Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

yorumsuzkalem

Üye
  • Content Count

    6
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by yorumsuzkalem


  1. Yeni bir gün daha başlıyor.sensiz yeni bir gün.

     

    Hava soğuk bu sabah,bedenim titriyor soğuktan.

     

    Ve yüreğim sensizlikten üşüyor.

     

    Hem özlemle anıyorum hemde nefret yüklü sitemlerle.

     

    Seni bu sabah.

     

    Adımlarım saçmalıyor iyice,nereye gideceğini bilmeyerek.

     

    Yalpalıyorum bazen yürürken,her an düşecekmişim gibi.

     

    Sokakları karıştırıyorum,isimleri unutuyorum.

     

    Günleri bile sayamaz oldum artık.

     

    Her geçen güne ben sensizlik diyorum.

     

    Sensizlik

     

    Sevda böyle acımı olur derken,boşver diyorum.

     

    Ve bir yağmur damlası düşüyor gökten,

     

    Avuçlarımla tutmaya çalışıyorum,olmuyor.

     

    Senin gibi kayıp gidiyor parmaklarımın arasından.

     

    Ben sevdaya dair,sana dair şiirler yazdıkça,dahada çok özler oluyorum.

     

    Seni,

     

    Olmuyor, ne yapabilirimki elimde değil.

     

    Ben sensiz gerçekten yapamıyorum.

     

    Sayfalara kurban ediyorum,yüreğimde taşıdıklarımı.

     

    Gecelere kurban adıyorum hayallerimi.

     

    Ve bırakıyorum seni gecenin koyu karanlığında.

     

    İşte yeni bir gün daha doğuyor sevgili.

     

    Sensiz yeni bir gün,

     

    Söylediklerim ve söyleyemediklerim,yazdıklarım,hepsi sensizlikten be sevgili….Mesut Topal….

    • Like 1

  2. Basit bir kelime,kurgusudur,bu şu üstteki dali'nin zaman ve cinayet resmine bakarken aklıma gelen saçma cümleler kirliliğidir.....Otobüs’de oturabilecek bir yer bulmak imkansızdı,orta sıralara doğru ilerleyip tam orta kapının karşı’sında kalan boşluğa giriverdim yanımda bir çift dünyadan soyutlanmış bir yerde gezintiye çıkmışlardı,sağ çaprazımda yaşlı bir amca texe marrs’ın dark majesty kitabını hayret dolu gözlerle pür,dikkat okuyordu,dünyadaki her şeyi çözen bir adam duruşuyla,onun iki sıra arkasında,uzun saçlı küpeli’ki halk arasında farklı kavramları vardır bana göre normal,başka bir şahısa göre entel,dantel ve mc Mahmut amcaya sorsam zıbidi kurbağa,insanları incelemeye devam ederken bir anda nefesim kesiliyormuş gibi hissettim kendimi otobüs tıklım,tıklımdı e nede olsa burası İstanbul ne beklenirki buradan,bir anda başımın döndüğünü hissettim üst camı aralayıp derin bir nefes aldım………karanlık……………boşluk………….. aynı anda trafik polisi arabalara geçmesi için düdüğünü üflüyordu ağzından çıkan tükürük zerreleri düdüğün üst kısmındaki delikten balinanın su fışkırtması misali,etrafa sıçrıyordu. Aynı adamın biri çektiği silahını hiç suçu olmayan kaplumbağanın kafasına dayayıp tetiği çekiyordu,ekran bir anda yeşile dönüyordu…..kaplumbağanın beyni….. Spiker akşam haberlerini sunmak için canlı yayına çıktığı anda,şiddetli bir gürültü ve tv kanalının binası çöküyordu….olası İstanbul depremi…. Sevgili takımım son lig maçınıda kaybediyordu,şimdi nerede lan bu takım….. bank asya’ya yolculuk…… buzullar erimiş,dünya su altında kara parçası yok her yer deniz,(zamanında kevin costner söylemişti size adama kulak asmadınız)…….. küresel ısınmanın sonucu….gök yarılıp bir anda her taraf alev,alev yanmaya başlıyordu,gökyüzünden dünyaya,alev topları düşmeye başlamıştı,bir anda bir düdük sesi duyuldu,sura üflenmişti……Kıyamet……. (Paralel evrenler arası geçiş,gerçek hayat tepki vermeye başladı)….gözlerimi araladığımda bir çift elin bana kolanya döktüğünü gördüm,otobüste oturuyordum,başım öne doğru eğikti,(kolanyayı döken kişinin bir bayan olduğunu düşünerek hiç bakmadan pat diye)

     

    -sağolun hanım efendi,(karşımda kirli sakallı bir adam vardı)

     

     

     

    -birader daha ayılamadın,galiba…

     

    -yok birader,yok ayıldım sağol…

     

    Aynı anda trafik polisinin düdük sesini tekrar işittim,bayılma evresi, topu,topu 20 saniyeydi,kendimi flash forward’da hissettim,paralel evrenlerin çıkış kapısında…….M-T……………bu bir kelime kurgusudur…..m-t


  3. Bir vapur kalkar sabahın 5.inde Eminönü iskelesinden güneş doğmaya hazırlanırken.içine çekersin bu şehirlerin şahı istanbulun nefesini.martılara simit atarsın bir bardak taze çay içersin buğusunu içine çekerek,İstanbul uyanmadan biraz önce çıkarsın sultanahmede işte istanbulun yüzlerce kalbinden bir tanesi heybetlice duruyor yıkılmam dercesine işte orada biraz ilerisinde masum güzelliğiyle tarih kokan buram buram ayosofya ne güzelde yakışıyorsun istanbul’uma.topkapı sarayı bende buradayım diyor ne padişahlar ağırladım ne sırlar biliyorum diyor hafızalardan silinemiycek eda’sıyla.geçiyorsun tarih kokan sokaklardan çemberlitaş seni karşılıyor,hala gizemi çözülememiş bir şekilde.esrarengiz bir şehirsin şehri mekanım.gizemler’le dolu her köşen her sokağın.birde pier loti yokmu.birde o çamlıca tepesi İstanbul sanki ayaklarına kapanıyor.işte bosphorus iki elmasın ortasında bir altın zincir misali salınıyor.birde Gülhane’si yokmu sanki yavuz hala Topkapı sarayından hala orayı izliyor.yedi tepende ayrı bir güzellik bir yeryüzü harikası nice yiğitleri yedin nice krallara mezar oldun İstanbul.fatih sanki hala burada bedeni gitmiş ama ruhu hala sokaklarda kopamıyor hala evladından bizim kopamadığımız gibi….M-T


  4. Hiçbir şey kalmamalı senden geriye.

     

    Tekrar düşmemeliyim sana,sevmemeliyim böyle aptalca.

     

    Sanki ben seni hiç sevmemişim,yüreğimi kendi ellerimle ateşe vermemişim.

     

    Ağlamamışım senin için,düşünmemişim seni.

     

    Çünkü ben seni hiç sevmemişimki.

     

    Oysa ben seni sevdiğimde,hıçkırarak ağlamıştım sevinçten.

     

    Anmıştım şarkılarda seni,kanmıştım böyle aşka.

     

    Susamıştım içim yanarcasına sana.

     

    Hayat kuruyor oyununu,ve ben delicesine seni seviyorum.

     

    Hiç bitmeyecek bir sevda zannederek,her şeyimi teslim ederek seviyorum.

     

    Körkütük,savunmasız,sindirilmiş bir şekilde seviyorum.

     

    Her şeye eyvallah diyorum,sen yüreğime bir hastalık gibi bulaşırken.

     

    Bazen geceleri bitiremiyorum. Sabahlar bana uzak geliyor.

     

    Uyku tutmuyor bazen, geceyle sırdaş oluyorum.

     

    Penceremden sessizliği ve yalnızlığı seyrediyorum.

     

    Ulan diyorum nasıl bir sevdadır’ki bu böyle,aptallaşma diyorum.

     

    Ama gel gör’ki ben kendime bile söz geçiremiyorum.

     

    Yine sevda iş başında bu gece,kalemime yansıyor özlemim.

     

    Ve yine özlemle anıyorum. Sayfalarda seni.son olmayacağını bile,bile…Mesut Topal…

×
×
  • Create New...