Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Ebubekirr

Üye
  • Content Count

    45
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by Ebubekirr


  1. Ben Mustafa Kemal Atatürk'üm.

     

    Betondan yapıldıysa heykellerim,

     

    Demirin kilosu 1,95'e çıktıysa,

     

    Balmumu da sıcaktan eriyorsa,

     

    Yıkın heykellerimi, sert plastikten yapın.

     

     

     

    Ben Mustafa Kemal Atatürk'üm.

     

    Her sabah kuşlar konuyorsa kafama,

     

    Kovamıyorsam onları çelik ellerimle,

     

    Muzip çocuklar plastik boncuk sıkıyorsa orama burama,

     

    Yıkın heykellerimi, hurdacıya satın.

     

     

     

    Ben Mustafa Kemal Atatürk'üm.

     

    Eğer bir avuç kaldıysa izimden gelenler.

     

    İktidar olamıyorsa kurduğum parti,

     

    Darbe yapamıyorsa sabetayist komutanlar,

     

    Yıkın heykellerimi, çöplüğe atın.

     

     

    Ebubekir İslam

    • Like 1

  2. Bildiğiniz gibi kredi kartlarının ödemelerini tam zamanında yapıp hiç faiz ödemesek bile kartı alırken imzaladığımız sözleşmede "eğer borcumu zamanında ödeyemezsem faiz ödemeyi kabul ediyorum" maddesinin altına imza atmak haramdır.

     

    Kredi kartı kullanmayınca internetten alışveriş yapamıyoruz uçak gemi bileti vesair alamıyoruz.

     

    Buna çok güzel bir çözüm sanal kart uygulaması. Bankadaki paranız kadar limiti olan sanal kart oluşturup onunla alışveriş yapabiliyorsunuz.

     

    Detaylara buradan ulaşabilirsiniz:

     

    http://eticaret.garanti.com.tr/Garanti-Sanal-Kart.aspx

     

    (Bu bilgiyi paylaşmadan edemedim. Bu konuda hassas olan kardeşlerimize ulaştırabilirsiniz.)


  3. Hırsızlara gelince, bunlar İstanbul'da son derece nadirdir. Ben Türkiye'de on dört sene kaldığım halde bu müddet zarfında hiçbir hırsızın orada ceza gördüğünü işitmedim.Yol kesen haydutların cezası kazıktır. Ben bu memlekette geçirdiğim süre içerisinde yalnız altı haydutun kazıklandığını işittim. Onlar da hep Rum cinsindendi. Türkiye'de yankesiciliğin ne olduğu mâlum değildir, onun için ceplerin el çabukluğundan korkusu yoktur.

     

     

    A. de la Motraye isimli gezginin "Voyages en Europe, Asie et Afrique" adlı kitabının 1727 yılında yayınlanan La Haye baskısının birinci cildinin 258. sayfasından...

     

     

    ***

     

     

    Gerek İstanbul'da, gerek Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş hiçbir tereddüde imkan bırakmayacak surette ispat etmektedir ki Türkler hiçbir zaman görülmemiş derecede medenîdirler ve o kadar uzun zaman haklı olarak itham edilmelerine rağmen bugün barbarlıkla artık hemen hemen hiç alakaları kalmamıştır.

     

     

    Türk ve İslam düşmanı Guer isimli avukatın 1747 yılında Paris'te yayınlanan "Moeurs et usages des Turcs" adlı kitabının ikinci cildinin 188. sayfasındaki itirafları.

     

     

    ***

     

     

    Bu çok önemli başkentte dükkâncı herkesçe mâlum namaz saatlerinde dükkânını açık bırakıp gittiği ve geceleri evlerin kapıları alelâde bir mandalla kapatıldığı halde senede yalnız dört hırsızlık vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hristiyanlardan meydana gelen Galata ve Beyoğlu'nda ise hırsızlık ve cinayet vakaları duyulmadan gün geçmez.

     

     

    A.Ubicini, La Turquie, Paris 1955, syf 339-330

     

     

    ***

     

     

    İnanılmaz şey! Barbarlar diyarında ve muazzam bir şehrin o muazzam batakhanesinde ne cinayet, ne cebir, ne de şiddet oluyor, herkesin hukuku eşitlik esasına göre temin ediliyor,

     

    bütün bedbahtlar emin bir sığınak buluyor ve büyük küçük, Müslüman Hristiyan hep aynı adalete tabî tutuluyordu.

     

     

    A.Ubicini, La Turquie, Paris 1955, syf 437

     

     

    ***

     

     

    Osmanlı Türkleri, toplum ve fert olarak ahlâklarının ciddiyetini Şeriatın iffet ve hâyâ hükümlerine borçludurlar. Ahlakî ve dînî bir hukuk sisteminin zorunlu bir sonucu olan bu durumun, barbarlık örf ve adetlerinden, milletin göçebeliğinden ve kocaların kıskançlığından kaynaklandığını ileri sürmek haksızlıktır.

     

     

    Mouradgea d'Ohsson'un 1791 yılında yayınlanan "Tableau Général de l'Empire ottoman" isimli kitabının dördüncü cildinin birinci kısmının 263-264. sayfalarından...

     

     

    ***

     

     

    Avrupa başkentlerindeki sahte nezâketle hiçbir alâkası olmayan Müslüman Türk nezâketinden bahse mecbur olduğumu zannediyorum. Avrupa'da nezâket çoğu defa kin ve garazla hıyanet ve ihaneti örten bir perde olduğu halde, Türklerde aksine millî karakterlerini meydana getiren sarsılmaz hakkaniyet ve adalet ile iyilik severlik ruhunun tabî bir neticesidir. Zaten Kuran'da nezakete dair ayetler vardır ve o mukaddes kanunun bütün düsturları gibi bu ayetler de aynen ve harfiyen tatbik edilir.

     

     

    Dr. A.Brayer'nin 1836 yılında yayınlanan "Neuf années a Constantinopla" adlı eserinin birinci cildinin 293. sayfasından...

     

     

    ***

     

     

    Türk dilini tetkik ederken konuşma lehçesinin muntazam ve fevkalâde mükemmel bir sıra düzeni, kulağa hafifçe yansıyan muhteşem ve ölçülü sesleri, ahenk kanunu ve nihayet uzun ve kısa seslerin bir nevî mûsiki'yi andıran tatlı akışı karşısında hayran kalmamak kabil değildir. İnsan bu dilin bir bilim kurulu tarafından özellikle düzenlenmiş mantıkî esaslardan doğmuş olduğuna hükmedecek hâle gelmektedir.

     

     

    Rahip Viguier, Eléments de la langue turque, İstanbul, 1787

     

     

    ***

     

     

    Halkın ve bilhassa fakir tabakanın en zarurî ihtiyaç maddeleri üzerine en ehemmiyetsiz bir verginin bile konulmasını yasaklayan, o gibi maddeleri en ucuz fiyatla sattırmayı en şerefli vazife bilen, tartılarla ölçüleri en sıkı kontrole tabii tutturan ve ıslah kabul etmez istifçi ve vurgunculara ölüm cezası verdiren de o ruhtur.

     

     

    Dr. A.Brayer'nin 1836 yılında yayınlanan "Neuf années a Constantinopla" adlı eserinin birinci cildinin 286. sayfasından...

     

     

    ***

     

     

    Şu noktada hemen bütün Dünya aynı kanaattedir. Yeni Türk, eski Türk'ün değerinde değildir. Bizim kumaşlarımızı, her Türlü refah vasıtalarımızı, ayıplarımızla kötülüklerimizi, mânâsızlıklarımızı benimsemiştir, fakat anlayışımız ile fikirlerimizi henüz kabul etmediği için bu yarım yamalak başkalaşma ve dönüşüm esnasında kendisindeki eski Osmanlı Türk karakterinin bütün iyi taraflarını da kaybetmiştir.

     

     

    Eski Türk'ün, "Batı medeniyetinin türettikleri" olarak görüp değer vermediği bu gençler, gerçekten de tembel, kabiliyetsiz, imansız, parar düşkünü, Avrupa taklitçisi, her türlü millî anânenin düşmanı ve uşak ruhlu sürü sürü memurlardan ve atalarının pabuçları olamayacak kadar küstah, hâyâsız, ahlâksız bir nevî "şık gençlik" güruhundan ibarettir.

     

     

    Meşhur İtalyan edebiyatçı Edmondo de Amicis'in "Constantinople" adıyla Fransızca'ya çevrilen eserinin 1883 Paris baskısının 425-426. sayfalarından...

     

     

    *****

     

     

    Not: O dönemde Avrupa'da Türk ifadesi sadece Türk kavmi için değil bütün müslümanlar için kullanılyordu. Hatta Hindistan'dan Avrupa'ya giden müslümanlara bile Türk deniyordu.

     

    Yukarıda okuduğunuz bu bilgileri video hazırlamak için bilgisayara aktarmıştım. Daha sonra paylaşmak ihtiyacı duydum. Hazırladığım videoya buradan bakabilirsiniz:

     

    http://video.yahoo.com/watch/6129677/15920936

     

    Veya:

     

     

    Videolar sert içeriklidir her yerde paylaşmayın.

     

    Hatta bundan huylanan yöneticilerimiz bu yazıyı bile silebilirler.

     

    Hoşçakalın.

     

    • Like 2

  4. Ccleaner: Bilgisayarınızda zamanla biriken artıkları temizler, böylece sistemi hızlandırır, arkanızda iz bırakmaz. Cclener'ın detaylı kullanımı için bkz: http://tinyurl.com/6jqwz6h )

     

    7zip: Çok yüksek oranlarda sıkıştırma yaparak dosyaları küçültür.

     

    ClamAV: Çok az yer kaplayan ve diğer antivirüs programları ile çakışmayan güçlü bir güvenlik programdır. İnternet bağlıyken çalışır. (Alternatif programlar: Panda Cloud)

     

    Orbit Downloader: İndirmek istediğiniz dosyayı birçok parçaya bölerek defalarca kat hızlı indirir. (Alternatif programlar: DAP, intenet download manager) [Orbit ücretsiz diğerleri paralı]

     

    Jdownloader: Rapidshare gibi ücretli sitelerden otomatik indirme yapar. Ayrıca Youtube, Dailymotion gibi sitelerdeki videoların linkinden video da indirir. (Alternatif programlar: Cyrptload, US downloader) [Hepsi ücretsiz]

     

    Hotspotshield: IP adresinizi gizleyerek internette güvenli gezmenizi sağlar. (Alternatif programlar: TOR) [sanırım ikisi de ücretsiz ama isterseniz para verip hızlı VPN servisi satın alabilirsiniz.]

     

    Ghostmouse: Fare hareketlerini kaydedip otomatik olarak defalarca tekrar edebilir. (Alternatif programlar: Ghostcontrol3) [Ghostmouse ücretsiz ghostcontrol ücretli]

     

    TrueCrypt: Güvenli bir şifreleme programıdır. Dosyalarınızı sizden başka kimse açamaz. (Alternatif programlar: Folder lock, PGP) [Folder Lock paralı diğerleri ücretsiz]

     

    Recuva: Yanlışlıkla sildiğiniz dosyaları hard diskin üzerindeki izleri okuyarak geri getirir. (Alternatif programlar: Diskdigger, Rstudio) [Rstudio paralı diğerleri ücretsiz]

     

    Xl delete: Silinecek dosyanın defalarca üzerinden geçerek geri dönüştürülemez hale getirir. (Alternatif programlar: Eraser, wipefile) [XL delete paralı diğerleri ücretsiz]

     

    Virtualbox: Bilgisayarınız çalışırken ekranda açılan bir pencerede başka işletim sistemleri çalıştırabilirsiniz. Sanal ortamda çalıştırdığınız bu işletim sistemlerindeki virüsler asla gerçek bilgisayarınıza bulaşamaz. (Fakat program için yüksek RAM gerekiyor en az 2 GB Ram'i olanlar kullanabilir.) [Ücretsiz]

     

    Abbyy Finereader: Fotoğraf makinenizle çektiğiniz veya tarayıcınızla taradığınız sayfalarca bilginiz var. Ama resim şeklinde kaydedilmiş bu bilgileri değiştiremiyorsunuz veya istediğiniz kısımları kopyalayamıyorsunuz. Burada OCR programları yardımımıza koşuyor. Onlar resimleri sizin yerinize tarıyor ve bütün yazıları isterseniz pdf isterseniz word dosyası olarak kaydediyorlar. Fakat bu programların hemen hepsi ücretli ve fiyatları gerçekten çok yüksek. Yine de Google yardımıyla full versiyonlarını bulmak mümkün. (Sanırım Adobe reader'ın full versiyonu da bu işi yapıyor.)

     

    Antivirüs programları: Eğer bilgisayarınızda doğru düzgün bir antivirüs programı yoksa tehlikedesiniz demektir. Size tavsiyemiz Avira Antivir veya Avast gibi ücretsiz ve kaliteli bir program kullanmanızdır. Kaspersky veya Eset NOD32 yükleyip ikide bir serial aramanıza gerek yok.

     

    Güvenlik duvarı: Bilgisayarınıza gelen ve giden tüm bağlantıları kontrol edebilirsiniz. Ayrıca kendi internet sitesine bağlanıp seri numarasını denetleyen programları da engelleyebilirsiniz. Sizin izin verdiğiniz programlar dışında (mozilla, internet explorer gibi) tüm programların internetle alakasını kesebilirsiniz. (Tavsiyem: Comodo firewall, Onlinearmor)

     

     

    Bu programların çoğunun sınırsız kullanımlık tam versiyonları bende var ama bildiğim kadarıyla sitede bu tür paylaşımlar yasak. Onun için paylaşmıyorum.

     

    CCleaner, 7zip, Virtualbox gibi bazı programlar ücretsiz dağıtılırken Rstudio, XL delete gibi bazı programlar ücretli dağıtılıyor. Google'da aratıp tam versiyonlarını bulabilirsiniz ama indirdiğiniz programın virüs içermemesine dikkat edin. Crack dosyalarının yüzde sekseni virüslüdür, özel bilgilerinizi crack dosyasını yazan hacker'a gönderir. Onun için mümkün mertebe crack veya patch yerine serial bulmaya çalışın.

     

    Elinizdeki bir programın virüs içerip içermediğini Virüstotal adlı siteye göndererek kontrol edebilirsiniz. (Ama gönderdiğiniz dosya şifreli rar dosyası olmamalıdır ona göre.)

     

    Facebook, Gmail veya banka şifrenizi girerken girdiğiniz sitenin başka site olmamasına dikkat edin. Mesela www.faceboook.com veya gmai1.com gibi siteler şifrenizi çalmak için tasarlanmış sitelerdir. Genelde şifrenizi girmezseniz başınıza kötü şeyler geleceğini söyleyerek sizi kandırırlar. Ayrıca Facebook ile mail şifrenizin ayrı olmasına dikkat edin, facebook hesabınız çalındığında mail adresiniz de gitmesin.

     

    Ben bilgisayardan anlamam, ama virüslerle de uğraşmak istemiyorum diyorsanız ülkemizde geliştirilen Pardus işletim sistemini kullanmanızı tavsiye ederiz. Virüs bulaşma ihtimali çok zor olan Pardus'un 2011 versiyonu geçenlerde yayınlandı. İsterseniz windows işletim sisteminizin yanına ek olarak kurarsınız isterseniz CD'den çalışan versiyonunu kullanabilirsiniz. İnetnette güvenle gezinebilirsiniz.

     

    Sıkıntılarınız konusunda size yardımcı olmak isterdim ama burada daha fazla takılmayacağım. Diğer arkadaşlar yardımcı olurlar ümid ediyorum.

     

    Hoşçakalın kardeşlerim.


  5. Doğruya doğru nameless kardeşim adamlar sadece bir alanda uzmanlaşıyor yazılım, ağ vs.. gibi diğer konularda hepimiz kadar cahil oluyor.

     

    Bildikleri konularda da kod yazmayı falan öğreniyorlar. İşe yarar mı dersen elbette yarar ama özel bir programa veya hizmete ihtiyaç duyan adamın işine yarar.

     

    Bilgisayar mühendisliğinin puanı yüksek diye insanlar gözünde büyütüyorlar. Veya çok para kazandırıyor diye bilemiyorum.

     

    Bir bilgisayar mühendisini biraz konuşturduğun zaman ne kadar dolu olduğu ortaya çıkıyor. Şahsen ben bugüne kadar bilmediğim konuları öğrenmek için bilgisayarla alakalı bölümlerde okuyan kaç kişiyle konuştuysam sadece saçmaladıklarını gördüm.

     

    Allah iyi mühendislerimizin sayısını artırsın diyelim.


  6. Ali Bulaç'ın Kuran'da iki kadının şahitliğinin bir erkeğe eşit tutulmasına açıklama olarak "o eskidendi, o zaman kadınlar cahildi şimdi bir kadın bir erkeğe eşittir" diyerek feminist saldırılara göğüs germesi gibi...

     

    Yaşar Nuri'nin "Aişe validemiz 18 yaşındayken Peygamberimizle evlenmişti" demesi gibi..

     

    Veya Hayrettin Karaman'ın "misvak eskiden iyiydi şimdi diş fırçası var bu sünnet kalkmıştır" demesi gibi...

     

    İslam'ı değiştiren ve kafirlere hoş görünmek için laikliği bile caiz görecek derecede reformist olan alimlerimiz olmasaydı biz ne yapardık acaba?

     

    Ama bu uzun yazıyı yazarak elinden geldiği kadar mücadele veren kardeşimi de tebrik ediyorum. Yazısını tamamen okumadım ama ortada bir gayret var. Eğer usulde bir yanlışlık varsa bence düzgün bir şekilde konuşabiliriz.


  7. ama bu programın internet explorer dışındaki web browser lara uygulanmayacağını belirtelim.

     

    Güzel kardeşim dediğim yerden programı indirip üstüne bir de eklentisini kurarsan bilgisayarın sittin senelik geçmisini silersin.

     

     

    Firefox, Opera, Editome, Adobe, VLC, GomPlayar, Winrar, 7Zip gibi bilgisayarda yüklü olan tüm programların geçmişini siliyor.

    • Like 1

  8. Önce buradan Ccleaner adlı programı indiriyoruz:

     

    http://www.piriform.com/ccleaner/download/standard

     

    Sonra buradan eklentisini indiriyoruz:

     

    http://download.cnet.com/CCEnhancer/3000-18512_4-75212385.html

     

    Önce programı kuruyoruz, sonra eklentisini kuruyoruz.

     

    Ardından Ccleaner'i çalıştırıyoruz.

     

    Eğer geçmişinizin geri getirilimeyecek şekilde (üzerine defalarca yazılarak) silinmesini istiyorsanız

     

    Ayarlar> seçenekler > güvenli dosya silme kısmından üzerine kaç defa yazdırmak istediğini seçebilirsiniz.

     

    Temizle dediğiniz zaman tüm geçmişiniz silinecektir.

     

    Özellikle internet cafe gibi umuma açık ortamlarda şiddetle tavsiye ederim.

    • Like 1

  9. Mâsum, küçücük bir taşın beresi üzerine flaster yapıştırmak ne demek? Haklı, koca bir güllenin yere sereceği leşinin üstünü örtecek kanlı kefenden ne haber?

    Üstadın bir kitabında cümleyi okuduğum zaman önce inanamadım sonra gülmekten kırılmıştım.

     

    Olayı bilmeyince kimse anlamıyor tabii.

     

    İsmet İnönü miting yapmaya giderken kalabalığın arasında kalıyor ve birisinin attığı taş bunun kafasına çarpıyor.

     

    Üstad da "o yarayı kapatan küçücük yara bandı nerede, İnönü'nün leşini yere serecek koca gülle nerede" diyor.

     

    Ayrıca izleyiniz:

    http://www.youtube.com/watch?v=NH441obcN6o&feature=related


  10.  

    Ben de cevap yazmayacaktım ama bütün arkadaşların müsaadesine sığınarak son bir cevap vermek istiyorum.

     

     

    Ancak şu ana kadar hiçbir şekilde duymadığım bir hadisi zerre miktarda tanımadığım bir insanın kaynaksız pat diye ortaya atmasına bütün normal insanlar gibi tepki verdim.

     

    Ben hadisi ilk söylediğimde kaynak soran arkadaşlara hadisin kaynağını "Buhari Şurut 15" diye hatırladığımı söylemişim zaten. Sizin kontrol etmeniz gerekmez miydi?

     

    Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi öyle mi? Evet burada resmen benim Hazreti Ebubekir'i gözümde putlaştırdığımı öne sürüyorsunuz.

     

    Peygamberler bile hata yaparken (onların hatalarına zelle denir) Hazreti Ebubekir hiç hata yapmazdı diyen bir adam onu putlaştırmış olmaz mı?

     

    Burada laf ebeliği yaparak "bana putçu kafir dedi" ayağına yatmanız doğru mu? Zira her putlaştırma adamı kafir etmez, göz zinası vardır ama bunu yapana zinâkar denmez, mal sevgisi şirktir ama her cimri mümine müşrik denmez. Bir insan da Hazreti Ebubekir her yönden kusursuzdu dese onu putlaştırmış olur, ama ona putperest denmez.

     

    Ben henüz ağzım süt kokarken o mübarek insanların menkıbelerini dinlemeye başladım.

     

    Ben Hazreti Ebubekir'i ağzım süt kokarken dinlediğim masallardan değil sahih hadislerden öğrendim. Onun masal karakteri olan halini değil hatasıyla sevabıyla gerçek halini sevdim. Sen o kıymetli sahabeyi yolda görsen hayalindeki kusursuz kişiye benzemediği için yüz çevirirken ben ayaklarına kapanırım.

     

    Lütfen bizim gibi toplasınız 300-500 kişi yapmayacak ve sizi anlamaktan fersah fersah uzak biz zavallı aciz insancıkları yazılarınızdan mahrum bırakın.

     

    Burada da aklınız sıra sitede aleyhime kamuoyu oluşturup beni yalnızlaştırmaya çalışmışsınız. Benim web sitemdeki yazılarım yüzbinlerce kez okundu ama bu sitedeki ehli sünnet kardeşlerimle bir arada olmak beni binlerce kat daha mutlu ediyor. Ben orada kullandığım 300-500 ifadesini benimle dalga geçen sizin gibi kişiler için kullandım. Yoksa diğer sitelerde yazar olmaktansa burada okur olmayı tercih ederim.

     

    yöneticilerimizin aynı tarz bir yazıya bu sefer aynı hoşgörü ile yaklaşacaklarını hiç zannetmiyorum.

     

    Yöneticileri de tahrik etmeyi unutmamışsınız:)

     

    Bakıyorum da mini etekli taytlı kızlardan başlayıp neredeyse Vatikan modasında kadar götürmüşsünüz işi.

     

    Tayt giyen kızları eleştirdiğim için bana saldırıyorsunuz, Allah'u Teala da müminleri teşvik etmek için cennette "göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış genç kızlardan" bahsediyor (Amme, 33) O'na da mı saldıracaksınız?

     

    Zira sizin zihniyetinize göre "içki pistir" diyen insan "içki" dediği için günahkâr oluyor. Halbuki biz kendi içimizdeki pisliği görüyoruz, ne hadislerde bir pislik var ne de ayetlerde. Ne de Hazreti Ebubekir'in davranışlarında bir bozukluk var. Bozukluk tamamen bizde.

     

    Hani küfür etmediğiniz sadece biraz sert olarak eleştirdiğiniz insanlar var ya onlar 10-15 sene önce ellerinde Elifba cüzü camilere yollanan çocukların büyümüş hali.

     

    Çıplaklığı eleştirmekle çıplak bir kadını eleştirmek arasındaki farkı göremiyorsunuz. Çıplaklık cemiyetimizi ifsad eden bir iğrençliktir. Siz burada ismi dahi belli olmayan çıplak kadınları "küçükken Kuran okuyorlardı" veya "onların da anneleri örtülüydü" gibi sözlerle temize çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sizin burada yaptığınız iş zulme uğramış bir kadını savunmak değil Allah'ın yasakladığı bir günahı savunmaktır.

     

    Son söz olarak, sizi incitmek kırmak istemezdim. 28 Şubat sürecini yaşamış müslümanlar olarak üslubumuza dikkat etmemiz gerektiğini biliyorum. Hakikati daha yumuşak bir şekilde anlatmak isterdim. Bu tartışmanın bir nefs mücadelesi şekline dönüşmesini hiç istemezdim. Kalbini kırdığım bütün arkadaşlardan özür dilerim.

     

    Saygılarımla.

     

     

     

     


  11. Serdengeçtik kardeşim haklısın biz hadislerden hüküm çıkartamayız. Zaten ben de bunu yapmak istemedim. Zaten kimseye küfür de etmedim. Sadece bir gühahı işleyenleri sert bir şekilde eleştirdim. Şimdi içki içenleri veya çıplak gezenleri sert bir şekilde eleştirmek doğru mudur değil midir noktasına geldik.

     

    Kadirşinas kardeşim bir daha buraya yazı yazar mıyım bilmiyorum ama yazarsam on kere düşünüp öyle gönderirim heralde.

     

    Aslında istesem Üstad'ın eserlerinden birsürü alıntı yaparım ama gerek görmüyorum. Hadisi zor kabul ettirdik Üstad'ı hiç kabul ettiremeyiz.

     

    Bence bu konularda eşitlik falan derken çok yanlış bir çizgide duruyoruz.

     

    Yahudilere hoşgörü diyoruz ama adamın dini seni öldürmekten ibaret... Hristiyana hoşgörü diyoruz ama adam Allah'ın eşi var diyor.

     

    Hoşgörü diye ortalıkta gezen şaklabanlara "senin hocan bir kadından çocuk meydana getirmiş" desen ağzından köpükler fışkırtarak üzerine atlar. Ama Allah'a çocuk isnad edildiği zaman öfkelenmiyor, gülümsüyor.

     

    Bu adama ne anlatacaksın?

     

    Adamların konuşacak lafı kalmayınca bizle dalga geçiyorlar. Sen benle dalga geçsen ne geçmesen ne...

     

    Aslında kendisi de benim yazılarımı okumuştur, hazırladığımız videoları izlemiştir. Ama adamın karşısına çıkınca saldırıyor işte.

     

    Ne zor zamana kaldık yahu... Bâtılı zemm ettiğin zaman fâsıklardan evvel müslümanlarla mücadele etmen gerekiyor.

     

    Batılı översen bütün dalâlet ehli arkanda oluyor müslümanlardan çıt çıkmıyor...

     

    Çıt çıkaranın kafasında müslümanlar çat diye sopa kırıyorlar.

     

    Ne diyelim, bundan sonra yazarsak hiç kimsenin dikkatini çekmeyecek, kimse tarafından okunmayacak uzun ve sıkıcı yazılar yazarız. İnsanlar da gelip "çok teşekkür ederim, Allah razı olsun" gibi yorumlar yaparlar.

     

    Selametle kalın...

    • Like 1

  12. Ve inanılmaz bir potansiyel gördüm kardeşimizde.

    Ben de sizde müthiş bir kıskançlık potansiyeli gördüm efendi.

     

    Biz şan için şöhret için yazmayız. Benim kimliğimi kimse bilmez. Zaten yazılarım sebebiyle ana haber bültenlerine çıktım, köşe yazarları bana köşelerinden hakaret ettiler. Bu forumda bir yazımı 300-500 kişi okusa ne okumasa ne...

     

    Hazreti Ebubekir'e iftira attığımı iddia ediyorsun. Kardeşim ben okuduğum kitabı sana söylüyorum, git sen de oku bulamazsan gel bana müfteri de.

     

    Hazreti Ebubekir'e nasıl iftira atarız ki biz ahirette onlarla birlikte olmayı ümid ediyoruz. Onların da insan olması, hatalar yapması mümkündür. Bugün kafirlerin önünde diyalog için takla atanlar onların şerefli duruşlarından nasipsizdir.

     

    Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi siz de Hazreti Ebubekir'i sevdiğinizi iddia ediyorsunuz ama bugün karşısına çıksa "sen o değilsin" deyip geçeceksiniz. (İyi niyetli ehli sünnet kardeşlerimi tenzih ederim.)

     

    O kadar itiraz ettiniz ki araştırdım hadisin kaynağını buldum. Allah'a hamd olsun aynı hatırladığım gibi çıktı. Üstelik kaynağını Buhari Şürut 15 diye vermiştim o da doğruymuş. Allah'a defalarca hamd olsun. Bize yalancı müfteri diyenler bakalım şimdi ne diyecekler.

     

    Urve bu esnada:

    "Ey Muhammed! Kavminin kökünü kazıdığını farzedelim, (eline ne geçecek). Senden önce, Araplardan kavmini toptan helak eden birini işittin mi? Durum aksi olursa (başınıza geleceği, Kureyş'in size neler yapacağını tahmin edebilirsin. Üstelik bu daha kavi bir ihtimal) zira ben, aranızda ileri gelenlerden bazı kimseler görüyorum, halktan toplanmış, seni terkedip kaçmaya mütemayil kimseler de görüyorum" dedi.

    Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh (onun bu sözüne dayanamayıp):

    "(Halt etmişsin, git!) Lât putunun fercini yala! Demek biz Resûlullah'ı terkedip yalnız bırakacakmışız ha!" (diye şiddetle çıkıştı).

     

     

    Buhari, Şurüt 15, 1, Hacc 106, Muhsar 3, Megazi 35, Tefsir, Mümtahine 2; Ebu Davud, Cihad 168, (2765, 2766), Sünnet 9, (4655).

     

    ***

     

    Biz ehli sünnet yolunda olup kendimizi Osmanlı'nın torunları olarak gören müslümanlarız.

     

    Diyalogcular, reformcular, selefiler, wahhabiler, şiiler ve sahte şeyhlerin talebeleri bizden nefret ederler.

     

    Kuran videoları paylaştığımızda bile bize şiddetle saldıran müslümanlar çıkmıştır.

     

    Onun için bu tür saldırılara alışığız.

     

    Ayrıca tüm ehli sünnet kardeşlerime Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin "Hazreti Ebubekir" adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim.

     

    İmam Nevevi'nin Riyazüs Salihin adlı hadis kitabını, İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin tefsirini de okumalarını tavsiye ederim.

     

    İnandık demeyle olmaz neye inanacağını da bilmek gerekir.

     


  13. Arkadaşlar size tam kaynak verebilmek için internette araştırdım ama o hadisle ilgili hiçbirşey bulamadım.

     

    Hatırladığım kadarıyla anlatayım, bir kafir topluluğu peygamberimizin huzuruna geliyor. (Ya Hudeybiye öncesi ya da bir savaş öncesi.) Peygamberimize diyorlar ki: "Senin etrafına toplanmış insanlar zayıf ve güçsüz kişiler. Yarın bunlar açlıktan senin yanından ayrılmak zorunda kalır. Sen de tek kalırsın"

     

    O zaman Hazreti Ebubekir "Siz gidin de taptığınız putun bir yerini yalayın, biz ölsek de Rasulallah'ın yanından ayrılmayız" diyor. Tabii bizim bunları görmemeniz çok normal. Çünkü çok büyük bir hocanın bütün dünya dillerine çevrilen bir kitabında Hazreti Ebubekir'in melek gibi olup hiç kimseyi incitmediği yazıyordu. Halbuki yalan, Aişe validemize tokat attığı vakidir, üstelik peygamberimizin yanında.

     

    Sakın beni selefi veya reformist sanmayın, o sahabelerin hepsine canım feda olsun. Sadece gerçeklerin gizlenmesi biraz üzücü. O sahabeleri tanıyıp onları sevmek lazım, hayal mahsulü karakterleri değil...


  14.  

    Küfrün alıp başını yürüdüğü okulunuzun forumunda bile yöneticisi tarafından silinen bu yazıyı buraya nasıl layık gördünüz şaşıyorum. Yoo hayır şaşırmıyorum aslında.

     

    Allahtan yazıp yazıp silmişsiniz. En masum haliyle bu kadar saldırgan olan bir yazının ilk hali nasıldır bilemiyorum.

     

    İşin garip tarafı şu, her türlü münkeri gülümseyerek izleyenler, birisi çıkıp da bu yapılanlar yanlıştır dediği zaman deli gibi hırçınlaşıyorlar.

     

    Artık günümüzde hakkı söylemek provokasyon, dini anlatmak yobazlık oluyor.

     

    Köşe yazıları marifetiyle başörtülü kızlara en korkunç hakaretler edilirken sesi çıkmayanlar bi-tarafı açıklar sorgulandığı zaman özgürlük savaşçısı kesiliyorlar.

     

    Eğer soyunmanın çirkin olduğunu söylemeyeceksek ağzımızdaki dilin ne gereği kaldı?

     

    Ayrıca Üstad'ın kitaplarında defalarca kullandığı kelimelerin burada sansürlenmesi de ilginç bir durum.

     

    Aslında bu durum bana kraldan fazla kralcı, peygamberden fazla müslüman olma durumu gibi geliyor.

     

    Koskoca Hazreti Ebubekir, Peygamber efendimizin huzunda kafirlere küfür ediyor ve peygamberimiz de onu engellemiyor. Hem de ne küfür.. (Riyazüs Salihinde okumuştum hadis numarasını Buhari Şürut 15 diye hatırlıyorum.)

     

    En ağır küfürlerin edildiği sitenin yöneticini bile bu yazıyı silmiş
    demişsiniz. Ne o site o kadar seviyesiz ne de benim yazım o sebepten silindi.

     

    İktidarsızlık he... Vay anasını sayın seyirciler...
    demişsiniz. Sokakta soyunan bir kadının kocasını sorgulamanın nesi yanlıştır? Ayrıca anasını derken elini öpmeyi mi kastettiniz acaba?

     

    Tamam demokrasi falan diyoruz ama iş vardı küfür nizamını savunmaya kadar dayandı. Biz istediğimiz durağa gitmek için bindiğimiz demokrasi aracından şimdi inmek istemiyoruz. Bu durak İslam durağıdır, burada inmezsek yüz yıl daha gideriz.

     

    Üstadımız komünizme karşı demokrasiyi desteklemiştir, 28 Şubat'tan ders alan siyaseçilerimiz Ergenekon'a karşı demokrasiyi desteklemiştir ama artık demokrasiye karşı İslam'ı tutmak zamanı gelmiştir. Aslında başıboş demokrasi demek lazım, yoksa biz tümden demokrasiye karşı değiliz.

     

    Eğer "yok canım ben de çıplaklığa karşıyım ama sadece üslubunuza kızdım" derseniz o zaman sizden bu konuda bir yazı beklemek doğru bir talep olur sanıyorum.

     

    Bakalım maksat bizim üslubumuzu sorgulamak mıymış yoksa çıplakları savunmak mı...

     

    • Like 1

  15. Ben Şevket Eygi'nin yazılarını çok seviyorum fakat kanlı pazar olayında kötü bir rolü olduğunu söyleyip duruyorlar. Amerikan'ın yanında yer aldı falan diyorlar.

     

    Bir de evlenmemesi bana garip geliyor. Bir müslüman yapabilme imkanı olduğu halde Peygamberimizin en kuvvetli sünnetlerinden birini neden terkeder?

     

    Aydınlatırsanız sevinirim.


  16. Çok güzel bir bilgilendirme olmuş.

     

    Hayrettin Karaman, Abdülaziz Bayındır gibi adamlar alimden çok karanlık suratlarıyla Batman'ı andırıyor.

     

    Bu adamları hoca diye dinleyenlere şaşıyorum.

     

    Nerde sapıtmaya meyilli adam varsa ilahiyat okuyup profesör oluyor.

     

    Ayrıca bu adamları televizyonlara çıkarıp hoca diye millete tanıtan kanallara da çok dikkat etmek lazımdır.

     

    Bu adamları ekranda görünce bu sitede başlık açıp insanları tepkiye davet etmek lazımdır. Şahsen ben bütün facebook gruplarımla desteklerim.

     

    Eğer "bu sapık adamı neden ekrana çıkarıyorsunuz" diye yüzlerce mail atarsak bunların esamesi kalmaz.

     

    Suç biraz da bizde.


  17. Arkadaşlar sorun şundan kaynaklanıyor, ben bu yazıyı bizim okulun forumunda yazmıştım. Orada daha rahat takılıyotuz o sebepten çok serbest bir yazı olmuştu. Fakat oranın yöneticisi yazıyı silince ufak düzeltmelerle buraya taşıdım. (Oranın yöneticisi sert ifadeler olduğundan değil kendisine ters olduğundan sildi. Yoksa ne küfürler var sitede.)

     

    Hâsılı bir oraya bir buraya yazınca ayarı tutturamıyoruz. Bizi yanlışlarımız konusunda uyaran ve düzelten kardeşlerimizden Allah razı olsun.

     

    Bütün uyarılara rağmen yazılarımın orjinal hâlini okumak isteyen arkadaşlar :D Blog'umu takip edebilirler:

     

    http://kemalizminkarinagrisi.blogspot.com/


  18.  

    Bir gün okulun tenha koridorlarından birinde giderken karşıma bir anda iki ayaklı yaratık sürüsü çıkmıştı.

     

    Dans kulübüne mensup bu şahıslar dişi-erkek şeklinde birbirine monte olmuş vaziyette sallanıp duruyorlardı. Aralarından sıvışıp geçtim ama manzara gerçekten iğrençti, ortalık lağım gibi kokuyordu. Herkesin gözü dönmüştü.

     

    O an aklıma oradaki kızların resimlerini çekip babalarına göndermek geldi ama sonra bu adamlar kızlarını belki bunun için gönderiyorlar diye düşündüm. Her türlü fedakarlığı yapmaya hazır kızlar yerden bitmiyor heralde.

     

    Üniversitenin kütüphane gibi bir yerden ziyade ... gibi bir yer olduğu izlenimini kim veriyor anlamıyorum.

     

    Üniversite okuduğumu duyan bir şirket müdürü beni karşısına oturtup ağzından salyasını akıtarak sizin okulda mini etekli kızlar var mı diye sormuştu.

     

    Biz böyle okul da istemiyoruz böyle ülke de...

     

    Bu milletin erkeklerini ... karılarını ... yapmak kime fayda sağlıyor anlamıyorum.

     

    Biz insanların birbirinin ... değil yüzüne baktığı bir memleket istiyoruz.

     

    İpini kırmış aygırların kuş beyinli çıplak dişileri kovaladığı bir memleket değil.

     

    Peygamber efendimiz "ahir zamanda kadınlar giyinmiş çıplaklar olacaktır" buyuruyor. Aha işte o güne geldik. Hele bir de şimdi et renginde tayt icad etmişler uzaktan bakınca kadın çırılçıplak gibi görünüyor.

     

    Sokaklarda kadınların dişilik içgüdüsüyle ... veya ... diğer erkeklere göstermeleri ne kadar iğrençtir anlamakta güçlük çekiyorum.

     

    Sen bir insansın, hayvan değilsin ki seni seçecek kişi ... bakarak seçsin.

     

    Sen aklınla, ruhunla fark edileceksin.

     

    Bir de evlenmiş kadınların açılması durumu var ki bunu izahtan aciziz. Kocan iktidarsız mı be kadın? İkinci koca mı arıyorsun yoksa kendine?

     

     

    Aslında popülist yaklaşımı bırakırsak için gerçek yüzü kadınlara soyunmaları yönünde müthiş bir toplumsal baskı olduğudur.

     

    Üst sınıf kadınlar hep açıktır. Soyunmayan kadın hakim olamaz, reklamda oynayamaz, milletvekilliği yapamaz, üst sınıfa dahil olamaz.

     

    Evinde örtünen kadın yükselirken soyunmak zorundadır.

     

    Cumhurbaşkanı'nın eşinin yanı ülkenin birinci kadınının kapalı olması herşeyi alt üst etti. Komutanların kokana eşleri bir kapalı kadının arkasında durmak zorunda kaldı.

     

    Birileri tapınağında ters dönmüştür heralde.

     

    Allah-u Teâla aklımızı ve neslimizi korusun.

     

    Amin.

     

    Zorunlu Düzeltme : Haklılığı noktasında bu denli hemfikir olduğumuz bir meseleyi seçtiğiniz kelimelerle haksız, zorba, yobaz seviyesine indirmeniz kabul edilebilir mi? İşte bu nedenle mesajınızı istemeyerekte olsa, zorla da olsa düzeltmek durumundayız. Lütfen Alemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin ismini bu tarz kelimelerle aynı mesajda ve ortam da kullanmayınız.//Beylerbeyi

    • Like 5

  19. Kitapların pahalı olması bence o kadar önemli değil. Asıl vahim olan kitapların yazım hatalarıyla dolu olması. Elimdeki Çile'de o kadar imla hatası var ki şunları not alayım dedim sayfa numaraları bile bir sayfayı aştı. Adamlar bir kere bile okumadan piyasaya sürüyorlar heralde. (Yakın zamanda düzeltilmiş olabilir bilemiyorum.)

     

    Üstad ile ilgili açılan siteleri kapattırmaları da gerçekten çok üzücü. Üstadımızın kitaplarının e-kitap olarak inernetten dağıtılması bile bir hayırdır, davamıza hizmettir. Adamlar iki-üç sayfa yayınladı diye kapattırmak olur mu? Meşhur şahsiyetlerin temsili meselesi gerçekten can sıkıcı olabiliyor. Bu konuda bazı şeyler yaşamıştım sizle paylaşayım.

     

    Vakti zamanında Facebook'ta Şeyh Said diye bir sayfa açıp burada Mustafa Kemal'e karşı bazı paylaşımlar yapmıştım. Bütün kemalistler kudurup sayfamı kapattırmaya çalışırken bir de baktım Şeyh Said'in torunları da gelmiş sayfamı kapatmamı istiyor. Dedim ki ben sizin dedenizi temsil için bu sayfayı açmadım sadece sesimi duyurmak istedim, sonuça hepimiz müslümanız, davamız birdir, zaten yakında bu sayfa kapatılır ve sadece sizin açtığınız sayfa kalır dedim. Ama dinlemediler.

     

    Soyisimleri Fırat ve bir başka türü daha olan bu insanlar kemalistlerle el ele verip sayfamı kapattırdılar. Sonra ben de diğer hesabımla yönettiğim kemalistleri köpek sürüsü gibi bunların üzerine saldım ve onların sayfasını da kapattırdım. Anladıkları dilden konuştum yani.

     

    Ama Üstad hakkında açılan siteleri görmeden birşey demek uygun olmaz. Belki diyalogcuydular belki wahhabiydiler... Belki provokatördüler... Ne idüğü belirsiz her insana da izin vermemek lazımdır.

     

    N-F-K.com yapı itibariyle çok hantal ve durgun ama benim gördüğüm kadarıyla yöneticiler gerçekten çok sağlam adamlar. Okuyan, düşünen, üstadı tanıyan insanlar. Onun için Üstad hakkında birçok forum açılmasındansa hepimizin burada buluşması daha doğru olur diye düşünüyorum.

    • Like 1

  20. Araplar bizi sırtımızdan vurdu tezini öne süren Türkçü Tekinalp reyiz meğer yahudiymiş:

     

    https://secure.wikimedia.org/wikipedia/tr/wiki/Munis_Tekinalp

     

    Yine Türkçülüğü kuran ve sağlam temeller üzerine oturtan Ziya Gökalp (türk kökenli olmayan) mason reyizlerdenmiş:

     

    http://www.mason.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=39&Itemid=43

     

    Amerika'da kendisine CIA tarafından gayri nizamı harp taktikleri öğretilen Alparslan Türkeş reyiz:

     

    http://img401.imageshack.us/img401/6714/load28429xf1tx7.jpg

     

    Türkçülük-ırkçılık fikri bizi bir arada tutmak için değil parçalamak içn uydurulmuş bir yahudi oyunudur.

     

    Komünizmi ve kapitalizmi tesis edenlerin yahudi olması gibi...

     

    Darwinizmi kuran yahudiye karşı Harun Yahya gibi İsrail'den maaş alan bir masonun öne çıkartmalsı gibi.

     

    Tezi öne süren yahudi karşısına antitezi de çıkarıyor ki her şey kontrolünde olsun.

     

    Sağcıları avucunun içine alan yahudi solcuları başıboş mu bırakıyor?

     

    Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk gibi silahların susmasını isteyen DTP'lilerin milletvekillliğini düşürüp DTP'yi kana susamış Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş ikilisine bırakan bizim derin devlet değil mi?

     

    Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi'yi öldüren el ile Abdullah Çatlı ve Muhsin Yazıcıoğlu'nu öldüren el aynı değil miydi?

     

    Maksat konuşturmamak değil miydi?

     

    Türkiye'de ülkücülük ile solculuk derin devletin sağ ve sol elidir. Siz vatan için çalışırsınız ama birgün gerçeği öğrenir ve öldürülürsünüz.

     

    Jitem'in katil komutanı Cem Ersever'in Soner Yalçın'a konuştuktan sonra öldürülmesi gibi. Ve bu konuşmayı kitaplaştıran Soner Yalçın'ın gerçekleri bulandırması gibi.. Bugün Ergenekon'dan yargılanaması gibi...

     

    Mason olmayan solcular temizlenir sağcılara yıkılır, mason olmayan sağcılar temizlenir solculara yıkılır.

     

    Bir yandan şiddet artarken bir yandan bütün ipler derin devletin eline geçer.

     

    Jitem'ci Arif Doğan'ın dediği gibi "Faşist Komünist hepimiz kardeşiz" galiba...

×
×
  • Create New...