Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

gülfem

Üye
  • Content Count

    9
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by gülfem


  1. Necip Fazıl'a: "Özel arabanız var mı" dediler.

     

    O da: "Olmaz olur mu? Ona en son bineceğim." dedi.

     

     

     

    Çıkmış olduğu mahkemelerin birinde Hakim, Üstada der ki: "Bak dostum, seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim değil mi?" bunun üzerine, Necip Fazıl da hayretler içinde: "Hayrola Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?" Diye nükteli bir cevap verir. Üstad bazı kötü insanları alçak diye nitelemenin, alçak kelimesine hakaret olduğu zira alçağın da bir seviyesinin bulunduğu, bu tür insanlara Çukur demenin daha uygun olacağı kanaatını ifade eder.


  2. Genç Ziya Gökalp Diyarbakır'dayken dostları babasına, "artık Ziya'yı Avrupa'ya gönder, orada tahsilini tamamlasın" derler. Babası, "Avrupa'ya giderse gavur olur diye korkarım" der. "Peki ya burada kalırsa" diye sorarlar. Babası içini çekerek şöyle cevap verir: "O zaman da eşek olur!.."

     

     

     

    İbnülemin Mahmut Kemal edebiyat tarihcilerimizdendir. Konağında musıki faslı verilirken adı şaibeli bir çok hadiseye de karışan milletvekili sordu: "Siz burda ne çalıyorsunuz" Bu soru üzerine İ. Mahmut Kemal şu ilginç cevabı verdi:

     

    "Biz burada saz çalıyoruz,ya siz mecliste ne çalıyorsunuz"


  3. Allah buyuruyor ki ;

    eğer kötü kullarsanız, uzun yaşamak dileyin; belki dönersiniz...

    eğer iyi kullarsanız yine uzun yaşamak dileyin; iyiliklerinizi çoğaltırsınız...

    eğer kafirlerdenseniz uzun yaşamak dileyin; nasibiniz ancak dünyadaki kadardır...

    eğer yaşamak çok elem veriyor ce dayanılmaz bir hal almışsa o zaman şöyle dua ediniz; allahım, yaşamak benim için hayırlıysa yaşat, ölmek hayırlıysa ruhumu kabzet.


  4. Arif Nihat Asya'ya sormuşlar :

     

    "Mini etek konusunda neler diyeceksiniz?" O da şöyle cevap vermiş :

     

    "Onlar diyorlar mini etek. Ben diyorum hani etek?"

     

     

     

    Seyrani gözleri kör olmuş bir dostuna rastlar ve hal hatır sorar. O da :

     

    "Ne bileyim ben de dünyayı görecek göz kalmadı" der. Bunun üzerine Seyrani de:

     

    "Üzülme dostum, zaten dünyada da bakılacak yüz kalmadı." diye cevap verir.


  5. neden hep ben ?neden hep biz? der dururuz ama bir an da oturup düşünmeyiz tüm bunlara sebep zaten biziz. bize irade verilmiş bize idrak gücü verilmiş en mühimi de bize hiçbir canlıda olmayan akıl verilmiş. ona rağmen hala neden oturup düşünmeyiz? çok mu zor birazcık beynimizi yormak ?çok mu zor şu hayatta bizm de faydalı olabileceğimiz şeyler olduğunu görüp harekete geçmek? sadece bir kıvılcım gerek bize bizi ateşleyebilecek bir kıvılcım. işte onu verecek yiğitler onu verecek selmanlar onu verecek azizler lazım bize. yardım edin! yardım edin !benim gibi kalkmaya çalışıp da arkadan illa bir el gereksinimi duyanlara yardım edin! çaresizce oturmaktan bıkmış ama bir türlü çare olamayanlara. ihtiyacım var buna hem de çok ihtiyacım var. ve biliyorum ki benim gibiler az değil. ve biliyorum ki bizler kaybedilmeye yüz tutmuş işe yaramayacak kadar atıl olanlardan değiliz. sadece kazanılmayı bekliyoruz sadece kazanılmayı. dersin ki niye illa birileri gerek? çünkü şimdiye dek alışmışız böyle yaşamaya ama elbet bundan da kurtuluruz. yeter ki yardım edilsin bize...


  6. bu yazı da mı size ait? muhteşem etkileyici bir yazı. belli bir yerde falan yazılarınız var mı acaba? böyle güzel yazıların takipçisi olmayı gerçekten çok isterim. ruhunuzu yansıttığınız aşikar. yoksa bu kadar etkilemezdi insanları. Allah kaleminize kuvvet versin. yolunuz açık olsun.


  7. okudum... okudum ve tüylerim diken diken oldu. kendime acıdım. kendimden utandım.. yapamadıklarım için YAPMADIKLARIM için. tembelliğime, bu bitmeyen cahilliğime, vurdumduymazlığıma, avareliğime daha nasıl dile getirilebilir ki bilmiyorum... yazık bana, benim gibilere, bize çok yazık. sadece yiyip içip oturup keyfine bakmak olmuş bizim hayatımız. elimizde bulunanları bile değerlendiremeyecek kadar acizmişiz meğer. bizim için hayatını verenlerin, kan dökenlerin, yıllarca didinenlerin yüzüne nasıl bakacağız ötede? bilmiyorum... bilmiyorum...

     

    hergün başka kanalda hergün başka dizinin keyfiyle meşgulüz. bizi bunlar mı kurtaracak yoksa bunlar mı sonumuzu getirecek.. artık farkında olmanın vaktidir. heldi de geçiyor bile. son vapuru da kaçırmadan acele etmeliyiz. ayağa kalkıp kükremeliyiz, yılmadan canla başla çalışmalıyız.günahlarla hayatımızı karartmadan gencecik beyinleri elden koparmadan bu davayı yürütmeliyiz.

     

    bunu kendime diyorum bu atalet sahibi, günahkâr, uyuşuk insana diyorum: davran ve kalk!

     

    teşekkürler bizi bize bir kez daha hatırlattığınız için. teşekkürler bir kez daha dürtüp uyandırdığınız için.

×
×
  • Create New...