Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Arkın

Üye
  • Content Count

    8
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Arkın


  1. Fethullah Gülen elbette biat etmiştir. Mahiyetindeki adam, Papa'nın elini öpüyor, Gülen buna müsaade ediyor ve Papa'yla uzun bir -içeriğini bilmediğimiz- görüşme yapıyor. Her şey ortada değil mi? Tabi Gülen'e duyduğunuz hayranlık gözlerinize perde indirmiş, Gülen İslam aleyhine bir şey daha söyleyecek olsa onu bile evirir çevirir bir şekilde lehineymiş gibi göstermeye gayret ederseniz. Bu çok yanlış bir şeydir.


  2. İstediğiniz kadar Fethullah Gülen'in söylemlerini onun lehine çekmeye çabalayın. Gülen'in İslami bilgisi kuvvetlidir, fakat bu onun hakkındaki hakikati değiştirmez. Gülen, yıllardır Amerikan hamiliğini tasdik etmiş bir şekilde diyar-ı küfr de ikamet etmektedir. Bunun ötesinde, yakınında bulunan adam Papa'nın elini öpmüştür. Fethullah Gülen, Dinlerarası diyalog gibi İslam'ın özüne aykırı bir projenin başında bulunmaktadır. Bu kapsamda Papa'yla temasları olduğu bariz ortadadır. Ve Papa'da bu diyalog kapsamında Kur'an'ın münakaşaya tabi olması gerektiğini söylemiştir.

     

    Gülen'i tenkit edenlerin, onun icra ettiklerinin dinimize aykırı olduğunu söyleyenleri ''hain'' sıfatına layık görmek bir terbiyesizlik ve kifayetsizlik değilde nedir? Çamur at izi kalsın mantığını izleyen asıl bu zihniyettir. Gülen iyi bir hatip olabilir, İslami bilgisi kuvvetlide olabilir. Fakat nasıl bir oyunun parçası olduğu ortadadır. Ben Hakk'a inanırım, Fethullah Gülen'e veyahut cemaatine değil.


  3.  

    yapmayın Allah aşkına!

     

    Hudeybiye Antlaşması ile dinlerarası diyaloğun ne alakası var? Yanından bile geçmez. O en nihayetinde bir antlaşmadır ve belli çerçeveler dahilinde tatbil edilmiştir. Medinedeki yahudilerle de anlaşma yapıldı ama onla rihanet edince boyunları vuruldu.

     

    Netice:Anlaşma ayrı, dinler arası diyalog ayrı. Dinler arası diyalogla Hudeybiyeyi kıyaslamak günümüzün meşhur tabiriyle "akıl tutulmasıdır"

     

    Ha, şayet amaç İslamı tebliğ ise onun örnekleri vardır. Peygamber Efendimiz sav in müslüman olmayan devlet yöneticilerine yazdığı mektuplar günümüze ulaşmıştır. Eğer amaç tebliğ ise papaya "Saygıdeğer Papa Cenapları" diyerek tebliğ olmaz. O tebliğ değil başka birşeydir. yanınızda Vatikana götürdüğünüz adamlar papanın elini öpüyorsa o tebliğ değil başka birşeydir. Temsili sırat köprüsü kurup ahirette de buradan geçtiğimiz gibi sırattan kolkola geçeceğiz demek tebliğ değil başka birşeydir. "Lailaheillallah" yeterlidir demek tebliğ değil başka birşeydir. "Ehli kitapla amentüde ittifakımız var" demek tebliğ değil başka birşeydir. "Yahudilerle alakalı Kuran ayetleri çok sert" demek tebliğ değil başka birşeydir"

     

    Bu konuda bütün fikirlerinize katıldığımı belirtmek istiyorum. Siyasi antlaşmalarda uzlaşma aranır, bu her zaman böyle olmuştur. Bunun ötesinde, Müslümanlar elbette diğer dini kurumlarla ve diğer dinlere mensup devletlerle tabi ki iletişime geçebilir. Zira bunu sizinde söylediğiniz gibi Hazreti Peygamber'de icra etmiştir. Bizans imparatorunu, Habeşistan ve Mısır hükümdarlarını Hakk dinine davet ettikleriyle ilgili ciddi belgeler günümüze ulaşmıştır. Tebliğ başka bir şeydir, işbirliğine gitmek başka bir şeydir. Gülen cemaati bu konuda resmen Papalık kurumuna biat etmiştir. Nasıl olur da Müslüman alimler, Papa'nın elini öpme ihanetini gösterebilir? Allah katında tek dinin İslam olduğunu bilen her samimi Müslüman kanaatimce Gülen'e notunu verecektir.


  4. Vay sayın hakiki müslüman.. Gülücük gönderiyorum efendim. Verin kalemi imamhatip veledine, dakikasında "hakiki müslüman" listesi çıkartsın size. 70 milyon tane listemiz var. İşbirlikçiymiş.. Ezberlenmiş üçbeş klişeden başka meziyeti olmayan kanal D kafası ile ne kadar da örtüşüyor.. Bana bu iki resim arasında 7 fark gösteremezsiniz!

     

    Ben slogan atmıyorum. Hakikatleri gördüğümü düşünüyorum ve bu husustaki tefekkürümü dile getiriyorum. Evvela, İmam-Hatipli de değilim. Bunun ötesinde, hakiki Müslüman olmam için İmam-Hatip okulunda okumuş olmamada gerek yoktur. Allah'a, Peygamberlere itikad gösteriyorsam ve Rabb katında tek dinin İslam olduğuna şahit olmuşsam bu kafidir. Yirmibirinci yüzyıl, bir takım hoca kılıklı adamlar türetmiştir. Bunlar gerçek alim değillerdir, Deccal vari şahsiyetlerdir. Fethullah Gülen'de bana göre bunlardan biridir, hatta en önemlisi. Gülen, Dinlerarası Diyaloğun başını çeken birisi, bunu savunan bir şahsiyet. Ve Hazreti Muhammed'in son ve evrensel olmak suretiyle Allah'ın elçisi olduğunu kabul etmeyen kişileri de makbul gören biri olduğunu resmen kendisi itiraf etmiş bulunmaktadır. Gülen'in eserlerinden başka şeylerde okuyun, mesela onun Papa ve Amerikan hükumetiyle olan temaslarına bakın, bazen her şey görünür değildir, perde arkasını incelemek gerekir. Şu taasuptan vazgeçin.

     

    Kanal D'yle de bir alakam yoktur, klişe sözler eden sizlersiniz.


  5. Türklerle ilgili sahih hadisler vardır. Bunun dışında asrın ortaya döktüğü hadis kisvesi altında verilmiş palavra söylemlerde vardır. Bu hususta ülkemizde ortaya konmuş bilimsel bir inceleme bulunmaktadır. Türkçü bir tarihçi olan İsmail Hami Danışmend, ''Türkler Niçin Müslüman Oldu?'' isimli eserinde bu konuya kaynaklarıyla birlikte değinmiş bulunmaktadır. Eserde bulunan geniş kaynakların yanı sıra, ciddiyetle karşılanabilecek yorumlarda vardır. Danışmend aşırı Türkçü bir şahsiyettir. Ve dahi bunu eserlerine de aslında yansıtmıştır. Fakat bu eseri güvenilir bir kaynak niteliğindedir, okunmalıdır.

     

    Bu konuda kendi yorumum şudur. Türklerle ilgili birtakım hadislerin olduğu bariz ortadadır. Allah her kavme bir peygamber göndermiştir. Bunun ötesinde, İslam medeniyetine hizmetlerini sunan üç önemli millet vardır. Bunlar üstün olmadığı gibi, yaptığı hizmetler dolayısıyla takdir edilmesi gereken kavimlerdir. Bunlar Araplar, Acemler ve Türklerdir. En büyük hizmeti de Türklerin yaptığı bariz ortadadır. Zira Hakk inancını Ortadoğu'nun çöl coğrafyasından Küçük Asya'ya, oradan da Doğu Avrupa'ya kadar taşıyan Türk milletidir. Selçuklu ve Osmanlı hanedanları bu konuda oldukça hâhişkar bir tavır sergilemiştir. Bu ölçüyle baktığım için, ümmetimin Müslüman olduğundan nasıl gurur duyuyorsam, milliyetimin de Türk olduğundan o derece iftihar ederim. Cemil Meriç'in söylemiyle, İslam medeniyeti bir bütündür. Bu medeniyeti Arab'a atfetmek cehaletin belirtisidir, İslam ummanına en büyük katkıyı sağlayan Türk'tür.


  6. Turgut Özal'ın daha önce kaleme almış olduğu fakat henüz yakın zamanlarda bir yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş ''Tarih ve Miras'' isimli eseri okuyorum. Eserin dili fazla güncel ve sade bulunmaktadır. Özal'ın böyle bir dille kitap yazmayacağını bildiğim için yayınevinin esere azımsanmayacak bir müdahalede bulunduğu kanaatine kapıldım. Fakat içerisinde önemli bilgiler var, Eser, Truva umranından, Hazreti Fatih'e, Fatih'ten günümüz Cumhuriyetine kadar birçok mevzuyu işlemiş, önemli bahislere değinmiş ve Türk milleti olarak ne kadar geniş bir mirasın varisleri olduğumuzu ortaya koymuş. Malumunuz, Homeros'un İlyada'sından, Mevlana'nın Mesnevi'sinden, usta ozan Yunus Emre'ye, Mehmet Âkif ve onun Safahat'ına, Necip Fazıl'a, oradan da Cemil Meriç'e kadar büyük bir şahsiyet ve eser havuzu var bizim medeniyetimizde. Bunlara sıkı sıkı sarılmamız gerekmektedir. Kitabı bunun idrak edilmesi için faydalı buldum, tavsiye ediyorum.


  7. Kadir Mısıroğlu, hitabet kuvveti yüksek ve bilgi dağarcığı oldukça geniş bir zat. Fakat bir ilim adamına yakışmayacak sözler sarfetmiştir. Kusurları olmakla birlikte Haçlı ordusuna karşı en büyük zaferi kazanarak Mukaddes Kudüs'ü tekrar bir şehr-i İslam haline getiren Selahaddin Eyyübi'ye ''şerefsiz'' diye hitap etme terbiyesizliğini göstermiştir. Her tarihi şahsiyet tenkit edilebilir, hatta bir zata antipatikte bakılabilir. Fakat sövmek, küfür etmek hiçbir bilim adamına yakışmaz. Tarihte bir bilimdir. Hemde ehemmiyetli bir sosyal bilimdir. Bu alanda eserler veren bir kimse, tarihi şahsiyetlere küfredemez. Bu bir ciddiyetsizliğin ve kifayetsizliğin göstergesidir.

     

    Onunda ötesinde, bu ülkenin Milli Marşı'nı yazmış, samimi bir mü'min olan ve tüm Türkiye'nin müşterek değeri olması gereken Mehmet Âkif'e ''serseri'' demek suretiyle hakaret etmiştir. Buna tek kelime dahi etmek istemezdim fakat, bu had-bilmemezliktir, gafilliktir. Bunu ben ancak milletin takdirine bırakabilirim. Böyle bir insan ilim adamı sayamaz kendisini.

     

    Bunun ötesinde, Fethullah Gülen -ki kendisine asla hoca efendi demem-, hakiki bir Müslüman değildir. Bir Hristiyan işbirlikçisidir. Bu didik didik incelenirse ortaya çıkacaktır. Kadir Mısıroğlu bu yönden ondan daha karakterli bir insan sayılabilir. Fakat ikisininde ciddi kusurları vardır, fazla itimad gösterilecek İslam alimleri değillerdir. Hele Mısıroğlu, katiyen bir tarihçilik iddiası taşıyamaz bu üslubu sürdürdüğü sürece. Söylediği şeyler hakikat olsa bile kâle alınmaz, önce kaba dilinden vazgeçmelidir.


  8. Selamünaleyküm. Ülkemizin ve milletimizin mukaddes değerlerine sarılmış münevverimiz Necip Fazıl'ın izdaşı bir gencim. Üstad'ın fikirleri ve teferruatlı bilgilerinden her zaman istifade etmekteyim. Milletimiz için böylesine değerli bir münevverin, sosyal medyada bir foruma isminin verildiğini görünce aranıza iştirak etmek istedim.

     

    Bu ülkenin içerisinde vücuda gelmiş olan her hakiki münevvere itibar ederim. Fakat Necip Fazıl bu aydın camianın başında gelen bir şahsiyettir. Aydınlarımızın milletin dışından değil, içinden gelmiş olması lazım gelir. Üstad bu konuda en büyük misallerden biridir. İnşallah ülkemizde bu tür tefekkür insanları tekrar yetiştirilebilir. Umarım bu forum, istikbalin düşünce adamlarını yetiştirmek konusunda yararlı olacaktır.

     

    Kısacası, merhaba.

    • Like 2
×
×
  • Create New...