Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

MReSiD

Üye
  • Content Count

    67
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by MReSiD


  1. Ah sevgilim,hangi kalem daha güzel yazar adını

     

    Kaç baharın özü verir sendeki misk tadını

     

    Ah sevgilim!

     

    Serden geçen bu başsız garip tadar ağulu balını

     

    Ah minel Aşk!

     

    Ben neresindeyim bu hislerin

     

    Bu hisler neremde toplanır

     

    Gözlerin gözüme değdikçe ey sevgili

     

    Bî çare kalbim oklanır

     

    Vurulup düşmek aşktan,aşktan ölmek ne güzel

     

    Dilberimin duasını almak,alıp da ölmek ne güzel

     

    Duaların su olur genzime,fer olur gözüme

     

    Duaların Hayy a dair,dökülür Hû denizine

     

    Nerde o dertlerine derman Ahu Dilber

     

    Nerde beni bu hale getiren,eden bî derbeder

     

    Aşk,çilesiyle müsemmadır,marazsız aşk olmaz

     

    Bizim yaşadığımız 'Aşk'tır,âlâsı yaşanmaz...

     

     

    Vesselam...

    • Like 1

  2. Zaman dediğin nedir ki,nedir ki zaman,

    Bana iğneli fıçı,bana kaynar kazan.

     

    Zaman,güneşin saate aksi

    Akreple yelkovanın raksıdır zaman

    Zaman,bana hendek,benim kurtlu kozam

    Zaman celladım oldu,kesilen başım hülasam

     

    Zamanım geldi,zamanı durdurdu Memur

    Hesabım belli,topla çıkar

    Yekunum budur....

     

     

    Vesselam


  3. BİLMEM BURALARDAN NASIL KAÇILIR

     

    NEMLİ DUVARLARDA YOSUN KOKUSU

     

    MAHZEN-İ ESRARIN KAPISI AÇILIR

     

    BURASI,KENDİNİ KAYBEDENLER KORUSU...

     

     

     

    YÜRÜDÜĞÜM YOLLARDA İKİNCİ SOKAK

     

    ALT ALTA,ÜST ÜSTE ÇATLAK BASAMAK

     

    SORSAM AYIP OLUR,AYIP SORMAMAK

     

    BİLMEM BURALARDAN NASIL KAÇILIR...

     

     

    DEĞİŞİK HİS,BİNBİR GİZ,SONSUZ HAZ,HEVES

     

    DÜNYA BAHÇE,BEN ÇİÇEK,ZAMAN BAHÇEVAN

     

    ZAMAN SEYİS,BEN YARALI AT,ÖLDÜRÜR HEMEN

     

    DEĞİŞİK HİS,BİNBİR GİZ,SONSUZ HAZ,HEVES....

     

     

    VesseLam...


  4. Yalnızlığım;sırtımda taşıdığım güneş gibi,

    Bazen Zemheri`de gezmek çırılçıplak

    Sebep ararım ağlamak için

    Yüzüme esen rüzgarı şahit tutarak

     

    Üzerimde dizili renksiz tuğlalar

    Çamurdan harcın aslı tenimdir

    İçinden çıkamadığım bu dolanbacın

    Nasıl desem bilmem ki

    Sırrı sendedir

     

    Gündüz gezemem

    Körüm gündüz bu sokakta

    Gece üzerimden toprağı kat kat savurmakta

    Ah bu geceleri gündüze tercih ederim

    Gece bir fırtına kopsa "ne güzel meltem" derim

     

    Mahzen-i esrarın kapısı açılır

    Nemli duvarlarda yosun kokusu

    Bilmem buralardan nasıl kaçılır

    Budur beni kemiren çıkış sorusu

     

    Cevapsız sorular bünyemde veba

    Sen,tüm sorularımın çözüm kaynağı

    Bu haşmetli yanlızlığa benim tek teb`a

    Hissetmem yıkılsa tepeme Kafdağı

     

    Korkum yok ölümden,korkum sadece;

    Bitmesidir çektiğim bu asil çilenin

    Güzel sözlerinden duymak gizlice;

    Değeri denk gelmez hiçbir ziynetin...

     

     

    VesseLam


  5. Esselamu Aleyküm

     

     

     

    Rüyamda ÖLDüM

     

     

    Hesap günü en önde dizleri üstünde bir adam

    Perdede bir film,dram üstüne dram

    Dönüyor,dövünüyor yolun sonunda zavalli

    Ruhun bir çimdikle uyandirilma telasi

    Kaldiramaz artik yerden bu naasi

    Bir isik görünce hemen iltica edecek

    Teslimim affet,yok mu beni diyecek

    Kollarimdan tutup da zahire atacak bir binit.

    Ey Hasmetli Gazap ne olur baslamadan bit.

    Diyecek kadar caresiz ve bir o kadar korkmus

    Bu adami hesap gunu bir cift pence tutmus

     

    Yanmaliyken vucudu coktan ucup kurtulmus

    Yukselirken her nev`i cehennem ikliminden

    Inleyen kemik duymus,eriyen deri

    Paralanan kafatasi,maden

    Sair ibretliklerin uzerinden ucmus.

     

    Omzuna gecen pence bitkin dusurmus onu.

    Yardim demis yardim...budur muflisin sonu

     

    Durulmus nihayet bir kaldirim dibine

    Korkudn takatsiz acamamis gozunu.

    Isitinceye dek bir insan sesini

    -Uyan hadi artik,bereket ucuz kurtuldun.

    Gorunmez kaza iste,carptin ve savruldun

     

    Oldum sandim lakin,yasadim yasiyordum

    andim sandim lakin,uyandim yürüyordum

     

    Hesabimi gordum,Ates kacinilmazdi

    Rüyamda oldum ben,bu bile dayanilmazdi....

     

     

    Vesselam....

     

    Allah a emanet olunus


  6. Acaba gözlerimi oysam...

    Koysam şu giden ölünün cebine(!)

    İnse gözlerim onunla gizli sırların derinine

     

    Derim soyulsa da tülbent olsa tabuta

    Görse derim toprakta bekleşen ecinneri

    Korkar mı bilmem o kapkara kucakta

    Hissetse teninde ölü yiyen sefilleri...

     

     

    VeSSeLam....


  7. evet :) ama türlü bahaneler etrafında gezip de bu güzelliklerden erkeklerin de mahrum kalması güzel değil...gerçekten iş güç falan çok zaman alan vakti yiyen şeyler...çevremden de bildiğim kadarıyla konuşuyorum,ne yazık ki bu anlattığım profil esnaf profiliydi :S gereğinden fazla çalışarak değil de yeterince çalışıp gerisini Rabbe bırakma enn güzeli aslında...İş,güç,para..gerçekten de insandan çok şey alıp götürüyor


  8. Erkeklerde gözlemlediğim kadarıyla şöle bi eğilim oluyo..Tamam inanıyoruz elhamdülillah...Orucu da tutarız.Cumaya da gideriz ama en büyük eksiklik beş vakit namazdır..Tamam bayanlar da da bu olabilir ama.Bayanlar belki daha hassas ve anaç oldukalrı için tevekküle teslimiyete bence daha yakınlar..Erkeklere bakarak daha sabırlı olduğunuzu düşünüyorum :) belki olaylar karşısında erkelerin ego su ortaya çıkıyo ve nasıl olur a biniyor iş....neyse genel olarak anlatmaya çaıştım düşündüklerimi :P


  9. Ferüdittin ATTAR a ait olan bu eserden bir kaç alıntıyı sizlere sunuyorum...Ferüdittin güzel yazmış..Bir de Yazdıran`a (O) bakmalı..

     

     

    Şeytan`ın Malı

     

    Gafil bir adam bir şeyhin kapısına vardı,Şeytan`dan bir hayli şikayetçi oldu;

     

    "Şeytan beni yoldan çıkartıyor.Beni kandırıp dinimi,ahiretimi mahfediyor"dedi.

     

    Şeyh de ona dedi ki;

     

    "Ey genç adam,senden az önce Şeytan gelmişti buraya.O da senden bıkmış,usanmış.Ona yaptığın zulümleri anlatıp şikayet ediyordu.Diyordu ki şeytan ;

     

    "Dünyanın hepsi benim malımdır.O benim malıma el koymaya,kendi mülkümü elimden almaya çalışıyor.Ben de bu yüzden onun dinine saldırıyorum.

     

    Bana zararı olmayan,malıma göz dikmeyen adamla benim ne işim olsun ki!!"

     

     

    Zenginin Duası

     

    Hali vakti yerinde bir adam camide namaz kıldı,ardından "Allah`ım,merhamet et,işimi yoluna koy!"dedi.Onu tanıyan bir meczup da yanında dua ediyordu.Onun bu duasını duyunca kızıp dedi ki;

     

    "Duvarların altın yaldızla bezeli,kapısında köpekler,halayıklar bekleyen evin var.Malının mülkünün haddi hesabı yok.Gururuyla dünyaya sığmayan sen,bu halinle bir de merhamet istiyorsun ha!Eğer benim gibi bir lokma ekmeğe muhtaç olsaydın, o zaman merhamete layık olurdun.Malını mülkünü bir kenara itmedikçe merhamete layık olamazsın sen"

     

    Hz. İsa ile Şeytan

     

    Hz İsa bir yarım kerpici başının altına koymuş,yatıp uyumuştu.Uyanıp gözlerini açtığında İblisi başında bekler buldu.Ona "A melun başımda ne bekliyorsun?diye sordu.İblis ona dedi ki ;

     

    "Başının altına koyduğun benim kerpicim.Bütün dünya benim malım olduğuna göre,bu kerpiç parçası da benim malımdır demektir.Madem ki malımı kullanıyorsun,bana ortak oldun demektir."

     

    Hz İsa kerpici başının altından aldı,fırlatıp attı.Yeniden uyumaya niyetlendi.İblis de savuşup gitti.

     

    Ey dünya dertleriyle üzülen,ip gibi eğilip bükülen adam! Madem sonunda herşeyi arkanda bırakıp gideceksin,açgözlülük yapmanın,durmadan mal yığmanın ne alemi var???


  10. Bu Müsamerede idrakin ve iradenin sinir uçlarını elinde tutan,onları hareketsiz ve işlevsiz hale getiren,zaten hep bunu amaçlayan hain nefsin sadece bir bacağından yakanlanışına şahit olacaksınız.

     

    Bu yakalanış karşısında irkilen,büzülen ve gevşer gibi görünen sinsi nefsin türlü oyunlarını göreceksniz.

     

    İdrake ve iradeye verdiği zararı,anlam süzen,his dokuyan aklı uyuşturuşunu ve buna mani olmaya çalışan iç muhasebenin iman ve küfür muvazenelerini kafa kafaya çarpışını,kopan gürültünün Sırlı vicdan aynasından damla damla süzülüşünü göreceksiniz...

     

    Ruha çullanan vehimlerin tarifesidir bu...İmanı özümsemeye çalışan ruhtan,imanın sinsice yüzülmeye çalışıldığının veznidir bu...Küfür müteahhiti şeytanın biricik memuru nefse oynatmaya çalıştığı oyunu sonlandırmak amacıyla yoluna koymaya çalıştığımız taştır bu....

     

    vesselam...


  11. HAYALİN ACZİ

     

     

    Tasavvurun hakikat halindeki idraki,

    Ey yorgan altında hayal kuranlar!

    İhtirasın tutunmak istediği boşluk,

    Ey koşanlar ve duranlar!

     

    Meyilleri fiil isteyen vücut,

    Maddenin şuura bakıp gülümsemesi,

    Ey imkana uzanan kolların parmak ucu!

    Ve ey hayatın ölümü istemesi!!

     

     

    Celal SILAY 1937


  12. Arkadaşlar gerçekten de mütiş bir hitabet yeteneği var. izlemenizi tavsiye ederim.Osmanlıya,Allah(c.c) ye çok güzel vurgular yapıyor...

     

    Sayın Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu; dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve Nobel adayı. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesini birincilikle bitirdi. O zaman lisenin eğitim dili tamamen Türkçe’ydi, takviyeli yabancı dil dersleri vardı, sonradan kolej oldu. TED tarafından Amerika’ya burslu Kimya Mühendisliği için gönderildi. 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi.

     

    1957’de Amerika Birleşik Devletlerinde MIT’den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu. Alfred Sloan ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de; Kuramsal Kimya Doktorasını yaptı, doktorasını yaparken iki ödül kazandı. 1959-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalar yaptı. 1961’de hem Harward, hem de Yale’de kendisinin yeni Nicem (“Kuvantum”)Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşlarını anlattı. 1962 yılında Batının 300 yılda en genç profesörü oldu (26 yaşında Yale Üniversitesinde);

     

     

    1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. 1973’te Almanya’nın en yüksek Aleksander von Humboldt Bilim Ödülünü ilk kazanan kişi oldu. 1975’te Japonya’nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülünü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek, Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır.

     

    Amerika Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Hindistan’ın Devlet Misafiri olarak, Hintli Bakanlarla ve Cumhurbaşkanıyla görüşmüştür. Meksika’da aynı seviyede Üçüncü Dünya Bağımsızlığı için çalışmıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi'nden yaş sınırında (67) emekli oldu.Yale'deki hayat kaydıyla, ömür boyu olan iki kürsülü profesörlüğünü, Türkiye'nin ve Türkçe'nin başına gelenlerle daha verimli mücadele edesilmek için, "emeritus professor" ünvanına çevirterek Türkiye'deki faaliyetlerini daha da yoğunlaştırdı. O ara Türkiye genelinde ki herhangi herhangi bir bir evrenkentte (üniversitede) yetenekli gençlere, fizik kimya, matematik, moleküler biyoloji dallarında Mastır, doktora araştırmaları yaptırması, herşeyi YÖK'ten soran rektörlerce engellendi.. 250 kadar uluslararası bilimsel yayını, bilim kuramları, çeşitli dillere çevrilmiş kitapları vardır. Türkiye’de de Türkçe pek çok yayın yapmıştır. Değişik ülkelerde iki kez Nobel’e aday gösterilmiştir.

     

     

     

     

     

    Türk Dil kurumu Konferansı

     

    http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=53

     

     

     

    Kanal 7 iskele sancak söyleşisi

     

     

    http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=37

     

     

    CevizKabuğu prog.Söyleşisi

     

     

    http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=54

     

     

     

    TRT2 söyleşisi

     

     

    http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=19


  13. Bir emir geldi ötelerden

    Eğil ve bükül!

    Asi nefsim kambur.diken

    Eğil ve bükül!

     

    Uğultulu kellem gülle biçimde

    Her türlü sırrım ayan biçimde

    Metre metre bez kefen biçimde

    İçimdeki sıkıntı yara biçimde

     

    Ey sır tutan kalem al yaz hepsini

    Sırrı ifşa eden sırrın kendisi

    Cesed mahpesinde hapis ruhum

    Sırrın kölesi

    Hepsine şahittir O sırcı perisi.....!


  14. evet...28 şubatı unutmadık...30 tane Cübbe sarık giydirilmiş aczimendi dedikleri insanlarla ve iki tane Cinci hoca filmiyle ülkeyi post modern darbeye sürüklediler..o zaman bu halk sindi..ama artık öyle değil.inşallah halk tecrübelendi..Gidip Hakim vurdurttular,irticacı yaptı dediler ama bişey olmadı şükür.Bu 10 yıl önce olsayı ülkede savaş çıkardı ama şükürler olsun artık düzenimizi bozmaya çalışanların işi de zor..

    Rabbim yardımcımız olsun..


  15. Durun!

    Durulacak yegane yer burası

     

    Burası:

    Dört boğazın dört zindan gibi ağzı

    Ve bu dört methalin

    Dört paralık sazı

    Bir meyhane kapısından uçan notlar

    Gibi noktalar

    Kafalarınızı

     

     

    Kesilmiş ayakların kaniyle bu kapılar

    Eşilmiş ciğerlerin görünüşüdür.

     

    Kör sağır sefihlerin yere

     

    Sürünüşüdür.

     

    * * *

     

    O kapıların önünde yolum yolum yolmuştur

    Kır saçlarını

     

    Sarı çehrelere

    O dört kapı,dört ejder gibi

    Çerçeveler

     

    Kürenin dört bir yanını

    Ve bir sünger gibi emmiştir

    Sefihlerin kanını.

     

    * * *

     

    Burası:

    Dört boğazın dört zindan gibi ağzı

    Ve bu dört methalin

    Dört paralık sazı

    Bir meyhane kapısından uçan notlar

    Gibi noktalar

     

    KAFALARINIZI

    ve

    KAFALARIMIZI

     

     

    1934

     

    Üstad Necip Fazıl; Babıali eserinde Celal SILAY`dan kendine özgü ve enteresan bir şair diye söz etmiştir..


  16. ERKEKLERE VE BAYANLARA CAGRI yada YORUMSUZ ERKEKLERE CAGRI

    *-Moda ;Nefsin gardını düşüren en tehlikeli arkadaŞ

    *-Çalışmak için başını açan,

    *-Kariyer için erkek patronuyla el sıkışmaktan çekinmeyen,

    *-Başını örttügünü savunup,topuz yapıp futursuzca gezebilen,

    *-Erkek gibi pantolon giyip utanmadan gezen,

    *-Kaşını alıp,makyajını yapıp çagdaş oldugunu savunan kızlarla,

    .Böyle gecici dünya menfaatleri için bu tavizleri veren isanlar ''annelik gibi cennetle müjdelenen''bir makamı haketmiyorlar.Onlara bu şansı vermek büyük vebaldir.Hayatınız boyunca bekarda kalsanız bu ''cennet kokusunu'' duymaktan bile mahrum bırakılacak zavalıları eş hayat arkadaşı olarak almayınız,almayalım.

     

    BAYANLARA CAGRI

     

    *-EVDEN CIKIP iSE GIDERKEN GOZUNE HAKIM OLMAYANLA EVLENMEYINIZ .

    *-I$ YERINDE YADA SOKAKATA LUZUMSUZ YERE KIBARLIK YAPANLADA EVLENMEYINIZ .

    *-ISLAMIM DEYIP TE HER ONUNE GELEN KIZLA KONUSANLADA EVLENMEYINIZ.

    *-ISLAMI DUYARLILIK GOSTERMEYIP BEN CALISIP OMU YIYECEK DIYEN ERKEKLEDE EVLENMEYINIZ .

     

    BU LISTELER UZATILABILIR

    • Like 1

  17. ÖLÜ

     

    Sabahı görmeden çıktım erken yola

    Üç-Beş gündür bir garibim,sabah ola hayrola

     

    Tedbirli yürüyorum zira çukur dolu heryer

    Gaz lambası mı?Ne gezer! İde dalından asa

    Yolum çok uzun bari yine yolda koymasa

    Diye,düşerek inleyerek çıkarken bu bayırı

    Acı bir çığlık duydum Mevla beni kayırı

     

    Bir genç düştü yanıma bakır gibi benzi

    Oldukça yorulmuş belli,yanmış iyice genzi

     

    Bileğimden tutarak -duydun mu dedi haberi

    Gülerek dedim ki -okumadım daha bülteni

     

    Gülme amca Gülme aklım kaçacak sandım

    Koşacak dermanım kalmadı ah ölseydim usandım

     

    Aman oğlum koyverme önce biraz dinlen

    Soluklan sonra,anlat derdini yekten

     

    Anlatmaya başlar çocuk lakin çok korkmuş;

     

    Biri ölmüş amca üç-beş gün evvel

    Uzun boylu genç,iyi huylu adammış

    Derler ki,vezne şiire ta gönülden bağlanmış

     

    Hayatında ne bir eş,ne de şirince bir evlat

    Yokmuş,bir kalemmiş özlediği bir de meşin defteri

    Tafsilatını bilmem ama öldürmüş derler difteri

     

    Bindim ata yükledim kefen kumaşını

    Sorarak buldum evi almak için naşını

     

    Hani severlerdi,ölmüş bekleyeni yok

    Derken,yaşlı bir adam dona kalmış odada

    Kendi var ama anlaşılan aklı yok burada

     

    Nerde dedim mefta gömdünüz mü yoksa?

    Adam sayıklıyordu korkmuş;

     

    Ruhu mu kabzolur insanın,bedeni de mi yoksa?

    Canı yokki adamın yürüyerek kaybolsa

     

    Kuşlar mı yedi acaba ayılar mı yoksa?

    Zabitlere sormalı...evet bir onlar bulur bulsa...

     

    Dur amca anlat hele çaldılar mı cesedi

    Yok oğlum burdaydım imzalatırken senedi

    Azrail,aldı ruhunu bilmem aldı mı cesedi

     

    Adam söze karıştı ve;

     

    Dur oğlum nedir bu,bu nasıl hikaye

    Hangi köymüş burası söyle hangi mahalle

     

    İlahi amca çok yaşa! Duymadın mı sahiden

    Çıkarken gördüm seni yahu senin mahallen

     

    Adı neymiş evlat ben tanırım her birini

    Ahbabımdır çoğu,bilirim ölü mü diri mi

     

    Reşid Dediler amca,Mahmud da dedi birisi

    Yüzü zayıfmış,boyu uzun,solukmuş biraz derisi

     

    Ah evladım öylemi,pek yakınımdı kendisi

    Ölmüş demekki hayret! bana demedi hiç birisi

    Nasıl ahbabsın amca boş lakırdı seninkisi

     

    Öyle deme oğul biz iyi arkadaştık

    Lakin üç-beş gün evvel aynada biraz takıştık

    Çok sürmedi küslük,aynı akşam barıştık

     

    İşe yaramazdı bilirim ama gayet sevecen birisi

    Sevecen-Di amca ,unutma öldü kendisi

    Öyle ya!öldü çoktan..Alışınca gelir gerisi

     

    Hem nefsiyle boğuştu , hem dirisyle kendisi

    Günahı da çoktudefterinde yazılı ekserisi

    Cesedi toprak olur amma ruhunu affetsin Rabbisi..........

     

     

    Vesselam


  18. Karanlıkta saklanır

    Güneşe hesap vermezler

     

    En sevdikleri siyahtır

    Başka renk giymezler

     

    Kimi uzundur,kimi kısa

    Belki bir ikisi tıknaz

     

    Parmak ucunda gezerler

    Tek bir çıtırtı çıkmaz

     

    Soru sormaz yargılamaz

    Bıkmadan beni dinlerler

     

    Karanlıkta koynumda

    En iyi dostum GÖLGELER........


  19. Karanlıkta açtım gözümü

    İlk sözümü söyledim karanlıklarda

     

    Sırcı belledim

    Sırrımı derledim karanlıklarda

     

    Nemli duvarlara dayadım başımı

    SABIR TAŞI MI BU KAFA,MEZAR TAŞI MI?

     

    Doğdum karanlıktayım

    Karanlıkta açtım gözümü

    Öldüm karanlıktayım

    Diyemedim halen ilk sözümü

     

    Bir türlü kalkmadı başım gök yüzüne

    Bir ön sözüne baktım kitabın bir son sözüne

     

    On hece dir bildiğim

    Kafiye nedir bilmem

    Bilmem redif ne?

     

    Ne gördün , Neye içlendin be hey tüysüz yumurcak

    On kelimeyle şiir yazdım

    Sandım bunlar tutacak....!

×
×
  • Create New...