Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

serceft

Üye
  • Content Count

    19
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by serceft


  1. arkadaşlar bırakın artık bu sui zannı ya!sagopa artık müspet bir insan.oldukça dindar bir kişiliğe dönmeye çalışıyor.ayrıca bu devirde dinle falan reklam yapılamaz çünkü devir din devri değil.sagopa böyle şarkı yapıp konuşarak dindar x dinleyici kazanıyorsa anti-dinci 5x dinleyici kaybediyor.şu özenti , küfürcü rapçiler artık sagoya ilahi yapıyor diyorlar ve dinlemeyi kesiyorlar, ayrıca bu kişiliği ve görüşlerine uygun olarak alkol içilen yerde sahneye çıkmıyor, çeşitli kanallara çıkmıyor.

     

    ayrıca sagoyu yakından tanımak için www.melankolia.com.tr yi inceleyin sagonun son ep sini dinleyin....


  2. sitede kolera ve sagopa ayrıca yeşil hip-hop ın olup olamayacağı tartışılmıştı.bu sagopanın son yazısı, kendi sitesinde yayınlanıyor ve kendini kimseye beğendirme gibi bi amacı yok, yani kendi dinleyicilerine konuşuyor.

     

     

     

     

     

     

     

    Selamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu,

     

    Uzun bir turnenin bitimindeyiz.Ben de bittim,kolo da.Ama çok da eğlendik,yaptığımız işi daha da kabullendik,dinleyiciyi tarttık,gittiğimiz güzel şehirlerden sevdiklerimize hediyeler aldık.Bazen çok heyecanlandık bazen ister istemez gerildik,genelde tebessüm hakimdi.Konserler zinciri boyunca aklımız sürekli doluydu.Bir sonraki planlar için düşüncelere daldık.Kendi adıma ben şunu söyleyebilirim;bazen sahnedeyken sanki orada değilmişim başka başka kimselerle sohbetteymişim gibi hissettim.Çok yıprandık biz bu sene.Çok yıpratıldık biz bu sene.Hala da bu iş için yıpranmaya devam ediyoruz.Bu işler böyle oluyor.Hem çalışmalı hem de kavuşmalıyız.Artık kavuşmalara alıştık sanırım.Yılın belli zamanları kavuşmazsak eksiklik oluyor.Henüz K.I.T.S çıkalı pek uzun bir zaman olmadı ama ben o albümü 2 sene önce yapmış gibiyim.Hatta ben artık K.I.T.S i dinlemiyorum.Geçende turne esnasında menajerim Yılmaz ‘’dinleyek sago’’ dedi,takti cd yi dinledik.Güzel iş,güzel şarkılar.Ama onların bana verdiklerini ben size çoktan aktardım.Ah bir de şu düşüncelerimi sizlere tam olarak anlatabilsem…

    Konuyu gıdıkladık normale dönsün.Turne İzmit,Sakarya gibi illerdeki muhteşem konserlerle başladı.Ahaliye söz yok,laf yok.Tempo ve coşku haddindeydi.Eller havada,sesler sondaydı.Konya benim için çok özeldir,malum ne kadar mühim zat varsa Hazret-i Pir-i Rumi yi görmeden geçmezler bu ülkeden.Bizde her sene olduğu gibi yine Konya ziyaretinde sultanı yadettik,ziyaretçisi olduk.O esnalarda dinleyenlerimle resim,selam vs…yine Konya ahalisi ve kendilerine has coşkularıyla harika bir konser.Sonra Kayseriye vardık.Oldukça coşkulu bir Kayseri,gayet heyecanlı bir ahali.Antakya ya vardığımızda Habib-i neccar Hz ne ziyaretçi olduk.Mübarek ne güzel gündü,yağmur yağıyordu,bereketler feyizler vs…sonrasında Antakya mutfağı,nihayetinde coşku dolu bir konser.Gaziantep sonraki ayaktı.Antep ahalisi gerçekten bu işi sahipleniyor.Coşkuları dinmiyor ne güzel.

    İzmir yılın konserine ev sahipliği yaptı.Kelimeler kifayetsiz.Ne dersem eksik derim.Eşlik,iştirak,topluluk fikri,ses sonda,dorukta bir coşku.muhteşemdi.O Şahane konserin ardından Muğla’ya vardık.Ama ne vardık!...Vardığımızda konser alanının kocaman bir spor salonu olduğunu gördük.duvarlara çarpan sesin geri dönüşü konseri imkansız kıldı.ayrıca güvenlik eksikliği vardı.dışarıda içki içenler ve o kafayla maneviyat içeren şarkıları dinlemeye gelen garipler.Onlar çok garip insanlar,beni anlamış olsalardı bana ellerindeki bira ya da içki şişesiyle misafir olmazlardı.Muğladaki bu görüntüler bizi iptale götürdü.Oradaki dinleyenlerden özür dilerim.Tamamen organizatör hatası ve tamamen bir fiyasko.Ne diyebilirim ki,övgüyü hak etmiyor bu son.

    Sonra Ankara ya vardık.Kocaman bir salon ,her yer insan,herkesin elleri havada.hadi gönder gelsin artık modunda bir bekleyiş.Beni şaşırtan şey konserin girişindeki sessizlik.sakın şaşırmayın:) İnsanlar içeriye alınmaya başlandığında şunu fark ettim Ankara ahalisi gerçekten konser başlayana kadar sessiz sedasız konserin başlamasını bekledi.o eski tezahuratın yerini bekleyişler almış.enteresandı.Her zamanki gibi harika bir eşlik ve eğlence vardı.

    Memleket yolu göründü.Rizeyle başladım hayran olduğum karadenize.Gerçekten hem yediğimiz balıklar muhteşemdi hem de o mükemmel tatlı ve tabiî ki rize nin ilk kez görüştüğüm ahalisi.gayet coşkulu ve eğlenceli bir Rize nin ardından Samsun’a yani toprağıma vardım.aile saadeti yaşadım.uzun zamandır görmediğim ve muhabbet edemediğim ,çocukluğumun tamamını yakınen geçirdiğim en yakın kuzenimi gördüm.kısa bir süre 4.kattan kuma atladığımızı konuştuk,çocukluk hatıralarımızı yad ettik.İnsan eski zamanları hatırlayınca zamandan zamana bir geçiş oluyor.tıpkı o günkü gibi hissediyor ve o zamana geri dönüyorsun.bu ,bir parfümün sizleri nerelere götürebileceği,neler hatırlatabileceği babında bir şey.Yalnız bu güzelliklere varmadan evvel samsuna 256 km kala aracımızın tekeri patladı.2-3 saat zifiri karanlıkta dışarıda ayaz mahzur kaldık.Sonra yola yedek lastik ile devam ettik tam samsuna 55 km kala diğer lastik patladı.dedimki samsun plakası 55 bize şaka yaptı.

    Bu kabuslar vuku bulurken zifiri karanlıkta yola devam ededurduk.Rabbimize hamdolsun o an gözüm bir anda açıldı ve uyuklayan şöförü uyandırdım,kolera da aynen .birden yerimizden fırladık.yılmaz da aynen .şu an aranızda olmayabilirdik.manzarayı hala net hatırlıyorum.bariyelere 2 m kalmış.gidiyorduk şarampole.neyseki adam uyandı ve bizim ölümden kurtulmamıza vesile oldu.Allah’a sonsuz hamd-ü sena ederim.Elhamdülillahirabbil’alemiyn.

    Samsun konserimizde gayet coşkulu gayet heyecanlıydı.Aileye söylüyor gibi oluyorsun düşünsene zamanında simit aldığın ufaklıklar büyümüş,ufacık hanım kızlar üniversite mezunu olmuş hatta evlenip çocuk sahibi olanlar bile var.zaman ne çabuk geçiyor.ne doğru söylemişim diyorum’’akar sular dönmez geri,tıpkı gençliğim gibi’’.

    Eskişehir de de her zamanki cosku ve heyecan vardı.ne diyebilirim bilemiyorum.hafızamda baş örtülü bir bayan kaldı.salonun orta kısmında usulca tüm şarkılara eşlik ediyordu.dinleyenler de onun etrafını saygı çerçevesinde boşaltmışlar edebe uyuyorlardı.gerçekten böyle olması harika.bu şekilde örtüsü olan bayan arkadaşlarımıza kesinlikle bu şekilde davranın.bazen görüyorum izdihamdan o bayanları eziyorsunuz,üzülüyorum.bazıları tacizde bile bulunuyor estağfirullah.bu nasıl bir zihniyet anlamadım.

    Benim konserlerdeki ricamlarımdan biri budur.bayanlara daha nazik davranın.bazı bayanlar coşku esnasında kendini kaybediyor,o anda fırsatçılar işe koyuluyor.bu gerçekten sizi şebekten de alçak duruma düşürüyor.fi’emanillah.

    Bursa gerçekten harikaydı.konser muhteşemdi.bursa zaten harika.amcam da beni izlemeye gelmiş.sahnedeyken gördüm sahnenin yanına almış görevliler kendisini.ben de şarkımı söyledikten sonra sahneden kendisine selam verdim ailevi bir hal yaşandı.dinleyicilerle en çok konuştuğum konserdi.İskender kebap bursa da yenir,yanında da şıra içilir.

    Hep müzikten bahsetmiyorum ki,biraz muhabbet şeklinde olsun yazım.yeterince resmi biriyim zaten.

    Tam 2 konser daha kalmıştıki tırtladık.hem kolo hem ben.sağlık elden gitmeden ipleri elimize aldık.öylesine bir durum ki bu konserin nemi ve ıslaklığı üzerinizde uçuyor ve ertesi gün ateşler içinde yanıyorsunuz.bazen hiçbirşey anlamıyorsunuz her şey yolundaymış gibi devam ediyor ,doktora gidiyorsunuz diyor ki birikmiş bu hastalık şimdi patlıyor,açığa çıkıyor.

    Isparta ve Antalya ya borçlu olarak bu turneyi de bitirdik.

    Genel olarak şahane bir turneydi.muğla konseri güzel bir mekanda olsaydı,hastalanmadan son 2 konserimizi de gerçekleştirseydik mükemmel olacaktı.ama bu işler böyledir,yarına plan yapmak ahmağın işidir derler.Kısacası yorulduk ve artık dinlenme zamanımız geldi.

    Amma velakin yapılması gereken yeni işler var,saçlarımın beyaza dönmeyen kısımlarını da aklandırmam gerek işte bir müzisyenin hayatından bir not defteri.

    Unutmayın ki,bu iş paylaştıkça çoğalır.destekle ve sevgiyle büyür.bizlere gösterdiğiniz sevgi ve saygıdan dolayı müteşekkiriz.yine birçok hediye aldık sizlerden.konserlere elleriniz dopdolu geliyorsunuz,bizleri mahçubediyorsunuz.özellikle bana hediye ettiğiniz Kolera anahtarlığı beni çok duygulandırdı.bir de Konevi hazretlerinin harika kitabı ve Mevlana (Kaddesallahu sirrahu) rübaiyatı muhteşem.herkese ayrı ayrı teşekkürler.sizleri seviyoruz.

    Yeni çalışlamalarda görüşmek üzere.

    DİPNOT:pesimist ep 5 ‘’Kör cerrah’’ yakında…

     

     

     

     

     

    kaynak: http://www.melankolia.com.tr/forum/forum_posts.asp?TID=15


  3. Peki, bu hangi dindir? Bu din, gizli kalmayan hemen tümüyle tarihe geçmiş olan şirk dinidir. Bu din, kimi zaman tevhid, Musevilik, İsevîlik adlarını kullandığı gibi hilafet, Abbasîlik ve Ehl-i beyt[17] adlarını da kullanmıştır. Aslında bunlar, tevhid, cihad ve Kur’an kisvesi altındaki şirk dinleridir. Üstüne üstlük bu dinlerin mensupları, Kur’an’ı mızraklarının ucuna takmak suretiyle bu konuda önde görünmekten de geri durmamışlardır.

     

     

    Kur’an’ı mızrağının ucuna takıp sokağa çıkanlar, Lât ve Uzzâ için Hz. Peygambere karşı çıkan Kureyşliler değildi. Zira onlar, durumlarını o dönemde açıkça ortaya koyamıyorlardı. Bunun için mızraklarının ucuna Kur’an’ı takarak dâhilde Ali, dolayısıyla da Allah ve Muhammed (s) ile savaşıyorlardı. Halife, cihada ve hacca gidip Peygamber (s) ve onun ailesi adına Kur’an esasına dayalı İslâm devletini yönetirken aslında şirk dinini yönetiyordu.

     

     

     

    yukarıdaki ifadeler dine karşı din kitabından.ali şeriiati açıkçası abbasileri, osmanlıyı kafir kabul eden bir yapısı var, çünkü şii birisi ve bazı farklı düşünceleri var.

     

     

    fakat ali şeriati yi görmezden gelmemek gerekir diye düşünüyorum.onun da fikirlerini görmek gerekir, alıcağımız bir şey varsa alırız artıklarını da atarız


  4. Efendim sizin iyi niyetli yaklaştığınızı görüyoruz. Bu yüzden cevaben şöyle demeliyiz. Bizde yobazlık asla yoktur. Hayata dair herşey sorgulanır. Sorgulanmayan hiçbir şey yoktur. İlk başta kendimiz olmak üzere hayatın hakikatini anlama, kavrama ve ne olduğunu öğrenmeye çalışma gayretini kendimize düstur ediniyor sonrasında var olan hiçbir şeye kayıtsız kalmamak düsturuyla, herşeyi sorgulamamızın mantığını da ortaya koymuş oluyoruz. Üstadı kabul edişimiz kuru kuruya bir kabulleniş değil aksine ondan ilk öğrendimiz, işin "nasıl" ve "niçin" tarafı olduğundan onun belirttiği görüşleri de niçin ve nasıl'la sorgulayarak kabul ediyoruz. Fakat burada önemli iki husus var. İlki kabullenişimiz. Ortaya konulan kaideleri benimsememizdir. Ki siz buraya bakarak bize ithamda bulunmuşsunuz. Ama ikincisi yani "sorgulayış"ımızın her dem olduğunu artık söylemeye hacet duymadığımızdan bu kısma dikkat edememişsiniz, burayı gözden kaçırmışsınız. Üstadın söylediklerini doğru kabul ederken neye binaen doğru ve niçin doğru diye sorgulayıp anladıktan sonra kabulleniş olduğundan diğer hususumuza "sorgulama" diyoruz. Yani işin hikmetini kavrama, sorgulama vardır. Ayrıca yol ile kastımızın ne olduğunu biraz açalım. Bu yol üstadın kendi çizdiği yol değil altun silsile'nin kutlu yoludur. Daha anlaşılır dil ile hazreti Ebubekir efendimizle başlayan ve üstadın efendisi de olan Abdulhakim Arvasi hazretleriyle devam eden bir silsilenin yolunu kabul ediyoruz. Yineleyelim, bu kabulleniş kuru kuruya değil. Hikmetle ve sır dolu bir kabulleniş.

     

    Necip Fazıl zaten din alimi değil. Fetva da vermiş değil. O sadece fetvaları aktarmış birisidir. İmamı Rabbani, İmam-ı Gazali vs... Lakin birçok İslam alimi diye bilinen kişiden hayli fazla bilgiye sahip olduğunu ise biliyoruz. Sizlerin belirttiği üniversite mensublarının hangi mezhebe bağlı olduğuna bakarak hareket edersek bizler inandıklarımızın çoğunu değiştirmemiz gerekecek. Fakat bizler referans olarak oraları almıyoruz. Ehl-i sünnetin büyük alimlerinin görüşü bizlerin kabulüdür. Bu ise üstadın izinde gittiği yoldur.

     

    Açıklamamızın yeterli olmuştur inşallah.

     

    Saygılarımızla...

     

     

     

    sorgulama diye bahsettiğiniz şey sizin de dediğiniz gibi önce kabul edip sonra düşünmenizden geliyor.işte burası yanlış bir nokta din konusunda, çünkü necip fazıl bir din alimi değil o yüzden bu konudaki fikirleri eksiksiz doğru diye kabul edilemez.ayrıca üstadın da fetva vermediğini yalnızca naklettiğini belirtmişsiniz.tamam da naklettiği kişilerin yanlış bakış açıları veya fetvaları olamaz mı?sonuçta dinimizde mutlak doğru diye kabul edeceğimiz şeyler Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz sünneti ve sahih hadislerdir, bunlardan başkası herşey islam kıstaslarına göre tartışmaya açıktır ve yanlış olma ihtimalleri vardır.

     

    ayrıca bir yola girdiğinizden bahsediyorsunuz ve bunu doğru kabul ettiğinizi belirtiyorsunuz.bir tür yol kabul etme mezhep kavramında olur , mesela insan hanefidir mezhep imamı zamanında ne demişse ona göre davranır hakeza diğer mezhepler de öyle fakat bu büyük imamların mezheplerinde bile tehlikeler vardır mesela osmanlı ve iranın zamanında birbirlerini kafir ilan etmeleri gibi.yani bunlar da bile herşey mutlak doğru kabul edilemez.mesela bir müslüman bir çok konuda hanefi mezhebine uyar, bir konuda da takvasına göre, fikrine göre şafi mezhebine uyar, yani mezhepte de olay gene insanın inancına kalmıştır.

     

    necip fazıl bir mezhep kurmadığına göre, bir din alimi olmadığına göre din konusunda o ne derse ona uymak saçmadır.şu özel konuda sigara konusunda da mübahtır diye bir fetva verme durumunun olmuş olduğunu gördüm, işte bu üstadın hatalarından biridir, fakat sonuçta üstadın benim gözümde değeri değişmez sonuçta herkes hata yapabilir, önemli olan üstaddan yararlanmak isteyenlerin onun kitaplarını okuması , okurken de herşeyi mutlak doğru olarak kabul etmeyip okuduğunu sorgulaması ve bazen de işte burası yanlış veya bu noktada katılmıyorum diyebilmesidir.

     

    lütfen üstadı tabulaştırmayın, her yaptığı işi fevkalade iyi görmeyin, çünkü bu bakış açışı sizi yalnızca koyun mertebesine sokar.


  5. Hayrettin Karaman'a da bakacak olursak haram(Ve H.K ile A.Ş. aynı bünyeye yakın kişilerdir.). Fakat biz tamamen üstadın bağlı olduğu yol ve o yolun görüşlerini kabul ediyor ve inanıyoruz. Diğerlerine yanlış demiyoruz. Ama bizler için o yolun söylediklerinden önce gelen bir kabul yoktur. Ve kabulümüz bu minvaldedir. Bu pencereden bakarak heralde işi daha netleştirebiliriz.

     

     

    saygılarımızla

     

     

    necip fazıl din alimi değildi...din hakkından fetva veremez ki.ama siz her şeyini doğru kabul etmeye kadar varmışsınız.ayrıca sigaranın en azından mekruh olduğu bir çok farklı fetvada belirtilmiştir, yalnızca hayrettin karaman, fethullah gülen değil aynı zamanda mısırdaki din üniversitelerinde de mekruh veya haram olduğu belirtilmiştir.

     

     

     

    Fakat biz tamamen üstadın bağlı olduğu yol ve o yolun görüşlerini kabul ediyor ve inanıyoruz.

     

    demişsiniz.hocam sizin yol gerçekten çok yanlış bir yol.bu artık tazim duymaya, şeyh ne derse onu sorgulamadan yapmaya varmış, işte bu tür şeyler yobazlık oluyor.

     

    ben necip fazılın bir çok kitabını okudum, o devirdeki dik duruşuna imrendim, üstad gibi birinin şimdi de olmasını diledim ama siz bu fikirlerle üstadı temsil ediyorsanız, bence üstadın fikirlerine ters düşüyorsunuz.


  6. Fikirlerimde sabitim, polemik çıkmaması için konuya müdahil olmayacağım bu mesajdan sonra.

     

    Harun Yaşar kardeşim; biz zaten mücadele sahasındayız büroşürler basıp dağatıyoruz yemekler düzenliyoruz, kutlamalara, törenlere gruplar halinde katılıyoruz. Çok merak ediyorsan kot giymem, kravat okuldada olsa takmam, cep telefonunu harici durumlar dışında kullanmam.

     

    Dergi demişsin kısa bir süre onuda denedik, arkadaşlarla birlikte lâkin olmadı. İnşaAllah ilerde hepsinin en hoşu olur. Birbirimizi anlayıp omuz omuza mücadele ederiz.

     

    Bu orada o sloganlar haktır, bizim duvarlarımızı süsler. Üstad'ın Ayasofya konferansını dinlemişsin çok hoşuma gitti lâkin İdeolocya Örgüsünü okumadığını sanıyorum mutlaka okumalısın. Dünya Bir İnkilab bekliyor konferansınıda dinlemeni öneririm, ''Müslüman Türkiye'' nidaları eminim yüreğini titretir.

     

    BaLaBaN kardeş selam dışında birbirimize kelam etmesek daha hoş olacak.

     

    Kimseyi kırmak gibi bir amacım yok.

     

    Allah'a Emanet Olunuz Kardeşlerim...

     

     

    arkadaşım fikirlerinde haklısın olması gereken bu ama dünya böyle değil...bir sokağa çık bi etrafına bak bakalım fikirlerimiz kaç insana hitap ediyor?

     

    veya herhangi bir üniversiteye git, değil fikirlerini anlatmak çeşitli yerlerde her taraftan saldırılara uğruyorsun....

     

    şu an ki dünyaya hitap edebilmek için onların silahıyla oynayacaksın....

     

    bu arada senin grubumuz diye bahsettiklerin dediğin gibi senin grubun olacaktır, o gruba farklı bir fikirde kişinin girmesi imkansızdır ve senin de bu davranışlarınla diğer insanlara hitap etmen imkansızdır.ama tabi ki sana değiş falan demiyorum çünkü herkesin mücadele tarzı başkadır...


  7. vakitte de mason olduğuna dair bi yazı dizisi başladı.25-26 haziran ve bi kaç gün daha devam edecek heralde.bu demirel siyasetten iyice elini ayağını çekince gerçek yüzünü gösterdi, ama gene ona buna yaranıp bi yerden yer kapmaya çalışıyor ama neyse....


  8. bildiğiniz gibi üzmez vakit gazetesinde yazıyor.vakit gazetesinden kesin bir yalanlama gelmedi diğer yazarlar olabilir diyorlar

    abdurrahman dilipakın bu konudaki yazısı

    http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3368

     

     

    hasan karakayanın yorumu

    http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3367

     

     

    ali karahasanoğlunun yorumu

    http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3366

     

     

     

    yani üzmezin arkadaşları da kesin bir yalanlamada bulunamamışlar.hasan karakayanın yazısını okuyunca da üzmezin ilişkilerinden zaten rahatsızlık duyduğu anlaşılıyor.örnek bir insandın neden hayatına dikkat etmedin diyor.

     

    böyle bir olay ortaya çıkınca tabi ki vakit gaztesi direkt olarak hedef alınıyor.mecburen vakit de komplo,ergenekonun misillemesi falan demek zorunda kalıyor.

    bana sorarsanız da kendisinden 50 yaş küçük biriyle evlenmiş biri,can pazarı adlı kitabında üniversiteli bir kıza aşkını anlatan bir kitap yazan,evinde değişik ilişkiler olan(yanılmıyorsam kadının ismi fadime şahin di) birinden herşey beklenebilir.fakat tabi ki inşaallah yalandır,iftiradır da hem gazetenin adı temize çıkar hem de müspet insanları üzecek gelişmeler yaşanmaz.fakat olay yalan olmayabilir ve çeşitli ihtimaller olabilir 1-gerçek olabilir(o zaman bu olayı solculara falan anlatamayız bir şey desek "sen 80 lik tecavüzcünün yazdığı gazeteyi mi okuyorsun diye dalga geçerler" 2-imam nikahı olabilir(bu da tam bir akılsızlıktır.gözönünde duran ve dini yaşamayı telkin eden birinin uçkuruna hakim olamaması tüm camiayı yakmış olur.ben bunu diyince bazıları derler ki dinimiz 4 e izin veriyor.öyle ama 1 i tavsiye de ediyor;2. kadını almak içinde karısının iznini almayı şart koşuyor.ayrıca bu devirde böyle birşey yapmak hedef olmamıza sebep olur ayrıca ayıptır 3- iftira olabilir(inşaallah öyledir)

     

     

     

    üzmezin hakkında bazı bilgilere üstadın cinnet mustatili kitabından ulaşabilirsiniz.çünkü üstad üzmezin malatya suikastinden sonra hiçbir alakası olmamasına rağmen üzmezin yüzünden hapiste yatmıştır.üzmezle görüştürüldüğü zaman hakkındaki kanaaati de şudur: ön plana çıkmaya çalışan birisi! yani üstad da üzmez hakkında çok pozitif görüşlere sahip değil.

     

     

    olayı tabi ki edeceğiz inşaallah iftiradır diyeceğiz ama üzmez kesinlikle böyle şey yapmaz demiyeceğiz çünkü o zaman islamı ve islam ahlakını savunmak değil körü körüne birine bağlı olamak olur, kişiyi savunmak olur islamı değil ayrıca üzmez bu zamana kadar çok iyi yaşamış da olsa imtihan dünyası bu şeytanın ne zaman çelme takacağı belli olmaz bu yüzden bu konu hakkında vakitin duruşunu takdir ettim.

     

     

    bu arada yukardaki yazıların hepsine okumak istemeyebilirsiniz ama en azından hasan karakayanın yazısını okuyun.davamız kişilere bağlı değildir, kişileri değil peygamber ahlakını, kuranın kurallarını savunuyoruz, şu an olmasada yarın elbet bizim elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir

×
×
  • Create New...