-
Content Count
9 -
Joined
-
Last visited
Posts posted by efrasyab
-
-
Üstadın; akrebin kıskacı dediği, fikir çilelerinin en kanlısı içinde bulunduğu bir dönemde, ''bu hayatın ismi yok, kendisi var'' dediği, derin bunalım ve ruh sıkışmalarını yaşadığı, bohem hayatının aleladeliğini, takdire şayan bir hayal gücü ve ahenkle yazarak, zihnine bıçak gibi saplanan ve bir türlü aşamadığı, zaman mefhumuna sıkıştırması; onun şiir alanında ne derece ulvi bir makamda olduğunun en müşahhas delilidir.
Üstad, şairliğin doğuştan gelen bir yetenek olduğunu; zekilik, hayal gücü, fikir çilesi ve yaşanan hayatın ruha olan yansımasıyla birleşmesiyle ne derece ulvi bir makama ulaşılabileceğinin en müşahhas örneğidir. Ve dilerim; üstad gibi hayatın anlamını, tam anlamıyla anlayabilmiş, nice şairler çıksın aramızdan...
-
Taşı, toprağı, dağları, çölleri, yeri, göğü, tüm kainatı, varlığı, yokluğu, ezeli, ebedi, mutluluğu, yalanı, hakikati, süfli ve ulvi her şeyin yaratıcısı yüce Allah ( c.c ) önce kendisine ve alemlere rahmet olarak gönderilen elçisine inanma, sonra ona karşı, emir buyurduğu kulluk görevlerimizi ifa etme sonucunda bize gerçek mutluluğun ebedi olanını hediye ediyor.
Önce inanmak... Yaratanı akılla aradığımızda her cümlenin ardından nasıl sorusunun cevabını aramaktayız. Üstadın dediği gibi '' bu iş ne akılla olur ne akılsız''..ona ulaşmak akıl ötesi bir şeydir ..kalptir...akıl sadece belli bir yere kadar vasıtadır...sonrası kalptedir.. akıl herşeyden şüphe eden bir varlık.. aradığın ufuk çizgisi gibi ne kadar da yakalamak istesen ilerde... ama aradağın bir şey var ufuk çizgisi... aynı bunun gibi yaratıcının var olduğunu bilip, sorgulamak...Her şeyin sahibi olduğunu bilip, evrenin sahibi olduğuna inanmamak... Bir inşaat bile usta olmadan yapılamazken, bir tebeşir tahtaya bir öğretmen olmadan yazı yazamazken, bir kainat bir ustasız olabilir mi... Alemdeki her şey alemlerin rabbinde birleşiyor ALLAH... (yanlışım varsa düzeltirseniz memnun olurum )
-
Zaman Gelecek...
İnsanlar büyüyecek
İnsanlar küçülecek
Zaman geçecek
Küçük insanlar büyüyecek
Büyük insanlar küçülecek
Vakit gelecek
Büyük insan
Küçük insan
Farketmeyecek
Günü gelecek
İstemesen de gelecek
Vermesen de alacak
Gün gelecek
İnsanlar ölecek
Gün gelecek
İnsanlar dirilecek..
05.02.2007
Abdullah Toklu
-
Yaş On Sekize Bir Vardı
Rengarenk bir kesitti hayatımda,
Ruhum nefsimin bahçesinde,
Bedenim haramın mahzenindeydi
Yaşım on sekize bir vardı
Özgürlüğü yaşıyordum kendimce
Hayatın gerçeğinden habersizce
Sınıra yaklaşıyordum sessizce
Yaşım on sekize bir vardı
Ulaşamadığım hedeflerim,
Yaşayamadığım duygularım,
Geçmişten kalan heveslerim,
Sınırdan öte hayallerim vardı
Yaşım on sekize bir vardı..
04.02.2008
Abdullah Toklu
-
Hayat Muhasebesi
ne için yaşıyoruz
ne uğruna
ne olduğunu
nereye gittiğini
bilmeden ömrün
ve bilmiyoruz
zamanın nasıl geçtiğini
dökülen çökmüş bir bedenin ardından
iki damla gözyaşı kalıyor geriye
hayat dediğin nedir senin için
yaşamak için mi yaşıyorsun
hayat hep bir eğlenceden mi ibaret
bitmek tükenmek bilmeyen
zevklerinin peşinden koşmak mı
bir gün beyoğlunda bir gün Etilerde
gezip tozmak mı hayat
sokak köşelerinde çürümüş bir gençlik
kahvelerde geçen bir ortayaş
geriye kalan
pişman olmuş bir ihtiyarlık
hayatın boyunca
doğru olan yanlışlarından
yanlış olan doğrularından
vazgeçmedin
belki de bulunduğun çevrenin
sana olan yansımasıydı bildiklerin
oysa her şeyi merak eden sen
neden merak etmedin
yanlışların doğruluğunu
doğruların yanlışlığını
neden doğrular karşısında sıkıştığında
yalan söylemeyi tercih ettin
neden korkularınla yüzleşmedin
hep insanı kötüye götüren
korkuları değil miydi..
ölüm
bir korku muydu senin için
belki de onun için
düşünmek istemiyordun ölümü
tercihlerini hep nefsin ile yaptın
oysa aklın ve fikrin vardı hep güvendiğin
neden şimdi o nefsinden
nefret ediyorsun
o değil miydi iten seni mala mülke
o değil miydi seni sürükleyen güzel şeylere
gördüğün hayatı
maddeden mi ibaret sandın
hiç düşünmedin mi seni yaratanı
oysa O’nu anlamak için
o kadar çok şey var ki
bir tebeşir
yazabilir miydi tahtaya
bir öğretmen olmadan
bir inşaat yapılabilir miydi
bir ustası olmadan
bir evren sahipsiz olabilir miydi
kabul ediyordun belki varlığını
davranışların
düşündüklerini yansıtmıyordu belki de
hiç kaçırmazdın değil mi
çok sevdiğin sokak konserlerini
her şeyi unutup
hayaller aleminde gezmeyi
kendinden geçercesine içmeyi
çok severdin değil mi
yine bir diskonun birindeyken
hayatı unutmuş içiyorken
bir adam girmişti içeriye
başında sarık elinde cübbesiyle
hatırlıyor musun sana söylediklerini
- oğlum elindekini içme
diyordu adam
- git kabeye dök diyordu
çok sinirlenmiştin hani
deli misin demiştin hocaya
kabeye dökülür mü hiç bira
adamı cevabı şöyleydi:
kabeyi hz. ibrahim yaptı
sen Allah’ın (c.c) kendi nuruyla
yarattığı bedene döküyorsun ya
söyle nereye dökmek makbul?
hüngür hüngür ağlıyordun ya hani..
şimdi pişmanlığın sebebi
boşa geçen gençlik değil mi
şuan hangi yaşta olursan ol
gözlerini kapat ve düşün
ne anladın şuana kadar yaşadıklarından
göz açıp kapamak kadar kısa geçmedi mi
şuana kadar yaşadıklarından aldığın zevk
devam ediyor mu hâlâ
geçmişi geri getirebiliyor musun
getiremezsin
çünkü insan anı yaşar
yaptıklarıyla geçmişte kalır
insanı yaşatacak olan
doğru inançlarıdır
ve gün gelip pişman olduğunda
fayda etmeyecek pişmanlık ecel vaktinde
böyle söylediğime bakma
ölüm her an bekliyor kapıda
ve girdiğinde ölüm odana
götüreceği tek şey sen olacaksın
yanında götüreceğin tek şey
yaptığın ameller olacak...
dünyada ne kadar düşünürsen görevini
içindeki istek o kadar büyüyecek
ölümün ne kadar güzel olduğunu göreceksin
ölümü hasretle beklemeyi seveceksin...
29.01.2008
Abdullah Toklu
-
Hayat
hayat bir andan ibarettir
göz açıp kapamak kadar kısa
doğarsın... gözlerin açılır hayata
ölürsün... gözlerin kapanır sonsuza.
26.01.2008
Abdullah Toklu
-
Bitiş Noktası
Hasretin büyüdü içimde bir tohum misali
Ağlattı beni senden kalan üç beş hatıra
Fısıldıyor kulağıma ismini soğuk esen rüzgar
Kalmadı dermanım sönmek üzere gözlerimin fer'i
Biliyorum kaçış yok geldi artık ölüm vakti
Dile gel ey kara yel ne olur duy beni
Selam götür benden geçmişe geçmişten kalanlara
Söyle bütün mahlûkata çaresizliğimi
Her bütünün bir noktada bittiği gibi bittiğimi...
03.01.2008
Abdullah Toklu
-
Arkadalar ben Bursa da lise son sınıf öğrencisiyim. Üstad la bundan 6 ay evvel şiire olan merakımın başlamasıyla tanıştıştım. Şüphesiz üstad şiirlerini ilk okuyan kişiyi bile etkileyecek derinlikte yazmış, insanın ruhuna işleyecek bir ahenk vermiş. Yaklaşık 6 aydır üsdın 4 kitabını okudum ve okumayada devam ediyorum.
Geçenlerde bazı illerimizde düzenlenen kitap fuarlarından biri de bursadaydı. Arkadaşlarla fuara gittik. Gözlerim hemen Büyük Doğu Yayınlarını aradı, fakat aradığım halde bulamadım, daha sonra görevliye sorduğumda B.D Yayınlarının olmadığını söyledi. Sonra Üstad'ın kitaplarını bulmak için bazı kitap evlerinin standlarını gedim ama Çile dışında üstadın eserini bulamadım. Sorduğumda ise bu kitaptan başkası pek gelmiyor dediler.
Merak ettiğim Nazım Hikmet Kültür Merkezi olsun diğer kiapçılar olsun Nazım Hikmet'in kitapları hiç eksik değildi. Hatta standlarda çok büyük bölümler ayrıldığını gördüm. Açıkçası Büyük Doğu Yayınlarının bu tür organizasyonlara ilgisiz kaldığını pek anlayamadım. Üstadın bir kitabı dışında kitabı dışında kitap bulamak beni üzdü. Bir de şunu merak ediyorum Üstad'ın Bazı kitaplarında yasal engel mi var acaba ? Aydınlatırsanız sevinirim ...
Allah Derim
in Şiirleri
Posted · Report reply
Ebedi oluşun urbası kefen !
O elbiseye girdikten sonra... yani ölüm sonrası...yeni bir alem...ve ebedilik, sonsuzluk, sonu olmamak...iyi, yada kötü sonsuzluk var...ya ne götürebiliyoruz yanımızda, sadece bütün yaşanmışlıkların ruhunu... ölüm bir sınırsa, acaba şuan doğru yolda yürüyormuyuz ?...