Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ferhat_TR

Editor
  • Content Count

    54
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by ferhat_TR


  1. Biz dogru yolumuzda ilerleyelim, niyetimizden sapmayalim Allah bizimledir. Arkadaslarimizdan sahsim adina ricam her platformda destektir. Olayin maddesel boyutlarina bizimle olma zorunlulugu yok. Maddi imkani olmayan dua etse, cevresindekilere muhabbet ortaminda bu konulari acsa o bile hic yoktan iyidir. Unutmayin ki yol dava yolu.

    • Like 1

  2. Selamun Aleyküm. Kaldığımız yerden devam...

     

    EMİRLER VE YASAKLAR

    " Her şeyden önce şunu bildirelim: Dinde asl ve esas, <ibâha>, mübâhlık, yani müsade ve serbestliktir. <Yapacaklarınız ve yapmayacaklarınız> mânasına emirler ve yasaklar tek tek gösterilmiştir. Allajın kanununda noksan ve fazla hayâl edilemeyeceğine göre bu kanunda yazılı olmayan veya yazılı olana kıyasî yoldan uygunsuzluk göstermeyen her fiil serbest kalır ve akılla vicdandan başka hakem tanımaz. Kula bırakılmış işlere <mübâh> ismi verilir.

     

    Mübâhlar kıymet ve fazilet kazandıkça <<helâl>>e yol açılır ve iş emirlere itaat safhasına girer. Kıymet ve faziletten mahrum <mübâh>lar ise, mecburi olmaksızın, terkedilmesi gereken ve insanı Allah ile meşgul olmaktan alıkoyan gaflet fiileri içinde yer alır.

     

    Bu sırları kavrayamayıp da her işe günah ve yasak damgasını vuran katı mizaçlara sırt çeviriniz! Onlar kaba softa ve ham yobazlar...

     

    Emirler, esasta, <<arz>, <<acip>, <sünnet> olarak üçe; yasaklar da <haram>, <mekruh>, <şüpheli> namlarıyle yine üçe ircâ edilebilir. Arada <mendub>, <müstehâb> gibi kademeler emirlerin sünnet bölümü içindedir. Bir de <Kifâye Farzı> var ki, yerine getirenler bulundukça başkalarından sukut eden, yapanı olmazsa bütün bir şehri ve çevreyi mes'ul tutan mükellefiyetler...

     

    Yasaklara uymanın değeri o kadar büyüktür ki, onlara riâyet, emirlere itaatten daha faziletlidir. Ama emirlere itaatle yasağa riâyet arasında fark aranmamalıdır. İkisi de emir, ikisinde de birinin yapılmaması öbürünün yapılması yasak.. Ama ele alınması gereken kıymet hükmü olarak sınıflandırma böyle... Biri <yapacaklarınız!> emri, öbürü <yapmayacaklarınız!> fermanı..

     

    Bu anlayışı şiâr edindikten sonra seriatin tayin ettiği serbestlik sahasında her ân, yeni, doğru, yararlı ve ileriye yol aramak, hatta emirler manzumesi içinde bir keyfiyet kazanır."

     

    İCTİHAD - MEZHEP

     

    " Size <ictihad kapısı açık mıdır, kapalı mı?> diye soranlar olursa, onlara deyiniz ki: <Prensip olarak kıyâmete kadar açıktır; fakat yeni bir ictihad ehliyetinde ferdi bir zuhur, at yarışında, atlı karıncanın safkan Ârap küheylânını geçmesi kadar ihtimal dışındadır.>

     

    Bu kayıt, sadece itikad, amel ve muamele dairesi içine mahsustur. Bunların dışında, temas ettiğimiz gibi (estetik) ve (sosyal) plânda, esasa aykırı düşmeksizin ehlince her ictihad makbûldur. Bunun da ismi ictihad değil intikal olur. Ruha intikal... İmtisali intibak...

     

    İctihad en büyük dâire halinde üstün imamlarda tecellisini bulduktan sonra, bunların tâbileri, derken tefcirleri ve derken fetvâcıları elinde daima büyük dâire içinde küçüle küçüle en basit mümine kadar iner. Her şahısta, kendi tatbikatı bakımından doğruyu aramak ve galip zannı gereğince iş görmek hakkı vardır.

     

    Ama ictihad keyfiyet ve haysiyeti daima büyük dâireye ait... O da tamamlamıştır. Gerisi zahmet...

     

    Allah resûlu uzak bir yere din talimi için gönderdikleri sahabîlerine sordular: <Vereceğin cevap ve göstereceğin yolu Kitap ve Sünnette bulamazsan ne yaparsın?> ... Ve <ictihad ederim!> cevabını alınca, Allaha, Resûlune, din anlayışı yönünden bu çapta sahabîler ihsan etmesinden ötürü hamdettiler.

     

    Sahabîler hepsi teker teker ictihad makamında... Ama Resûllerin Resûlü etrafında halkalanır ve aynı vecd ve hikmet üzerinde yekpâreleşirken ayrı ayrı ictihada ne gerek!.. Merkez, aralarında...

     

    Böylece İslâm, sahabîler ve tâbiler yolundan tam bir yekpârelik içinde ve hiçbir ihtilâfa düşülmeden Saadet Asrını kapatmış ve peşinden ruhta ve maddede muazzam bir imparatorluk haline gelince, bazı loş ve yeni zamana göre boş noktaların aydınlatılmasıve bunlar üzerinde Peygamber muradının hecelenmesi için ictihada lüzum doğmuştur. Yoksa İslâmda hiçbir loş ve boş nokta yok, gösterilmiş olanlarla zaman ve mekân icabı gösterilmeyenler arasında ancak erbabın heceleyebileceği ve sükûtu nidaya çevirebileceği münasebetler vardır.

     

    <Ezman ile ahkâm> yani zamanla hükümlerin değişebileceği hayali, sadece bazı fer'î ve zarurî tatbikat üzerindedir; ve çürümez bir ağaç gibi dimdik ayakta duran esaslar manzumesine yapılabilecek hiçbir aşı yoktur.

     

    Günümüzün başlıca derdi, İslâmı kendisine uydurmak değil, ona pazarlıksız uymak ce sadece hakikatine nüfuz etmek olmalıdır. En büyük ictihad da bu olsa gerek... Yemekler değişir, ekmek değişmez."


  3. Selamun Aleyküm,

    Kitabı satır satır buraya aktarmaktansa aklımda ziyadesiyle yer eden satırları size aktaracağım. Kitabı okuyanlarımız varsa onlardan da bekleriz.

     

    İTİKAD-Temel Esaslar'dan

     

    "Şehâdet Kelimesini zâhirindeki mânasiyle benimseyen her fert, esası bozucu bir inanışa veya esasın gerektirdiği inanışları yalanlamaya düşmedikçe, fiilleri ve davranışları ne olursa olsun, müslümandır. Kavranması çok zor olan bu inceler incesi noktayı gerçek ve derin müminler ruhlarında mahyalaştırsın."

     

    NİZAM-Şeriat'den

     

    "İslâm, içte ve derinliğine ferdi, dışta ve genişliğine de cemiyeti kuşatıcı bir disiplin, vazife ve kanun manzumesi... Şeriat de bu manzumenin adı...

    İslâm dışı hiçbir saha düşünülemez. o kendi dışını ve ilgisiz olduğu yerleri ve şeyleri bizzat tayin eder, doğrular ve o sahalarda işleri selim akla bırakır. Dolayısıyle, alâkasız olduğu sahalar da kendi malı... İslâm ruhunun serbest mevzuu...

     

    Demek ki, o dışı olmayan ve dışında kendisine aykırı bağımsızlık tanımayan mutlak muessise... Allahın kurduğu...

     

    İnanan ya böyle bir <<hep>>e inanır yahut <<hiç>>de kalır. Yarım inanış <<hiç>>tir; <<hiç>>ten bile eksik...

     

    Allahın yarattığı dünyada onun irâde ve tasarrufu dışında ne olabilir? <<Allah bu işe karışmaz!>> tarzında tekerlemelerden de abes ne gösterilebilir? Allahı sınırlayanlar <<Allah>> derken ona inanmayanlardır.

     

    İstediğiniz günahı işleyebilirsiniz; fakat onur inkâr ettiniz mi karşınıza şeriat çıkar ve sizi din dairesinden dışarıya çıkarır. Biri affedebilir ama ama öbürü hayır!

     

    <<Allah ve Resûlüne inandım ve Resûlün Haktan getirdiği her şeyi bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve anlamadığım her noktasıyle benimsedim!>> demekten ibaret iman ve itikad, hiçbir askerî nizamda görülemedik bir disiplin manzumesş halinde her oluşun mizan üssü, namütenâhi hassas terazisi..."

     

    NİZAM-Sancak'dan

     

    "Hüner şeriati delicesine sevebilmekte, emirlerini yapabilmeyi cana minnet bilmekte ve ona karşı, jandarmaya hesap verircesine asık suratlı olmamakta... Anlamalıdır ki, şeriatin nefse acı gelen lezzeti, İslâmın hak olduğuna ayrıca delildir. Mayası küfür olan nefse acı gelen her şey, aslında balların balı tadındadır.

     

    Çölde giderken kalbine <<Şeriat ilmi hakikat anlayışına zıttır!>> diye bir hatar düşen büyük velinin gaiplerden aldığı cevap: <<Bil ki, şeriate zıt hiçbir hakikat olamaz; ve olan, sadece sapıklık ve küfür olur!>>

     

    İslâmın derinlik buudu tasavvuf başta, şeriate noktası noktasına uymayan ve onu çürütmeye kadar giden hiçbir kemâl yolu vehmedilemez. Bunlar asfalt döşeli de olsa çıkmaz sokaklar..."

     

     

    Devam Edeceğim Dostlar.

    Selametle

    • Like 1

  4. Selamun Aleyküm,

    yazdıklarınıza katıldığımı belirtmekle beraber affınıza sığınarak eklemek istediğim bir kaç cümle var. Bu insanlar sadece kimliksiz değiller ayrıca beyin fukarası durumdalar. Sorsanız yalan yanlış okul kitaplarında öğretilen tarih bilgisi en üst seviyedir. Cumhuriyetçiliği, halkçılığı masalarına meze, menfaatlerine birer piyon yaparlar. Bazen o kadar hadsizleşirler ki ecdadlarına dil uzatırlar. Bu kişiler "Başkalarının yanlış düşüncelerini kendi hayat görüşleri adledip, amaçsız ve içi boş bir mücadele veren insan müsveddesi topluluğudur." Allah onlara selamet, bizlere de inancımıza, davamıza katkıda bulunabilme imkanı versin. Amin!


  5. İnşallah yer yer notlar aldım, müsait zamanımda iyi bir şekilde derleyip paylaşma derdindeyim. Arkadaşım ses kaydı yaptı bir bakalım bir şekilde ulaştırmayı becerirsem sizler de istifade edersiniz. Herkes payidar olsun, herkes nasiplensin..

     

    ayvuz: yukarıda ki mesajda arkadaşımız ses kaydı alabildik demiş, önceki mesajlarda da NFK-Fan'da kayıtları talep edeceklerini bildirmişler. beklemek kalıyor galiba geriye..

     

    merhabalar,

    acaba sempozyumu herhangi bir yolla kayıt altına alan var mı ?

    Burç FM bu tip sempozyum ve konferansları kayıt ediyor diye biliyordum fakat kendi sitelerinde hala bulamadım

    sempozyumda anlatılanlara ulaşabileceğim bir ses kaydı görüntü v.s varsa çok makbule geçer.


  6. kitap dağıtılmadı değil arkadaşlar...ben bizzat kitap dağıtan arkadaşlarla görüştüm bizim çıktığımızda saat beş buçuk sularıydı 600 kitap dağıttıklarını ellerinde kitap kalmadığını söylediler...çok üzüldüm ama nasip değilmiş demek ki ne yapalım...

     

    bu arada ferhat_TR kardeşim NFK-Fan kardeşimiz haklı parkın içerisinde belkide yarım saat bekledik ama gelen olmadı bu birbirimizi tanımadığımızdan ve organizasyon eksikliğinden kaynaklanıyor.özür dileyelim senden bir dahaki sefere diyelim inş....

     

    bir daha ki sefere n.f.k.com diye pankart yazmayı düşünüyorum :)

    ben bilgisayardan siteyi açıp bankın üstüne bıraktım ki gelen geçen görür diye demek görüşme nasibimiz olmadı galiba. kalabalık gördüğüm gruplara sordum hatta n-f-k.com dan mısınız diye:)


  7. Kırıcı Olduysam Özür Dilerim Lakin bizde 2 kişi bekliyorduk ve ifadelerinizden anladığım kadarıyla aynı çemberde idik bende parkın içerisinde ki havuzun orada kültür merkezinin çıkış kapısının tam karşısında bekledim ki çıkanları görebileyim diye hatta birkaç arkadaşa sormuş olmama rağmen alakamız yok dediler..

    evet söylediğiniz gibi organizasyon hatası oldu.. ben beklediğim her dakika boyunca bilgisayarım açık bir kişinin konuya yazmasını bekledim. hatta üstte ki mesajımı da beklediğim noktadan ayrılırken yazdım. mesajın içeriğinde kötü bir niyet beslemedim.. sadece siz nasıl bir üzüntü, kırgınlık hissettiyseniz misli fazlası bende mevcuttu. NFK-Fan hocam size bir özel mesaj gönderiyorum okursanız sevinirim.


  8. Birinci olarak tespit etmemiz gereken bahis şudur:

    BD'nun göz önünde olmamasını isteyenler, unutulması işine gelenler kimler?

    Fikri olarak düşmanımız belli olduğu vakit karşı mücadele için hali hazırda Üstad'mızın kitapları, sıkıştığımız vakit danışabileceğimiz yol arkadaşlarımız mevcut. Bütün bunlar belirlendikten sonra geriye sadece hareket kalıyor. Biz ifade etmesini becerebildiğimiz, karşıt düşüncede ki insanlara dahi hoşgörü gösterebildiğimiz müddetçe başarı bizimdir Allah'ın izniyle. İlk Serdar Tuncer'den dinlediğim

    Hz. İbrahim İle Mecusi'nin hikayesi biraz olsun demek istediklerime yardımcı olacaktır. Hz. İbrahim'e gelen uyarı hep aklımızda olursa hata yapmayız evelAllah. sözü uzattım hakkınızı helal edin. Selametle.
    • Like 1

  9. Evet arkadaşlar... Bir akşam internet dünyasında şöyle bir dolaşırken, dikkadinizi bir resim çekse ve resmin altında da şöyle yazsa: ''İngiliz Kralının Atatürkün önünde eğildiği an!''. Ha aynen böyle yazsa ve ardından da şu bilgi verilse: ''Fotograf tamamen gerçektir. İngiliz (aslında birleşk krallık) kralı iv.richard'ın 1933'teki İstanbul ziyareti sırasında ünlü fotografçı cannon zenith tarafından çekilmiştir.'' Tepkiniz ne olur aceba?

     

    Öyle bir şey olabilmesi mümkün mü ki? Yanlış zihniyetlere yanlış insanlar bile diz çökmez, önünde eğilmez..!


  10. Geçmişte insanlar bugünlerimizden daha huzur içerisindeydiler.. Şuan güncel gördüğümüz özgürleştirme(!) demokrasi götürme(!) niyetlerinin sonucu ortada.. O zamanlarda benzer vaadler verilmişti.. İslamiyete bayraktarlık eden milletimizi islamiyetten uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar. Rabbim yardımcımız olsun.


  11. Son 2 Hafta İçinde Okuduğum Eserlerden Beğendiklerim ve Sizlere de Tavsiye Edebileceğim Kitaplar

    1) Selman Kayabaşı - Teşkilat (Timaş)

    2) Selman KAYABAŞI - MUHAFIZ (Timaş)

    3) Şamil Tayyar - Pusu Derin Devletin Kurbanları (Timaş)

    4) Mustafa Armağan - Abdulhamid'in Kurtlarla Dansı-2 (Timaş)

    5) Darülfesad - Erk Acarer (İnkilap)

    6) Resmi Tarih Yalanları - Editörler Cem Küçük & Münir Üstün (Profil)

    7) Abdülmecit İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl - Hıfzı Topuz (Remzi Kitabevi)

    8) Tarihin Tartışmalı Padişahı Abdulhamid - M. Kemal Pakdemir (Neden)

×
×
  • Create New...