derin darbe
-
Content Count
4 -
Joined
-
Last visited
Posts posted by derin darbe
-
-
Bir gazetenin pazar ekinde tam sayfa kendisiyle yapılan röportajı okumuştum '' İmama Hatip mezunu olduğumu söylemeye çoğu zaman çekindim , ileride çocuklarım olursa onları kesinlikle İmam Hatip te okutmam '' diyen bu şaşırmışın münafık olduğunu anlamıştım . Böyle içi boş bir vitrin adamına cevap vermek bile bizi aynı seviyeye indirir . Allah ıslah etsin İnşallah .
-
Bu kadar büyük emekler karşısında , hepinizden Allah razı olsun
-
adım İhsan , adımdan memnûnum , anlamı ; vermek , lûtfetmek , hediye etmek , Allah'ı görür gibi ibadet etmek.
Henüz evli değilim ama nasip olur evlenirsem ve Rabbim de erkek evlat verirse ismi kesinlikle Abdullah olacak , Abdullah; Allah'ın ev sevdiği isimdir . Kızımız olursa da annesi karar verir sanırım
O'ndan Razı Mısın ?
in İslâmî Konular
Posted · Report reply
Ey nefsim,
O’nun rızasının peşindesin. “Kulluğunda rızadan hariç/ Umur verme bana” diyecek şuurdasın. O’nun rızasını tahsil için katlanmayacağın zorluk yok gibi...
Ey nefsim,
İnsanlara “O senden razı olsun” diyorsun, onların da sana bunu söylemeleri hoşuna gidiyor; belki böylece O’nun senden razı olmasının kolaylaşacağını düşünüyorsun.
Ey nefsim,
Varlığını O’na adadın, O’nun önünde eğilmeyi izzetin en yücesi bildin, O’ndan geldiğini ve yine O’na döneceğini idrak ettin.
Ey nefsim,
Hayatı kulluk diye anladın, barışı ve savaşı kulluk diye anladın, aşkı ve sanatı kulluk diye anladın, ilmin ve malın amacını kulluk bildin.
Ey nefsim,
Daha yokla kendini, O’na nasıl baktın? O’nu nasıl bildin? O’nu nasıl gördün?
Ey nefsim,
Dur hemen pes etme, “idrak-i meali bu küçük akla gerekmez”in ardına saklanma, “el-aczu ani’l-idraki idrakun” demek için bu kadar acele etme! Bir dene, belki de bu, senin terazinin çekebileceği bir sıklettir.
Ey nefsim,
Hep O’na baktın, hiç O’ndan baktın mı? Hep O’nu bildin, hiç O’ndan bildin mi?
Ey nefsim,
O’nun senden razı olmasını istedin, rızasını tahsile yollar aradın; ama hiç kendine “ben O’ndan razı mıyım?” sorusunu sordun mu? Güzel! Peki ne cevap aldın?
Ey nefsim,
Her hal ve şartta O’ndan razı oldun mu? “Gelse celalinden cefa/ Yahut cemalinden vefa/ İkisi de cana safa/ Kahrın da hoş, lutfun da hoş” diyebildin mi? O’ndan geldiği için bir belayı cana minnet bildin mi? O’nun yolunda aldığın bir yarayı, mareşal nişanı gibi taşıyıp, “yar elinden gelmedir bu yareyi melhemleme” diyerek tabipleri reddettiğin oldu mu?
Ey nefsim,
Münkesir olmuş gönüller O’na mekandır diye, gönül kırıklıklarını sadece O’na açtın mı hiç? “Ben bu yıkılmış gönlümü/ kasr u eyvana vermezem” dedin mi?
Ey nefsim,
“Ve’d-duha” Suresi’ne aşık oldun mu hiç?
Ey nefsim,
Özlüyor musun? O’nu özlüyor musun? “İrcii” hitabının lezzetini şimdiden hissediyor musun?
“Canlar canını buldum bu canım yağma olsun
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun” diyor musun Yunus’la birlikte?
Ey nefsim,
O’ndan razı mısın?
Senin O’ndan razı olman da, O’nun senden razı olması kadar önemlidir ve ikisi birbirine bağlıdır. “Raziye” ol ki “marziye” olasın! Bu ikisi aynı madalyonun iki yüzünden ibarettir.
Ey nefsim,
Sana bir ipucu vereyim: O’nun senden razı olup olmadığını test etmek istiyorsan kendini yokla. Sen O’ndan razı mısın? Sonra bu soruyu bir kere daha sor kendine... Sonra bir kere daha. Bu soruya alacağın her olumlu cevap, aynı zamanda ikinci soruya da olumlu cevaptır. O’ndan razı isen, “O benden razı mı ki?” diye bir soruyu aklına bile getirme.
Haydi yolun açık olsun.
O’ndan razı olasın!