Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

bir arkadaşa bakıp çıkacam

Üye
  • Content Count

    1
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by bir arkadaşa bakıp çıkacam


  1. Sevgili Kardeşler;

     

    Bu forum başlığına google vasıtasıyla ulaştım. Cevap yazmak adına foruma üye oldum.

     

    Öncelikle; bir alim hakkında, hatta bir yazar hakkında fikir sahibi olabilmek için, onun düşmanları yahut karşıt görüşlülerinin yazdıklarından ziyade o kişinin yazdıklarını okumak gerekir. Rabbim hepimize akl-ı selim bahşetmiş. Oysa bize hep denildi ki onlar ehl-i sünnet dışıdır. Onları okumayın...

     

    Halbuki, bakın ben burada size sadece bir noktayı belirteyim:

     

    Tecsim ve istiva hususlarında İbn-i Teymiyye'nin günümüze kadar gelen bütün kitaplarını okusanız şu sonuçtan başkasını göremezsiniz:

     

    Allah'ın zati ve subuti bütün sıfatları bize aktarıldığı gibidir. Kur'an ve sünnette bize gelmişse "yoktur" diyemeyiz. Ama bu sıfatlar yarattıklarınınkine benzemez. Mesela Allah'ın gecenin son üçte birinde dünya semasına inişi gerçektir, reddedilemez. Nasıl indiğini sorgulamak, deşmek ise bid'attır, bizden uzaktır.

     

    Samimi söylüyorum arkadaşlar. Arapçası olan arkadaşlar Arapçasından, olmayanlar Türkçe'ye çevirilerinden bütün kitaplarına baksınlar İbn Teymiyye'nin yahut İbn Kayyım'ın yahut bir İbn-ül Cevzi'nin; yukarıdaki aktardıklarım dışında bir görüş bulamazlar...

     

    Vaktiyle bir cami imamı vardı Türkiye'de de, keçisi çalınmıştı. Gazetede ise hakkındaki haber sehven yahut kasten "Keçi çalan imam" şeklinde çıkmıştı da vefatına kadar herkes onu keçi çalan imam olarak tanıdı...

     

    Mesela yukarıda bahsedilen

     

     

    "Hattâ İbn-i Teymiye, "Gecenin şu kadarı geçtikten sonra Allah-u Teâlâ semâ-i dünyaya nüzûl eder." hadis-i şerifini izah ederken, kürsüden inmiş, "Şöyle benim kürsüden indiğim gibi, aşağıya iner." demiş. Öyle şey olur mu?.. Allah'ın nüzûl etmesi, senin kürsüden inmene benzer mi?.. Öyle şey olur mu?.. Bu tamamen mücessimeye kayan, alimlerimizin tasvib etmediği bir izah tarzı olmuş oluyor.

    O zamanın alimleri de tasvib etmemişler. İbn-i Teymiye'yi bu sözünden dolayı muhakeme edip, hapsetmişler."

     

    hadisesi ünlü tarihçi ve gezgin İbn-i Battuta'nın İbn Teymiyye'ye atmış olduğu bir iftiradır ve tarih bunun bir iftira olduğunu belgelemiştir. Azıcık araştırmak kafi'dir.

     

    Aynı şekilde İbn Teymiyye'yi ehli sünnet dışına atmak, bir Ahmed ibn Hanbel'i, hatta bir Numan b. Sabit'i (İmamı Azam Ebu Hanife) -Allah hepsinden razı olsun- ehli sünnet dışında tutmakla birdir.

     

    "Yukarıda bizim muteber alimlerimiz şunlardır, bunların dışındakileri almayız" şeklinde liste veren kardeşe mesela bir sormak isterim:

     

    O listede en azından Hasan-ı Basri'nin (k.s.) de olması gerekmez miydi? O ki, tabiin'in en şereflilerinden di ve ehl-i sünnet ekolünün ilk kilometre taşlarındandı, kurduğu medreselerde binlerce alim yetiştirdi. (Ki daha sonra Abdulkadir Geylani Hazretleri aynı ekolü sürdürecekti). Yine Alparslan'ın veziri Nizam-ül Mülk (ki kendisi Geylani'den asırlar sonra bu görevi üstlenmişti) gibi alimler de yok o listede. Resulullah Efendimiz'den (s.a.v) günümüze kadar 1400 yılda hepi topu 30-40 alim, müçtehid, müceddid, kutub mu zuhur etti ki kalanları çöpe atalım. Bir alimin eserlerini Kur'an ve Sünnet süzgecinden geçiririz, uygunsa başımızın tacıdır, değilse isabet etmemiştir, Rabbim affetsin. Yok eğer -mesela bir mutezile, bir şia gibi- taban tabana zıtsa, o zaman da reddederiz. Yine o listede dört mezheb imamının isimleri var. Allah (c.c) rızası için, bu dört imamdan yalnız bir tanesinin bir kitabını okudunuz mu? Halbuki okusanız belki de İmam Ahmed'i de haşa ehli sünnet dışı tutarsınız...

     

    Kardeşlerim, sizlere yalvarıyorum;

     

    Kimse hakkında okumadan, araştırmadan hüküm vermeyin. Bakın ilk mesajda yazan diyor ki Es'ad Coşan Hocaefendi (rahimehullah) İbn Teymiyye hakkında neler demiş. Demek ki araştırmış, etmiş. Oysa biz yargısız infaz yapıyorz... Halbuki rahmetli hocaefendi bir tasavvuf büyüğü olduğu kadar akademik bir kişiliğe de sahip bir islam alimi idi. Yine orada tecsim ve istiva ile ilgili söylenenler ise zamanında başta İbn Battuta ismindeki yalancı olmak üzere kendisini çekemeyenlerin atmış olduğu bir iftiradır. Kendisinin yüzlerce (beş yüzün üzerinde cilt!) eserinden bir tanesinde bu paralelde bir kelime bulamazsınız. Yine İbn-i Teymiyye, kendisini çekemeyen alimler tarafından sırf "hülle" gibi saçma bir uygulamayı reddettiği için aylarca hapsettirilmiştir. Bu da sanırım kendisi devrindeki karşı cephe alimler hakkında fikir sahibi olmamız için yeterlidir.

     

    Buradan duyururum;

    İbn-i Teymiyye, bizdendir. Ehl-i Sünnetin yılmaz savunucularından biridir. Zamanının en büyük alim, müçtehid, müceddid ve mücahidlerindendir. Hayatını okursanız, takvasını, zühdünü, gözünü budaktan sakınmazlığını, cesaretini, hilmini daha iyi müşahade edersiniz. Buyrun kitaplarını bir okuyun. Yoksa akl-ı seliminize yahut imanınıza güvenmiyor musunuz da "sakın o kitapları okumayın!" diye okumadığınız ve bilmediğiniz kitaplar hakkında insanları sakındırıyorsunuz. Tarihte bu uygulamanın aynısı Kur'an-ı Kerim'e yapılmadı mı, Buhari ve Müslim gibi hadis kitaplarına yapılmadı mı, mesela bir nur risalelerine yapılmadı mı?... Neden okumaktan korkuyoruz? Okumadan insanları yaftalamak ilim etiğine sığar mı?

     

    Son bir örnek verip bitireyim. Yukarıda bir kardeşimiz örnek islam alimleri listesini sıralarken (ki günümüzde yaşıyanları sıralarken yazmış olduğu isimlerin bazılar alim, bazıları Allah dostu iken arada sahtekarlar da olduğu gözden kaçmamaktadır.) cübbeli hoca'mızı da yazmış. Ahmet Mahmut Ünlü'ye (Allah kendisini rızasından ayırmasın, sıratı müstakim üzere sabit kılsın) teke tek programında risale-i nurlar hakkında sorulduğunda "Okumadığım için bilemem ama içinde şu kadar (yirmiye yakın bir sayı söyledi) ehli sünnete zıt şeyler var diyorlar" demişti. Daha sonra bu sözü çarpıtıldı, olay oldu. Sonra da Moral FM ile Lalegül FM ortak yayını bir program düzenlendi ve Cübbeli Hoca bu radyo programında okumadığı şeyler hakkında söylenenleri aktarmış olmanın ne kadar yanlış olduğunu ifade edip sözlerinin çarpıtıldığından dolayı üzgün olduğunu söyledi ve risaleleri tezkiye etti... Ah, ne yazık ki günümüzde İbn-i Teymiyye gibi ehli sünnet alimlerini de savunan kuruluşlar ve cemaatler yok... Olanlar da sorgusuz sualsiz "VAHHABİ" etiketiyle yaftalanıyorlar. (Halbuki İbn Teymiyye hazretleri vefat ettiğinde bir avuç bid'at ehli hariç tüm şam halkı (hatta 15000'in üzerinde kadın) cenaze namazında hazır durmuştu ki bu islam tarihinin ikinci en kalabalık cenaze namazıdır.) O yüzden eğer ilahiyatçı değilseniz, ibn teymiyye dediğiniz an vahhabilikle yaftalanıyorsunuz ve insanlar kulaklarını tıkıyorlar. Yok eğer ilahiyatçı yahut alimseniz insanlar yetkinliğinizi sorguluyor. Tıpkı bu başlıkta Muhterem Es'ad Coşan Hocaefendi'yi sorguladığınız gibi... Şimdi buyrun size iki tane link. Bir tanesi sorularlaislamiyet sitesinden. Diğeri ise Hayrettin Karaman Hoca'dan. En azından İbn Teymiyye hazretleri hakkında giriş seviyesinde bilgi edinmiş olursunuz:

     

    http://www.sorularlaislamiyet.com/index.ph...cle&aid=980

    http://www.hayrettinkaraman.net/kitap/dortrisale/0021.htm

     

    Bir de son bir hatırlatma:

    Alim değilseniz, alimleri eleştirmeden bir kez daha düşünün! Zira densizlik için ufacık bir gayret yeterli iken alim olmak için bir ömür sarfediliyor...

     

    Hepimiz Allah'a emanet olalım; Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun... Sağlıcakla kalın.

×
×
  • Create New...