Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

beyaban

Üye
  • Content Count

    9
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by beyaban


  1. SENİ BENİM KADAR SEVEMEYENLER

     

     

     

    seni benim kadar sevecek olan

     

    başını taşlarda çürütmelidir

     

    yarasına dikenleri sarmalı

     

    kalbinde dağları yürütmelidir

     

     

     

    gözleri her sabah başka bir çeşme

     

    her akşam krater, her gece duman

     

    gökleri günboyu alevlenirken

     

    boynunda bir kement olmalı zaman

     

     

     

    yollar düğüm düğüm boğmalı onu

     

    ızdırap sızmalı baktığı yerden

     

    kaplan tutuşmalı, kurt inlemeli

     

    saçından bir teli yaktığı yerden

     

     

     

    sana benim kadar tutulmak demek

     

    vurulmak demektir kartallar gibi

     

    tâcını, tahtını kaybetse bile

     

    gülümseyebilmek krallar gibi

     

     

     

    seni benim kadar sevecek olan

     

    ruhunu kapından kovabilir mi

     

    seni benim kadar sevemeyenler

     

    seni benden fazla sevebilir mi

     

    her mısrası başka bir güzel olan bu şiiri çok seviyorum ayrıca Nurullah genç'in bütün şiirlerini çok beğenerek okuyorum

    • Like 1

  2. RÜZGÂR

     

     

     

    Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım!

     

    Gelin duvağından kopan bir rüzgâr...

     

    Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım;

     

    Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar...

     

     

     

    O ceviz dalları, o asma, o dut,

     

    Gül gül, mektup mektup büyüyen umut...

     

    Yangından yangına arda kalmış tut.

     

    Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar.


  3. VUSLAT

     

     

     

    Bir uykuyu cânanla berâber uyuyanlar,

     

    Ömrün bütün ikbâlini vuslatta duyanlar,

     

    Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamânı,

     

    Görmezler ufuklarda, şafak soktuğu ânı...

     

    Gördükleri rü'yâ ezelî bahçedir aşka;

     

    Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgârı başka.

     

    Bülbülden o eğlencede feryâd işitilmez;

     

    Gül solmayı; mehtâb, azalıp gitmeyi bilmez...

     

    Gök kubbesi her lâhza, bütün gözlere mâvi...

     

    Zenginler o cennette fakirlerle müsâvi;

     

    Sevdâları hulyâlı havuzlarda serinler,

     

    Sonsuz gibi, bir fıskıye âhengini dinler.

     

     

     

     

     

     

     

    Bir rûh, o derin bahçede bir def'a yaşarsa

     

    Boynunda onun kolları, koynunda o varsa,

     

    Dalmışsa, onun saçlarının râyihasıyle,

     

    Sevmekteki efsûnu duyar her nefesiyle;

     

    Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık,

     

    Bir mû'cize hâlinde o gözlerdendir artık.

     

    Kanmaz, en uzun bûseye, öptükçe susuzdur,

     

    Zirâ, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.

     

    İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,

     

    Bir sır gibidir azcok ilâh olduğumuzdan.

     

     

     

     

     

     

     

    Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.

     

    Bir gün nereden hangi tesâdüfle gelirler?

     

    Aşk, onları sevkettigi günlerde, kaderden

     

    Rüzgâr gibi bir şevk alır, oldukları yerden.

     

    Geldikleri yol, Ömrün ışıktan yoludur o!

     

    Âlemde bir akşam ne semâvi koşudur o!

     

    Dört atlı o gerdûne, gelirken dolu dizgin,

     

    Sevmiş iki rûh ufku görürler daha engin,

     

    Simâları her lahza parıldar bu zafirle;

     

    Gök her tarafından, donanır meş'alelerle!

     

     

     

     

     

     

     

    Bir uykuyu cânanla berâber uyuyanlar,

     

    Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar

     

    Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,

     

    - Zâlim saat ihmâl edilen vakti çalar da-

     

    Bir ân uyanırlarsa lezîz uykularından,

     

    Baştan başa, her yer kesilir kapkara, zindan...

     

    Bir fâciadır böyle bir âlemde uyanmak...

     

    Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

     

    Ey talih! Ölümden ne beterdir bu karanlık!

     

    Ey Aşk! O gönüller sana mâl oldular artık!

     

    Ey vuslat! O âşıkları efsûnuna râm et!

     

    Ey tatlı ve ulvî gece! Yıllarca devâm et!


  4. Arkadaşlar bugün acımız o kadar büyük ki...Ne kelimelere sığar ne de sözlere...Onun gibi değerli bir şahsiyeti kaybetmekten dolayı inanıyorum ki tüm Türkiye'nin kalbi kan ağlıyor...Nedense iyiler uzun yaşamaz derler..Bu gencecik yaşında muhsin abimizi son yolculuğuna da uğurladık.Böyle abilerimizin yerlerinin dolması mümkün değil!!Rabbim tüm sevenlerine sabır versin!Ben de nacizane bir kaç satır yazmak istiyorum..

     

    KARLAR ALTINDA

     

    BİR YİĞİT YATIYOR KARLAR ALTINDA,

    YÜZÜNE NUR YAĞIYOR LAPA LAPA...

    KALBİNDEKİ İMAN DOLU AŞKLA,

    HEP MÜCADELE ETTİ YILLAR BOYUNCA...


  5. ÜSTADIMIZIN BU GÜZEL ŞİİRİ DİĞER ŞİİRLERİ GİBİ EMSALSİZ!!BENİ ÜZEN BÖYLE ŞAİRLERİN ZAMAN İÇİNDE AZALMALARI...RABBİM BÖYLE GÜZEL NESİLLER YETİŞMESİNİ NASİP EYLESİN BÖYLE NESLİ YETİŞTİREMEYEN MİLLET UTANSIN!

×
×
  • Create New...