Selahaddin 0 Report post Posted February 6, 2008 1 Şubat - Ayasofya müze yapıldı. 4 Şubat - Atıf Hoca asıldı. ve daha bir sürü zulmet başladı bu ayda... NOT=Arif olan anlar diye bir söz varya... Quote Share this post Link to post Share on other sites
adles 12 Report post Posted July 18, 2008 28 Şubatı da unutmamak lazım......... Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted July 19, 2008 Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer, birde Şubat'ın 5'i vardı takvim yapraklarında? ... ALİ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ü.Y. 46 Report post Posted July 19, 2008 5 Şubat 1932'de ilk Türkçe hutbe Süleymaniye Camii'nde okundu. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted July 19, 2008 5 Şubat 1932'de ilk Türkçe hutbe Süleymaniye Camii'nde okundu. Bir daha bak istersen Ümran kardeşim, birşey daha olmalı? ... ALİ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ü.Y. 46 Report post Posted July 19, 2008 Bir daha bak istersen Ümran kardeşim, birşey daha olmalı?... ALİ * Atatürk, 1 Şubat'ta Bursa'da bir grup gericinin (!), ezan ve kametin Türkçe okunmasını bahane edip, gösteri yapması üzerine Ege gezisini yarıda keserek Bursa'ya geldi... O kadar çok şey yaşanmış ki bu ayda... Yüreğime inecek abi. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted July 20, 2008 * Atatürk, 1 Şubat'ta Bursa'da bir grup gericinin (!), ezan ve kametin Türkçe okunmasını bahane edip, gösteri yapması üzerine Ege gezisini yarıda keserek Bursa'ya geldi... O kadar çok şey yaşanmış ki bu ayda... Yüreğime inecek abi. Niye senin yüreğine iniyor Ümran kardeşim (!) Bırak yüreksizlere insin, beyni kirlenmişlere insin, azmışlara insin. Bizim yüreklerimiz de, beyinlerimiz de lazım bize. Hele sen bir daha bak, 1937 Şubat'ında ne olmuş? Hafızam cidden yanıltıyor mu yoksa beni? ... ALİ Quote Share this post Link to post Share on other sites
rabia BDG 18 Report post Posted July 21, 2008 5 şubat 1937’de Anayasanın 2.maddesinde yapılan değişikle , altı ilke anayasa menine girdi. 1924 teşkilat-ı esasiye kanunu’nun "türkiye devletinin resmi dili türkçedir; makam ankara şehridir." şeklindeki ikinci maddesi 5 şubat 1937 tarihinde, "türkiye devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır. resmi dili türkçedir. başkenti ankara şehridir." şeklinde değiştirildi. Yani bu tarihte altı ok anayasamızda yerini almıştır, diyebiliriz. Bilmiyorum bunu mu kasdettiniz, bana göre bu hepsinden daha dikkate değer bir nokta gibi geldi. selam ve dua ile Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted July 21, 2008 Evet, hafızam beni yanıltmamış (!) Senin de dediğin gibi Rabia kardeş, en dikkate değer odur sanırım. ... ALİ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Hutbe'nin Türkçe okunmasında Ehl-i Sünnet'in sıkıntısı yok zaten. Arap selefi değil, Türk Ehl-i Sünnetiz elhamdülillah. Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 Hutbe'nin Türkçe okunmasında Ehl-i Sünnet'in sıkıntısı yok zaten.Arap selefi değil, Türk Ehl-i Sünnetiz elhamdülillah. Bu mantığa göre ezan-ı muhammedin de Türkçe okunmasının hiç bir mahzuru yok.Neyi kimin adına savunuyorsunuz siz farkında mısınız bilmiyorum.Ama bu gidişle çok özür dileyeceksiniz. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Hata insan olmaktan gelen birşeydir, Yalnız Rab(c.c.) hata yapmaz. Özür dilemekse mümin olamktan gelen birşeydir. Sanırım hanımsınız, erkek olsaydınız hutbeyi tam olarak kavrayabilirdiniz. Mezhep varsa mezhep imamının görüşüne uyulur, bizim mezhebe göre Türkçe Ezan da caiz ama eftal olanı Ezan-ı Muhammedî dir. Selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 Hata insan olmaktan gelen birşeydir, Yalnız Rab(c.c.) hata yapmaz.Özür dilemekse mümin olamktan gelen birşeydir. Sanırım hanımsınız, erkek olsaydınız hutbeyi tam olarak kavrayabilirdiniz. Mezhep varsa mezhep imamının görüşüne uyulur, bizim mezhebe göre Türkçe Ezan da caiz ama eftal olanı Ezan-ı Muhammedî dir. Selametle... Sizin mezhep ne oluyor? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Ehl-i Sünnet vel Cemaat Amelde Hanefi. İtikatta Maturidi Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 Siz bu kafa ile ehl-i sünnet olduğunuzu falan mı zannediyorsunuz bir de.Pes artık...Neye göre Türkçe ezanın caiz olduğu hükmüne vardınız çok merak ettim. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Ben bilmiyorum, bilsem müçtehid olurum :) Mezhep imamıma uyuyorum. ------------ Hanefi mezhebine göre Hutbenin bir tek rüknü vardır. O da Allah'ı zikretmektir. Zikrullah olduğu zaman hutbe sahih sayılır. Buna göre Hanefi mezhebinde hutbenin Arapça ile okunması şart değildir. Şafii mezhebine göre ise hutbenin beş rüknü var: 1- Her iki hutbede Allah'a hamd etmek, 2- Her iki hutbede Peygamber'e salavat-ı şerife getirmek, 3- Her iki hutbede takvayı tavsiye temek, 4- İki hutbenin birisinde ayet okumak, 5- Son hutbede seslice Müminlere dua etmek. Bu beş rüknün Arapça olarak okunması ve kırk kişinin işitmesi lazımdır. Bu beş rüknün dışında, aradaki öğüt ve nasihatın herhangi bir lisan ile yapılmasında beis yoktur. -ALINTIDIR- Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 Ben bilmiyorum, bilsem müçtehid olurum :) Mezhep imamıma uyuyorum. ------------ Hanefi mezhebine göre Hutbenin bir tek rüknü vardır. O da Allah'ı zikretmektir. Zikrullah olduğu zaman hutbe sahih sayılır. Buna göre Hanefi mezhebinde hutbenin Arapça ile okunması şart değildir. Şafii mezhebine göre ise hutbenin beş rüknü var: 1- Her iki hutbede Allah'a hamd etmek, 2- Her iki hutbede Peygamber'e salavat-ı şerife getirmek, 3- Her iki hutbede takvayı tavsiye temek, 4- İki hutbenin birisinde ayet okumak, 5- Son hutbede seslice Müminlere dua etmek. Bu beş rüknün Arapça olarak okunması ve kırk kişinin işitmesi lazımdır. Bu beş rüknün dışında, aradaki öğüt ve nasihatın herhangi bir lisan ile yapılmasında beis yoktur. -ALINTIDIR- NEREDEN ALINTI??? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/hutbe-tu...caiz-midir.html Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/hutbe-tu...caiz-midir.html Çok çok çok teşekkürler...Küçük bir soru daha Türkçe ezanın caiz olduğuna dair fetvayı, bu muhteşem(!) sitenin neresinde bulabilirim. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Mutmain olmadınız değil mi :) Naparsak boş, siz kendi mezhebinizi kurmuşsunuzda haberiniz yok, Allah'a Emanet olunuz... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 8, 2010 Eyvah yarına 2 sayfa nur topu gibi polemiklerimiz olur.... Arkadaşlar tartışın ama kırmadan lütfen.... kalpleri kırmadan... Polemiğe girme gibi bir niyetim yok Yunus Abi bu sefer değil... :)Merak ettim sadece bu tip fikirlerin sulandığı toprakları o yüzden sordum. Mutmain olmadınız değil mi Naparsak boş, siz kendi mezhebinizi kurmuşsunuzda haberiniz yok, Allah'a Emanet olunuz... Siteyi bıraktığınızı söyleyin lütfen Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selmanbey 39 Report post Posted February 8, 2010 Mutmain olmadınız değil mi :) Naparsak boş, siz kendi mezhebinizi kurmuşsunuzda haberiniz yok, Allah'a Emanet olunuz... Es-Selam... Eshab-ı kiram ve Tabiin-i izam, bid'at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep arabi okudu. Halbuki, dinleyenler arabi bilmiyordu. Bunun için, Osmanlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabul olmayacağını bildikleri için, Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Bu vaazlar, namazdan önce veya sonra, hutbenin manasını anlatırdı. Hutbe böylece öğrenilirdi. Kaynak Aman, aman, bu meseleler hiçbir davayı müdafa etmeye benzemez! Aman derim aman!.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 8, 2010 Şeyhul Ekber İbn-i Arabî(k.s.)'nindir o görüş. İbn-i Arabi(k.s.) Hanefi miydi acaba? :) Ve Osmanlı topraklarında sadece hanefi yoktu buna dikkat buyurunuz. Selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted February 9, 2010 Osmanlı'nın devlet mezhebidir Hanifilik.. Kardeşimin de bahsettiği gibi; sahabe anlamadıkları halde Afrika da dahi Hutbeyi Arabi dili ile okudu... Türkçe hutbenin, mekruh olduğu; bid'at bir iş olduğu alimler tarafından belirtilmiştir.. Sakın yarın da; Ziya Gökalp'in şiirini alıp; nerede ezan Türkçe'dir Benim memlektim orasıdır diye gelme bu siteye... Türk olduğu için övünen eblehlerden ne bekliyoruz ki Allah aşkına.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 9, 2010 Osmanlı'nın devlet mezhebidir Hanifilik..Kardeşimin de bahsettiği gibi; sahabe anlamadıkları halde Afrika da dahi Hutbeyi Arabi dili ile okudu... Türkçe hutbenin, mekruh olduğu; bid'at bir iş olduğu alimler tarafından belirtilmiştir.. Sakın yarın da; Ziya Gökalp'in şiirini alıp; nerede ezan Türkçe'dir Benim memlektim orasıdır diye gelme bu siteye... Türk olduğu için övünen eblehlerden ne bekliyoruz ki Allah aşkına.... Türk olduğum için mutluyum :) Ama ırk meselesi değil bilinç meselesi bu. Senin kanın ne olursa olsun ata bilincin yok. Atasını tanımayan piçleşir vesselam. Ziya Gökalp şiirini buraya yazmıştım zamanında Minareler Süngü Kubbeler Miğfer Camiler Kışlamız Müminler asker, başka bir şiirini yazmayı şimdilik dşünmüyorum. Sizin Tarikatin camisinde hutbeler hangi dilde okunuyor? Quote Share this post Link to post Share on other sites