Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
eda

Sanki...

Recommended Posts

Sanki...

Para babası, kendisiyle evlenmek gayasindeki kadına sorar:"Beni seviyorsun değil mi?" Sanki kadının: "Hayır,seni değil, paranı seviyorum!"demesi mümkünmüş gibi.

Müşteri bakkala sorar: " Sattığın mallar halistir, değil mi?" Sanki bakkalın:" Hayır, hepsi çürüktür!. demesi mümkünmüş gibi.

Okuyucu muharrire sorar: " O harika buluşlar, hergün senin kafandan doğuyor, değil mi?" Sanki muharririn: "Hayır, ben onları filan Avrupa gazetesinden araklıyorum!" demesi nümkünmüş gibi.

Gafil CHP'li genç, İnönü'ye sorar: " Hep bu vatan uğrunda çırpınıyorsunuz, değil mi?" Sanki İnönü'nün: " Hayır, hırs-ı piri ve nefs-i aziz yolunda didiniyorum! demesi mümkünmüş gibi...

 

Necip Fazıl KISAKÜREK

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın yine işi akıl zemininde anlayıp düşünce pencerisinden çok net bir olay halinde ortaya koyduğu ve benzer örnekler eşliğinde nasıl olduğunu değerlendirdiği, şu anda da aynı olayları yaşadığımızı bildiğimiz ama o devir dolayısı ile o zamanki devreyi teşbihe bağlayan ve ufak bir numune.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dünyaya perde arkasını görmeden baktığımız gibi..ya da gördüğümüzde gerçeklerin soğuk teninden kaçtığımız gibi..itiraf edemediklerimizle inanmaya devam ettiğimiz gibi...ve yıkıntılar önümüze yığılmasına rağmen,içinde hazine aramaya devam gibi...VAR EDEN var iken olmaz demek ne mümkün?Hayırlısı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gafletin pençesinde kıvranmak... Nasıl ki su kenarındaki bir binanın gölgesi suya dökülür, insan ruhunun tereddisi, tereddiye bulaşmış gafleti, gafletle yoğrulmuş aymazlığı, aymazlığa bağlı safdilliği de kelimelere böyle dökülüyor işte.

 

Sorulan suallerin altyapısında içten içe beslenen tereddüdün giderilmesi ihtiyacı da yatıyor diyebiliriz. Sanki alınan cevap, cevap verenin hamurundan bir parçayı tattırmayacakmış gibi, beklenen müspet cevap gönül rahatlaması için yeterli olabiliyor bazıları için. Hâlbuki çare soruyu bu şekilde sormak değil, yapılmasından rahatsızlık duyulan fiiliyatın üzerine çöreklenmek.

 

–Neden para için evleneceksin? Neden çürük mal satıyorsun? Bu araklamanın sebebi nedir, neden kafanın velut keyfiyetini kullanmıyorsun? ve sen neden hakikatin hakikatine kilitlenmek varken, nefs-i azizini palazlandırıyorsun?

 

Suallerin ferd ferd sorulduğu ve cevapların muhataplardan alındığı dem, harap bâtınların mâmur olduğu, ahlak yaralarının sarılmaya başlandığı ve ruhun kurtarıldığı dem olacaktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...