Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

luchesse

Üye
  • Content Count

    22
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    2

Posts posted by luchesse


  1. 1904 İstanbul doğumlu. Bahriye mektebi, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü, Paris'te bohem bir Üniversite talebeliği...

    Gerisi, bir ömre nasıl sığdırıldığı anlaşılamayacak kadar zengin bir fikir ve aksiyon kasırgası...

    Gerisi, bir Fransız ansiklopedisinin ifadesiyle "üniversiteden çok hapishanede ödenmiş bir hayat"...

    Gerisi, keyfiyette olduğu kadar kemiyette de Türk Edebiyatının ve tefekkürünün yüzünü ağartacak inanılmaz bir yekun... Latince "Logos spermatikos-Gebe bırakan söz" tabirinin müşahhas timsali sayılabilecek bir şiir, hikaye, piyes, polemik, tefekkür yekunu...

    Bu yekunu bir hudut çizip biyografi yazarının beceremeyeceği bir iş; zira bu zekanın tezgahı güldür güldür faaliyete ve her listeyi eksik kılmaya ahdetmişçesine gece gündüz dokumakta.

    İleride Büyük Doğu'nun tarihini yazacak mesur bir şair.

     

    Savaş E. BALLI


  2. üstad'ın gerçekten güzel şiirlerinden birisdir gerçi üstad'ın bütün şiirleri güzel bir ayrım yapmak mümkün değildir. O erler derken gençlik sembol olarak ele alınmıştır bu şiirde gerçekten gençliğimiz bir iman boşlugundadır bu yüzyılda üstad ' ın umduğu gençliği bu şiirde görebilmekteyiz. Allah Bize Böyle bir gençlik nasip etsin

     

    SeLametLe


  3. üstad'ın her şiiri ayrı bir lezzettedir. Ben daha en çok şu şiiri seviyorum diyemiyorum. Doğrusunun da bu olması lazım bana göre çünkü ÜSTAD Türk edebiyatının en kaliteli ve mükemmel şairidir. O imanını ve Edebi sanatını bir potada kaynatmasını bilen tek şairdir Türk edebiyatında Ama böyle bir şair bir daha Edebiyatımız da görülmez. Bundan dolayı Kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor.

     

    seLametLe


  4. NFK-Fan Kardeşimin dediği gibi DESTAN şiiri Bir SAkarya Türküsü Bir Zİndan'dan Mehmed'e şiileri kadar önemli bir şiirdir. Ben ilk başta kaldırımlar şiirini okumuştum çok hoşuma gitmişti Üstadın hayatını araştırdım ondan sonra adeta beni büyülemişti yaşamı ondan sonra her yönüyle Üstad'ı araştırmaya başladım. Şu içinde olduğumuz dönem içerisinde Üstad Gibi bir Şahsiyet olsaydı da bize yol gösterseydi gençliğimiz doğru yolu bulabilseydi.

     

    Allah Onun Mekanını Cennet Etsin


  5. DESTAN

     

    Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!

    Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:

    Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,

    Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,

     

    Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;

    Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!

    Durum diye bir laf var, buyrunuz size durum;

    Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!

     

    Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,

    Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey,

    Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,

    Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.

     

    Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;

    Evde cinayet, tramvay arabasında zina!

    Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;

    Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!

     

    Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:

    Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!

    Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,

    Çatla Sodom - Gomore, patla Bizans ve Roma!

     

    Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!

    Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!

    Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;

    Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

     

    Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;

    Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!

    Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;

    Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

     

    Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;

    Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.

    Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;

    Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

     

    Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;

    Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!

    Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;

    Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

     

    Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;

    Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!

     

    Necip Fazıl (1947)


  6. KALDIRIMLAR

     

    Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,

    Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

    Yolumun karanlığa karışan noktasında

    Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

     

    Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,

    Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.

    Bu gece yarısında iki kişi uyanık:

    Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar.

     

    İçimde damla damla bir korku birikiyor,

    Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler.

    Simsiyah camlarını üzerime dikiyor

    Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler.

     

    Kaldırımlar, ızdırap çekenlerin annesi,

    Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.

    Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,

    Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır.

     

    Bana düşmez can vermek bir kucakta,

    Ben bu kaldırımların istediği çocuğum.

    Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta,

    Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.

     

    Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,

    İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.

    Tak... tak... ayak sesimi aç köpekler işitsin.

    Yolumun takı olsun zulmetten taş kemerler.

     

    Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim,

    Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.

    Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim,

    Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

     

    Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,

    Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi.

    Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya

    Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.

     

     

    Necip Fazil Kisakurek

    • Like 3

  7. Perdeler

     

     

    Perdeler, hep perdeler...

    Her yerde, her yerdeler.

    Pencerede, kapıda,

    Geçitte, kemerdeler...

    Perdeler, hep perdeler...

     

    Ya benim sevdiklerim,

    Şimdi nerde, nerdeler?

    Önu bomboş perdenin;

    İçerde, içerdeler!

    Perdeler, hep perdeler...

     

    Gönülde asıl perde;

    Onu hangi göz deler?

    Surat maske altında,

    Sis altında beldeler.

    Perdeler, hep perdeler...

     

    Perdeye doğru akın;

    Atlılar, piyadeler.

    Yollar, yönler dolaşık;

    Değişik ifadeler.

    Perdeler, hep perdeler..

     

    Bir tohumda bin gömlek.

    Giyim giyim fideler.

    Kalbler dilini yutmuş;

    Bangır bangır mideler.

    Perdeler, hep perdeler...

     

    Son noktada son perde;

    Çevrilmiş seccadeler.

    Orada işte işte,

    Ölumden âzadeler!

    Perdeler, hep perdeler...

     

     

    Necip Fazıl, Çile

    1962

    • Like 1

  8. ALLAH DERİM

     

    Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;

    Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!

    İsterseniz hayat aşını verin;

    Sayılı nimetler bal olsa yemem!

     

    Ey akıl, nasıl delinmez küfen?

    Ebedi oluşun urbası kefen!

    Kursa da boşluğa asma köprü, fen,

    Allah derim, başka hiçbir şey demem!

     

     

    Necip Fazıl Kısakürek (1973)

    ÇİLE, Büyük Doğu Yayınları 9.Baskı ARALIK 1983

×
×
  • Create New...