Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

YENIMGUSIM

Üye
  • Content Count

    75
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by YENIMGUSIM


  1. SON NEFESTE FİRAVUNDA İNANDIM DEYİP SECDE ETMİŞTİ VE AYETLE SABİT KABUL GÖRÜLMEMİŞTİ TÖVBESİ..HİÇ BİR ŞEYİN GARANTİSİ YOK,KİMİN NE ŞEKİLDE CAN VERECEĞİ HİÇ BELLİ OLMAZ..ALİM BİLE SON NEFESİNDE KAFİR OLARAK GİDEBİLİR,KAFİR DE KURTULUŞA EREREK...İNŞAALLAH ALLAH'IN AFFINA MAZHAR OLMUŞTUR..


  2. SA YAZDIKLARIN RAHMANIN AYETLERİNDEN ŞUNLARI HATIRLATTI:

     

     

    *"Allah'ın izni olmaksızın hiç kimse imana erişemez. O, akıllarını kullanmayanlara pislik (rics) indirir (10/100).

     

    *"Kafirlerin durumu, bağırıp çağırmak dışında bir şey duymayan, ama yine de haykıran kimsenin durumuna benzer. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler, Çünkü onlar akıllarını kullanmazlar." (2/171)

     

    *"Sen hiç kendi heva ve heveslerini tanrılaştıran (birin)i düşündün mü? İmdi, böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın?" "Yoksa sen onlardan çoğunun (senin ulaştırdığın mesajı)dinlediklerini ve akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun? Hayır hayır, koyun sürüsü gibidir onlar: doğru yoldan hiç mi hiç haberleri yok! (25/43-44)

     

    * - "Ve kendisine mesajlarımızı lütfettiğimiz halde onları bir kenara atan kimsenin başına gelecek olanı anlat onlara: Şeytan yetişip yakalar onu ve o da, başka niceleri gibi, vahim bir sapışla sapıp gider, imdi biz eğer dileseydik, onu ayetlerimizle yüceltir, üstün kılardık, fakat o hep dünyaya sarıldı ve yalnızca kendi arzu ve heveslerinin peşinden gitti.Bu bakımdan, böyle birinin durumu (kışkırtılan) bir köpeğin durumu gibidir: Öyle ki, onun üzerine korkutarak varsan da dilini sarkıtıp hırlar, kendi haline bıraksan da. Bizim ayetlerimizi yalanlamaya kalkan kimselerin hali işte böyledir. Öyleyse bu kıssayı anlat, ki belki derin derin düşünürler." (7/176-177)

     

    * - "Onları (münafıkları) gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuştukları vakit sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakının! Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?!" (63/4)

     

    *Onların yaşamalarına izin vermemiz ,onların ahirette yaşayacakları azapları çoğaltmak içindir.(bunun ayetmi hadis mi olduğundan emin değilim yanlışımı bilen varsa düzeltsin)

     

    ____Kİ BU İNSAN DEMEYE BİN ŞAHİT MAHLUKATLAR NE ACIDIR BU ÇARPICI AYETLERE (ALLAH İZİN VERMEDİKÇE) HİÇBİR ZAMAN MAZHAR OLAMAYACAKLAR...HİÇ ANLAMAYACAKLAR ALLAH YOLUNDA CİHADIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ...BİLEMEYCEKLER VE FARKINDA DA DEĞİLLER ASIL ZAVALLILARIN KENDİLERİ OLDUĞUNU...___

     

    *“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah’ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler.” (Ali İmran, 3/169-170)

     

    * “... Şüphesiz hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda kendilerine eziyet edilenlerin, çarpışanların ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu Allah katından bir karşılıktır. Karşılığın en güzel olanı Allah katındadır.” (Ali İmran, 3/195)

     

    * “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.” (Bakara, 2/154)

     

    *“Allah, kendi yolunda çarpışıp öldüren ve öldürülen mü’minlerden, karşılığı cennet olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır. Bu O’nun üzerine, Tevrat, İncil ve Kur’an’da vadedilmiş olan bir haktır. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterebilen kim vardır? Şu halde yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte büyük kurtuluş budur.” (Tevbe, 9/111)


  3. spacer.gif

    Elif, Lâm, Mîm.İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? (Ankebut 1-2)

     

    Elhamdülillah müslümanız

     

    Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz? O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı? Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var ? (kalem 36-39)

     

    Laiklik zaten islamda vardır.Anayasal hukuk devletinde yaşıyoruz.

     

    Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın.(tevbe 29)

     

    Bu kadar da fanatik olmamak lazım.Amentüde müttefiğiz.

     

    O öyle bir Allah'dır ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kılmak için göndermiştir. Müşrikler hoşlanmasalar da.(tevbe 33)

     

    O din, bu din ne fark eder.Hepsi aynı kapıya çıkar sonuçta.

     

    Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir ? (maide 50)

     

    Aslında yasalarımız çok güzel ama uygulanmıyor !

     

    Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kâfirlerden bin kişiye galip gelirler.(enfal 65)

     

    Duygusal düşünmemek , gerçekçi olmak lazım…!

     

    Allah’ın indirdikleri ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir (Maide 44)

     

    Bu sloganlarla bir yere varılmaz !

     

    Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir (Bakara 178)

     

    Kanun var nizam var bu memlekette.Kısas mı ? Hangi çağda yaşıyoruz !

     

    Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

     

    İsteyen laik devlette de kurtuluşa erer yeter ki kalbi temiz olsun !

     

    Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır. ( Ali İmran 114 )

     

    Her koyun kendi bacağından asılır !

     

    Savaş, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı. Gerçi o size hoş gelmez, fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz birşeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (bakara 216)

     

    Ya sev ya terk et !

     

    Allah sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardım eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır. (mümtehine 9 )

     

     

    Arabistana gitsinler !

     

    Benden korkun ve Benim ayetlerimi birkaç paraya değişmeyin! Ey hakimler, her kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, onlar kafirlerin ta kendileridir (Maide 44)

     

    Ey iman edenler, eğer kafirlere itaat edecek olursanız, sizleri tersine çevirirler de öyle bir inkılaba uğrarsınız ki, bütün hüsran içinde kalırsınız. (Al-i imran 149)

     

    Yine derler ki: "Ey Rabbimiz, doğrusu biz, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. (Ahzab67)

     

     

    Devlet büyüklerimize itaat etmemiz gerekir !

     

    Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Şu halde içinizde böyle yapanlar sonuçta dünya hayatında rüsvaylıktan başka ne kazanırlar? Kıyamet günü de en şiddetli azaba kakılırlar. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Bakara 85 )

     

    Türküz-Müslümanız-Atatürkçüyüz !


  4. YAŞLI ADAM, eşinin kabrini ziyaret etmek için gittiği kabristanda, bir inilti duyarak yavaşladı. Sağa sola bakınarak kulak kesildi. Ortalıkta kimseler yoktu ama, o sesi işittiğinden emindi.

     

     

     

    89248.jpg

     

    YAŞLI ADAM, eşinin kabrini ziyaret etmek için gittiği kabristanda, bir inilti duyarak yavaşladı. Sağa sola bakınarak kulak kesildi. Ortalıkta kimseler yoktu ama, o sesi işittiğinden emindi.

    Önce hızlı adımlarla kaçmak istedi. Fakat sanki büyülenmiş gibiydi. Korkudan olsa gerek ki, gücü zaten çok azalan ayakları tutulmuş, vücudu uyuşmuştu. Diz boyu otla çevrili mezarlar arasında, güçlükle ilerleyip o tarafa yöneldi. İnlemeyi bir kez daha duyunca, daha fazla yanaşmayıp yere oturdu. Tüylerini diken diken eden ses, birkaç metre ilerden geliyordu.

    Yaşlı adam, bazı velî zatların, kabirdeki insanlarla konuştuğunu duymuş, bunları da herkese anlatmıştı. Belki laf olsun diye:

    — Neden böyle inleyip duruyorsun? dedi. Bir derdin mi var?

    Derinlerden gelen bir erkek sesi:

    — Büyük bir azap çekiyorum!. dedi. Her kemiğim tek tek kırılmış sanki.

    Yaşlı adam, tâ iliklerine kadar ürperdi. Acaba kendisi de, evliya mıydı? Her ne olursa olsun, bu cevabı kesinlikle beklemiyordu. Güç bela toparlanıp:

    — Ne zamandır bu haldesiniz? diye sordu. Yani ne zaman öldünüz?

    — Vallahi bilmiyorum!. dedi mezarda yatan. Sanki dün yaşıyordum, hatta eğleniyordum. Arkadaşlarla birlikte biraz içki içmiştik, daha sonra ayrıldık. Bu arada, sanki yüksek bir yerden düştüm. Her halde ölmüşüm ki, şimdi bu mezardayım. Üstelik de büyük bir azap çekiyorum.

    — İçkinin haram olduğunu ve kabir azabına yol açtığını bilmiyor muydun? diye sordu dışardaki. Allah bilir, başka büyük günahlar da işledin.

    — Keşke ellerim kırılsaydı!. dedi, adam. Keşke kırılsaydı da, o büyük günahları işlemeseydim. Keşke dudaklarım yapışsaydı da, içki denilen zehri içmeseydim. Ne yazık ki her türlü işi yaptım, kumardan tut tâ hırsızlığa kadar. Şimdi öyle pişmanım ki hiç bilemezsin.

    Burada bu şekilde, bir saniyecik bile kalmaktansa, ömür boyu aç kalmaya razıydım. Ağzıma içki değil, gerekirse bir yudum su bile koymazdım. Başımı da babam gibi secdeden kaldırmazdım.

    — Demek baban dindar biriydi, dedi dışardaki. Neden onun yolundan gitmedin ki?

    — Namaz kılmak biraz güç geldi, dedi adam. Oruç tutmak da öyle. Günde beş kez seccadeye yatmayı, uzun yaz günlerinde, aç ve susuz kalmayı istemedim. Açıkçası, havam bozulur diye korktum. Oysa şimdi bu karanlık çukurda yatıyorum. Tertemiz bir havaya, yemeğe ve suya hasret şekilde. Üstelik de dayanılmaz acılar içindeyim.

    Yaşlı adam, biraz düşünceliydi. Acaba bu ölü için bir fatiha okusa, ya da dualar etse, faydası olur muydu? Bu konuda açıkçası çok ümitsizdi. Bir insan, kullarına verdiği sayısız nimetlerle merhametini ispatlayan ve kendisini en çok "Rahim" ve "Rahman" isimleriyle tanıtan Allah'ın azabına uğramışsa, âciz bir kul, o kişiye nasıl yardım ederdi?

    Sessizce yerinden kalkıp ilerleyince, henüz yeni açılmış bir mezar gördü. Sahibini bekleyen bu çukurun yanında, birkaç tane içki şişesi vardı. Bir tek de ayakkabı.

    Hemen o yana koştu. Boş mezarın içinde, üstü başı içki kokan bir adam yatıyordu. Ceketi de yüzüne dolanmıştı.

    Yaşlı adam, önce mezara inmeyi düşündü. Fakat ağrıyan beliyle bu işi yapamazdı. Uzunca bir dal koparıp tekrar yanaştı ve bunu cekete taktırıp, sırt üstü yatan sarhoşun yüzünü açtı. Mezardaki adam, ondan fazla korkmuştu.

    Yaşlı olan, bir anda rahatlayıp:

    — Demek konuşan sendin? diye tebessüm etti. Seni ölü sanmıştım.

    Mezardaki, derin derin nefes aldıktan sonra:

    — Ben de öyle zannetmiştim!. diye sevindi. Geçen akşam buralarda içmiştik. Kafayı bulduğumda, bu çukura düşüp kaldım her halde.

    Sarhoşun vücudu perişan bir haldeydi. Sırt üstü düştüğünde, üç beş tane kaburgası kırılmış, bir kez bile çalışmayan beyni sarsılmış, bütün gece o mezarda yatıp kalmıştı.

    Yaşlı adam, hemen bir ambulans çağırdı. Sarhoş, mezardan kurtulup sedyeye alınırken, başını ona doğru güçlükle çevirerek:

    — Sağ olasın amca!. diye teşekkür etti. İyileşir iyileşmez sana haber veririm. Bol mezeli bir çilingir sofrası düzenleyip, yeniden doğduğum günü kutlarız.

     

     

     

     

     

    Cüneyd Suavi

    Zafer dergisi

    haber 7


  5. Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. (necm:39)

     

    Hava soğuduğunda gölge veren ağaçları unutursun...JAPON ATASÖZÜ

     

    Hayat geç kalanları hiç affetmez....GORBACHOV

     

    Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar. (Seneca)

     

    Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. (montaıgne)

     

    Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil... CLAVDIUS

     

    Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar. (Louis D. Brandeis)

     

    Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz.Ama herkesi her zaman aldatamazsınız.......ABRAHAM LİNCOLN

     

    Herşeyin anahtarı sabırdır. Civcivi,yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil. (arnold closow)

     

    Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar. (Woltaire)

     

    Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. (j.keth moorhead)

     

    Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz....W.SHAKSPEARE

     

    Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı çarpma. Geri dönmek isteyebilirsin. (Don Herold)

     

    İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak. (Sadi)

     

    İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır. CICERO

     

    İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler.....VOLTAİRE


  6. Efendim günümüzde namaz ihmali, bir çok müslümanda kanayan bir yara olduğu gerçeğini kimse reddedemez..O yüzden bizde de naçizane" bir çalışma başlatalım" düşüncesi oluştu..Amaç burada birbirimize destek olmak, dürtüklemek ve de hatırlatmak..Çalışmamız hayırlara vesile olur inşallah..

     

    Kampanya şartları..

     

    1-Msn sohbetlerini kampanyamıza vesile yapabiliriz..nasıl mı...namaza kalkacağız mesela,diyelim ki "ben namaza kalkıyorum,sen vakit namazını kıldın mı "diye soralım..eğer kılmadıysa "hadi geçirme sende kalk kıl diyebilelim"(hatta iletilerimize bile ekleyebiliriz)..burada emri bil maruf emrini eda ettiğimizi ve sevap kazandığımızı unutmayalım..bunu evlerimiz ve diğer çevremizde de yapalım inşallah..

     

    2-Bu konuyu sürekli portaldan geçirelim..Nasıl mı??güncelleme kelimemiz sabit olacak.."vakit namazını kıldın mı "şeklinde..ve bunu sadece namaz kılanların sorma yetkisi olacak..işte size çok önemli ve çok sevaplı basit bir çalışma..

     

    3-Bu soruyu sormadan önce namazla ilgili ayet ,hadis,özlü söz,resim,kısa bilgilerle destekleyebiliriz..hatta namazla ilgili çarpıcı anılarımızı bile ekleyebiliriz inşallah..tabii sadece namaz kılanlar..lütfen diğerleri yazı yazmasın..sadece suçlu suçlu okusun..

     

    4-Bu kampanyayı elimizden geldiğince tüm nete yayalım inşallah..bunun için de, herkes üye olduğu foruma bu konuyu alıntılayıp eklerse büyük bir çalışma başlatacağımızı düşünüyorum inşallah..

     

    5- Namazla ilgili uzun yazılara rastladığımızda bu konuya ekleyebiliriz ...ama tüm yazıyı değil de içinden önemli yerleri 1 ya da 2 paragraf kadar alıntılayabiliriz ya da linkini verebiliriz..

     

    İnşaallah bu kampanya hayırlara vesile olur..sizlerde kampanyamızı fikirlerinizle destekleyebilirsiniz.. HEPİNİZ ALLAH'A EMANET OLUN...

     

     

     

    vakit Namazını Kıldınız Mı ???

×
×
  • Create New...