Beyaz Türkler'in Son Modası: Umre

[Mustafa Yılmaz 0]

Ramazan ayı rahmet ayı, bereket ayı, mağfiret ayı. Herkes hissesine düşeni kapma peşinde. Kimisinin çuvalı taşarken kimisinin de nasibini taşımak için avuçları kafi gelmekte. Şeytanların zincire bağlandığı bu mübarek ayda vaktiyle bu İlahi dergaha yanaşmayanlar bile adımlarının yönünü kıble istikametine çevirmekteler.Bunlardan birisi de Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök. Ahmet Hakan’la beraber umreye giden Özkök, umrede yaşadıklarını gazetesine de taşıdı.Umre sonrası ise kendisinde ne gibi değişiklik olduğunu görmek isteyenlerin sorularına maruz kaldı. Bu soruların cevaplarını da yine gazetesindeki köşesinde içkiyi bırakacak mıyım başlığıyla verdi.(İçkiyi bırakacak mıyım, Hürriyet, 9 Eylül 2009) Ne dediğine geçmeden evvel ilk izlenimimi diyeyim ki bu umre, Özkök için yaz tatili olmuş. Açıklamalarıyla bu kanıya vardım.

 

Beklenen sorunun cevabıyla başlayalım.Yakın çevresinin umre dönüşü Özkök’ ün içikiyi bırakıp bırakmayacağına dair sorularına cevabı şöyle:

 

“Hayır bırakmayacağım.

İçki benim hayatımın önemli bir unsuru.

Yoğun ve stresli günlerimde bana iyi geliyor.

Ama kimseye tavsiye etmiyorum.

Fazlasının zararlı olduğunu her fırsatta herkese söylüyorum.”

 

Şimdi bende merak ettim. İçkiyi hayatının önemli bir unsuru olarak gören Özkök, Allah’ ın emirlerini belli ki çok da önemli bir unsur olarak görmeyerek içkiyi bırakmayacağını söylüyor. Ama içki konusundaki tebliğini yapmaktan da geri durmuyor.

 

* * *

 

 

Gelelim diğer sorulan soruların cevaplarına. Ertuğrul Özkök devam ediyor:

 

“Peki İslam'ın öteki vecibelerini yerine getirecek miyim?

Hayır, namaz kılmaya başlamayacağım.

Oruç tutmuyordum.

Bundan sonra tutmayı da düşünmüyorum.

Kurban kesmek bana çok uzak bir şeydi, uzak kalmaya devam edecek.”

 

 

* * *

 

Bu yazılanları okuyunca aklıma Emin Çölaşan’ ın Eylül 2007 tarihinde bir dergiye verdiği röportajı geldi.O röportajda da Emin Çölaşan’ ın kendisine şöyle bir soru sorulmuştu:

 

"Müslüman bir ülkede yaşıyoruz; ama Müslüman’ım deyip namaz kılmayan büyük bir kitle de var. Bu bir iki yüzlülük mü?"

 

Emin Çölaşan’ ın cevabı şöyle olmuştu:

 

“Benim anlayışıma göre Müslümanlık ille de namaz kılmayı, Kuran okumayı, Hacca gitmeyi gerektirmez. Önemli olan dürüst insan olmaktır. Yüreğinde Allah sevgisi ve korkusu olmasıdır. Sen bunları yapıyorsan, hırsızlık, namussuzluk yapmadıktan ve ülken aleyhine çalışmadıktan sonra Allah’ın indinde iyi bir Müslümansın demektir.”

 

Vaktiyle Ertuğrul Özkök ile aynı gazetede yazan Emin Çölaşan bazı sebeplerden ortak noktada buluşamamalarından dolayı gazeteden kovulmuştu. Bunu da ‘Kovulduk ey Halkım, Unutma Bizi’ adıyla da kitaplaştırmıştı. Emin Çölaşan, Ertuğrul Özkök’ ün bu yazısını okuyunca “aslında ortak noktalarımız varmış” der mi acaba?

 

İkisinin de inançları, - inançlı olduklarını söylemelerine rağmen- ne alınlarını secdeye götürüyor ne de ağızlarını gıdadan kesip oruca yönlendiriyor.

 

Şunu da söyliyeyim ki Ertuğrul Özkök, ,inanç olarak bir adım önde. Emin Çölaşan’ın beyaz Türklere yakışır şekilde vakit geçirmeden umreye gitmesi lazım.

 

Konuyu dağıtmadan Ertuğrul Özkök’ ün yazısına devam edelim.

 

Aslına bakarsanız bir cümle var ki ibretle bakmak içten bile değil:

 

“Umre ziyareti sırasında, içinde yaşadığım toplumun kültüründe ve kimliğinde çok önemli yeri olan İslam dininin Hac gerçeğini anlamaya çalıştım.”

 

Burada adama sorarlar: İçinde yaşadığın toplumun kültüründe ve kimliğinde çok önemli yer olan İslam dininin Hac gerçeğini anlamaya çalışıyorsun da Peygamber Efendimizin (SAV) “ namaz, dinin direğidir” Hadis- i Şerif-i ile desteklenmiş olan ve dinimizde Hac vazifesine göre çok çok çok önemli yeri olan namaz gerçeğini niye anlamaya çalışmıyorsun?

 

Hava sıcaklığının 35- 40 derece olduğu ve gündüzlerin uzun olduğu bir dönemde oruç gerçeğini niye anlamaya çalışmıyorsun?

 

Kaldı ki Hac vazifesini yerine getirmek için maddi yeterliliğin olması lazım.Paran var ki umreye gidiyorsun. Peki neyin yok ki namaz kılmayı ve oruç tutmayı düşünmüyorsun?

 

Mustafa Yılmaz

[kurşunkalem 56]

Üç günlük umre ziyareti,evlere şenlik gibi..

Benim açımdan ise resmen şovmen bunlar.Geldikten sonra ki ahkâmları hele...

İçkisini varsın içsin özkök efendi,anlayamadığım nokta haram olan bir içecek umreye gidip geldikten sonra mı haram diye biliniyor..Umreye gidilmeden evvel de haram zaten,sen gitmiş gelmişsin de içki haram olmuş gibi bir durum sanki.peh

Tevekkeli dememişler Alim ayı gösterirken aptal parmağına bakarmış...