Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

urungualp

Üye
  • Content Count

    18
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by urungualp


  1. abicim kürtçe yayın yapan radyolar sırf kürtçe yayın yapmıyor.

    lazca-gürcüce-kırmançca-süryanice-yunanca yayınları da var.

    sloganları da şu; herkes bilir..

    yaşasın halkların kardeşliği..

    yani adam halklar sözcüğüne bağlamış eşşeğinin kazığını onun etrafında dönderip duruyor.

    mantık halk-millet değil,halklar..

    bu konuda taraflardan birisi tc hükümeti iken karşı taraf ise marksist-ateist kürtçüler nedense.. hep o tip kıytırıklar bu işe sulanıyor. normal bir müslüman kürdün ağzından bu lafları duyamazsın zaten.

    ağrı ilinden iki meslektaş arkadaşım var ve ikisininde ana babası tertemiz müslüman..kendileri ateist.

    yıkım gözle görülenden daha büyük aslında..


  2. yahu şimdi kardeşlik diye bir kavram var ve nedense televizyonlar radyolar bangır bangır bağırıyor kardeşiz diye..

    kardeş olduğumuz kesin su götürmez bir gerçek

    te........

    kafasına vuracaksın bazılarının ki..

    ''yapma biz kardeşiz'' diyecek.

    kardeş olduğumu sadece ben bağırıp durmayacağım..

    kardeş; kardeş olduğunu nasıl idrak edecekse; öyle ettirilecek.

    vesselam..


  3. ben ortaokul 1. sınıfa gidiyordum. akrep isimli bir tiyatro geldiğini söylediler okuduğum ilçeye.. 1990 yılıydı (bu arada yaşlandığımı kestirebilmişsinizdir:))

    ben yatılı okuyordum. büyük abilerden rica ettim. sağolsunlar götürdüler..

    ilk kez tiyatroya gidecek olmanın heyecanı ile belirtilen saatte salonda yerimizi aldık. benim akranım olan bir iki ders kaçkını daha vardı yanımda. oyunu beraber seyrettik..

    oyundan çok sıkılmıştım. çocukluk işte..

    oyundan aklımda çok az şeyler kaldı..

    ama necip fazıl ismini ilk kez duymuştum..


  4. Hoş bulmadığını hoş görürüz meraklanma,koy bakalım şu linki.

    abicim konu bayağı uzadı.. insanlar sıkılabilir....

    öncelikle sizin verdiğiniz linkteki konuşmayı dinledim..

     

    hakikat kitabevinin yayınları arasında

    m.sıddık gümüş ün kitaplarını okuyabilir miyiz? diye soruyorlar.

    o da cevap veriyor.

    -ben kendisini tanımıyorum. ismini duymadım diyor. doğru mu doğru...

    eğer h.h.ışık hocanın talebelerinden ise... diyor ( ki talebesi değil bizzat kendi müstear ismi)

    okuyabilirsiniz. çünkü ehl-i sünnettir diyor..

    m.sıdık gümüş. h.h.ışık efendinin müstear ismidir. yani ve de seadeti ebediyye kitabında kullandığı isimdir.

    yani bahsettiğiniz hoca kitabı eline bile almamış henüz.. (olabilir bunu eleştiremem)

    fakat bir başka sohbetinde de fitne ile ilgili konuşurken..

    -adam seadet-i ebediyye diye kitap yazmış..

    seadeti ebediyye kitabında fitne çıkarmamak için çarşaf giyilmeyebilir diyor.. bu ne biçim müslümanlık? diye konuşuyor.

    hala çarşafı tartışacaksak ( örtünmenin bir türü) bi arpa boyu yol gidilmemiş demektir.

    ki.

    o kitapta çarşaf kelimesi geçmediği gibi.. başınızı açabilirsiniz diye de bir tane cümle yok..

    burada iftira sözkonusu değil mi?

    okumadığın ve yazarını bile tanımadığın kitaptan neden örnek veriyorsun ??

    hem de yanlış ve yalan örnek veriyorsun....

    link aşağıdadır..

    son sözüm budur.. kendiniz dinleyin..

    http://www.youtube.com/results?search_query=seadeti+ebediyye&search_type=&aq=f


  5. Allah razı olsun arkadaşımya negüzlde anlatmışşınız . meselenin özü bu olsa gerek. ARİF OLAN ANLAR !!

    urungualp isterseniz bırakında burda cedelleşmeyi . diğer mesajınızda sözünü ettiğiniz gibi hindistanda buda ile ilgilenin biraz olmazmı.

     

    buda meselesini hangi mesajın altına yazmışım dikkat edin lütfen..

    konuyu ele alış biçimim sizin algılama tarzınız şeklinde olmalı diye bir zorlama hissetmiyorum.

    islamiyet geldikten sonra hristiyanlığa devam edenlerin de cennete gidebileceği ile ilgili bir bahsin altına; ben de

    '' buda'nın ne suçu var o halde??'' tarzında yaklaştım orada.

    illa açayım mı ne demek istediğimi???

     

    ikinci mevzu ise

    bahsettiğiniz cami imamının malum konu hakkında benim de farklı şeyler izlediğimve dinlediğim..

    aynı konu hakkında iki farklı görüş bildirmiş demek ki kendileri.. buraya da o videonun linkini koymayı hoş bulmadım..zira konu konu olmaktan çıkacak..

    bunda benim suçum yok..

    seviyor olabilirsiniz... saygı duyuyorum.. yukarıdaki ifadeler için de özür diliyorum.. hakkınızı helal ediniz...


  6. Kuran mahlukturu enjekte ederken, hristiyanların cennete gideceğini de araya sıkıştıracaksın herhalde. E madem Said Nursi yapıyor, sen niye yapamayasın, değil mi ama? Hem sonra Mustafa İslamoğlu'da yaptı bu işi, tabiki sende yapabilirsin. Hadi bakalım sıva kolları, giriş işe... Bir saniye bile durman zaman israfı olur. Mesela günümüze uymayan ahkam ayetlerini çıkarıver tercümenden. Bunun için İlhan Selçuk ve Özdemir İnce'den yararlanabilirsin de... Hani Said Nursi'den özenti olarak giriştin bu işe ama, aslında ate olan birtakım şahısların ahkam ayetlerini katleden yorumlarını daha çağdaş bir anlayışa gedirebilirsin... Mesela dün şapka kunun bilmem neyiydi... Hani şapka kanunu destekler bir ayet bulur musun? Anlaşılan Said Nursi senin yöntemini kullandı, ya da sen onun yöntemini esas alıyorsun. Al bakalım ne çıkacak...

    Ha bu arada şunu da ıskalamayalım da, bu tercüme işinde Nursi'nin hangi fikirlerinden faydalanaksın? Onu da öğrenelimki, bu naylon iddian boşa gitmesin. Yoksa sen naylonlaşırsın. Ben uyarayım dedim...

     

    Doğrusu merak ediyorum tercümenini...

    şu sponsor işini bi halledersem çekil önümden.


  7. Kuran tercümesinden sonra, Kuran'ın yorumu da gerek. Hani sen günümüze göre yorumlarsan makbule geçer. Üstad eserinin bir yerinde bu lisanda deve adımının 72 şekilde ifade edildiğini söylüyordu. E sen de bunlardan en uygununu seçersin artık. Ah canım, şu şıdur desen arkana toplarsın meşrep benzerliğinde adamları. Hakikat aramıyorlar, ihtiyaç üzre bina ediyorlar nüvelerini. Herkesin ihtiyacı başka başka olunca tabi, senin yazdıklarından kendilerine göre de bir şeyler bulurlar. Ama dikkat et, arzın üzerinde el arama... Cisim ile ifade edilemeyene don dikme... Gerçeği ne yapalım biz. Olsun, sen yine de gayba inan. Bilinmeyen alem belki işine yaramaz ama, olsun inan. Elektiriğin ışığı yakması, bunun nasıl olduğu önemli değil, benim onun aydınlığından faydalanmam önemli, diyorsun bir anlamda. Aman dikkat et, elektirik çarpar.Kuran tercümesinde hangi aklı kullanacaksın, tabi buda önemli. Hani kalbinin bir köşesinde zerre kadar bir karalık varsa, o da tercümeye girer de... Yok, yok sen önce tuvalet temizle, ciğer sat işte ne bileyim git birinden dayak ye sonra da o tercüme işine başlarsın. Çünkü belki o zaman kalbindeki o lekeyi temizlersin de tercüme işi kolayına gelir. Eşyanın ardındaki gerçeği de isteyecem senden ama, nafile anlaşılan... Çünkü ihtiyaç dışı bir saha oluyor herhalde. Aklının hakimiyeti altındaki saha da önemli, hani ne kadar alanı ihata ediyor. Çağlar üstü bir kitaba bir çember, dar bir çember gerekiyor anlaşılan. Kardeş, madem bu kadar iyisin tercümede, o halde şunu da öğrenmek istiyorum; Kuran mahluk mu? Soru ihtiyaç üzerine ise çevaplarsınız artık.

    Ben bunları boşluğa yazdım, kimse üzerine alınmasın. Nazire bu, nazire...

    tövbe haşa kuran'a mahluk diyenler oldu geçmişte.

    şimdi benim sıkıntım da burada başlıyor...

    öyle süslü cümleler yazmalıyım ki arada da 'kuran mahluktur' gibi zehirleri çaktırmadan enjekte edeyim..

    yukarıdaki yazdığım yazının ana fikri baba fikri yoktur. bir iddia içermez..

    sadece işaret parmağımla biryerleri gösteriyorum.. o kadar..

    kardeş konu başlığı altına yazmışken mahmut şevket paşanın hareket ordusu istanbula yürümeden evvel selanikte bir konuşması var.. kayıtlı..

    bi dinle..

    mesele m.şevket paşa değil.

    taşları yerine oturt beyninde.

    selam ve dua ile...


  8. ayrıca o adamın sevenlerine bir uyarıda bulunayım vaazlarını kasede çekip çoğlatanlar için ahirette haklarını helal etmeyeceğini bizzat aha şu kulaklarımla duydum. ben bunlardan geçimimi temin ediyoirum dedi. olabilir kendi hayatı bu..

    korsana hayır tabii ki.

    ama islami bilgiler ne zaman kendisinin tekelinde olmuş??

    bir kaç esprisi:

    namazı doğru kılmayanlar için: bu ne biçim namaz?allah-u ekber yatta geber..

    cep telefonu ezan olarak çalanlar için: kıçından(arka cepteki telefonu kastediyor) allahu ekber sesi geliyor.. bu ne biçim iş??

    ihtiyaç meselesi tabi..

    neye ihtiyacım var diye kendi kendimize sormak lazım..


  9. Evet ben de şahidim Cübbeli Hoca H.Hilmi Hoca'nın ehl-i sünnetliğini tasdik etmiştir.

    Ve daha birçok alim hakkında ehl-i sünnettir diye beyanlarda bulunmuştur.

    Bu da bizlere yol göstermektedir ki güvendiğimiz ve yalan söylemeyeceğinden emin olduğumuz bir alimden öğrenmiş oluyoruz bozuk itikadlıları ve düzgün itikadlıları.

    Sık sık üzerinde durur "o cemaat bu cemaat diye tenkit kınama olmaz, üst kimliğimiz ehl-i sünnettir" der zaman zaman ve isim de verir. Ama ehl-i sünnet olup da bir yerde bir hatasını görürse o kişileri de beyan eder. "Şu şu kişi düzgün adam(dı) ama o da şöyle demeç vermiş, bu kelam ehl-i sünnete uymaz, ne oluyor bu millete yahu" diye hayıflanır.

    Yani baktığı en temel nokta üst kimlik olan ehl-i sünnet itikadında olmaktır.

     

    arkadaşım uydurmayın..

    bilmeden de atıp tutmayın..

    cübbeli hoca dediğiniz adamın h.h.ışık efendi ve seadet-i ebdeiyye için söylediği iftira ve attığı çamurlardan haberdar değilseniz iyi niyetli olmak adına uydurmayın..


  10. bi de şuna acaip kılım haberiniz olsun..

    ''zırva tevil götürmez'' iken. aslında şöyle demiş te olabilir. böyle demiş te olabilir diye hayra yormak adına kıvırmayın arkadaşım..

    su geldi teyemmüm bozuldu.

    yarın demir kralı ferruh beyle avrupa seyahatine çıkıciym.

    ilk günkü tazeliğini koruyan hristiyanları bulup az da onlarla takılacağım.

    ne diye gam gasavet çekeyim ki..

    olmadı ''buda nın öğretileri'' de doğruyu söylüyor. bi de ona bakarım gerekirse..


  11. Siz ciddi misiniz?

    Eğer ciddiyseniz, zinhar vazgeçmenizi öneririm.

     

    yahu kardeşim.

    arapçayı hasbel kader sökmüş her insan, evvel asıl olandan ziyade kafasına göre takılmıyor mu memlekette??

    kafasına göre takılanlara takılan insanlar milyonları bulmuyor mu?

    şimdi her bilgi ihtiyaçtan doğuyor.

    eğer benim nüveyi bulmak gibi bir derdim yoksa ne yapayım gerçeği..?

    ihtiyaç olarak hissetmiyorum demek ki gerçeği..

    gerçeği naapiim?

    kuran da tecüme ederim.

    parti de kurarım.

    adam da toplarım.. (orijinalinde ''adam toplamak'' çok kaba ama.. karşı taraf bi adam toplayabildi-gerçek müslümanlar ise etrafımda birleşti.. cümlesinden izinle bu tanımlamadan istifade ettim..)


  12. arkadaşlar merhaba

    epeydir bir konuda fikrinizi sormak istiyordum nasip olmadı..

    kitapçıdan bir kur an tercemesi aldım..

    burada geçen cümleler beni mest etti..

    bunları herkesin anlayabilmesi için yeniden yorumlayıp bi kaç cilt halinde bastırmak istiyorum.

    ne buyurursunuz??

    benden de bişeyler katayım olaya diyorum..

    sizce uygun mudur??


  13. Cemaleddin Efgani ve öğrencisi Muhammed Abduh’un makaleleri Sebilürreşad’da sık sık yer aldı. Ama nedense "Doğu’nun Çırpınan Şahini" Efgani ve öğrencisinin gizli kimlikleri bu yayınlarında pek geçmedi...||Oysa...||Cemaleddin Efgani masondu!||Kahire’deki Şarkın Yıldızı Locası’na 7 Temmuz 1868’de girmişti.||Numarası 1355 idi.||"Mısır’da kurulan mason localarının başına Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar Müslümanlar arasında masonluğun yayılmasına çok yardım ettiler." (Yahudilik ve Masonluk s. 350)||Muhammed Abduh "Efgani’nin talebesi Abduh gibilerin kimler tarafından destek gördüğüne dair zamanında İngiltere’nin Mısır sömürge Valisi Lord Cromer’in söylediği şu söz ibretliktir: Kuşkusuz İslami reformist hareketin geleceği Şeyh Muhammed Abduh’un çizdiği yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcuları Avrupa’nın her türlü yardım ve teşviklerine layıktırlar." (M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin İslam Dünyasına Girişi, s. 9192)||Mason Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili şunları söyledi: "Üstadi Efgani vasıtasıyla, masonluğu Ezher’e idhal (sokan) eden odur." (M.Sabri Efendi, Mevkıfu’l-Akl ve’l-ilm ve’l-Alem, Beyrut 1314, c. I s. 133)" (21.10.2004)||Tarihte sürpriz çok!||Cemil Meriç"Umrandan Uygarlığa" kitabında şöyle yazdı:||"Zavallı Türk intelijansiyası! Kimlerin peşinden gitmemiş. Düşmanları dost, dostları düşman olarak tanımış. Peygamber’in adını anmaya cesaret edemeyen bir Efgani’yi Peygamber kadar saygıya layık görmüş."||Bugün durum farklı mı sanki?

×
×
  • Create New...