Üstad’ın Tiryakileri, Hukukçular

ÜSTAD’IN TİRYAKİLERİ, HUKUKÇULAR

Süleyman Arif EMRE İle Röportaj

Millî Nizam Davası’nda Necip Fazıl’ın avukatlığını yapan Süleyman Arif Emre:

Hukukçular; Üstad’ın tiryakisiydi

Üstad, Sümerbank’a hakaret davasından ceza yemeden beraat etti. Çünkü Üstad, birçok davaya avukatsız girerdi. Müthiş bir hafızaya ve beyin muhakemesine sahip savunmaları Büyük Doğu’da da neşredilirdi. Zamanın hukukçuları, Üstad’ın ve Büyük Doğu’nun tiryakisi gibi Cuma gününü iple çekerdi. Büyük Doğu, genellikle Cuma günleri çıkardı.

*Sevdiğimiz insanları yalnız ölüm yıl dönümlerinde değil, doğum yıldönümlerinde de rahmetle anmayı bir görev biliyoruz. Çünkü biz prensipleri ölümden ziyade hayata yönelik kuralları muhtevi bir inancın mensuplarıyız. Şiirleri, tiyatroları, tarihi eserleri, hitabeleri ve romanlarıyla aramızda yaşayan ve bugün doğumunun 100. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Üstadımızı rahmetle anıyor, Üstad’ın avukatlığını yapan Süleyman Arif Emre ile Suadiye’deki evinde yaptığımız sohbeti sunuyoruz.

*Efendim, sizi Üstad’ın Avukatı olarak tanıyoruz. Ancak Üstad Necip Fazıl ile ilk defa nerede, nasıl ve ne zaman tanıştınız?

Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’nde okurken Diyanet İşleri Başkanlığı’nda da memur olarak çalışıyordum. Bir gün Osman Yüksel Serdengeçti ziyaretime geldi ve dedi ki: ‘Üstad Necip Fazıl, Ankara Adliyesi’nde Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Adamı dinlediğinde gökten düşmüş gibi oluyorsun. Şelalenin akışı gibi hitabeti var. Avukatlardan daha iyi savunma yapıyor. Uzatmayayım, daireden izin alıp adliyeye gittik.

*Üstad, hangi suçtan yargılanıyordu?

Büyük Doğu’da Sümerbank’ı eleştiren bir yazı yazmış. Devlet müessesesini, dolayısıyla yöneticileri küçük düşürmekten. Neyse; ‘söz savunmanın’ denildi. Üstad başladı. Her cümlesi bir bilmece. Sümerbank’ı yerden yere vuruyor. Hakim saf, Anadolu çocuğu. Üstad’ı dinlerken ‘Acaba bana hakaret mi ediyor, yoksa iltifat mı ediyor’ endişe ve kararsızlığı tavrı içinde. Üstad öyle misaller veriyor ki, hakim bey iyice şaşkınlık içindeyken bir de adalet sistemini eleştirdi.

*Üstad ne dedi?

Eğer adalet mekanizması gerçekten çalışsa, bir devlet müessesesi olan Sümerbank’ın bir partinin (yani o zaman iktidar olan CHP’nin) çiftliği haline getirilişini yazdığımdan, burada beni suçlu gibi yargılamaz. Devlet malının korunması için mücadele verdiğimden beni mükafaatlandırırdınız. Halbuki bu sistem sizi sadece emme basma tulumba olarak kullanıyor. En fazla suçsuz olduğumu anladığınızda beraat kararı verebilirsiniz’

*Üstad o davadan ceza yedi mi?

Hayır, Sümerbank’a hakaret davasından ceza yemeden beraat etti. Çünkü Üstad birçok davaya avukatsız girerdi. Müthiş bir hafızaya ve beyin muhakemesine sahip savunmaları Büyük Doğu’da da neşredilirdi. Zamanın hukukçuları, Büyük Doğu’nun tiryakisi gibi Cuma gününü iple çekerdi. Çünkü Büyük Doğu Cuma günleri çıkardı.

*Osman Yüksel Serdengeçti ile Üstad’ın arası nasıldı?

Üstad Necip Fazıl, Osman Yüksel’i hem sever, hem de haşlardı.

*Meselâ ne derdi?

Serdengeçti mecmuası için ‘Manşetler kumkuması’ derdi. Osman Yüksel Serdengeçti halkın anlayacağı bir üslupla yazılar yayımlarken; makalelere de manşet gibi ilginç başlıklar koyardı. Üstad ise entelektüel kesime hitap ederdi. TRT’de bir röportaj esnasında Üstad, karşısında oturan TV muhabirinin, ‘Yazılarınızı halkın seviyesine inerek neden yazmıyorsunuz’ ? sorusuna, ‘Beni niçin halkın seviyesine indiriyorsunuz? Halkın seviyesini benim seviyeme yükseltsenize!’ cevabını vermişti.

Selami Çalışkan

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.