Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

abdülkâdir sacîd OSMANLI

Üye
  • Content Count

    26
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by abdülkâdir sacîd OSMANLI


  1. Hayırlı Bir Teşebbüs:Ehl-i Sünnet Dergisi

     

    Kur'an ve Sünnet İslamlığını, Ehl-i Sünnet Müslümanlığını savunmak; bozuk fırkaları, inançları, görüşleri, tezleri red ve cerh etmek için senede 3 veya 5 nüsha yayınlanacak küçük fakat etkili ve aydınlatıcı bir dergi hakkındaki fikir ve tekliflerimi okuyucularıma arz ediyorum.

     

    Madde 1. Bu dergi kesinlikle ticarî olmayacak, para veya dünyevî mânevî menfaat (ün, alkış, itibar) kazanmak için yayınlanmayacaktır.

     

    Madde 2. Her sayısı en az 250 bin adet basılacaktır.

     

    Madde 3. Saklaması kolay olacağı için küçük boy (cep kitabı boyutunda) olacaktır.

     

    Madde 4. Bu dergide çıkan yazılara telif ücreti ödenmeyecektir. Allah rızası için yazan yazsın, yazmayan yazmasın...

     

    Madde 5. Bu dergide agresif bir lisan ve üslup kullanılmayacaktır. Üslubuna hilm hâkim olacaktır.

     

    Madde 6. Derginin sadece idarî personeline ücret ödenecektir.

     

    Madde 7. Dergi siyasi veya şahsî nüfuz veya menfaate âlet edilmeyecektir.

     

    Madde 8. Dergi cemaatler ve tarikatlar üstü olacaktır.

     

    Madde 9. Dergi politikaya karışmayacaktır.

     

    Madde 10. Derginin her sayısının 160 sayfa civarında olması düşünülebilir.

     

    Madde 11. Derginin dağıtımı imece usulüyle gerçekleştirilecektir.

     

    Madde 12. Arzu edenler maliyet (kâğıt, baskı, teclid, cüzî idare masrafları) karşılığında dergiden fazla miktarda alıp dağıtabileceklerdir.

     

    Madde 13. Dergi ilan almayacaktır.

     

    Madde 14. Dergide yayınlanacak bazı tercüme yazılar için ücretsiz çevirici bulunmazsa, tercüme ücreti ödenebilir.

     

    Madde 15. Bu dergi son derece âdil, insaflı, ılımlı olmak şartıyla dinlerarası diyalog konusundaki bozuk ve aykırı fikirleri ve inançları çürütecektir.

     

    Madde 16. Dergide bid'atçı ve bozuk Müslümanlara hakaret edilmeyecek, kardeşçe uyarılacaktır.

     

    Bendeniz böyle bir dergide, hiçbir menfaat beklemeksizin ve almaksızın imkânlarım nisbetinde hizmet edebilirim.

     

    Böyle bir dergiyle ilgilenen Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz fikir, görüş, temenni ve isteklerini aşağıdaki e-mail adresine gönderebilirler.

     

    [email protected]

     

    Hayırlı ve faydalı olduğuna inandığım böyle bir teşebbüsün kuruluş safhasında hizmet etmek isteyen gençler çıkarsa bendenize Bedir Yayınevi aracılığı ve e-maille ulaşabilir.

     

    Böyle bir derginin kâğıt, matbaa ve sair masrafları nasıl karşılanacaktır? Maliyetine mi satılacaktır, yoksa imkân bulunursa bedava mı dağıtılacaktır? Bu gibi sorular ileride kurulacak müteşebbis heyet tarafından müzakere edilip karara bağlanacaktır.

     

    (Böyle bir dergiden hiçbir kimsenin dünyevî, maddi veya manevî bir menfaat elde etmemesi gerekir. Âhirete ait bir menfaat beklentisi olabilir... Dünyevî, maddî veya manevî menfaat bekleyenlerin müracaat etmemeleri istirham olunur.)

     

    Mehmet Şevket Eygi

     

    http://www.milligazete.com.tr/makale/hayirli-bir-tesebbus-ehl-i-sunnet-dergisi-211969.htm

     

    kaynak:milli gazate

    • Like 1

  2. İşte bu şahsiyet...İşte bu adam...Dışarıda uzun zamandır kendini idam ettirmekten başka bir iş görmeyen diplomatlarımız,bu şahsiyetin durduğu yeri bilmeli.İnanıyorum ki bu şahsiyet ileride bizim ruh kökümüzde mevcut olan iman hassasiyetiyle yeni gençliğin filizlenmesine vesile olacaktır,inşaallah.

     

    Rabbizimiz hayreylesin.AMİN.


  3. Selam aleykum.

     

    Daha önce bu yarışmaya katılacağımı bildirdiğim halde,maalesef katılamayacağım.Dün gece daha önceden karar verdiğim ve içeriğini kaba taslak zihnimde kurduğum halde,birdenbire içimde oluşan bir ruh yangını şeklinde,yazdıklarım başka taraflara kaydı.Teessür ettim,sızlandım,didindim;fakat yazdıklarım beni Allah Resulü (S.A.V) ile ilgili içimde beslediğim ve birgün yazacağım dediğim en ince edep ve haya noktalarına taşıyınca,bu işin devam ettirilemez olduğunu düşünerek,(bu edep ve haya konusunda belki zaafa düşebilirim diyerek korktuğumdan) kalemi elimden bıraktım ve Üstad'la ilgili olarak yazmayı düşündüğüm yazıyı yazmama kararı aldım.Sanıyorum ki benim açımdan böyle daha iyidir;ama endişerimde yok değil.Ya bu işe nefsim karışmışsa diye de düşünmüyor değilim.İnşaallah nefsimin oyununa düşmemişimdir.

     

    Eğer yazmış olsaydım,Üstad'la ilgili makalemin adı NECİP FAZIL'DA EDEP,AHLAK VE AŞK olacaktı.Epey uzun bir yazı yazmayı düşünmüştüm,olmadı maalesef.

     

    ''Ey Rabbimiz,inşallah bu konuda şeytana ve onun yardımcısı nefsime yenik düşmemişimdir,inşaallah.Sen koru YARABBİ''

     

     

     

     

    SACİD.


  4. Bu projeyi önümüze sürüp,bizlere Üstad'ı hakkıyla anlatabilme fırsatı veren gerçek gönüldaşlara hörmetlerimi belirtmek isterim.

     

    Bende bu proje kapsamında bir şeyler karalayıp,haklıya hakkını teslim etme baabında,kalbimi ve kafamı bu işle meşgul edeceğim inşaallah.Allah-u Teala hakkı olana nasip etsin inşaallah.

     

    Allah'ın rahmeti üstünüze olsun inşaallah.


  5. İşin içine mana girince,şekilde,ruhta aynı potada eriyor ve bu sayede,kelimelerin yandığını hissediyoruz dudaklarımızda,okurken.

     

    Dilerim Cenab-ı Allah'tan,daha çok şiir karalarsınız şuralarada,bizde bir nebze olsun bir şeyler idrak edebiliriz dizelerinizde.

     

    Devamlarının gelmesi dileğiyle.

     

     

    Saygılar ve hörmetler ederim...


  6. Cevaplar mahiyetiyle insanı kuşatan nükteler...Ancak bunları uygulama sahasına gelince iş,orada tökezliyoruz maalesef(En azından bunu kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim).Diliyorum ki Rabbimiz-cellecelalühü-o takva sahiplerinin okyanusundan bir damla tatmayı nasip eder inşaallah.

     

     

    Selam ile.


  7. VATAN HAİNİ

     

     

    "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.

    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,

    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un

    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali

    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.

    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet

    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

     

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt

    hainiyim, ben vatan hainiyim.

    Vatan çiftliklerinizse,

    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,

    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,

    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,

    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,

    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,

    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,

    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,

    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,

    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,

    ben vatan hainiyim.

    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :

    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

     

     

    28.7.1962

     

    Bu ülkenin gençliğine,çocuklarına:

     

     

    ''ÇOCUKLARIMIZA NASİHAT

     

     

    Hakkındır yaramazlık.

    Dik duvarlara tırman

    yüksek ağaçlara çık.

    Usta bir kaplan

    gibi kullansın elin

    yerde yıldırım gibi giden bisikletini..

    Ve din dersleri hocasının resmini yapan

    kurşunkaleminle yık

    Mızraklı İlmihalin

    yeşil sarıklı iskeletini..

    Sen kendi cennetini

    kara toprağın üstünde kur.

    Coğrafya kitabıyla sustur,

    seni «Hilkati Âdem»le aldatanı..

    Sen sade toprağı tanı

    toprağa inan.

    Ayırdetme öz anandan

    toprak ananı.

    Toprağı sev

    anan kadar... ''

     

    diyerek,kendi öz mukaddesatını güya ruh planında bertaraf edip,madde planına sokarak,ne denli bir yoksunluğa düştüğünün kanıtıdır.Yıllarca Nazım Usta nidaları ile her kademe talebe çeşidinin çantasında,ceketinin arasında sakladığı şiirleri,aslında o talebelerin ruhunu çalmaktan ve karısına yazdığı şiirler ile gençliğin şehvetini okşayarak,buna ''şiir''demenin uçuruma düşen Nazım Hikmet,gençliğin ve insanların mukaddesatını çalarak aslında hakikaten''vatan haini''dir.Peki ya biz bu insanlara ''karşı'' şiiri ne olarak gördük:''Biz şiiri iman için bilmişiz;ve bu mihrak bilgiyi,her bilginin geçtiği binbir yol ağzı biliyoruz.''diyen Üstad Necip Fazıl'ın birkaç söz ile yerine oturttuğu bu şiir kavramı,bizde hala asli ile yerine oturmamış bir kavramdır.Bunun içindir ki-sözüm meclisten dışarı-Nazım Hikmet'in yazdığı''tek bir söze','içinde hangi duyguyu barındırırsa barındırsın,itibar eden,ruhunun bir yerinde bir iman sızıntısının olduğunu bilsin.

     

     

    Abdülkâdir Sacîd.


  8. Kardeşim,bu açıklamalarında yeterli sayılabilir;fakat dediğin gibi bu konuya vakıf olanların bir şeyler yazması daha doğru.

     

     

    Diğer bir sorumda vitir namazının kazası konusunda!Ne şekilde niyet edeceğiz ve her zaman kılabilir miyiz?

     

     

     

    Selam aleykum.


  9. Şafi mezhebine göre kaza namazlarının hükmü nedir?Bu soru içinde bir şeyler yazarsanız sevinirim.

     

     

     

    Cevap veren kardeşlerime teşekkür ediyorum.Bu başlık yalnız benim için değil,diğer kardeşlerimiz içinde önemlidir;onun için daha fazla cevaplar vererek,öğrenme durumunu pekiştirebiliriz...

     

     

     

     

     

     

    Selam Aleykum.


  10. Üstad,sadece dediği gibi:''...Allah(c.c) ve Resul(s.a.v) aşkının yanık bir örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış divanesi olarak...''büyük bir şairdir bu muhakkak;lakin o verdiği cevap Üstad'ın ne denli nüktekar bir kişi olduğunu göstermeye de şayan.Şairliği meselesine gelince elbetteki onun anlattığı,dillendirdiği ve bizce imkansız görünen sözleri bir dizede kalplerin dirilmesi namına ne denli manalaştırdığı açısındansa birincilerden...

     

    Buna inanıyorum...


  11. Selamun aleykum.

     

    Elimizde olmayan bazı nedenlerle(gerçi elimizde olup olmadığını da bilemeyiz ya,neyse)namazlarımız kazaya kalır;fakat bunu ne şekilde kılacağımızı bilemeyiz.İşin içine kendimi de dahil ederek,sitedeki büyüklerimizden ve kardeşlerimizden bu konuda ayrıntılı bilgiler alırsak sanırım bir şeyleri de düzeltmiş olacağız.

     

    Öncelikle sizlere sormak istediğim iki soru var.Daha sonra belki sorularım yine olabilir.

    Şimdilik;

     

    1-Geçmişte kılmadığımız(bilerek yazıyorum bu kelimeyi;kabul etmeyenler müstesna...) namazlarımızın niyetini nasıl getiririz.Mezheplerine göre altını çizerek belirtmeniz yerinde olacaktır sanırım.

    2-Gün içinde kılmadığımız namazların niyetini nasıl getiririz.Yine bunu da ilk sorumdaki gibi mezheplerine göre açıklarsanız sevinirim.

    3-(Bu sorum önem arz ettiği için büyük harflerle yazmayı uygun görüyorum.)MESELA GÜN İÇİNDE HEM GEÇMİŞ NAMAZIMIZI VE HEMDE O GÜNKÜ NAMAZIMIZI KILARKEN--örneğin öğle namazı- SIRASI NE ŞEKİLDE OLUR.

    4-Son olarak da geçmişte kılmadığımız namazları nasıl hesaplayabiliriz.

     

     

     

     

    NOT:Eğer daha önce böyle bir başlık açılmışsa o başlıktan sorduğum soruların kesin ve net cevapları var ise paylaşmak yerinde olur;fakat yoksa vermeye de lüzüm yok zannımca.

     

     

    Selamun aleykum.


  12. "ALLAH için canımı bile veririm" diyorsun

    eğer gayen şehadetse bu kadar kibir niye

    yoksa bu alışverişten zarar mı ediyorsun

    SAHİBİNE lutuf mu ki, emaneti iade?

    (serdengecti)

     

     

     

    Anlam,mana ve iç içe duygu...Çok güzel olmuş kardeşim.Allah'ımız(c.c) daim eyler inşaallah,daha da güzellerini.


  13. Anadolu Gençlik Dergisi, temmuz ayında çıkacak sayısında adı kaset skandalına karışarak siyasi hayatı sona eren CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal'a bazı iş tekliflerinde bulundu. AGD'den Mustafa Ünser imzalı haberin ayrıntıları şöyle:

    Malumunuz olduğu üzere adı kaset skandalına karışarak siyasi hayatı sona eren CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal işsiz kaldı. Baykal'ın şimdi ne iş yapacağı merak konusu oldu. Baykal'ın işsiz kalmasına gönlü elvermeyen bizler de Anadolu Gençlik Dergisi olarak hem işsiz rakamlarının daha fazla büyümesini engellemek hem de ekonomimize katkı sağlamak adına Baykal'a uygun birkaç iş bulalım istedik.

     

    İşte sorumlu yayıncılık ve sorumlu vatandaşlık gereği derlediğimiz Baykal'a uygun işler:

     

    Baykal, Anayasa Mahkemesini Sevenler Derneği kurabilir. Merak etmesin, derneğin tüzüğü Önder Sav tarafından hazırlanır. Genel Başkan Yardımcılığına ise Ahmet Necdet Sezer'i getirebilir. Derneğin genel merkezi Anayasa Mahkemesi'nin karşısına kurulursa yol masrafı vermekten kurtulabilir.

     

    Bu görevi beğenmezse darbeseviciliğini dikkate alarak Harp Akademileri'ne kaydını yaptırabilir. Bu sayede eğer ömrü vefa ederse kısa sürede terfi alıp darbe bile yapabilir. Her şeyi ordudan bekleme tembelliğini de üzerinden atmış olur.

     

    Baykal askerlik görevini zor bulursa Aydın Doğan'ın kapısını çalabilir, burada ya bir müdürlük yapabilir ya da politikadaki anılarını yayınlar.

     

    Daha da olmadı Pensilvanya'dan alacağı destek ve icazetle Orta Asya'da Türk Okulları'nın birine müdür olarak tayin edilebilir.

     

    Mevsimin de uygun olması nedeniyle yüzme kursuna gidebilir. Belki bu vesileyle yüzmesini iyice geliştirir de seçimlerden önce verdiği “Rodos'a kadar yüzme” sözünü yerine getirebilir.

     

    Baykal eğer bütün bunları beğenmezse ticarete de atılabilir. Gizli kamera, ses kayıt cihazı, telefon dinleme cihazı gibi elektronik aletlerin pazarlamasını yapabilir. Bu sayede Sherlock Holmes'e özenip kasetini ortaya çıkaranlardan intikam alabilir.

     

    Veya Fatih Çarşamba'da çarşaf, cüppe ve sarık satışı yapabilir. Belki bu sayede CHP'nin yarıda kalmış açılımlarını tamamlayabilir.

     

    Bütün bunlar da mı olmadı memleketi Antalya'da seracılık yapabilir. Domates, salatalık üretebilir. Ürettiği ürünleri yoksul halka dağıtıp fakirlik edebiyatı yapan Kılıçdaroğlu'na somut projeleriyle rakip olabilir.

     

    Baykal'ın bütün bu girişimleri eğer sonuçsuz kalırsa dergimizin kapısını çalıp cv'sini bize bırakabilir. Biz kendisine döneriz.

     

    Şimdi şuraya,şu sözün altına çok uzun bir yazı yazmak isterdim;lakin SÖZ SÖYLEYECEK AN DEĞİL...


  14. KELİME

     

    Boş konuşuyoruz, boş!.. Bütün bir ömür içinde söylediğimiz bir milyon kere bir milyon lâf, arayıp da bulamadığımız tek cümle için... Arayıp da bulamadığımız, arayıp da bulur gibi olduğumuz, bulur gibi olup da yine elden kaçırdığımız, elden kaçırıp da tekrar bulur gibi olduğumuz, tekrar bulur gibi olup da artık aramaya lüzum görmediğimiz tek cümle için... O cümle nedir, o cümle?..

    Ben, o cümleyi bilmiyorum. Fakat bütün mevcutlarla beraber, bütün cümlelerin, içinde eridiği ve yok olduğu tek bir kelime biliyorum. Her ân söyleyip de hiçbir ân hakikatine yaklaşamadığımız ve yaklaşamayacağımız tek kelime... Bu âlemde söylemeye değer tek kelime var: Allah... Allah ve onun cezbettiği başka kelimeler... Gerisini işaretle anlatmak mümkün olsaydı daha iyi olurdu.

    Âlemde her fikrin, her görüşün, her buluşun bir yanlışı var... Yanlışı olmayan yalnız iki kelime: Allah ve Resulü...

     

    N.F.K(Vecdimin Penceresinden)


  15. Sözleri,siz teşekkür edesiniz diye değil ey kardeşim,ben dahil,(içine sizi de katarak)hakikat adına yapılmış her şeyde,bir ruh muhasebesi yaşayıp,asli kaynağımıza akmak gayesi ile nacizane yazdım.Tabi unutmamak gerekir ki,teşekkürde bir edep meselesidir.Bu edebi ehl-i sünnet dışındakiler,kendi adına,kendi dünya menfaati adına yaparken,kardeşlerimiz,imani bir gerek olarak,haklıya hakkını teslim etmek,mahiyetinde kullanmışlardır.

     

    Dua ve Selam ile inşaALLAH.


  16. tüm yeniler eskimeye mahkumdur ama

    eskimez, pörsümez bir YENİ biliyorum

    ümit bağlama dün olacak yarınlara

    ebede bedel tek bir DEM'i biliyorum

    (serdengecti)

     

    Rabbimiz,kalemini daim eylesin,en yeni hakikatlerle ve en yeni demlerle inşaALLAH U TEALA.

×
×
  • Create New...