Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

kkaranfil

Üye
  • Content Count

    2
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by kkaranfil


  1. ÜSTADI ANLAMAK

     

    Necip Fazıl’ın İdeologya Örgüsü’nü okuyordum. Zaman zaman, yabancılaştığımız dilimizin has kelimelerinden oluşan bir cümleyle karşılaşınca duruyor ve kendime şöyle soruyorum: ‘bu cümleden ne anladın?’ anlayıp anlamadığımı kafamda ölçüp biçerken aklıma bir misal ve bu misaldeki ince cevap geliyor:

    Vaktin birinde Avrupalı Hristiyan bir vatandaş, televizyon kanallarını gezerken, uydu kanallarından birinde takılı kalır. O kanal bir Müslüman kanalıdır ve o anda yayınlanan programın konusu da Mevlana ve Mesnevi’sidir. Yayında Mesneviden bol bol beyitler okunur ve hristiyan izleyiciyi yayına bağlayan da işte bu noktadır. Dilini, dinini dahi bilmediği, daha önce duymadığı bu birkaç satır, kelimelerin dizilişindeki ahenkten olsa gerek bir hristiyanı etkileyebilmiştir. Neden bu kanalı izlediği sorulduğunda ise izleyicinin verdiği cevap ilginç ve düşündürücüdür: ‘anlamadık ama zevk aldık vesselam…’

    Necip Fazıl’ın yazı konusundaki dehalığını gerek bu misalden gerekse her yazısından, her şiirinden anlayabiliriz.

    Devlet ve milletin 7 asırlık hayatını 4 devreye ayırıyor ve 5. devre olarak bizlere düstur bir söz bırakıyor Necip Fazıl Kısakurek: ‘nur infilakı yeni bir şafak fışkırısını gözleyen bir gençlik…’Bu düstur din,dil, kalp ve beynimizin; kimliğimizin özüne dönüşü, bir arınması ve dirilişi de olacaktır inşallah!

    Üstad, gençliğe vasiyet bıraktığı eserlerinde ve özellikle gençliğe hitabesinde tek tek birey olarak neiğdüğünden koparılmaya çalışılan insanları inadına bir yapmaya, biz yapmaya çalışıyor ve bir ömrü bunu anlatmakla feda ediyor.

    Necip Fazıl’ın fikri şahsiyetini eserlerinden anlayabileceğimiz gibi, hayatına bakarak da ibretler alabilir, kendimize pay çıkarabiliriz bu çileli ömürden…

    Necip Fazıl’ın hayatı kendi deyimiyle iki aşamadan oluşuyor; ilki Necip Fazıl Kısakürek olduğu 30 yıllık bir arayış; ardından da Üstad Necip Fazıl olacağı 40 yıllık bir dava serüveni...Peki neydi Paris sokaklarında malayani dolaşan, kumara bulaşmış, yalnızca para kazanmak için şiir yazan bu adamı fikir adamı haline getiren? Neydi Necip Fazıl Kısakürek’i Üstad Necip Fazıl yapan? Bu soru üzerinde durmak, biraz da düşünmek gerekir.

    Necip Fazıl’ın hayatındaki girdapları biz yaşasaydık eğer, kaybolur, yiterdik belki ama o üstad olmuş. İman ile küfür arasındaki yoğun fikir karmaşasından çok şükür Necip Fazıl da iman ile nasiplenmiş, yücelmiş.

    Necip Fazıl, 1934 yılında mürşidi Abdülhakim Arvasi ile tanışmış ve bir daha bu Hak dostunun kapısından ayrılmamıştır. Şair hayatındaki dönüm noktası olan 30uncu yaşını bir şiirinde söyle anlatır:

    ‘tam 30 yıl saatim işlemiş, ben durmuşum

    Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum’

    diyerek hikmet kapısını aralar ve artık onun yolu Hak yoludur… Artık Hak için yazacak, Hak için yaşayacaktır; çoğu zaman haksız duruma düşme pahasına olsa bile… Bastırdığı Büyük Doğu Dergisi defalarca toplatılacak, birçok sayısı maddi sıkıntıdan dolayı basılamayacak; hatta kendinden yıllar sonra şiirlerini okumak suç sayılacaktı.

    Descartes’in asırlardır bilinen sözüdür: ‘düşünüyorum, o halde varım’. Bizde bugün dünya görüşümüz gereği diyoruz ki, ‘eğer aşıksanız, hissediyorsanız varsınız; ve eğer gerçek Maşuk’a aşıksanız işte o zaman müslümansınız’. Necip Fazıl da gerçek Maşuk’a aşık olmayı başarabilmiş fikir adamlarımızdandır.

    Necip Fazıl, bir zamanlar sıkı arkadaşı olan Abidin Dino’ya sormuş; ‘neden inanmıyorsun?’ . Abidin Dino, kendisine kaybettiren fakat başkalarına çok şey kazandıran şu cevabı vermiş: ‘korkuyorum, bir kere inanırsam bir daha başımı secdeden kaldıramam…’ Necip Fazıl da işte o ‘başını secdeden kaldıramayanlar’dandı. Şairin ibadet aşkını en güzel şekliyle yine kendisi ifade etmiştir:

    ‘zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat

    Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat’

    Üstadın ‘nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik’ düsturunu sahipleniyor ve ‘Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyma’ vasiyetini görevim bilerek şöyle diyorum: Necip Fazıl, Allah ve Resulu’nun yolundan giden bir fikir adamı, Türk gençliğine örnek bir şahsiyet ve yüreğine kaldırımlar sığdıracak kadar yazma dehalığına sahip bir şairimizdir. Onu çok iyi tahlil etmeli ve vasiyetini en güzel şekilde yerine getirmeliyiz.

     

     

    Kübranur AYAR

×
×
  • Create New...