Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

aşıkefendiye

Üye
  • Content Count

    17
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by aşıkefendiye


  1. Bu konuda biraz yanlış düşünüyorsunuz..Şayet Bir Mürşidi KAMİL YETİŞTİREBİLDİĞİ KADAR TALEBESİNE HİLAFET VEREBİLİR..BİRAZ ARAŞTIRIRSANIZ İYİ OLUR ÖRNEK;MEVLANA HALİDİ BAĞDADİ...

     

     

    Yanlış düşündüğümü zannetmiyorum. Yazdıklarınız bir yere kadar doğru. Evet mürşid-i kamil birden çok talebe ve halife yetiştirebilir. Mesela Mevlana Halid k.s un yaklaşık 200 civarında halifesi vardır. Buraya kadar herşey tamam. Ancak buradan sonra icazetin ve icazetin çeşitlerini bilmek lazım. Abdülhakim Arvasi ks un SEVANİH adlı eserini okursanız (eğer Osmanlıca okuyabiliyorsanız size ulaştırabilirim)

    konuya daha hakim hale gelirsiniz. İcazet-i Mutlaka dışındaki tüm icazetler mürşidin vefatı ile son bulur. Mürşidin vefatı ile diğer tüm halifeler mutlak icazetli tek halifeye intisab ederler. Örneğin Mevlana halid k.d un tüm halifeleri vefatı sonrası, tek iacazet-i mutlaka sahibi Seyyid Taha-i Hakkari k.s intisab etmişlerdir.

    Bu işler ben yaptım olduyla olmaz. İcazet mutlaka yazılı olmalı ve mürşidin mührünü taşımalıdır (Kaynak Abdülhakim Arvasi k.s)

    Rüyyada aldım mana aleminde oldu vs sahih değildir.

    Bana biraz araştırırsan iyi olur diyorsun ama ömründe hiç icazet-i mutlaka gördün mü acaba?(piyasada gezen sahtelerden bahsetmiyorum). Niyetim kimseyi kırmak değil. Bu büykleri ve bu büyk yolu sevenlerin istismara uğrmasında bıktım artık. Kalbini kırmadığımı umuyorum. Yine hakkını helal et ...


  2. Kardeş emin olabilirsin ki Gavs Hz. evliyadır ve yalan söyleyecek bir kişi değildir. Tanımasam inandıracaktın :) Saolasın yine de Allah senden de razı olsun. Sen Gavs Hazretlerinin evliya olduğunu mu kabul etmiyorsun şimdi ? Hem o ben Seyyid Abdulhakim Arvasi'nin(k.s) soyundanım dememiş ki ! Ben onun soyundan olduğunu derken Peygamber Efendimiz(s.a.v) soyundan olduğunu kastettim kardeşim şimdi anladın değil mi ? Yani diyorum ki Gavs seyyiddir bunda şüphe yoktur ! Hem bir silsile illa ki onun evladı onun evladı geçecek diye bir şey yok(kim icazet aldıysa onda senin bu konudaki bilgin eksik emin olabilirsin yani kimin kimden icazet aldığını kavrayamamış olsan gerek ). Buyur sana Abdulhakim el Hüseyni(k.s) Hazretlerinin Hayatı buna da uydurma deme !

     

     

    Arkadaşım allah senden razı olsun, ne dediğini çok iyi anladım. Zaten itirazım da bu söylenenlere. Ben evliya değildir demedim. Orasını ancak Allah-u teala bilir.Nesebine itiraz ettim. Ayrıca bahsi geçen silsileye bakarsanız Seyyid Taha k.s dan sonra Seyyid Sıbgatullah-i Arvasi (Aslı Hizan-i dir) k.s gelmektedir. Oysa ki Seyyid Taha k.s un mutlak icazetli (bu sadece bir tek halifeye verilebilir) halifesi Seyyid Fehim Arvasi k.s dur. Yani benim değil senin bilgin eksik arkadaşım.( Ben bu yolu sonradan tanımadım içinde doğdum elhamdülillah.) Tarik-i aliyye nin büyüklerinin birden çok halifesi olabilir ama bunlardan sadece biri icazet-i mutlaka ile şereflenir. mürşidin vefatı ile tüm halifeler mutlak icazetli tek halifeye intisab ederler. Yoksa yüzlerce silsile meydana çıkar. çok başlılık oluşur. Mesela Mevlana Halid-i Bağdadi k.s un yaklaşık 200 halifesi vardı. Ancak bunlardan sadece seyyid Abdullah k.s mutlak icazetliydi. Mevlana Halid k.s un vefatıyla diğer tüm halifeler Seyyid Abdullah k.s a intisab ettiler.

    • Like 1

  3.  

    Hmm...Anlıyorum kardeşim... Senin üzerinde hakkım var mı ki kardeşim Estağfurullah ! Eğer varsa kendi üzerimdekilerini helal etsem(sen de helal et kardeşim) dahi Allah'ın dostlarına dediklerini onlar da affetse Allah affeder mi bilmiyorum. Zira bir Allah dostu traş oluyor bir çocuk gelip onun keline vuruyor Allah dostu birşey demiyor ; sonra çocuğun başına birşey geliyor ya araba çarpıyordu yada çarpacak gibi oluyordu orasını tam hatırlayamadım ; Sonra berber soruyor : Neden hakkını helal etmedin ? Evliya diyor ben ettim ama Bostan Sahibi etmedi(sanırsam böyleydi hatırladığım kadarıyla yazdım).. Allah'a vereceğin hesabı düşünerekten bence Allah'a tevbe et kardeşim. Biz kimiz ki ? Affetmek Allah'a mahsustur...

     

    Selam ve dua ile kalınız...

     

     

    Arkadaşım samimiyetine ve hassasiyetine gerçekten güveniyorum. Allah-u Teala bu yolun büyüklerine olan muhabbetini arttırsın inşaalah. (Hepimizinkini )

    ben sana durumu şöyle özetliyeyim.:

    Adamın biri çıksa ortalıkta senin amcaoğlu olduğunu idda etse (öyla olmadığı halde) ve babanın ve dedenin tüm mirasının kendisine kaldığını idda ederek tüm aileni sevenleri ve inananları bambaşka yollara sürüklese; bunun yalan olduğunu insanlara haykırmak istemez misin??? Bu işin ispatını elinde bulunan Hanedan -ı Osmanlı tasdikli aile soy ağacıyla yapmak istemez misin?

    Şunu çok iyi biliyoruz: Bu yol taa Efendimiz AS. dan beri zerre-i Peygamberiye taşıyan Allahu Tealanın seçtiği özel kullar ile bugüne kadar tertemiz gelmiştir. Onun için bu büyük YOL un devamı olduğunu idda edenler aynı zamanda o büyük soya mensup olduklarını idda etmişlerdir. Ben sadece Kuru kuruya bu yola ve büyüklere muhabbet duyanları uyarmayı kendime göev bildim.

    Tarik-i Aliyye nin mensuplarını Taa Hz. Ebubekir-i Sıddık r.a dan Abdülhakim Arvasi k.s a kadar tümünün aile secereleri, ilim secereleri, tarikat secereleri ve efendilerinden aldıkları İCAZET-İ MUTLAKALARI (buraya dikkatinizi çekerim ) yazılı olarak kayıt altındadır. Ben de bu yola ve bu soya mensubum diyen herkesi ispata davet ediyorum.

    Lütfen bana kızmayın dostlar. Emin olum derdim sizin gibi bu yolu ve bu yolun büyüklerine intisab etmiş Talipleri nakıs şeyhlerden uzak durmasını sağlamak. Tabii ki gücümün yettiği ölçüde.

    Allah-u Teala hepinizden razı olsun ....

    • Like 1

  4.  

    Kardeşim sen neyin ispatinden bahsediyorsun :) Ben seni anlayamadım. Buraya yazacağın şeylerle mi inandıracaksın ? Bu şuna benzedi ben bir yazı yazacağım Allah'ın varlığını ispatlayacak gibi oldu ( Örnek verdim ) ... Kardeş kendinde misin :D

     

    Ya inanırsın ya inanmazsın ; ama kalkıp da öyle diyemezsin(saygısızlık yapamazsın) ! İnancın kendinedir kardeşim . Neyi kanıtlıyorsun tevbe tevbe ... Anca yazsan yazsan silsile yazacaksın ben de yazacağım sen benimkine yanlış diyeceksin ben seninkine demeyeceğim ! Allah bilir diyeceğim :) Yada içimden sana bu konuda cahil diyeceğim başka ne diyeyim !? Benim kanıdım Allah katındadır... Yani kalkıp senle kanıt yarışmasına girecek değilim zira bu inançtır !.. Benim hakkımda da git istediğini de. Korktu de , elinde kanıtı yok de... Bana istediğini de ama Allah dostuna deme kardeşim yoksa senin için üzülmem gerekecek çünkü Allah sorar. Ben hakkımı helal ederim bana de !.. Sen de hakkını helal et kardeşim. Tüm Müslümanlar kardeştir görüşüne her zaman sadık kalalım İnşallah. Evet sana Allah'ın dostuna öyle diyorsun diye sinirlendim ama sen de Müslüman'sın diye bu siniri dindirmek kolay geldi; ayrıca bence Gavs hazretleri yazdıklarını görecek olsaydı güler geçerdi ve bana da boşver sofi tartışma derdi !.. Ve yahut cevap bile vermezdi... Zira susmak en büyük cevaptır !

     

    Arkadaşım samimiyetine ve hassasiyetine gerçekten güveniyorum. Allah-u Teala bu yolun büyüklerine olan muhabbetini arttırsın inşaalah. (Hepimizinkini )

    ben sana durumu şöyle özetliyeyim.:

    Adamın biri çıksa ortalıkta senin amcaoğlu olduğunu idda etse (öyla olmadığı halde) ve babanın ve dedenin tüm mirasının kendisine kaldığını idda ederek tüm aileni sevenleri ve inananları bambaşka yollara sürüklese; bunun yalan olduğunu insanlara haykırmak istemez misin??? Bu işin ispatını elinde bulunan Hanedan -ı Osmanlı tasdikli aile soy ağacıyla yapmak istemez misin?

    Şunu çok iyi biliyoruz: Bu yol taa Efendimiz AS. dan beri zerre-i Peygamberiye taşıyan Allahu Tealanın seçtiği özel kullar ile bugüne kadar tertemiz gelmiştir. Onun için bu büyük YOL un devamı olduğunu idda edenler aynı zamanda o büyük soya mensup olduklarını idda etmişlerdir. Ben sadece Kuru kuruya bu yola ve büyüklere muhabbet duyanları uyarmayı kendime göev bildim.

    Tarik-i Aliyye nin mensuplarını Taa Hz. Ebubekir-i Sıddık r.a dan Abdülhakim Arvasi k.s a kadar tümünün aile secereleri, ilim secereleri, tarikat secereleri ve efendilerinden aldıkları İCAZET-İ MUTLAKALARI (buraya dikkatinizi çekerim ) yazılı olarak kayıt altındadır. Ben de bu yola ve bu soya mensubum diyen herkesi ispata davet ediyorum.

    Lütfen bana kızmayın dostlar. Emin olum derdim sizin gibi bu yolu ve bu yolun büyüklerine intisab etmiş Talipleri nakıs şeyhlerden uzak durmasını sağlamak. Tabii ki gücümün yettiği ölçüde.

    Allah-u Teala hepinizden razı olsun ....


  5.  

    Peki kardeşim tamam sen haklı ol bakalım ! Senle tartışmaya lüzüm yok !.. Zira sen en baştan hatalısın.Konuyu okuyup etmeden yazdığımı anlamadan yorum yazan sensin kardeşim ben değil ! Ben ikisi de Peygamber Efendimiz(s.a.v) soyundan demek istiyorum anlamıyorsun.Akıllı kardeşim nasıl olmadığını kanıtlayacakmışsın ? Git gör evliyayı hadi cesaretin varsa git de yüzüne karşı eleştir böyle arkadan konuşma aynı zamanda iftira attığının farkında ol ! O hak evliyadır.Milletin imanıyla oynayan biri varsa o da hakkı reddedendir !..

     

    Saygısızlık yaparak konuşmak istemem fakat sen gerçekten ki beni sinirlendiriyorsun bu tavrın ile ! En sevmediğim şey de iftiradır.Peki sen inanmayabilirsin ama böyle demeni gerektirmez. Sen ki Seyyid Abdulhakim el Hüseyni(k.s) Seyyid Muhammed Raşid Hüseyni(k.s) ve Seyyid Abdulbaki el Hüseyni(k.s) reddediyorsun. Git hayatlarını oku bakalım ! Böyle desem de fikrinin değişmeyeceği bellidir biliyorum ama ben sana karşı doğruyu söyledim zira kabul edip etmemek sana kalmıştır.Ve ben senle helalleşip barışmaya da açığım yani istersen iddialaşmamızı bırakıp barışabiliriz ben asla Müslüman tartışmasını seven biri değilim.Ama sen devam edersen ben ne yapabilirim ? Zira kabul etmemen değil de o lafın ağrıma gitti.Lütfen saygılı olalım !

     

    ''ben de şu koldanım bu koldanım diyerek insanların imanlarıyla oynayan kişiler '' İşte iftiraya giren kelimen budur açık olmasa da üstü kapalı olarak ne demek istediğin aşikardır.

     

    Saygılarımla...

     

     

     

    Bu arada adı geçen zaatları görmemiş değilim. Yakinen tanırım onlar da beni tanırlar !!!


  6.  

    Peki kardeşim tamam sen haklı ol bakalım ! Senle tartışmaya lüzüm yok !.. Zira sen en baştan hatalısın.Konuyu okuyup etmeden yazdığımı anlamadan yorum yazan sensin kardeşim ben değil ! Ben ikisi de Peygamber Efendimiz(s.a.v) soyundan demek istiyorum anlamıyorsun.Akıllı kardeşim nasıl olmadığını kanıtlayacakmışsın ? Git gör evliyayı hadi cesaretin varsa git de yüzüne karşı eleştir böyle arkadan konuşma aynı zamanda iftira attığının farkında ol ! O hak evliyadır.Milletin imanıyla oynayan biri varsa o da hakkı reddedendir !..

     

    Saygısızlık yaparak konuşmak istemem fakat sen gerçekten ki beni sinirlendiriyorsun bu tavrın ile ! En sevmediğim şey de iftiradır.Peki sen inanmayabilirsin ama böyle demeni gerektirmez. Sen ki Seyyid Abdulhakim el Hüseyni(k.s) Seyyid Muhammed Raşid Hüseyni(k.s) ve Seyyid Abdulbaki el Hüseyni(k.s) reddediyorsun. Git hayatlarını oku bakalım ! Böyle desem de fikrinin değişmeyeceği bellidir biliyorum ama ben sana karşı doğruyu söyledim zira kabul edip etmemek sana kalmıştır.Ve ben senle helalleşip barışmaya da açığım yani istersen iddialaşmamızı bırakıp barışabiliriz ben asla Müslüman tartışmasını seven biri değilim.Ama sen devam edersen ben ne yapabilirim ? Zira kabul etmemen değil de o lafın ağrıma gitti.Lütfen saygılı olalım !

     

    ''ben de şu koldanım bu koldanım diyerek insanların imanlarıyla oynayan kişiler '' İşte iftiraya giren kelimen budur açık olmasa da üstü kapalı olarak ne demek istediğin aşikardır.

     

    Saygılarımla...

     

     

     

    Arkadaşım benim seni kırmak hiç hoşuma gitmez. Eğer kırdıysam hakkını helal et. Bu konuda sen ne kadar hassassan ben de o kadar hassasım. Emin ol ki elim secereler mevcut. İnşallah birbirimizi biraz daha tanıdıktan sonra yüzyüze sana takdim ederim. Şu an için kendimi sana tanıtamam. Ama emin ol beni tanıdıktan sonra bana hak vereceksin...


  7.  

    Kardeşim ben sana aynı cemaatteler mi dedim :D Sen yanlış anlamışın. Aynı soydanlar dedim yani Peygamber Efendimiz(s.a.v) soyundalar...

     

     

     

    Anlat bakalım aç şu konuyu da anlayalım. Sen nereden biliyorsun. Bu işler kendi görüşünü belirtmekle değil doğruyu söylemekle olur.

     

     

    Arkadaşım burada herkes görüş bildiriyor. Sen yazdıklarının ispatını yapıyorr musun burada? Ben gereken herşeyi ispatrlarım. Yeter ki samimiyetinden emin olayım. Emin ol ki vesikalarım sağlam. Benim Tarik-ı Aliyye nin devamı olduğunu idda eden , ben de şu koldanım bu koldanım diyerek insanların imanlarıyla oynayan kişilerin dedelerimle hiçbir bağlantısı olmadığını anlatmaya çalışıyorum.


  8.  

    Kardeş şahıs ve cemaatin alakası olmasına gerek yok. İkisi de gönüldaş ve aynı soyda birleşiyorlar.(Peygamber Efendimiz(s.a.v) soyundan) Ve ikisi de evliya. İllede aynı cemaat içinde yer almalarına gerek var mı. Gönüller bir olduktan sonra ?

     

    Ve dikkat ettiysen ben aynı cemaatteler dememişim. Demişim ki aynı soydanlar. İyi okumanı tavsiye ederim.

     

    Aynı zamanda şunu da bilmen gerekir ki her ikiside Nakşibendiye bağlı. Biri menzil kolu diğeri de kadiriyye olarak geçiyor. Araştır da gör bakalım. Eğer yanılıyorsam bana doğrusunu anlatırsan sevinirim. Allah hepimizden razı olur İnşallah.

     

    Selam ve dua ile; Saygılarımla.

     

    Vesselam.

     

     

    Arkadaşım hassasiyetin için teşekkür ederim. Araştırmadan veyahut bilmeden yazdığımı sanma sakın. Gerçekten sen araştırmalısın bence. AYNI SOYDAN gelip gelmediğini ve aynı tarikate mensup olup olmadığını. Ben de sağlam ispatlar mevcut inşallah sağlam bir ortamda vesikalarımızı karşılaştırırız. Allah-u Teala razı olsun ....


  9. İki tarikatta; Halidi'dir. İsmailağa Cemaati, Halidi kolunun Menzil Cemaatinden icazetlidir. Menzil tarikatı, Bilvanis Seyidleri'nin himayesindedir.

    Abdulhakim Efendi Hazretleri ise; Arvasi Seyyidlerindendir.(ülkemizdeki en yaygın seyyid ailesi.)

     

    Seyyid Taha'nın talebe kollarından, Sığbatullah Arvasi Hazretleri'nin kollarından hem Arvasiler, hem de Bilvanisiler gelmiştir..

    Mürşidi kamil in çok müridi yetiştirdiği talebesi olabilir. Hatta birden çok halifesi de. Ancak icazeti mutlaka dışındaki diğer icazetler mürşidin vafatı ile son bulur. Mutlak hilafet ise adından da anlaşılacağı gibi TEK kişiye verilir. Bu nedenle kollara ayırmak mümkün değildir. Mürşidin vefatı ile tüm talebeleri ve halifeleri tek mutlak halifeye intisab ederler.


  10. Sevgili kardeşlerim üstadımızın hocasının Nakşibendi tarikatinden olduğu hepimizin malumu , lakin benim merak ettiğim bir konu ismailağa cemaatiyle aynı koldan mıdır yoksa farklı mıdır ? Bunu sormamdaki sebep bu aralar cübbeli ahmet hocanın videolarını takip etmekteyim. Gerçekten çok etkileyici bir insan , çok memnunum Allah ondan razı olsun inş. Sizdende bu konuda bir bilgi rica ediyorum ... Saygılarımla

     

    Adı geçen kişiler ve Abdülhakim Arvasi Hz. lerinin hiçbir alakası yoktur.


  11. Ve size Nakşibendi Tarikatı Menzil Kolunun Silsilesini de Vereyim:

     

    HZ.MUHAMMED(S.A.V),Hz.Ebubekir-ı Sıddık(R.a) ve İmam-ı Rabbani(k.s) gibi bir çok değerli zat da burada;

     

    HZ.MUHAMMED(S.A.S)

     

    Hz. Ebubekir Sıddık (ra)

     

    Selman-ı Farisi*Hz. (ra)

     

    Ebu Muhammed Kasım*Hz. (ra)

     

    İmam Cafer-i Sadık*Hz. (ra)

     

    Bayezid-i Bistami*Hz. (ks)

     

    Ebu Hasen Harakani Hz.*(ks)

     

    Ebu Ali Farmedi*Hz. (ks)

     

    Hace Yusuf Hemedani Hz.*(ks)i

     

    Abdülhalık Gücdevani Hz.*(ks)

     

    Hace Arif-i Rivegeri*Hz. (ks)

     

    Hace Mahmud İnciri Fağnevi*Hz. (ks)

     

    Hace Ali Ramiteni Hz.*(ks)

     

    Muhammed Baba Semmasi*Hz. (ks)

     

    Seyyid Emir Külal*Hz. (ks)

     

    Şah-ı Nakşibend*Hz. (ks)

     

    Alaeddin Attar*Hz. (ks)

     

    Yakub-i Çerhi Hz.*(ks)

     

    Ubeydullah Ahrar*Hz. (ks)

     

    Mevlana Muhammed Zahid*Hz. (ks)

     

    Mevlana Derviş Muhammed*Hz. (ks)

     

    Hace Muhammed Emkeneki*Hz. (ks)

     

    Muhammed Baki Billah*Hz. (ks)

     

    İmam-ı Rabbani*Hz. (ks)

     

    Muhammed Ma?sum Hz.*(ks)

     

    Mevlana Muhammed Seyfeddin Faruki*Hz. (ks)

     

    Seyyid Nur Muhammed Bedauni*Hz. (ks)

     

    Mirza Mazhar Can-ı Canan*Hz. (ks)

     

    Abdullah-ı Dıhlevi*Hz. (ks)

     

    Mevlana Halid-i Bağdadi Hz.*(ks)

     

    Mevlana Seyyid Abdullah Hakkari*Hz. (ks)

     

    Seyyid Taha Hakkari*Hz. (ks)

     

    Seyyid Sıbgatullah Arvasi Hz.*(ks)

     

    Abdurrahman Tahi*Hz. (ks)

     

    Fethullah Verkanisi*Hz. (ks)

     

    Muhammed Diyaeddin Nurşini*Hz. (ks)

     

    Ahmed Haznevi Hz.*(ks)

     

    Gavs Seyyid Abdulhakim Bilvanisi Hz.*(ks)

     

    Seyyid Muhammed Raşid*Hz. (ks)

     

    Gavs-ı Sani Seyyid*Abdulbaki Hz. (ks) ŞU ANKİ ŞEYH DE BU.

     

     

     

     

    Seyid Taha (k.s) un tek mutlak halifesi vardır. Seyit Fehim Arvasi (k.s) Mutlak adı üzerinde tek demektir. Mutlak olmayan bir icazetle silsile yürümez.


  12. Selamün Aleyküm Arkadaşlar

     

    Allah'ın Rahmet ve Bereketi Üzerinize Olsun

     

    Üstad'ımız Seyyid Abdulhakim Arvasi(k.s)'nin müridi olmakla birlikte dolayısıyla da sufi olmuştur.Siz de sufi olmak istermisiniz?

     

    Sufi olmak nedir ?

     

    Tamamen Hakk yoluna girmek.Onun yolunda ilerlemek.Hz.Muhammed(S.A.V)'in soyunu(Ehl-i Beyt'ini) takip etmek.Onlara uymak.İslamı tam anlamıyla yaşamak.Allah aşığı olmak...

     

    Nasıl sufi olacağım ?

     

    Üstad bir sofiydi.Seyyid Abdulhakim Arvasi(k.s) bir mürşid-i kamildi.Bir mürşid-i kamil'in dergahına gider ve onun müridi olursanız ve ona uyarsanız Allah yolunda ilerlerseniz.Neden mi? Çünkü adını verecek olduğum mürşid-i kamil Seyyid Abdulhakim Arvasi(k.s) soyundandır.Kısacası Hz.Muhammed(S.A.V) soyundandır.Ve bu asla kula kulluk etmek değildir.Tapmak olayı yoktur.Biz ancak Allah'a kulluk ederiz.Mürşidimizi takip ederiz sadece.Yanlış anlamayınız lütfen.Zaten üstad da sufiydi.Eğer yanlış bir şey olsa Üstad niye olsun ?

     

     

    Mürşid-i Kamil ne demektir açıklama:

     

    Mürşid-i kamil, Sırat-ı Müstakimi (dosdoğru yol, yani İslam’ı) gösteren, dalaletten hidayete sevkeden kişidir. Mürşid-i kamil, tasavvufta seyr-i sülûkunu tamamlayıp, irşada ehliyetli ya da icazetli olan kişiler için kullanılan bir tabirdir. Şeyh ile aynı manaya gelir.

     

    Mutasavvıflara göre üç türlü şeyh vardır: Bunlara şeyh-i ta'lim, şeyh-i sohbet ve şeyh-i tarikat denir. Şeyh-i ta'lim, ilim sahibi bir öğretici, tasavvufi konularda bilgi verip, insanları aydınlatmakla yetinen mutasavvıftır. Şeyh-i sohbet, her isteyenin sohbetine katıldığı, sözlerini dinlediği, hâl ve hareketlerini örnek aldığı mutasavvıfa denir. Şeyh-i terbiye, şeyh-i irşad, şeyh-i taslik de denilen şeyh-i tarikat ise mürid ve müntesiblerini tasavvuf yolunda eğitip yetiştirerek Allah'a ulaştıran önderdir.

     

    Şeyhin uyması gereken kimi kurallar da vardır. Her şeyden önce diğer şeyhler arasında sivrilmek, öne çıkmak için çalışmamalı, müridlerinin çoğalması için gösteriş yapmamalıdır. Nefsini bütünüyle altettiği, nefsinin tehlikelerini tamamen yok ettiği düşüncesine kapılmamalı; halkın arasına karıştığında tüm varlıklarla ilişkisini kesebileceği özel bir halvet yeri ve zamanı olmalıdır. Kendisine bağlanan müridlere iyi davranmalı, diğer şeyhlere saygı göstermelidir. Müridlerini sevmeli, onları sağlık ve hastalıklarında yalnız bırakmamalı, haklarını yerine getirmelidir. Nefislerine karşı verdikleri savaşta zaaf gösteren müridlere hoşgörülü davranmalı; müridlerinden gelecek herhangi bir fayda ve hizmete tenezzül etmemelidir. Müridlerin kusurlarını yüzlerine vurmamalı, onları dolaylı biçimde uyarmalıdır. Müridlerinde gördüğü değişiklikleri başkalarına açıklamamalıdır.

     

    Tasavvuf kaynaklarında, tasavvufî hayata girmek, bir mürşide bağlanmak isteyenler için gerçek bir şeyhte aranması gereken niteliklerin dökümü yapılır. Bunların başlıcaları şöyle özetlenebilir: Şeyh ilim, irfan ve eserleriyle temayüz etmiş olmalıdır. Veli olması yeterli değildir, aynı zamanda mürşid olmalıdır. Günlük hayatı müstakim olmalıdır. Belli bir tarikatın kuralları doğrultusunda tasavvufi eğitimini (seyr ü süluk) tamamlamış olmalıdır. Müridlerini yetiştirmekteki yeteneği kabul edilmiş olmalıdır. Dini görevleri yerine getirmede ciddiyet sahibi olmalıdır. Tekelci olmamalı; kendi dışındaki şeyhleri kötülememeli, küçük görmemelidir. İnsanları eğitmek bir yetenek işidir. Öğretmek ve eğitmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. Bu nedenle şeyh, Allah vergisi bir kabiliyete sahip olmalıdır.

     

    Tavsiye ettiğimiz Mürşid-i Kamil:

     

    Adıyaman/ Menzil Köyü / Şeyh Seyyid Abdulbaki el Hüseyni( Abdulbaki Erol)

     

     

    Bu zat çok kıymetli ve değerli bir zattır.Bir çok mucizesine şahidimdir.Kesinlikle dosdoğru Allah'ın yolundandır.Allah'ı canından çok sevmektedir.Peygamber Efendimizin izinden ilerlemektedir.Bu zata hacı-hoca deyip geçmeyiniz.Bildiğiniz üzere televizyona çıkıp da konuşan ve sizin beğenmediğiniz kişiler gibi yorumlar yapmayın.Ben diğerlerine kötü demiyorum.Tek söylediğim şey gidin görün.Hiç siyasete karıştığını ve televizyona çıktığını görmedim.Amacı şan,şöhret değildir.Tek gayesi vardır: Allah rızası.

     

     

    Gidiniz ve öğreniniz.Eğer birçok gittiğiniz halde faydalanamazsanız ama bu çok düşük bir ihtimaldir.Ama doğrusunu Allah bilir belkide sizin mürşidiniz başkadır.Ama garanti vereceğim şey Mutlu olacaksanız.Mutluluk Allah yolundadır.

     

    Dediğim yere lütfen gidiniz.Israrla tavsiye ediyorum.

     

    Hacet Namazı(Mürşid-i Kamil'i rüyada görmek)

    Hacet Namazı istek namazıdır.Allah'tan istediğiniz bir şey için kılarsınız.Siz Mürşid-i Kamil isteyiniz.İsterseniz başka şeyler de isteyebilirsiniz.Ama ilk önce dediğim yere lütfen gidiniz.

    Hacet namazının en doğru kılınış şekli şudur...

     

    Hacetinizi içinizden geçirerek dileğimin kabulu için niyet ettim hacet namazı kılmaya diyerek başlarız ve birinci rekatta fatihadan sonra 3 Ayet-el Kürsi,

    ikinci rekatta ise fatihadan sonra sırasıyla birer adet ihlas,felak ve nas okuruz...

    bu sureleri bilmiyorsak her kısa sure ile kılınabilir ama biliniyorsa da en çok tavsiye edilen şekli budur...

    Allah kabul etsin...

    Veee;

    Hacet namazının bitiminde,Allah'a hamd(elhamdülillah) ve peygamber efendimize salavat getirdikten sonra, 3 kez şu dua okunur...

    La ilahe illallah-ül-halim-ül-kerim. Sübhanallahi Rabb-il-arş-il-azim. Elhamdü lillahi Rabbil âlemin. Es’elüke mucibati rahmetike ve azaimi mağfiretike vel ganimete min külli birrin vesselamete min külli ismin la teda li zenben illa gafertehü vela hemmen illa ferrectehü vela haceten hiye leke rıdan illa kadayteha ya erhamerrahimin..)

    (Hakim ve kerim olan Allah’dan başka ilah yoktur. Yüce arşın Rabbini tespih ederim. Hamd, alemlerin rabbi Allah'a hastır. Rabbim! Senden, rahmetini ve mağfiretini gerektiren değerli şeyleri ve her günahtan uzak olmayı istiyorum. Allah’ım! Bizde bağışlanmadık günah, atılmadık üzüntü, senin rızana uygun- giderilmedik ihtiyaç bırakma, ey merhametlilerin merhametlisi." ).

     

    Eğer yanlış bir şey yazdıysam affola.Bazı yazılar alıntıdır bazıları da kendimce yazılmıştır.Tekrar söylüyorum hatam varsa affola.''Beşer şaşar''

     

    Hakkınızı helal ediniz.

     

    Hayırlı günler.

     

    Eğer yardımcı olduysam ne mutlu bana.Teşekkür olarak yorum yazıp bana hayır duası ederseniz sevinirim.Etmezseniz de canınız sağolsun.

     

    Saygılarımla...

     

    Hayırlı günler

     

    The Spirit of ISLAM

     

     

    Arkadaşlar adı geçen şahsın ve cemaatin Abdülhakim Arvasi Hz leri ile hiçbir bağlantısı yoktur. .... Aman dikkat .


  13. Hüseyin Hilmi Isik efendi , Esseyyid Abdulhakim arvasi Hazretlerinin de ayni anda talebesi olup , onun dersleriyle sereflenmis olan Islam alimlerini fikih bilgilerini bizleri bildiren , Mürsid' lerdendir ...

     

     

    Hüseyin Hilmi Işık'ın "rahmetullahi aleyh", 1 Receb-ül-ferd 1394 ve 21 Temmûz 1974 Pazar günü hazırlamış oldukları Vasıyetnâmeleri şöyledir:

     

    Aklı olan herkes, dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşamak, âhirette de, azâbdan kurtulup, sonsuz nîmetlere kavuşmak ister. İşte bunun için, Seâdet-i Ebediyye kitâbımı yazdım. Dünyânın her yerindeki her çeşit insana seâdet yolunu göstermek için uğra...ştım. Önce, kendim öğrenmek için çok çalıştım. Senelerce, yüzlerle kitâp okudum. Târihi, tasavvufu çok inceledim. Fen bilgileri üzerinde çok düşündüm. İyi anladım ve inandım ki, dünyâda râhata ve âhirette sonsuz iyiliklere kavuşmak için, “Sâlih Müslüman” olmak lâzımdır.

     

    Sâlih olan mümin, Ehl-i sünnet itikâdındadır. Ehl-i sünnet itikâdında olana Sünnî denir. Ehl-i sünnetin dört mezhebinden Hanefî, Mâlikî, Şâfi’î, Hanbelî’den birine uyar. Böylece, her hareketinde İslamiyete tâbi olur. İbâdetlerini kendi mezhebine göre yapar. Harâmlardan sakınır. Bunlarda bir kusûru olursa, şartlarına uygun tevbe eder. Sâlih Müslüman Cehenneme hiç girmez. Sâlih Müslüman olmak için, din bilgilerini Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarından öğrenmek lâzımdır. Câhil olan kimse, sâlih değil, Müslüman bile olamaz. Sâlih Müslümanın nasıl olacağını Seâdet-i Ebediyye kitâbımda uzun bildirdim Kısacası:

     

    1- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi inanmalıdır.

     

    2- Dört mezhebden birinin fıkıh kitâbını okuyarak, din bilgilerini doğru öğrenip, buna uygun ibâdet yapmalı ve harâmlardan sakınmalıdır. Dört mezhebden birinde olmayan veya dört mezhebin kolay yerlerini ayırıp bir araya toplayan, yâni mezhebleri birbirine karıştıran kimseye mezhebsiz denir. Mezhebsiz olan sapık olur.

     

    3- Çalışıp para kazanmalıdır. Dine uygun yolla kazanmalıdır. Fakîr kimse, bu zamanda, dînini, nâmûsunu, hakkını bile koruyamaz. Bunları korumak ve İslâmiyete hizmet edebilmek için, fennin bulduğu yeniliklerden, kolaylıklardan faydalanmak da lâzımdır. Helâl kazanmak ve cihâd etmek, büyük ibâdettir. Namaza mâni olmayan ve harâm işlemeye sebeb olmayan her kazanç yolu, hayırlıdır, mubârektir.

     

    İbâdetlerin ve dünyâ işlerinin faydalı, mübârek olması, yalnız Allah için yapmakla, yalnız Allah için kazanmakla ve yalnız Allah için vermekle, kısacası, İhlâs sâhibi olmakla olur. İhlâs, yalnız Allahü teâlâyı sevmek ve yalnız Allah için sevmektir.

     

    Mürşidi kâmillerden, Allah dostlarından feyz almak isteyenin sâlih Müslüman olmaları lâzımdır. Ehl-i sünnet itikâdında olmayan, meselâ Eshâb-ı kirâmdan herhangi birine dil uzatan ve dört mezhebden birine uymayan, harâmdan sakınmayan, meselâ zevcesini, kızını açık gezdiren ve çocuklarının İslâm bilgisi, Kur’ân-ı kerîm öğrenmeleri için çalışmayan bir kimse sâlih bir Müslüman olamaz.

     

    Peygamberimiz de “sallallahü aleyhi ve sellem”, “Benim yolumda ve benden sonra dört halîfemin yolunda olunuz!” buyurdu. Dört halîfenin yolunda olan İslâm âlimlerine “Ehl-i sünnet” denir. Görülüyor ki, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarında yazılı olduğu gibi imân etmek ve bütün sözleri, işleri, onların bildirdiklerine uygun olmak gerekiyor.

     

    Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak isteyenin, böyle îmân etmesi ve böyle yaşaması lâzım olduğu anlaşılıyor. Bir insanda bu ikisi olmazsa, o sâlih Müslüman olamaz. Dünyâda ve âhırette râhata ve huzûra kavuşamaz. Bu ikisi, yâ mürşidi kâmillerin kitâplarından okuyarak öğrenilir, yâhut, bir mürşid-i kâmilden görerek elde edilir. Mürşid-i kâmilin sözleri, bakışları ve teveccühleri insanın kalbini de temizler. Kalb temîz olunca, îmânın, ibâdetlerin tadı duyulur. Harâmlar, acı, çirkin ve iğrenç görünürler. Allahü teâlâ, kullarına merhamet ettiği zaman, Mürşid-i kâmil çok bulunur ve tanınmaları kolay olur. Kıyâmet yaklaştıkça, Allahü teâlânın kahrı, gadabı dahâ çok zuhûr edecek, Mürşid-i kâmiller azalacak, tanınmayacaklardır. Câhiller, sapıklar, zındıklar, din adamı olarak ortaya çıkacak, insanları aldatacak, felâkete sürükliyecekler. “Kâtı’ı tarîk-ı ilâhî” yani Hakka giden yolu kesiciler olacaklardır.

     

    Böyle karanlık zamanlarda îmânı ve din bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenenler kurtulacak, câhillerin, mezhebsizlerin yazdıkları uydurma din kitâblarının yaldızlı, heyecanlı kelimelerine aldananlar, doğru yoldan kayacaklardır.

     

    Yâ Rabbî! Günâhlarımız büyük ve çok ise de, senin af ve magfiretin de sonsuzdur. Sevdiklerinin hürmetine bizi af ve magfiret eyle! Âmin.

     

     

    Forumdaki tüm Üstadı ve Efendi Hz lerini sevenlere kısa ama önemli bir bilgi aktarmak istiyorum.

    Abdülhakim Arvasi Hz leri sadece ama sadece Seyyid Fehim Hz lerinin evladı olan talebesi Seyyid Muhammed Sıddık Efendiye İCAZET-İ MAHZİYE (mahziye kısmına dikkatinizi çekerim.) vermiştir. Tarik-i Aliye icazet yoluyla ilerler, ancak o icazet de İCAZET-İ MUTLKADIR. Bunu ise kimseye vermediği kendi elyazması mektubuyla sabittir. Piyasada gezen Hüseyin Hilmi efendi ye (Allah rahmet eylesin) ait olduğu ileri sürülen icazet ise Mekki Efendinin kendisine layık gördüğü ilim icazetnamesidir ki tarikat icazetiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Zaten dikkatlice incelenirse adı geçen icazette silsilenin sonu Hz Ali ra. a dayanır. Oysaki Silsile-i Aliye Ebubekir Sıddık ra. dayanır. Yani burda bir cehalet örneği var. İlim silsilesi tarikat silsilesi sanılıyor. İlim icazeti ile şeyh olunmaz.

    Bu konu ve Efendi Hzlerinin diğer cemaatlerle bağlantısı burada çok tartışılmış. Allah nasib ederse hepsini buradan dilim döndüğünce anlatmaya çalışıcam.

    Allah cc. hepinizden razı olsun ....

×
×
  • Create New...