kemaldoğan
-
Content Count
3 -
Joined
-
Last visited
Posts posted by kemaldoğan
-
-
Divan Edebiyatı'nda roman yok. Niçin olsun?
Batı'nın ilk romanlarından biri "Topal şeytan". Kahraman, evlerin damını açar, bizi yatak odalarına sokar. Roman başlangıcından itibaren bir ifşâdır. Osmanlı'nın ne yaraları vardır, ne yaralarını teshir etmek hastalığı. Hikayeleri ya bir cengâveri ebedîleştirir, ya "hisse alınacak bir kıssa'dır.
Roman'ın burjuvaziyle doğduğunu söylerler. Burjuvazi Avrupa'nın imtiyazı, daha doğrusu yüz karası. Bir kelimeyle roman, başka bir dünyanın, başka bir ruh ikliminin, başka bir toplumun eseri. Daha zavallı bir dünya, daha dişi bir manevi iklim, daha geveze bir toplum.
Başka bir tabirle, bu edebi nevi bir buhranın, bir uyuşmazlığın, reelle ideal arasındaki bir nispetsizliğin çocuğu. İçtimâî bir sıhhatsizlik, hiç değilse bir tedirginlik alâmeti. Sınıf kavgalarıyla sahneye çıkışı bundan. İnanan bir toplumda, pürüzleri yok etmiş bir toplumda, hayalî çözüm yolları aramaya ihtiyaç duymayan bir toplumda romanın ne işi var?
Osmanlı, Osmanlı kaldıkça Batı romanı'nı anlayamazdı. Önce uzun bir temessül, daha doğrusu tesemmüm merhalesinden geçecek, iktisadi ve içtimai müesseseleriyle değişecekti.
Medeniyet can çekişiyor. Gök bomboş, hayat abes; roman bu kalpsiz dünyanın insanını bütünüyle sahneye koymak iddiasında. Bütünü, yani çarpık insiyakları, hayvanca iştihaları, çılgın arzuları veya arzusuzlukları ile. Aşk da -Tanrı gibi- öldüğüne göre, cinsiyet tek değer. Bezirgan hayasızlığın üstüne bir sal attı: cinsi bunalım. Sade, kütüphanelerin şeref misafiri, sadizm abesin ikiz kardeşi.
Cemil Meriç - Bu Ülke
Umrandan uygarlığa, çağdaş uygarlık düzeyinden medeniyetlerin ölümüne, Osmanlı devlet adamlarından büyük siyasi eserlere kanat açan geniş soluklu ve güncel bir yapıt:"Zirvelerle uçurumlar arasında bir diyalog, acıların ve ümitlerin kitabı, bir devrin, daha doğrusu bir medeniyetin muhakemesi... göz karartıcı bir düşüşüngrafiği."(C.Meriç)
-
ADI AŞK
Cihanı hiçe satmakdur adı ‘ışk
Döküp varlığı gitmekdür adı ‘ışk
Elinde sükkeri ayruga sunup
Aguyı kendü yutmakdur adı ‘ışk
Bela yagmur gibi gökden yagarsa
Başını ana dutmakdur adı ‘ışk
Bu ‘alem sanki oddan bir denizdür
Ana kendüyi atmakdur adı ‘ışk
Var Eşrefoğlı Rûmî bil hakikat
Vücudı fani itmekdür adı ‘ışk
.........GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ..........
Dünyayı hiçe satmaktır adı aşk
Bütün varığı döküp gitmektir adı aşk,
Elindeki şekeri başkasına sunup
Zehiri kendi yutmaktır adı aşk
Bela gökten yağmur gibi yağsa
Başını altına tutmaktır adı aşk
Bu dünya sanki ateşten bir denizdir
Ona kendini atmaktır adı aşk
Ey Eşrefoğlu Rumi gerçek olarak şunu bil ki
Var olan herşeyi yok etmektir adı aşk
EŞREFOĞLU RUMİ
Cemil Meriç'in Dünyası
in Kitaplar
Posted · Report reply
"Târihlerinden kopan bîr avuç şaşkının omuzladığı bir teslimiyet bayrağı. Bir iflâsın ifadesidir Avrupalılaşma, bir inkâr çılgınlığı, bir intihar kararıdır.." CEMİL MERİÇ, Gerçek dergisi, Ağustos 1978, cilt 1, sayı 2
Türk'ü, Arap'ı, Arnavut'u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşada. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşum bir salgın: maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz.
(Cemil Meriç - Bu Ülke)
"Ağaç köküyle yaşar insanda öyle.. Bizse maziden koptuk istikbale bağlanamadık. Türkiye bütün kütüphaneleri yakılan, bütün mazisi imha edilen, 600 yılı cerrahi bir ameliyatla içtiva i uzviyetinden koparılıp atılan bedbah bir ülke.. Oysa milletin ana vasfı devamlılık. Türk Milleti.. Hangi millet? Bu millet 10 senede bir değişen hafızasız nesiller amalgamı.."