Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

OsmieR

Üye
  • Content Count

    1
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by OsmieR


  1. - Felâh Hülâsâsı -

    ( Üstadıma ithaf olunur )

     

    Gâiblerden bir ses geldi : Bu çocuk ,

    Yürüsün yokluğun bittiği yerde

    Beyninde renklerin tamamı soluk

    Her rengin nevâsı kendi içinde

     

    Hayallere daldım şimşek sağanak

    Dediklerin çıktı cübbesiz imam

    Acz derebeyi , dudakta mutlak

    Varlık derinlerde , diplerde tamam

     

    Alevden rengini aldım bu (yok)un

    Sıyırdı bir anda öz kabuğumu

    Sesime kilit vurdu , gözüme sükun

    Öldürdü içimde yeşeren çocuğunu

     

    Paradoksta çözüme vesile dünya

    Gayesi devrândır yine baharın

    Al sana hakikat al sana rüya

    İşte ömür tüketen yeri dergâhın

     

    Göğsümün üstünde ince bir acı ,

    Kapandım geceye son çare diye

    Bir Nebi elinden yokluk ilacı

    Cenneti gösterdi vakd-i seherde

     

    Dünya içinde dolu dünyalar

    Mekan muallakta zaman giyotin

    Bütün bir kâinat elimde yular

    Bütün bir insanlık derdi hikmetin

     

    Kimsin sen ; şeytan olsan da eğil !

    Yetiş güneş yetiş , ayda ihtilal

    Nerede ruhumu törpüleyen dil

    Nerede gönlümü koşturan topal

     

    Seneler derdime merhem olmadı

    Ağardı içimde gönlü sızının

    Cinnette hadsiz kuyuda kaldı

    BEN (!) diye koyduğum ismi acının

     

    Niçin büyüyor bu tılsımlı gül

    Dikeni gönlüme batıran şey ne

    Mekan tuzağına yağmurla dökül

    Zamanın bitişi , kıyâmet anne

     

    Bu bir mesel akla , ta mâverâdan

    Bu bir misal fikre ye's yükleyen

    Selam sana uzaktan ruhuma bakan

    Yalnız kalbi yakıp aşka bürüyen

     

    Yine de sızdım ben çok eşiklerde

    Uyudum rüzgarın kardeşliğinde

    Anne duası gibi bir gül elimde

    Çok defa savurdu beni göklere

     

    Uyku ; her nazara bir engel ağı

    Yorgan ömrümü saran geceymiş

    Sabr diye girilen dünya yatağı

    Siyahın akını bana getirmiş

     

    Bu mu mersiyesi ölü ruhların

    Gözümde yıllardır sihri büyüyen

    Hem cennet bileti cinnet olanın

    Hem huzur tohumu semâdan inen

     

    Biçare , devlerle savaştım durdum

    Fikrime pas olan deli mevsimle

    Gördüm ; hakikatte var ile yoktum

    Aklımı kemiren bu boş çileyle

     

    Evet benim yine açan kilidi

    Bozan benim evet bu bilmeceyi

    Ağlamaklı yalanlar peşimde ; evet

    Kaossa bu huzur , deliyim ; evet

     

    Son nokta şimdi gözümde menzil

    Karmaşık yolların bittiği nokta

    Nokta ki içinde bütün bir ehil

    Nokta ki tek VAR , şu acip yokta

     

    Dağlar dağlar çekilin yoldan

    Bu endâmınız çakıl hükmüdür

    İçimde azmin farkı var yoktan

    Mor tepelerimde âfâk yüklüdür

     

    Şimdi bir kimliğe bürünmeliyim

    Ki cümle âleme şahid olayım

    Karanlık çağımı devşirmeliyim

    Ve varlık özünde yolu bulayım

     

    Yoksa ben miyim bu viran duvar

    Gönlüne esrarı eken bu adam

    Bela döşeğinde oynanan kumar

    Saraylar içinde döşeksiz yatan

     

    Hayır , ben mazimin tek bedeliyim

    Bir onur uğruna yollara düşen

    Karanlığı ölmüş derde gebeyim

    Beynine giriftten sual üşüşen

     

    Oysa bir sitem tomurcuğuydum

    Gözümden yalana akar idi yaş

    O'nu umduğumda gülümsüyordum

    O'nu kaybettiğim yerdeydi savaş

     

    Bir gece aklımı yerinden atıp

    Deli bir sızıyla uyanıverdim

    Diyet hesabıyla ömrümü satıp

    Sonsuzluk içinde eriyiverdim

     

    Cihanın en ücra bir köşesinden

    Başımı yukarı çevirip baktım

    Kaçırıp yıldızları esaretimden

    Arzımın en yüksek yerine astım

     

    Direndim bitirdim bu macerayı

    Zulmet yalanını zulmette boğup

    İçinde yürürken , bu muammâyı

    Çözdüm , aşkına aklımdan doğup

     

    Bir yoldur bilinmez izinde çölün

    Bir yoldan ölüme akıyor dere

    Bir ömrü bülbüle kanıyor gülün

    Bir efsun doğuyor yirmidördünde

     

    '' Kaçır beni ahenk , al beni birlik

    Artık barınamam gölge varlıkta

    Ver cüceye onun olsun şairlik

    Şimdi gözüm büyük sanatkarlıkta '' (*)

     

    Rahman bahçesi , ölüm duvarı

    İç içe geçmiş en büyük halka

    Vuslat hezeyânı , sevinç yuları

    Boynuma takılı en demir tasma

     

    Ölsün ömrümün aydınlığında

    Yok olsun gecenin kanlı eteği

    Duysun beni Allah aşk otağında

    Düştü ellerimden zakkum çiçeği...

     

    * * *

     

    İ.Y.S ( 2005 )

×
×
  • Create New...