Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Yaseminnn

Üye
  • Content Count

    7
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Yaseminnn


  1. Hüseyin Hilmi Isik efendi , Esseyyid Abdulhakim arvasi Hazretlerinin de ayni anda talebesi olup , onun dersleriyle sereflenmis olan Islam alimlerini fikih bilgilerini bizleri bildiren , Mürsid' lerdendir ...

     

     

    Hüseyin Hilmi Işık'ın "rahmetullahi aleyh", 1 Receb-ül-ferd 1394 ve 21 Temmûz 1974 Pazar günü hazırlamış oldukları Vasıyetnâmeleri şöyledir:

     

    Aklı olan herkes, dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşamak, âhirette de, azâbdan kurtulup, sonsuz nîmetlere kavuşmak ister. İşte bunun için, Seâdet-i Ebediyye kitâbımı yazdım. Dünyânın her yerindeki her çeşit insana seâdet yolunu göstermek için uğra...ştım. Önce, kendim öğrenmek için çok çalıştım. Senelerce, yüzlerle kitâp okudum. Târihi, tasavvufu çok inceledim. Fen bilgileri üzerinde çok düşündüm. İyi anladım ve inandım ki, dünyâda râhata ve âhirette sonsuz iyiliklere kavuşmak için, Sâlih Müslüman olmak lâzımdır.

     

    Sâlih olan mümin, Ehl-i sünnet itikâdındadır. Ehl-i sünnet itikâdında olana Sünnî denir. Ehl-i sünnetin dört mezhebinden Hanefî, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelîden birine uyar. Böylece, her hareketinde İslamiyete tâbi olur. İbâdetlerini kendi mezhebine göre yapar. Harâmlardan sakınır. Bunlarda bir kusûru olursa, şartlarına uygun tevbe eder. Sâlih Müslüman Cehenneme hiç girmez. Sâlih Müslüman olmak için, din bilgilerini Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarından öğrenmek lâzımdır. Câhil olan kimse, sâlih değil, Müslüman bile olamaz. Sâlih Müslümanın nasıl olacağını Seâdet-i Ebediyye kitâbımda uzun bildirdim Kısacası:

     

    1- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi inanmalıdır.

     

    2- Dört mezhebden birinin fıkıh kitâbını okuyarak, din bilgilerini doğru öğrenip, buna uygun ibâdet yapmalı ve harâmlardan sakınmalıdır. Dört mezhebden birinde olmayan veya dört mezhebin kolay yerlerini ayırıp bir araya toplayan, yâni mezhebleri birbirine karıştıran kimseye mezhebsiz denir. Mezhebsiz olan sapık olur.

     

    3- Çalışıp para kazanmalıdır. Dine uygun yolla kazanmalıdır. Fakîr kimse, bu zamanda, dînini, nâmûsunu, hakkını bile koruyamaz. Bunları korumak ve İslâmiyete hizmet edebilmek için, fennin bulduğu yeniliklerden, kolaylıklardan faydalanmak da lâzımdır. Helâl kazanmak ve cihâd etmek, büyük ibâdettir. Namaza mâni olmayan ve harâm işlemeye sebeb olmayan her kazanç yolu, hayırlıdır, mubârektir.

     

    İbâdetlerin ve dünyâ işlerinin faydalı, mübârek olması, yalnız Allah için yapmakla, yalnız Allah için kazanmakla ve yalnız Allah için vermekle, kısacası, İhlâs sâhibi olmakla olur. İhlâs, yalnız Allahü teâlâyı sevmek ve yalnız Allah için sevmektir.

     

    Mürşidi kâmillerden, Allah dostlarından feyz almak isteyenin sâlih Müslüman olmaları lâzımdır. Ehl-i sünnet itikâdında olmayan, meselâ Eshâb-ı kirâmdan herhangi birine dil uzatan ve dört mezhebden birine uymayan, harâmdan sakınmayan, meselâ zevcesini, kızını açık gezdiren ve çocuklarının İslâm bilgisi, Kurân-ı kerîm öğrenmeleri için çalışmayan bir kimse sâlih bir Müslüman olamaz.

     

    Peygamberimiz de sallallahü aleyhi ve sellem, Benim yolumda ve benden sonra dört halîfemin yolunda olunuz! buyurdu. Dört halîfenin yolunda olan İslâm âlimlerine Ehl-i sünnet denir. Görülüyor ki, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarında yazılı olduğu gibi imân etmek ve bütün sözleri, işleri, onların bildirdiklerine uygun olmak gerekiyor.

     

    Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak isteyenin, böyle îmân etmesi ve böyle yaşaması lâzım olduğu anlaşılıyor. Bir insanda bu ikisi olmazsa, o sâlih Müslüman olamaz. Dünyâda ve âhırette râhata ve huzûra kavuşamaz. Bu ikisi, yâ mürşidi kâmillerin kitâplarından okuyarak öğrenilir, yâhut, bir mürşid-i kâmilden görerek elde edilir. Mürşid-i kâmilin sözleri, bakışları ve teveccühleri insanın kalbini de temizler. Kalb temîz olunca, îmânın, ibâdetlerin tadı duyulur. Harâmlar, acı, çirkin ve iğrenç görünürler. Allahü teâlâ, kullarına merhamet ettiği zaman, Mürşid-i kâmil çok bulunur ve tanınmaları kolay olur. Kıyâmet yaklaştıkça, Allahü teâlânın kahrı, gadabı dahâ çok zuhûr edecek, Mürşid-i kâmiller azalacak, tanınmayacaklardır. Câhiller, sapıklar, zındıklar, din adamı olarak ortaya çıkacak, insanları aldatacak, felâkete sürükliyecekler. Kâtıı tarîk-ı ilâhî yani Hakka giden yolu kesiciler olacaklardır.

     

    Böyle karanlık zamanlarda îmânı ve din bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenenler kurtulacak, câhillerin, mezhebsizlerin yazdıkları uydurma din kitâblarının yaldızlı, heyecanlı kelimelerine aldananlar, doğru yoldan kayacaklardır.

     

    Yâ Rabbî! Günâhlarımız büyük ve çok ise de, senin af ve magfiretin de sonsuzdur. Sevdiklerinin hürmetine bizi af ve magfiret eyle! Âmin.

     

     

    Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin ailesinden;

    Duyuru / İlâm

     

    Aşağıdaki hususları kamuoyunın dikkatine sunarız:

     

    (1) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri, değerli bir alim olan mahdumu Ahmed Mekki Üçışık Efendi dahil hiç kimseyi vekil halef tayin etmemiştir. Hiçbir kimse için de benden sonra şu şahıs selahiyetlidir veya en selahiyetlidir vb ifade kullanmamışdır. Bu bilgiler bizzat kendi yazılarında, Merhum Mekki Efendi ve merhum yeğenlerinden, Cemal Efendi ve Faruk Beyce nakilli olduğu gibi, hayatta olan (Mekki Efendi, Cemal Efendi ve Faruk Bey'in yanında yetişmiş) büyükamcamızdan sıhhatli bir şekilde nakl edilmiştir.

     

    (2) Yukarıda ismi geçen merhumlar hiçbir kitaba yayınlanmak üzere takriz yazısı vermemişlerdir.

     

    (3) Bazı kitablarda merhumun eserleri tahrifli olarak verilmektedir. Orijinali karşılaştırmadan itimat etmeyiniz.

     

    (4) Yakın zamanda yayınlanan Hicret Gülleri adli kitabın hemen her sahifesi YALAN ile doludur. İtibar edilmemesini hassaten istirham ederiz.

     

    (5) Bu tür yanlış bilgilerin yayınlanmasından ailemiz ve Efendi Hazretlerinin muhibleri rahatsız olmaktadır. Bu sebeple büyük amcamızın teşebbüsü ile merhumun eserleri hiçbir kelimesi değiştirilmeden yayınlanmaya başlanmıştır.

     

    (6) Bağlum Kabristanındaki vakıf ile Abdülhakîm Efendi ve ailesinin hiçbir ilgisi yokdur. Oraya nasıl yerleştikleri meşkukdur. İstismara son verilmesi için gerekli hukuki işlemler sürdürülmaktedir.

     

    (7) Doğru bilgileri Hal Tercümesi adlı kitab ve Büyükdoğu Yayınevince yayınlanacak kitablarda bulabilirsiniz.

     

    (8) Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız, şayan-ı kabul olmayan neşriyat ve işgalin faillerinin, aile fertlerimiz ve Abdülhakim Arvâsî Üçışık Efendi Hazretlerinin muhibleri hakkında yürüttükleri itibarsızlaştırma girişimlerini ve şucu bucu tarzındaki ithamlarını lütfen dikkate almayınız.

     

    Saygılarımızla,

    Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri ailesi

     

    .

    Detaylı bilgi için;

    www.abdülhakimarvasi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


  2. Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin ailesinden;

    Duyuru / İlâm

     

    Aşağıdaki hususları kamuoyunın dikkatine sunarız:

     

    (1) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri, değerli bir alim olan mahdumu Ahmed Mekki Üçışık Efendi dahil hiç kimseyi vekil halef tayin etmemiştir. Hiçbir kimse için de benden sonra şu şahıs selahiyetlidir veya en selahiyetlidir vb ifade kullanmamışdır. Bu bilgiler bizzat kendi yazılarında, Merhum Mekki Efendi ve merhum yeğenlerinden, Cemal Efendi ve Faruk Beyce nakilli olduğu gibi, hayatta olan (Mekki Efendi, Cemal Efendi ve Faruk Bey'in yanında yetişmiş) büyükamcamızdan sıhhatli bir şekilde nakl edilmiştir.

     

    (2) Yukarıda ismi geçen merhumlar hiçbir kitaba yayınlanmak üzere takriz yazısı vermemişlerdir.

     

    (3) Bazı kitablarda merhumun eserleri tahrifli olarak verilmektedir. Orijinali karşılaştırmadan itimat etmeyiniz.

     

    (4) Yakın zamanda yayınlanan Hicret Gülleri adli kitabın hemen her sahifesi YALAN ile doludur. İtibar edilmemesini hassaten istirham ederiz.

     

    (5) Bu tür yanlış bilgilerin yayınlanmasından ailemiz ve Efendi Hazretlerinin muhibleri rahatsız olmaktadır. Bu sebeple büyük amcamızın teşebbüsü ile merhumun eserleri hiçbir kelimesi değiştirilmeden yayınlanmaya başlanmıştır.

     

    (6) Bağlum Kabristanındaki vakıf ile Abdülhakîm Efendi ve ailesinin hiçbir ilgisi yokdur. Oraya nasıl yerleştikleri meşkukdur. İstismara son verilmesi için gerekli hukuki işlemler sürdürülmaktedir.

     

    (7) Doğru bilgileri Hal Tercümesi adlı kitab ve Büyükdoğu Yayınevince yayınlanacak kitablarda bulabilirsiniz.

     

    (8) Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız, şayan-ı kabul olmayan neşriyat ve işgalin faillerinin, aile fertlerimiz ve Abdülhakim Arvâsî Üçışık Efendi Hazretlerinin muhibleri hakkında yürüttükleri itibarsızlaştırma girişimlerini ve şucu bucu tarzındaki ithamlarını lütfen dikkate almayınız.

     

    Saygılarımızla,

    Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri ailesi

     

    .

    Detaylı bilgi için;

    www.abdülhakimarvasi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


  3. Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin Ailesinin Duyurusu

     

    Aşağıdaki hususları kamuoyunın dikkatine sunarız:

     

    (1) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri, değerli bir alim olan mahdumu Ahmed Mekki Üçışık Efendi dahil hiç kimseyi vekil halef tayin etmemiştir. Hiçbir kimse için de benden sonra şu şahıs selahiyetlidir veya en selahiyetlidir vb ifade kullanmamışdır. Bu bilgiler bizzat kendi yazılarında, Merhum Mekki Efendi ve merhum yeğenlerinden, Cemal Efendi ve Faruk Beyce nakilli olduğu gibi, hayatta olan (Mekki Efendi, Cemal Efendi ve Faruk Bey'in yanında yetişmiş) büyükamcamızdan sıhhatli bir şekilde nakl edilmiştir.

     

    (2) Yukarıda ismi geçen merhumlar hiçbir kitaba yayınlanmak üzere takriz yazısı vermemişlerdir.

     

    (3) Bazı kitablarda merhumun eserleri tahrifli olarak verilmektedir. Orijinali karşılaştırmadan itimat etmeyiniz.

     

    (4) Yakın zamanda yayınlanan Hicret Gülleri adli kitabın hemen her sahifesi YALAN ile doludur. İtibar edilmemesini hassaten istirham ederiz.

     

    (5) Bu tür yanlış bilgilerin yayınlanmasından ailemiz ve Efendi Hazretlerinin muhibleri rahatsız olmaktadır. Bu sebeple büyük amcamızın teşebbüsü ile merhumun eserleri hiçbir kelimesi değiştirilmeden yayınlanmaya başlanmıştır.

     

    (6) Bağlum Kabristanındaki vakıf ile Abdülhakîm Efendi ve ailesinin hiçbir ilgisi yokdur. Oraya nasıl yerleştikleri meşkukdur. İstismara son verilmesi için gerekli hukuki işlemler sürdürülmaktedir.

     

    (7) Doğru bilgileri Hal Tercümesi adlı kitab ve Büyükdoğu Yayınevince yayınlanacak kitablarda bulabilirsiniz.

     

    (8) Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız, şayan-ı kabul olmayan neşriyat ve işgalin faillerinin, aile fertlerimiz ve Abdülhakim Arvâsî Üçışık Efendi Hazretlerinin muhibleri hakkında yürüttükleri itibarsızlaştırma girişimlerini ve şucu bucu tarzındaki ithamlarını lütfen dikkate almayınız.

     

    Saygılarımızla,

    Abdülhakîm Arvâsî Üçışık Efendi Hazretleri ailesi

     

    .


  4. Muhib, Efendi Hazretlerinden sonra emanetin kime geçtiği davasını kesinlikle çözümleyen derin anlayıştır.

    - Efendi, makamlarının en üstünü olan İrşad Kutupluğuna sahiptir. Aynen kendi ifadesiyle, irşad kutbu, vefatından sonra da memuriyetine devam edebilir. Medar kutbunun ise mutlaka dünyada olması gerekir. Görünüşe göre yolu dış ölçüleriyle talim edebilecek birkaç fert bıraktılarsa da yerlerine kimseyi tayin etmediler; ve makamlarını da öbür alemde faaliyetine devam etmek üzere beraber götürdüler. Nfk- O ve ben, sayfa217 Not: Muhibbullah Işıklar Efendi Hazretlerinin mürididir.


  5. Sahte icazet vakası

     

    Arvâsîzâde Ahmed Mekki Üçışık Efendi'nin (rahmetullahi aleyh), Hilmi Işık'a verdiği iddia edilen sahte ilmî icâzetname ile ilgili bir anekdot:

     

    Molla Sadreddin, son zamanlarda Şark medreselerinde yetişen şöhret sahibi alimlerdendi. 1966 yılında memleketi olan Bitlis'ten İstanbul'a göç etmiştir. İstanbul'daki meşhur zatlarla tanışma arzusu çerçevesinde ismini duyduğu, dini kitap yazdığını öğrendiği H. Hilmi ile de tanışmak üzere kendisinden randevu almış ve onu evinde ziyaret etmiştir. Ziyarete giderken de henüz küçük yaşta olan ve Türkçe bilmediği için arkadaş çevresi edinemeyen o yüzden de evde sıkılan Edip ismindeki oğlunu da, biraz açılsın, sıkılmasın diye beraberinde götürmüştür.

     

    Hadisenin bundan sonrasını Sadreddin Hoca'dan dinleyelim:

     

    "Edip o zaman da haşarı bir çocuktu. sürekli hareket ediyor, merak ettiği eşyayı kurcalıyor, ona-buna dokunuyordu. Hilmi Bey'in bize ikram edilecek kahveleri getirmek üzere odadan çıktığı bir ara, Edip, karşı duvarda üstü bir perde ile örtülü levhanın perdesini indirdi. Hilmi Bey girmeden perdeyi örtmek üzere ben hemen yerimden kalkıp levhaya doğru gittim. Ancak levhanın Arapça yazılmış olması ve sureta bir icazet olması merakımı celbettiğinden levhayı okudum. gördüm ki levhada sayılamayacak kadar i'rab ve sarf, hatta mana hatası var. Ben tam okumayı bitirdim ki içeriye Hilmi Bey girdi ve benim levhayı okuduğumu görünce yüzünün şekli hayli değişti. Ben çocuğun yaramazlık yapıp perdeyi indirdiğini söyleyip özür diledim. Ancak sormaktan da kendimi alamadım; "efendim, bu icazeti kim zat-ı alinize kim vermiştir?" İcazeti Ahmed Mekki Arvasi Efendi'nin verdiğini söyledi. hayret ettim: "efendim; bendeniz Seyyid Abdulhakim Hazretleri'nin ne büyük alim olduğunu idrak edenlerdenim. Onun oğlu Ahmed Mekki Efendi ile çendan henüz tanımış değilim ama onun da büyük alim olduğunu duydum. Onun gibi birinin bu denli maddi hata yapması nasıl mümkün olur?" Hilmi Bey bu suale içinden çok kızdı ama dışa vurmamaya da gayret etti ve dedi ki: "efendim, metin ona aittir ancak Ahmed Mekki Efendi müsvedde halinde yazmıştı; arkadaşlar tebyize çalışırken maalesef o hataları yapmışlar. ben daha sonra tashih edeceğim". Baktım ki Hilmi bey gittikçe öfkeleniyor, biz de fazla üzmemek için hemen izin alıp çıktık."


  6.  

     

    SİLSİLE-İ ALİYYE

     

    (1) Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem)

    (2) Ebubekr-i Sıddîk (radıyallahü anh)

    (3) Selman-ı Fârisi (radıyallahu anh)

    (4) Kasım bin Muhammed (kuddise sirruh)

    (5) Cafer-i Sâdık (kuddise sirruh)

    (6) Bayezid-i Bistâmi (kuddise sirruh)

    (7) Ebul Hasan Harkâni (kuddise sirruh)

    (8) Ebu Ali Farmedi (kuddise sirruh)

    (9) Yusuf-i Hemedâni (kuddise sirruh)

    (10) Abdülhalık-i Goncdüvâni (kuddise sirruh)

    (11) Arif-i Rivegeri (kuddise sirruh)

    (12) Mahmud-i Encirfagnevi (kuddise sirruh)

    (13) Ali Ramiteni (kuddise sirruh)

    (14) Muhammed Bâbâ Semmasi (kuddise sirruh)

    (15) Seyyid Emir Gilâl (kuddise sirruh)

    (16) Seyyid Muhammed Behaeddin Buhâri (kuddise sirruh)

    (17) Alâüddin-i Attâr (kuddise sirruh)

    (18) Yakub-i Çerhi (kuddise sirruh)

    (19) Ubeydullah-i Ahrâr (kuddise sirruh)

    (20) Kâdi Muhammed Zâhid (kuddise sirruh)

    (21) Derviş Muhammed (kuddise sirruh)

    (22) Hâcegi Muhammed Emkenegi (kuddise sirruh)

    (23) Muhammed Bakibillah (kuddise sirruh)

    (24) İmam-ı Ahmed Rabbani (kuddise sirruh)

    (25) Muhammed Masum Faruki (kuddise sirruh)

    (26) Seyfeddin Faruki (kuddise sirruh)

    (27) Seyyid Nur Muhammed (kuddise sirruh)

    (28) Mazhar-ı Can-ı Canan (kuddise sirruh)

    (29) Seyyid Abdullah Dehlevi (kuddise sirruh)

    (30) Mevlana Halid-i Bağdâdi (kuddise sirruh)

    (31) Seyyid Tâhâ-yı Hakkâri (kuddise sirruh)

    (32) Seyyid Fehim-i Arvâsi (kuddise sirruh)

    (33) Seyyid Abdülhakim-i Arvâsi (kuddise sirruh) (son)

    Detaylı bilgi için

    http://www.abdulhakimarvasi.com/silsile-i-aliyye

    adresini ziyaret ediniz.

×
×
  • Create New...