Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Kayıhan

Üye
  • Content Count

    1
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Kayıhan


  1. Anahtar kelime devamdır.

     

    Diğer mısraları anlamadan bu mısraı tam olarak anlamak mümkün değildir. Hastalıklar gecenin girmesi ile depreşir. Aslında hasta gündüz de hastadır ama gece şiddetlenmiş bir ıstırapla sabahın olmasını olmasını bekler.

     

    "Ne taze ölüyü mezar" mısarını Üstad daha önce "Ne genç ölüyü mezar" şeklinde yazmış fakat sonra düzeltmeye giderek ."Ne taze ölüyü mezar" şekline devşirmiştir. Burada da devamlı bir bekleyişten söz etmek mümkündür. Genç ölüyü dese idi sınır koyacaktı. Oysa mezar için ölünün dünya yaşı önemli değildir. O her zaman yani anahtar kelimemizi kullanırsak devamlı olarak taze ölüleri beklemektedir. Burada da sürekli bir bekleyiş vardır. Tabi burada acele edilmesi gereken üç şeyden birinin cenazenin defni olduğu hadisi şerifini hatırlamak gerekir. Taze ölüyü mezar derken burada bir tek kazılı çukuru düşünmemek gerekir. Toprak taze ölüleri bağrına almak için sürekli beklemektedir. Bu bekleyiş her taze ölüde aynı arzuda ve sürekliliktedir. Şeytanın bekleyişini anlamak için toprağın bekleyişindeki doymazlığı anlamak gerekir. Aslında bağrında yatırdığı bilmem kaç sayıdaki ölüyü rağmen sürekli bir bekleyiş içindedir toprak. Bu toprağın doymazlığının göstergesidir.

     

    "Ne de şeytan bir günahı" mısraı üstte bulunanları teyit etmeye devam etmektedir. Aslında söylemek istediği şeyi kuvvetli hale getirmek için kullandığı bir metottur bu. "Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik" derken de aynı metodu kullanmaktadır. Ne demiştik anahtar kelimemiz devamdır. Burada da şeytan hastanın ıstırabının devamlılığı gibi, toprağın aslında bağrında bilmem kaç sayıda ölü barındırması gibi sürekli kulları günaha sevk etmektedir. Çünkü şeytan kıyamete kadar mühleti kulları günaha sevk etmek için almıştır. Dolayısı ile kulun günaha düşmesini belemesi günahsızlıktan değil devamlı duyulan arzudan kaynaklanmaktadır. Burada şiddetli duyulan arzuyu farklı kılan devmlılıktır. Şeytan bir günahı derken bir kelimesi belirli bir değil herhangi bir anlamındadır ve süreklilik ifade edilmektedir. Şeytan bir günah işlendiğinde durmamaktadır. Bir sonraki için aynı şevk ile bekleyişini sürdürmektedir. Bu onun fıtratında vardır. Şetan günahta günahlı ve günahsız ayrımı yapmaz. Onun için asıl olan günahta devamdır. Tövbe en korktuğu şeydir. Çünkü hedefindekinin yoldan çıkmasıdır tövbe. Günahkardan devam günahsızdan günah bekleyerek bir sürekli bekleyiş içerisindedir.

     

    "Seni beklediğim kadar" mısaında "kadar" kelimesine dikkat edilmelidir. Kadar zarfı Kader kelimesinden bozmadır. Kader bir ölçü demektir. Kişi için çizilmiş bir sınır, bir hudut, bir miktar ifade eder. Birine akşama kadar seni bekledim demek başka işle meşgul olmadım hep gözüm yolda idi, sen her an gelecemişsin gibi bekledim demektir. Yani devamlı olarak seni bekledim. Hastalığın var olduğu günden beri sabahı bekleyen hastalar, ölümün var olduğu Habil ve Kabil olayından beri ölüyü bekleyen toprak, Şeytanın kullara günaha düşürmek için mühlet aldığı günden beri kulların günaha düşmesini hasretle ve sürekli olarak şeytan dahi benim kadar beklememiştir.

     

    Aslında üç mısra Hz. Ademin yaratılışı, şeytanın secde etmediği için cennetten kovuluşu, Kabilin Habili öldürüşü gibi belirli bir zamanla sınırlıdır. Beklenen ise bu dünya zamanının ölçemediği bir zamana aittir. "Elestü bi Rabbiküm." Ben sizin Rabbiniz değil miyim? "Galu bela" Dediler ki Evet. Elest meclisinden beri ki bu meclisin dünyevi bir zamanla sınırlandırılması mümkün değildir- bekleyen Bekleneni beklemektedir. Bekleyenin beklentisinin gerçekleşmesi şeytandan önce ve şeytandan sonradır. Yani ezelden ebede bir bekleyiştir. Şeytanınki ise kıyametle son bulacaktır. Kıyamet koptuktan sonra şeytanın mühleti dolacak ve kullara günah işletemeyecektir. Amel defterleri de kapatılacak geride bırakılan evlat, mal, mülk ne sevaba ne günaha yarayacaktır.

     

    Şiiri aslında iki kişi yazarmış. Bir karalayan iki okuyan. Farklı yorumların olması Üstadın Üstadlığındandır. Değilse tek anlam olsa idi unutulur giderdi. Bir de şerh etmekten korkmamak gerekir. Her zekanın anladığı bir anlam vardır. Üstad illa da çok zekilerce anlaşılmak zorunda değildir. Bırakalım bizim gibi vasat zekalar da Üstaddan bir şeyler anlasın ve anlatsın. Kibir ve gurur şeytanidir. Müslüman tevazu sahibi olur. Müslümanın canı, malı, şerefi Müslümana haramdır. Bir kez gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil. Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil. Diyen Bizim Yunusu anlamak anladım demekle değil uygulamakla olur. Yani kuvveden fiile geçirmekle. Selamlar.

×
×
  • Create New...