bu gün hangi ülkede aday olsa cumhur başkanı seçilir. Ben diyorum ki Afrikada bencileyin susuz kalmış fakir bir devlet ayarlansa orada da cumhur başkanlığına aday olsa olmaz mı? Yalnız fikir benden çıktı afrikadan bir güzel kızla evlenmem için ilk bana vize verilecek. Zaten ben gibi fakir Türkiyeden evlenemez ancak afrikada evlene bilirim. Yani şöyle çukulata renli badem gibi bir kız Abi onlar güzel oluyor... Neyse

Şaka bir yana osmanlıyı kuracaksan bu demokrasi ortamında ancak böyle kura biliriz. Niye çifte vatandaş olunuyorda niye olmasın demokrasi değil mi? Afrikada seçilir Biz garipler oraya gideriz onlar gelir buraya Soframız şenlenir evlerimiz şenlenir. Bence çok iyi bir fikir. dünyada çok ses getirir...
Anayasa değiştirilir seçme seçilme kanununda ufak bir ayar verilir. Aynı kişi iki ülkede de cumhur başkanlığına aday olur vesselam...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bizde kadınlar günü vardır ama böyle değil. Kadınlar toplanir bir gün birinde birgün birinde mugabele okunur. Yemekler yapılır kısırlar yapılır . Para toplanır kimde toplanıldıysa ona verilir.
Zaten o günden kalan yiyecekler bizim sabrımızın mükafatı gibidir. Malum o gün bizi eve koymazlar , sokakta berdüş gibi gezeriz sağda solda...
Bunun bir de temizliği var
Yediğimiz zılgıtın haddi hesabı olmaz.
Hiç bir şeye el de sürdürmezler.
Bazende erkek evde bir odada saklanır hiç dışarı çıkmaz bu erkeğe de , sovan erkeği, more erkek gibi bazı yakıştırmalar yapılır.

Tabi toplantıdan sonra masaya yumruğunu vurup bulaşıkları da ben yıkayacam diyecek babayiğitler hala aranmaktadır...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Doğru kelime "uyarlamak" teknolojik gelişmelerle sosyal hayatta algıda bazı bozulmalara sebep oluyor islami yönde görüş ve hareket kabiliyeti kaybediliyor.

İslamda duymak ve uymakla memuru olduğumuz görevler var.

çok basit bir örnek; asrı saadette evin kapısı üçkez çalınır açılmazsa bırakıp gidilir. şimdi bizde cep telefonunda aynı nezaketi göstere biliriz. üçkez çaldırıp bıraka biliriz. bu güne islamın bu nezaketini cep telefonu kullanımında uyarlaya biliriz. bu unutulmuş bir sünnetin hatırlanması olur.

 

En önce Ahlak kuralları gözden geçirilmeli internetin insan fıtratına aykırı sınırsız kullanımı kesinlikle araba sürme ehliyeti gibi ehliyetle derecelendirilmeli. Güzel bir örnek oldu... arabayı ver sınırsız kullandır oluşacak yıkım düşünülmüyor mu? sürücü önce kendini korur , bazen korumaz ulaşabileceği üst limitleri dener . bu atom bombası denemeleri gibi... bir zaman sonra sınırsız kullanıma verilen araçta heycan verici üst limit denemeleri sıradan basit kullanımdan daha çok tercih edilir.

internetin sınırsızlığı insanı çıldırtır. mesela ben normal hayatımda dışarıda gezerken asla bir kıza alıcı gözle bakmam . ama internette sabahtan akşama kadar kızlara bakıyorum. Bunlar normal şeyler değil. üroloji konusunda yüksek ihtisas yapacak için yığınla bilgi var . bür ürolog için bulunmaz nimet . ama benim gibi hiç alakası olmayan birine içinden çıkılmaz bir kördüğüm oluyor. internette şuan en çok olan şey ürolojik kaynak halbuki asrı saadette sahabeler kendi mahrem yerine bir kez bile bakmamış.

şimdi bu sahabe ahlakını uyarlamak için neden çalışma yapılmasın?

Eskiden evlilikle bu pislikten kurtulacağımı düşünüyordum. Israrla evlenmek isterdim şimdi evlenmesem daha iyi diyorum çünkü öğrendiğim hiç alakam olmayan tonla ürolojik bilgiyle ne yapacağımı , ortaya ne çıkacaracağımı ben de bilmiyorum.

sınırsız kaynak kul için değil. kul , sınırsız kaynak içerisinde ilahi ahlak sırını koruyana denir.

yüzme bilmeyen bir kişiyi de okyanusa atmak islami yöneticinin yapacağı şey değil.

İlk önce ehliyetli internet kullanımı geliştirilmeli. branş veyeteneklere göre bilgiye erişim sağlanıp kanalize edilmeli insanlar.

Günümüzde insanların en çok vakit geçirdiği şey internet olduğu için internet kullanımının islama uyarlanmasıni çok istiyorum vesselam.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz kardeşlerim yeri geliyor burada islami bazı yorumlar yapıyorum araştırmalar keşifler yapıyoruz birlikte. Hep ben konuşuyorum ama ne yapalım ben bizi konuşuyorum aslında, bizi ;biz ikimizi...

sohbetlerimde tatlılığımı korumaya çalışıyorum.

Yazmayı düşündüğüm şeylerin yüzde birini bile buraya yazmıyorum.

Aslında çok daha fazla konuşuyoruz ama çok azı burada. Belli vakitlerde yoğunlaşıyor .

Mesela güneş doğarken ve batarken buraya yemek tarifi bile yazsam ,hatta beş buçuk aylık askerliğimden bir anı bile bir çok şeyi aydınlatıyor.

Bir bereket oluyor.

Bu gün bereketi konuşalım . (tabiki daha önce düşünmütüm şimdi söz açıldı)

Bereketi tarif edecek olursak mesela üstadın bir sözü onu alalım günlerce düşünelim daha ince eleklerden geçirip gülle bülbülle süsleyerek değiştirelim görünüş ve mantıken çok güzel olsada aynı tesir olmuyor . işte bu bereket. Yani diyelim değiştirdik üstadın sözünü hatta bir hata bir eksik bulmuş olsak dahi aslı gibi tesiri olmuyor. Bunu çok güzel anlatmış Bayezid-i Bestami (Kuddise Sirruh);

 

Bayezid-i Bestami (Kuddise Sirruh) bir gün yolda yürürken bir gencin kendisini takip etmekte olduğunu farkedip döndü ve gence;
"Niçin beni takip ediyorsun, istediğin nedir?" dedi. Genç edeble;
"Efendim sizin gibi olmak, yolunuzda bulunmak istiyorum. Lütuf elinizi uzatın himmet buyurun da bende kazanayım." dedi. Bayezid-i Bestami (Kuddise Sirruh) o gence cevap olarak;"Benim yaptıklarımı yapmadıkça, benim derimin içine girsende istifade edemezsin. Bu, Allah-u Teala'nın bir lütfudur."

 

Vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz kardeşlerim , bakıyorsun da herkes alim olmuş ,tasavvufi tasavvufcu olmuş .

Kafamı bozuyorlar "var mı aranızda camide pabucu çalınan?" Anca bıdı bıdı yapıyorlar...
Adamlar hem abimin ayakkabıların hem benim ayakkabılarımı çaldılar işte camide...
Hem de mübarek cuma günü. Terlikle geldik eve. Allahtan terlik bırakmış hırsızlar.
Veryansın ediyorlar pabucu çalınmış gibi...
Bizim gül gibi pabuçlarımız gitti de gıkımız çıkmadı , hey yavruummm heyyy...
Gül gibi yanı fır fırlı pervaneli pabuçlar ...
Ah pabuçlarım Ahhhh!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz kardeşlerim "gül" dedim de aklıma geldi. Sanırım Üstadın tüm şiirlerinde ve eserlerinde gizli açık geçen çiçek benim.

"Yok yaaa sen miiiii!!!" diye hemen panik yapmayın açıklımama izin verin.

Ama ne yapabilirim bunu görmemem umursamamam mümkün değil...

Ben de biliyorum böyle bir özelliğimin olamayacağını ama öyle hissettiriyor.

Belkide marifet "gül" olmakta değildir. Belki marifet benim gibi aciz zayıf birine o gül olduğunu düşündürmektedir.

 

Piri Türkistan'dan bir hikmet;

 

Hangi mahlûk Yaradan'ına itaatkâr olsa
Alem halkı o kulu sever dostlar
Zikrini deyip bağrı pişip içi yansa
Dem vurduğunda sayısız uçkun uçar dostlar

Dili, gönlü sırrı ile zikreder olup
Üç yüz altmış damarları kana dolup
Yaz kış bülbül gibi feryad ederek
Öterek daldan dala konar dostlar

Bu gönülün bahçesidir garip bahçe
İçinde ötüşürler binlerce destan
Görünür her dal üzerinde türlü renkler
Nimetlerin olgunlaştığını görür dostlar

Açıktaki nimetlerin şükrünü gafil bilmez
Gizlenmiş olanları kıyas ile görse olmaz
Zâhir gözü gaflet ile bakıp görmez
Bâtın gözü açılsa o görür dostlar

Bâtın gözü açılsa bütün perdeler
Açılır gider, kalmaz örtü sırda
Canın gözü hayran olur işte o yerde
Bakarak iman nuru ile görür dostlar

Kul Hoca Ahmed Yesevi’nin iş bu sözü
Acaib değildir bakıp görse sırdan gözü
"Yokluk" makamında özün özü
"Yokluk" içeri bakıp görür dostlar

 

Ben bu dağın ağacıyam
Hem datlıyam hem acıyam
Ben Mevlamın muhtacıyam

Gel gör beni beni aşk neyledi

Beni bu dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Garip olduğum bildiler

Gel gör beni beni aşk neyledi

Benzim sarı gözlerim yaş
Bağrım yara ciğerim daş
Halim bilen dertli kardaş

Gel gör beni beni aşk neyledi


Yunus Emre

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cendermelikte , bir gün nöbet tutuyorum. Daha doğrusu sabah saat 4 de kadar oturduk. Sabah Çanakkaleye Şehitliğe gidecez.. Ben yattım uyudum bir saat kala . 4 de de nöbetim var. Koğuş nöbeti..
Komutan da gelmiş hiç adeti değilken teftiş ediyor.
Ben yataktan picamalarla kalktım. Tekmili verdim . Komutan tabi çok kızdı.
"Seni kaldır madılar mı ?" dedi , Ben anladım o askeri dövecek "kaldırdı" dedim. İsmini almaya çalıştı demedim.
Bu sefer kızdı " git giyin gel tekrar tekmil ver" dedi . Aynen giyinip gittim böyle tekmili verdim. Komutan affetti...
Ama sabah oldu Gidecez Çanakkale şehitliğine , arabada iki kişilik yer kalmadı. Haftalar öncesinden ayırmamıza rağmen...
Birimiz (ben) nöbette yattım diye gidemedim.
Arkadaş da beraber gidelim diye Bölüğün imamının sırasını almıştı oda kaldı ...
Gidenlerin bütün malzemesini , istikakını da biz taşıdık.
Hey gidili Meydan boş değil...

 

Daha dur bitmedi , Nöbetçi subay şikayet etmiş bizim tabur komutanı bir de savunma yazdırdı.

Askerlik günleri bitti , terhis almaya gidiyoruz sağa sola emanetleri verdim. Komutan "dur bakalım bahadır , daha depo temizlenecek "dedi. Gittim depoyu temizledim akşama kadar. Akşam iştimasında komutan; "gel bakalım bahadır ,ağaç dikmeye gidecez" Tabi ben kabahatimi bildiğim için hemen kazma küreği aldım. Hiç renk vermeden ne derse yapacam...
Gerçi hiç gitmek de istemiyordum askerden, ayrılmak istemiyordum
Durdu ,düşündü "hadi sen git dedi" Devrelerimin içinde İlk ben gelmiştim Asker ocağına. En son da ben çıktım...

 

Askerdeyken Bu benimle Çanakkale gezisine gitmek isteyen arkadaşım Akif Çok iyi bir arkadaştı.

Gece kalkar üzerimi örterdi. Ramazanda oruç tutayım diye sahur yemeğimi yatağıma getirirdi.
. Çok mübarek bir çocuktu Akif. bir gün beni tuttu hamama götürdü . Baktı aylar olmuş ben banyo yapmamışım. (Görevimden dolayı bayo gününü kaçırıyordum) Bu Akif ayarlamış hamamcıyı , akşam bizim için açtı hamamcı hamamı. Bir kese attı bana yanımızdada bir Süryani çocuk var. İkimizi eyce bir keseledi. Maraşlı çok sağlam biri.(Allah Mutlu hayırlı uzun ömür versin)
Süryani çocuk da bizden ayrılmıy. Ben de vaaz veriyom Süryani , ne demek bilmiyom. Çocuk diyor "ben süryaniyim" Ben diyorum Olsun süryani de olasan cumalara gideceksin emice (Mesela) Alevi sandım ben...
Akif çok mübarek bir çocuktu Hep dua ederim Hatırladıkça.
Bana takıldı o da Gelemedi Çanakkaleye. Onu kızdırırdım zaten "İmamın sırasını aldın sen de " diyerek.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Celali Baba bir şiirinde diyor ki; "Cemalin şemine pervanelerden yanan var mı böyle bir tane daha Ey Leyla?"

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz kardeşlerim bilin bakalım geçen ne oldu?

Yolda yürüyorum işte buradaki çiçek muhabbetinden sonra yolun kenarında bir çiçek gördüm . Bu güne kadar hep gözümden kaçmış. Yalnız çok ilginç bir şey oldu çiçeğe bakınca iyleştim. Soğuk algınlığı vardı burnum tıkalydı. Çiçeğe baktım ve iyleştim. Anında etki yaptı. Tıp kaynaklarında böyle bişe var mı bilmiyorum. Hani bitkisel tedaviler var ya uzmanlar anlatıyor, kitaplar var. Aziz kardeşlerim çiçeğe bakınca da insan iyleşe biliyor.

Yani bunu manalı olsun diye demiyorum. Derin manalar çıkarılsı düşünülsün diye uydurmuyorum. Çiddi ciddi çiçeğe baktım içimden iyleşmek de geçmiyordu iyleştim. İçimden merhamet ile "ey mübarek demek sen burada kendi halinde Allah'ın bir güzelliğini açmş da gösteriyorsun. Sen ne güzelsin!" dedim iyleştim...

subhanAllah.

 

Yunus Emre Atababamızdan bir şiir;

 

Ey dost seni sevelden aklım gitti kaldım ben
Irmakları seyredip denizlere daldım ben

Bir zerre aşkın odu kaynatır denizleri
Düştüm aşkın oduna tutuşuban yandım ben

Ol canda ki aşk ola anda gussa olmaya
Bu aşk bana gelelden gussam gitti güldüm ben

Bülbül de aşık olmuş gülün yüzüne
Gördüm erenler yüzün hezar-destan oldum ben

Bu aşkı bana verdin ben diderem kend’ özüm
İçim dışım nur doldu dosta âşık oldum ben

Bir kuru ağaç idim yol üzere düşmüştüm
Er bana nazar kıldı tâze cüvan oldum ben

Yunus gerçek âşıksan adını miskin kogıl
Cümlesinden ihtiyar miskinliği buldum ben


Yunus Emre

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok dolandım güzellerin bağına
Sevdalandım ak nergisin çağına
Bir sohbette şu manaya değine;
Nerden geldi geçti benim ömrüm hey

Bazı sohbetlerin nazına yandım
Türlü türlü söyletip sazına yandım
Çoğuna değil de azına yandım
Hardan gelip geçti benim ömrüm hey

Düşündüm tutmadım dostun sözünü
Göreyim dilerken bir dem yüzünü
Ararken ömrümün kuytu düzünü
Birden gelip geçti benim ömrüm hey

Ne yalan söyliyim Aşık isen geç
Aldırma hatama maşuk isen geç
Ne diyim Şu gönül her hal üşengeç
Derken gelip geçti benim ömrüm hey

25.03.2013 21:16
ibrikci

Share this post


Link to post
Share on other sites

ALLAH RAHMET EYLESİN YİĞİT ADAM HACI MUHSİN YAZICIOĞLU

29512939_10156347686372422_1790231924136

Şeyh Hâmid-i Velî (Somuncu Baba), zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki derin bilgisine rağmen, çok az eser vermiş veyâ çok az eseri bize ulaşmış bir âlim kişidir.
Onun fazla eser vermiş olmaması, melâmet meşrebinden de kaynaklanmış olabilir. Nitekim onun yanında yetişmiş bulunan ve halifesi olan Hacı Bayram Velî de, müderris olmasına rağmen eser yazmamış ve hattâ Muhammediyye müellifi halîfesi Yazıcıoğlu, eserrini kendisine takdim ettiğinde: “Mehmet, bununla uğraşacağına bir gönül hak etseydin; bir gönle girip onun terbiyesiyle meşgul olsaydın, daha iyi olmaz mıydı?” diyerek kendi düşüncesini de dile getirmiştir. Bu zikredilen hakîkata rağmen, Somuncu Baba’nın bize kadar ulaşşan Şerh-i Hadîs-i Erba‘în, Zikir Risâlesi, Silâh’u-l Müridîn adlı eserlleri mevcuttur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İmamı Azam Ebu Hanifi hazretlerinin anlatılır bir sarhoşu varmış her gece camının dibine gelir mübareğe sabaha kadar sövermiş . Mübarek İmam bir gün bakmış sarhoş yok . sormuş "benim Bülbülüm nerede? ", sarhoşu zaptiyeler götürmüş. Koskoca imam başı açık ayağı yalın koşmuş nezarete çıkartmış. Sarhoş gelmiş bu sefer sarhoş çok daha fazla sövmüş...



"Sabret sabır zaferdir" N.F.K


29571450_10156354400012422_2504698900994

Share this post


Link to post
Share on other sites

Didiriliş Ertuğrul dizisi ve Kuddul Amare dizlerinde şanlı zaferlerimiz sürekli aşağılanma sahneleriyle lekelediğine inanıyorum. Bu dizilerden iğremeye başladım. Birinde en son gördüğüm sahnede ingilizler namaz kılanları dipçikliyordu? diziye bakarsan ingiliz kazanmış dersin...

Bunu bir fıkrayla anlata bilirim ancak yaşanmış bir olay aslında ama biraz müstehçen ...

Bayburtun kurtuluş şenliklerinde o devirde yaşayan birini çıkartıp konuşturmak istemişler adam çıkmış işte muhtarın kızını şu köşede , felancının karısını şurada , yok şunları şunları çeşme yanında bilmem ne... Kaymakamın tepesi atmış , "alın bu gavatı burdan biz buraya Bayburdun kurtuluşunu mu dinlemeye geldik şeyedilişini mi???"

Dizilerde bir zafer tadı yok , Piskolojimi bozuyor. Hainden geçilmiyor Diriliş filmi sahnelerinde sayın bakalım en çok müslüman öldürme sahnesi mi çok hiristiyan mı?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Diriliş ve Kuddul Amare dizisini çekenler bişe bilmiyorlarsa açıp baksınlar Barboros hayrettin paşanın gazavatı hayriye kitabına. Papazlar yenildikçe kilisede putlarına sövermiş . Kendi hiristiyan liderlerinin yüzüne gözüne sövermişler. bu sahneleri gösterin...


Tutmuşlar içimizde hain varmış , o hain bu hain bilmem ne. O zamanda Türklerin içinde hain main yok yalan hepsi. Hain olsa zaten zafer olmaz. Birbirini satan şerefsiz namussuz hep Hıristiyanların içindeymiş o zamanlar.



Gittim twitter de yalvardım Diriliş filmini çekenlere , yatak odası sahnesi çekmeyin ayıptır namahremdir ,ecdadın namahremini resmetmeyin. Adamlar sapık diye bana saldırdı. Bana inat her bölümde mutlaka gecelikleriyle bir şekilde çıkıyorlar sahneye. Yok halime Sultanın saçını tarıyor yatakta yok sırt sırta vermiş yatıyorlar. Bana diyorlar sen seyretme sen sapıksın....


İnsaf ya...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "İstiğfâr eden kimse günde yetmiş defa da günah işlemiş olsa bunda israr etmiş sayılmaz" buyurmuştur.
(Tirmizî, Deavât, 107).

 

sınırları aşan bir affedicilik...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Diriliş ve Kuddul Amare dizisini çekenler bişe bilmiyorlarsa açıp baksınlar Barboros hayrettin paşanın gazavatı hayriye kitabına. Papazlar yenildikçe kilisede putlarına sövermiş . Kendi hiristiyan liderlerinin yüzüne gözüne sövermişler. bu sahneleri gösterin...

Tutmuşlar içimizde hain varmış , o hain bu hain bilmem ne. O zamanda Türklerin içinde hain main yok yalan hepsi. Hain olsa zaten zafer olmaz. Birbirini satan şerefsiz namussuz hep Hıristiyanların içindeymiş o zamanlar.

 

Gittim twitter de yalvardım Diriliş filmini çekenlere , yatak odası sahnesi çekmeyin ayıptır namahremdir ,ecdadın namahremini resmetmeyin. Adamlar sapık diye bana saldırdı. Bana inat her bölümde mutlaka gecelikleriyle bir şekilde çıkıyorlar sahneye. Yok halime Sultanın saçını tarıyor yatakta yok sırt sırta vermiş yatıyorlar. Bana diyorlar sen seyretme sen sapıksın....

İnsaf ya...

 

Payitaht Abdülhamit'de sınırları aşmaya başladı.Büyük bir heyecanla masum bir gururla izlemeye başladığım sözde Abdülhamit'i anlatan dizi kız erkek ilişkilerine de yer vermeye başladı.

 

Sonra yok efensim şöyle yok efendim böyle.Bir de izleyici toplasın diye çekici kadın koyuyorlar tamam..Halis niyetle çıktıkları yol kötüye gidiyor..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...