Meramyaka

Taklit, her iyiliğin afetidir. Sağlam bir dağ bile olsa gerçekte samandan ibarettir.

Kalp Gözü ve Yavuz’un Türbedarı

Abdülhamid Han zamanında, Yavuz Sultan Selim’in türbesine bakan fakir bir insan vardı. Hizmetkâr, çok şiddetli geçim darlığı sebebiyle sıkıntılı anlar yaşamaktaydı. Yine çok sıkıntılı olduğu bir zamanda, dayanamayarak türbeye hiddetle vurup şu sözleri söyler: “Bir de senin evliyâ olduğunu söylüyorlar!?. Yıllardır türbeni beklemekteyim; hâlâ yoksulluk içindeyim!..”

Türbedarın bu durumundan habersiz olan Abdülhamid, hemen ertesi gün onu çağırtarak, bir yıllık ihtiyacını tamamen karşılayacaktı. Çünkü, Sultan gece rüyasında ceddi Yavuz Selim’i görmüş ve onun uyarısını alarak türbedarın durumundan haberdar olmuştu.

Gül olanın aslı güldür, Peygamberin nesli güldür,
Girdim şahın bahçesine, cümlesi aşı güldür gül..

Asmasında gül dalları, kovanında gül balları,
Ağacında gül hâlleri, selvi çınarı güldür gül..

Açıl gel ey gonca gülüm, ağlatma şeydâ bülbülün,
Şu inleyen garib dilin, âh-u efgânı güldür gül..

Gülden terâzi yaparlar, gül ile gülü tartarlar,
Gül alırlar gül satarlar, çarşı pazarı güldür gül..

Gel hâ gel gül ey Nesîmi, geldi yine gül mevsimi,
Bu feryad bülbül sesi mi, sesi feryâdı güldür gül..

NESÎMİ

Unutulmaması gereken bir hadiseyi aktarmak istiyorum. Ayasofyanın içerisinde bir kapı var ve konstantin halkı şehir istilaya uğrar ise o kapıdan meleklerin gelip şehri savunacağını hatta Hz. Meryem'in kendilerine yardım edeceklerini düşünürlerdi. Fatih şehri kuşatıp neticesinde şehir düşünce Ayasofya'ya ordusuyla giderken korkan halk Ayasofya'ya sığındı ve o kapıdan Hz.Meryem'in gelmesini kendilerine yardım etmesini beklediler ve beklenende olmadı zaten. Belkide Hz.Meryem Fatihin yanında saf alıp geldi Ayasofya'ya. Fatih Ayasofya'yı gasp etmemiştir ve kendi parasıyla satın alıp Hz.Meryem adına vakfetmiştir. İnşallah Ayasofyamızın tekrar cami oluşunu Cenab-ı Hak bize ömrümüz bitmeden görmeyi nasip eder. Hangi kurum kuruluş vakıf vs olursa olsun Ayasofya için emeği geçen her kişiden Allah razı olsun. Allah'ın selamı üzerinize olsun.

"24 Nisan" 1915 değildir. Tehcir (zorunlu göç) 1915 ten çok daha önce başlamıştır. Onların kutladıkları 24 Nisan 1877 tarihidir ama gelin görün ki ermeniler kendi tarihlerinden bihaberdir.

Sapıklık içerisinde haydar baş.