Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Ali NFK

Malcolm X - Muzları Kastetmiyorum!..

Recommended Posts

Muzları Kastetmiyorum

 

 

Yolumuza çıkan her şeyi parçalamak istiyoruz demedim...

 

Son günlerde birçok insan bana "programınız nedir?" diye sordu. Ben bile bile bugüne kadar hiçbir şekilde programımızın ne olduğunu söylemedim, çünkü zamanı geldiğinde programımızı gözler önüne sereceğiz ve de herkes anlayacak. Politikalar ve programlar zamana göre değişir. Ama amaç hiç değişmez. Amaca ulaşma yollarınızı değiştirebilirsiniz, ama amacın kendisi hiç değişmez. Bizim amacımız, hangi yolla olursa olsun, tam özgürlük, tam adalet ve tam eşitlik. Bu hiç değişmiyor. İnsan olarak derhal ve tamamen kabul edilmek ve saygı görmek, bütün istediğimiz bu ve bu değişmiyor. Neye ait olduğunuz umurumda değil gene de insan olarak kabul edilmek ve saygı görmek istiyorsunuz. Ama buna ulaşmak için yöntemlerinizi zaman zaman değiştirdiniz. Bunun sebebi, yönteminizi zamana ve etkili olan koşullara göre değiştirmeniz gerekliliğidir. Ve şu anda bu dünyada etkili olan, hakkında çok az şey bildiğimiz koşullardan bir tanesi, dünyanın her tarafından insanların özgürlük mücadelesiyle ilişkimizdir.

 

Burada, yani Amerika'da, biz hep kendi başımıza mücadele ettiğimizi düşündük ve Afrika kökenli Amerikalıların çoğunluğu size sadece bir azınlık olduğumuzu söyleyeceklerdir. Azınlık olduğumuzu düşünerek, azınlık gibi mücadele ediyoruz. Mücadeleyi kaybetmeye mahkum kişiler gibi savaşıyoruz. Bütün ihtimaller bize karşıymış gibi mücadele ediyoruz. Bu tip bir mücadele sadece olayların düzeninde nerede durduğumuzu henüz bilmemizden kaynaklanıyor. Bu düzende durduğumuz yeri bilip anlayacak konumdan uzaklaştırıldık. Bütün dünyaya bakana kadar sizin ve benim nerede durduğumuzu anlamamız imkansız. Sadece Harlem'e veya New York'a veya Mississippi'ye veya Amerika'ya değil - bütün dünyaya bakmamız gerekiyor. Nerede durduğumuzu, Amerika'nın nerede durduğunu bilene kadar, bilemeyiz. Siz Amerika'da nerede durduğunuzu, Amerika?nın dünyada nerede durduğunu bilene kadar, bilemezsiniz.

 

"Bana bir patlamayı başlatan lider gösteremezsiniz"

 

Siz ve ben Amerika?nın içindeyken ve ona bakarken o, büyük, kötü ve yenilmez görünür. Ve ona bu çerçevede yaklaştığımızda dilenciler gibi şapkamız elimizde yaklaşırız. Tom Amca'lar gibi, sadece yirminci yüzyıl anlamında, ama yine de Tom Amca'lar gibi. Oysa dünyada bugün neler olup bittiğini anlayıp, Amerika'yı o çerçevenin içine sokarsak, sonuç olarak onun o kadar da kötü ve yenilmez olmadığını görürüz. Ve onun yenilmez olmadığını anladığınızda, ona yenilmez birine yaklaşır gibi yaklaşmazsınız.

 

Şimdiye kadar Amerika'nın değişmez stratejisi liderlerimizi elbisesinin içi ne tıkmak ve onları para, prestij ve övgü ile kuşatıp bize ne söyleyeceklerini söylemek oldu. Ve bize hep yenilen olduğumuzu, bir şansımız olmadığını, şiddete başvurmadan ve dikkatli davranmamız gerektiğini, aksi takdirde canımızın yanacağını veya harcanacağımızı söylediler. Biz buna inanmıyoruz.

 

Öncelikle bilmek istiyoruz: Neyiz? Nasıl olduk? Nereden geldik? Oradan nasıl geldik? Kimleri geride bıraktık ve onlar orada ne yapıyorlar? Bunlar bize söylenmedi. Buraya getirildik ve tecrit edildik - en komik olanı da "ayrımcılık"tan ve "tecrit'ten bizi suçluyorlar. Kimse sizden ve benden daha çok tecrit edilmiş değil. Dünyada bir halkı ayırmakta ve tecrit etmekte demokratik sistem dedikleri bu sistemden daha başarılı bir sistem yok ve siz ve ben bunun en iyi örneğiyiz. İnsanlarımızdan ayrıldık ve uzun zamandır burada tecrit edildik.

 

Bu bize o kadar eksiksiz yapılmış ki bizim gibi görünen birileri olduğunun bile farkında değiliz. Onları gördüğümüzde, yabancıymışlar gibi bakıyoruz. Ve bize hiç benzemeyen birilerini gördüğümüzde, onlara arkadaşımız diyoruz. Bu çok acıklı. Bize ne yapıldığını gösteriyor. Evet, bizim kendi insanlarımızdan bahsediyorum - buraya gelen, tamamen bizim gibi görünen insanlarımızı, ayırt edemeyeceğimiz ikizlerimizi görüyoruz ve "bunlar yabancı" diyoruz. Oysa sadece bizim gibi görünmemekle kalmayıp, aynı zamanda bizim gibi kokmayan insanlara sokulmak için çok çaba gösteriyoruz.

 

Böylece son iki üç haftadır pazarları yaptığımız toplantıların önemini göre bilirsiniz. Bir program belirlemek için değil; insanlar bir programa ihtiyaçları olduğunu fark edene ve mevcut programın verimli sonuçlar vermeyeceğini görene kadar, onlara bir program veremezsiniz. Bu sebeple pazar akşamları yapmak istediğimiz, sorunun içine girmek, sadece incelemek, incelemek ve incelemek ve anlamadığınız şeyleri soruşturmak; böylece karşımızdakinin ne olduğunu daha iyi görebiliriz.

 

"Kontrolden çıkmak istiyoruz"

 

Ben, insanların karşılarındaki sorunun ne olduğunu ve bu sorunun temel sebeplerini anladıklarında, kendi programlarını oluşturacaklarını düşünüyorum; ve insanlar bir program yaptığında eylem görürsünüz. "Liderler" programlar yaptığında ise, hiçbir eylem görmezsiniz. Onları sadece insanlar patladığında görebilirsiniz. O zaman liderler olayların içine gönderilir ve durumu kontrol altına almaları söylenir. Bana bir patlamayı başlatan bir lider gösteremezsiniz. Hayır, onlar gelirler ve patlamayı durdururlar. "Sertleşmeyin, akıllıca olanı yapın" derler. Onların rolü budur - sizi ve beni zapt etmek, mücadeleyi bastırmak ve kontrolden çıkmasını önlemek için oradadırlar. Oysa siz ve ben kimsenin kontrolden çıkmamızı engellemesini istemiyoruz. Kontrolden çıkmak istiyoruz. Yolumuza çıkan ve oraya ait olmayan her şeyi parçalamak istiyoruz.

 

Son söylediğimi iyi dinleyin: Yolumuza çıkan her şeyi parçalamak istiyoruz demedim. Yolumuza çıkan ve oraya ait olmayan her şeyi parçalamak istiyoruz dedim. Size hepsini söylemem gerekiyordu, çünkü okuduğunuzda herkesi parçalayacağımızı düşünebilirsiniz. Hayır, öyle demedim. Yolumuza çıkan ve oraya ait olmayan her şeyi parçalayacağız dedim. Çok ciddiyim. Eğer oraya ait değilse, parçalanmayı hak ediyordur. Bu ülke tam da bunu yapıyor - güç kullanıyor. Bu ülke yoluna çıkan her şeyi parçalıyor. Her şeyi eziyor. Ve bize Amerikalı olduğumuzu söylediklerine göre, biz de bunu Amerikalıların yoluyla yapacağız. Yolumuza çıkan her şeyi parçalayacağız.

İnsanlarımızın arasında bu tür bir felsefeyi dile getirmek istiyoruz. Onlara şimdilik bir program vermemiz gerekmiyor. Öncelikle üzerinde düşünecek bir şey vermek gerekiyor. Eğer onlara üzerinde düşünecek bir şeyler verirsek ve gerektiği şekilde düşünmelerini sağlayabilirsek, şimdiki kamuflajın içyüzünü göreceklerdir. Bu sadece bir gösteri - başkasının yazdığı bir senaryonun sonucu. İnsanlar o senaryoyu alıp yırtacaklar ve kendileri için bir tane yazacaklar. Ve emin olabilirsiniz ki kendiniz için senaryoyu yazdığımızda, başkasının senaryosunu oynamaktan çok daha farklı bir şeyler yapıyor olacaksınız.

 

Kardeşlerim, bizim anlamamız gereken, bugünkü dünya olaylarında öncelikle Afrika kıtasının rolü, ikinci olarak o kıtanın insanlarının rolü, son olarak da o kıtanın insanlarına akraba olan ama kendi tarihimizin tuhaf bir hareketiyle kendilerini bugün burada batı yarıkürede bulan bizlerin rolü. Her zaman hatırlayın ki bizim batı yarıkürede olmamız herkesinkinden farklı, çünkü bizden başka herkes buraya isteyerek geldi. Dünyanın bu kısmında gördüğünüz herkes bir gemiye bindi ve buraya isteyerek geldi; göçmen veya ne olurlarsa olsunlar buraya isteyerek geldiler. Bu yüzden onların şikâyetleri yok, çünkü aradıklarını buldular. Ama siz ve ben şikâyet edebiliriz çünkü buraya isteyerek gelmedik. Buraya getirilmeyi istemedik. Buraya zorla, isteğimize karşı ve zincirlerle getirildik. Ve buraya geldiğimizden beri hiçbir zaman bizi istiyorlarmış gibi davranmadılar bile. Hiçbir zaman. Hiçbir zaman bizi buraya vatandaş olmak için getirmiş gibi yapmadılar bile. Numara bile yapmıyorlar. Biz neden yapalım?

 

Bugün Afrika kıtasına bakın ve dünyadaki yerini görün. Doğu ve Batı arasında devam eden bir mücadele olduğunu göreceksiniz. Eskiden Amerika ve Batı ile Rusya arasındaydı ama artık birbirleriyle mücadele etmiyorlar. Kennedy Rusya'yı bir uydu hâline getirdi. Kuruşçef?i cebine koydu; evet - ve işini kaybettirdi. Şimdi mücadele Amerika ile Çin arasında. Batı cephesinde Amerika en başta. Diğer Batı ülkelerinin çoğunluğu Amerika'nın uyduları. İngiltere bir Amerikan uydusu. Hepsi Amerikan uydusu, belki Fransa haricinde; Fransa Amerika'nın kendi uydusu olmasını istiyor. Geleceğin ne getireceğini hiçbir zaman bilemezsiniz. Eğer tarih okursanız, göreceksiniz bundan daha iyi durumdaki ülkeler çöktüler. Avrupalı komünist ülkelerin çoğu hâlâ Rusya'nın çevresinde uydular. Ama Asya'da güç merkezi Çin.

 

Asya ülkelerinin çoğunluğu komünist veya sosyalist - bugünlerde orada kapitalist ülke bulamazsınız. Bağımsızlığını kazanan ülkelerin neredeyse hepsi bir çeşit sosyalist sistem geliştirmişlerdir ve bu bir tesadüf değildir. Bu yüzden de Amerika'da bir iş, daha iyi bir ev, daha iyi bir eğitim arayan bizlerin, bu kapitalist sistemin içine girmeyi, onu tamamlamayı veya içinde eriyip gitmeyi denemeden önce, oraya bakıp, özgürlüklerini kazanmış bu insanların kendilerine daha iyi evler, daha iyi eğitim, daha iyi yiyecek ve daha iyi kıyafetler sağlamak için neleri benimsediklerini görmemiz gerekir.

 

Onların hiçbiri kapitalist sistemi benimsemiyorlar çünkü bu sistemi benimseyemeyeceklerinin bilincindeler. Yırtıcı değilseniz, kapitalist bir sistemi işletemezsiniz; kapitalist olmak için başkasının kanını emmeniz gerekir. Siz bana bir kapitalist gösterin, ben size bir kan emici göstereyim. Eğer kapitalist olacaksa, bir kan emiciden başka bir şey olamaz. Kendisinden başka bir yerden alması gerekir ve oradan alır - kendisinden başka bir yerden veya kişiden. Afrika kıtasına baktığınızda, Doğu ve Batı arasında devam eden soruna baktığımızda, Afrika'daki ülkelerin problemlerini çözmek için sosyalist sistemler geliştirdiklerini görürüz.

 

"Sizin ve benim Afrika'nın değersiz ve önemsiz bir orman olduğunu düşünmemizi istiyorlar"

 

Geçen gece, Armony'de Martin Luther King'in söylediği bir şeyin çok önemli olduğunu düşündüm. Ne dediğini gerçekten anladığımı umuyorum. Bazı İskandinav ülkelerindeyken hiç yoksulluk görmediğini söyledi. İşsizlik ve yoksulluk yokmuş. Herkes eğitim alıyormuş, herkesin düzgün bir evi varmış, var olmak için ihtiyaçları olan şeylere sahiplermiş. Ama neden listesindeki bu ülkeleri farklı olarak niteledi?

Burası dünyadaki en zengin ülke ve yoksulluk var, kötü evler var, gece kondular var, kötü eğitim var. Ve burası dünyanın en zengin ülkesi. Eğer yoksul olan o ülkeler problemlerini çözüp işsizliği önleyebiliyorlarsa, o zaman şehir merkezine koşup belediye binasını grev gözcüleriyle çevirmektense, durup orada problemlerini çözmek için ne yaptıklarını öğrenmelisiniz. İşte bu yüzden Adam, sizin ve benim Harlem'in veya Amerika kıyılarının ötesine bakmamızı istemiyor. Dışarıda ne olduğunu bilmediğiniz sürece, içerideki bu Adam'la uğraşıp mahvolacaksınız. Onlar sorunlarını çözmek için kapitalizmi kullanmıyorlar. Afrika ve Asya'da sorunlarını çözmek için kullandıkları kapitalizm değil. Bu sebeple sizin ve benim yapmamız gereken onların yoksulluktan ve zayıf bir toplumun diğer olumsuz özelliklerinden kurtulmak için ne yaptıklarını öğrenmek.

 

Afrika coğrafi olarak, stratejik bir biçimde Doğu ve Batı arasında yer alıyor; Doğu ve Batı arasındaki mücadelede en değerli arazi parçası. Doğu'ya oradan geçmeden gidemezsiniz ve Doğu'daki Batı'ya da oradan geçmeden gidemezsiniz. Hepsinin ortasında duruyor. Asya ve Avrupa'nın arasında bir yuvada sarınmış oturuyor; ikisine de erişebilir. Avrupa'nın ihtiyacı olan ve Asya'dan aldığı doğal kaynakların hiçbiri Afrika'nın çevresinden, üzerinden veya Afrika'nın ucundaki Süveyş Kanalı'ndan geçmeden Afrika'ya gelmez. Afrika Avrupa'nın ekmeğini kesebilir. Onu bir gecede uykuya yatırabilir. Çünkü Afrika kıtası böyle bir konuma sahip. Ama onlar sizin ve benim Afrika'nın değersiz ve önemsiz bir orman olduğunu düşünmemizi istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki ne kadar değerli olduğunu bilseniz, orada neden insanlarımızı öldürdüklerini anlayacaksınız. Ve bunun insanî bir amaç veya sebep için olmadığını fark edeceksiniz.

 

Ayrıca Afrika tropikal iklimi sebebiyle de önemli bir kıta. Toprakları o kadar verimli ki, kıtanın yalnız bir bölümünü alıp, modern tarım yöntemlerini kullanarak, sadece o bölgeyi dünyanın tahıl ambarı hâline dönüştürebilirsiniz. Eğer modern tarım yöntemlerini o bölgeye getirecek teknik bilgiye sahip insanlara ulaşma imkânı olsa, oradaki herhangi bir ülke bütün kıtayı besleyebilir. Afrika çok zengin. Bir orman çok verimli olan tek yerdir - toprak o kadar zengin ve iklim o kadar iyi ki her şey yetişir ve sadece mevsiminde değil, her zaman yetişir. Bütün zamanlar hasat mevsimidir. Bu da her şeyi yetiştirebilir, her şeyi üretebilir demektir.

 

Zenginliğini ve coğrafi olarak stratejik pozisyonuna ek olarak Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı var. Bu iki dar boğaz Avrupa'nın ihtiyacı olan her şeyi kesebilir. Avrupa'yı işleten bütün petrol Süveyş Kanalı'ndan geçip, Akdeniz'deki Yunanistan, İtalya, Güney İspanya ve Fransa'ya gider veya Cebelitarık Boğazı'ndan İngiltere'ye gelir. Ve buna ihtiyaçları var. Süveyş'ten geçişe ihtiyaçları var. Nassar Süveyş'i aldığında, Avrupa'da neredeyse öldüler. Onları ölesiye korkuttu - neden? Çünkü Mısır Afrika'da, daha doğrusu hem Afrika'da, hem Asya'da...

Süveyş Kanalı yapılmadan önce hepsi birdi, Afrika ve Asya arasında bir ayırım yapamazdınız. İkisi birdi. Nassar Süveyş Kanalı'nı aldığında, Süveyş Kanalı ilk kez bir Afrika devletinin hâkimiyeti altına girdi ve diğer ülkeler eğer hayatta kalmak istiyorlarsa, petrol ve diğer mevcut kaynaklarını kaybetmek istemiyorlarsa bu Afrika devletine hizmet etmek zorunda kaldılar. Bunun Avrupa'nın tavırları ve ekonomik tedbirleri üzerinde hemen etkisi oldu. İhtiyaçları olan şeyleri almak için yeni yöntemler ve yeni yollar geliştirmeye çalıştılar.

 

"Kongo'da neler olduğunu anlamazsanız, Mississippi?de neler olduğunu anlayamazsınız."

 

Kıtanın bu kadar önemli olmasının bir başka sebebi, kıtanın altınları. Dünyanın en büyük altın ve elmas yataklarından bazıları Afrika'da. Sadece parmağınıza ve kulağınıza taktığımız elmaslar değil, aynı zamanda endüstriyel elmaslar; makineleri yapmak için gereken elmaslar - bu elmaslar olmadan işleyemeyecek veya çalışamayacak makineler için. Bu endüstriyel elmaslar Avrupa ülkelerinin sanayileşmesinde önemli bir rol oynarlar ve bu elmaslar olmadan endüstrileri çöker...

 

Eğer Avrupa'nın ekonomisi çökerse, Amerikan ekonomisini de sürükler. Amerikan ekonomisi hiçbir zaman Avrupa'nın ekonomisinden daha güçlü olamaz çünkü ikisi birdir. İkisi bir ve aynı ekonomi. Onlar kardeşler.

Bunu söylüyorum çünkü sizin ve benim neyin tehlikede olduğunu anlamamız gerekiyor. Eğer Kongo'da neler olduğunu anlamazsanız, Mississippi?de neler olduğunu anlayamazsınız. Ve eğer Kongo'da neler olduğuyla ilgilenmiyorsanız, Mississippi'de olanlarla gerçekten ilgilenemezsiniz. İkisi aynıdır. Aynı çıkarlar tehlikededir. Aynı taraflar tanzim edilmiştir, Kongo'da işleyen düzenle Mississippi'de işleyen düzen aynıdır. Aynı tehlikeler söz konusu - hiçbir fark yok.

 

Bu kıta ve Avrupa kıtası için korkutucu bir başka şey de Afrika'nın sanayileşmeye çalışması. En sanayileşmiş Afrika ülkelerinden bir tanesi Mısır. Şimdiye kadar güç kaynakları sınırlıydı ama siyah Mısırlıların yaşadığı Kuzey Mısır'da bir baraj yapıyorlar... Aswan Barajı herkesin görmesi gereken bir şey. Aswan, dağlarla çevrili çölün ortasında, Nil'in üzerinde yapılıyor. Barajın en göze çarpan yanlarından biri mucizevî teknik özellikleri değil, insani özellikleri...

 

Böylece Aswan Barajı, bu Afrika ülkesinin sanayileşmesinin hızlanmasını sağlayacak yeterli ek gücü yaratıyor. Ve endüstrileri geliştikçe, kendi arabalarını, kendi traktörlerini, kendi aletlerini, kendi makinelerini ve başka birçok şeyi yapabilecekler. Sadece Mısır değil, Gana da. Gana Volta Nehri'ne bir baraj yapıyor. Volta Yüksek Barajı Gana'nın güç potansiyelini artırmak amacıyla yapılıyor ve böylece: Gana da endüstriyel verimini artırabilecek.

Bu Afrikalı ülkelerin kendi güçlerini artıracak ve sanayileşecek duruma gelmeleri ne anlama geliyor? Amerikan ve Avrupa malları ve mamulleri için bir pazar olmaktansa, kendi mamullerini üretebildiklerinde bunları daha ucuza alabilecekler çünkü bu mamuller için kendi hammaddelerini kullanacaklar. Şu anda, hammaddeler Afrika'dan alınıyor, Avrupa'ya gönderiliyor, orada Avrupalıların makinelerini beslemek ve onlara iş imkânı sağlamak için kullanılıyor ve sonra da dönüp Afrikalılara mamul olarak geri satılıyor. Ama Afrikalı ülkeler sanayileştiklerinde kendi ürünlerini alıp makinelerine koyacaklar ve istedikleri hâle getirecekler. O zaman daha ucuza yaşayabilecekler. Bütün sistem yaşam standardının yüksek ama ucuz olduğu bir sistem olacak.

 

"Afrikalılar, Latin Amerikalılar, Asyalılar özgürlükten bahsettiklerinde, bir fincan kahve, bir krakerden bahsediyorlar sanmayın."

 

Bu yaşam standardı otomatik olarak Avrupa'daki yaşam standardını tehdit edecek çünkü Avrupa'nın pazarını kapatacak. Eğer ürünlerini pazarlayacak bir yerleri olmazsa Avrupalı fabrikalar üretim yapamazlar. Amerikalı fabrikalar da ürünlerini pazarlayacak bir yer bulamazlarsa üretim yapamazlar. Avrupalı ülkeler geçmişte bu sebeple Latin Amerika'daki, Afrika'daki ve Asya'daki ülkeleri endüstriyel güç olmaktan alıkoydular. Makineleri, üretim ve imalat kapasitelerini Avrupa ve Amerika'yla sınırlı tuttular. Bu da Amerika ve Avrupa'yı diğer bütün ülkelerin ekonomilerini kontrol edecek ve onları düşük standartlarda yaşatacak duruma gelirdi.

 

Bu insanlar bunu görmeye başlıyorlar. Afrikalılar görüyorlar, Latin Amerikalılar, Asyalılar görüyorlar. Bu yüzden onların özgürlükten bahsettiğini duyduğunuzda, bir fincan kahve, bir krakerden bahsediyorlar sanmayın. Hayır, kendilerini doyurmaktan, giydirmekten ve sahip olunduğunda yaşamı yaşamaya değer kılan başka şeyleri elde etmekten bahsediyorlar. Sizin ve benim dünyada şimdi devam eden devrimi bu şekilde anlamamız gerekiyor.

Dünya devriminin arkasındaki amacı anladığınızda, Afrikalı ve Asyalının arkasındaki itici gücü anladığınızda, o itici güçten siz de biraz alacaksınız. Hızla ilerleyeceksiniz. Şehir merkezindeki Adam gerçekten hızla ilerlemeniz ve ilerlememeniz arasındaki farkı bilir. Kahve ile ilgili sorular sormaya devam ettiğiniz sürece, sizin için endişelenmesine gerek yoktur; sizi Brezilya'ya gönderebilir. Yani kıtanın farklı bölgelerinde yapılan bu barajlar, Afrika ülkelerini daha çok güç sahibi kılacak, sanayileşecek ve kendi kendine yetip, kendi kendini geçindirecek duruma getirecek...

 

Eğer harekât üssünüz sadece buradaysa, unutun. Burada bir harekât üssü kuramazsınız. Kardeşlerinizin arasında bir harekât üssünüz olması gerekir. Harekât üssünüzü sizinle ortak yanları olan insanların arasında kurmalısınız. Bir tür kültürel kimlik olması veya siz ve harekât üssünüz arasında bir ilişki olması gerekir. Harekât üssünü bu ülkede kurarsanız, onu, üzerine kurduğunuz şeyle hiçbir bağlantınız olmadığı bir yerde kurmuş olursunuz. Hayır, harekât üssünü başka bir yerde kurmanız gerekir. Burada çalışabilirsiniz ama üssünüz başka yerde olmalı. Onu bu Adam'ın eline bırakmayın. Burada kurulmuş herhangi bir organizasyon etkili bir organizasyon olamaz. Sizin için işe yarayacak bir şey, üs, burada kurulursa etkili olmayacaktır. Sizin ve benim üssümüz memleketimizde olmalı ve burası memleketimiz değil...

 

"Eğer bir ördek istiyorsanız, bir ayı gördüğünüzde ateş etmeyin, bir ördek görene kadar bekleyin."

 

Son olarak Afrika'nın benimsediğini düşündüğüm politikayı belirtmek istiyorum. Politikaları kısaca mutlak tarafsızlık. Hiçbir tarafın yanında durmuyorlar. Afrika Afrikalılar için. Ve Afrikalılar da Afrikalılar için. Genel olarak, bağımsız Afrika devletlerinin politikası tarafsızlık. Mısır bunun iyi bir örneği. Doğu'dan da Batı'dan da yararlanıyor ve iki tarafı da tutmuyor. Nassar Rusya'dan, verebileceği her şeyi aldı ve sonra bütün komünistleri hapse attı. Komünistler hapse atılmalıydı demiyorum. Çünkü komünistler de insan, kapitalistler de insan, sosyalistler de insan. Eğer hepsi insansa, biri bir suç işlemediği sürece neden hapse atılsınlar? Eğer komünist olmak, kapitalist olmak veya sosyalist olmak bir suç ise, öncelikle bu sistemlerden hangisinin en büyük suç olduğunu belirlemeniz gerekir. O zaman bile hangisinin hapse atılması gerektiğini söylemeden önce duraklayacaksınız.

 

Bu örneği mutlak tarafsızlığın ne demek olduğunu göstermek için vermiyorum: Eğer bize yardım etmek istiyorsanız, edin; bu sizinle olduğumuzu göstermez. Eğer gelişmemize katkıda bulunacaksanız, bulunun. Ama bu sizin yanınızda ya da karşınızdayız demek değil. Biz tarafsızız. Kendi tarafımızdayız. Kendimiz için iyi olanla ilgileniyoruz. Bu size karşı olduğumuz anlamına gelmez. Ama kendi tarafınızda olduğumuz anlamına gelir.

Sizin ve benim bunu öğrenmemiz gerekiyor. Mutlak tarafsız olmayı öğrenmeliyiz. Siz ve ben nasıl yansız olunacağını öğrenmeliyiz. Eğer tarafsızlık bilimini incelerseniz, tarafsızlıkta taraftarlıkların daha fazla güç olduğunu göreceksiniz. Bu ülkede her iki partinin de tarafında olmanız olanaksız. İki partiyi de desteklemek intihar etmek anlamına gelir. Çünkü iki parti de suçlu. Var olan haksız durumdan iki parti de sorumludur. Bu yüzden iki partiyi de destekleyemezsiniz.

 

Yapabileceğiniz şey oy vermek için kaydolup güç sahibi olmaktır - politik potansiyel. Politik potansiyelinizi kaydettirdiğinizde silahımız dolu demektir. Ama sadece dolu olduğu için, işinize yarayacak bir hedef görene kadar ateş etmeniz gerekmez. Eğer bir ördek istiyorsanız, bir ayı gördüğünüzde ateş etmeyin, bir ördek görene kadar bekleyin. Ve eğer bir ayı istiyorsanız, bir ördek gördüğünüzde ateş etmeyin; bir ayı görene kadar bekleyin. İstediğinizi görene kadar bekleyin - sonra nişan alın ve ateş edin!

Size ve bana "kaydolun ve oy verin" diyorlar. Kaydolup oy vermeyin sadece kaydolun. Bu akıllıca. Kaydolup oy vermeyin - bir kuklaya oy verebilirsiniz, bir dolandırıcıya oy verebilirsiniz, sizi sömürmek isteyecek bir başkasına oy verebilirsiniz. "Kaydolmak" herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde, size ve bana yararlı olacak şekilde politik olarak harekete geçebilecek durumda olmak demektir; konumumuzdan istifade edecek durumda olmak. O zaman kabul edilecek ve saygı duyulacak bir konumda oluruz. Ama kaydolduğunuzda Demokrat veya Cumhuriyetçi olmak isterseniz, taraf tutuyorsunuz demektir. Ve taraf tuttuğunuzda hiçbir şekilde pazarlık edecek gücünüz yoktur. İnsanlarımızın en büyük oranlarda kaydolmalarını sağlayacak bir program başlatacağız. Ama bağımsız olarak kaydolacaklar. Ve bağımsız olarak kaydolmakla, gerekeni, gerektiği yerde ve zamanı geldiğinde yapabileceğiz. Anlıyor musunuz?

 

"Muzları kastetmiyorum"

 

Bir küçük hikâye okumuştum ve Mau Mau bunu kanıtladı. Hikâyede birisi bir grup insana kaç tanesinin özgürlük istediğini soruyor. Hepsi ellerini kaldırıyorlar. Sanırım 300 kişi kadarlar. Sonra diyor ki, "Kaçınız özgürlük için yolunuza çıkan herkesi öldürmeye hazırsınız?" Yaklaşık elli kişi elini kaldırıyor. Ve o elliye diyor ki "siz burada durun." Böylece oturan, özgürlük isteyen ama bunun için öldürmeye hazır olmayan 250 kişi kalıyor. Ayaktaki elli kişiye diyor ki, "Şimdi siz özgürlük istediniz ve yolunuza çıkan herkesi öldüreceğinizi söylediniz. O 250 kişiyi görüyor musunuz? Önce onları öldürün. Bazıları kendi kardeşleriniz, anneleriniz ve babalarınız. Ama özgürlüğünüzün yolunda duranlar onlar. Özgürlüklerini almak için gerekeni yapmaktan korkuyorlar ve sizi engelleyecekler. Onlardan kurtulun ve özgürlük doğal olarak gelecek."

 

Ben buna inanıyorum. Mau Mau bunu öğrendi. Mau Mau Kenya'daki Afrikalıların bağımsızlığı yolunda duran tek şeyin başka bir Afrikalı olduğunu fark etti. Bu yüzden bütün o Tom Amca'ları bir bir öldürmeye başladılar. Birbiri ardına yolun kenarında başka bir Afrikalı Tom Amca buluyorlardı. Bugün özgürler. Beyaz adam karışmadı bile, yoldan çekildi. Burada da aynı şey olacak. Kendi insanlarımızdan yolumuzda duran çok kişi var. Çok yufka yürekliler. Saygıdeğer Tom Amcalar gibi görülmek istiyorlar. Beyaz adamın onları sorumlu olarak görmesini istiyorlar. 0nun tarafından, fanatik, şiddet yanlısı veya sorumsuz olarak sınıflandırılmak istemiyorlar. O bildik iyi imajı istiyorlar. Ve iyi bir imaj arayan hiç kimse hiçbir zaman özgür olmayacaktır. Hayır, o çeşit bir imaj size özgürlük getirmez. Elinize bir şey alıp "Bak, ya sen ya ben" demeniz gerekir. O zaman size özgürlüğünüzü vereceğini garanti ederim. "Bu adam buna hazır" diyecektir. Elinizde bir şeyle dedim, "elinizde bir şey?le ne kastettiğimi açıklamayacağım. Muzları kastetmiyorum.

 

 

-MALCOLM X-

 

Siyah Aydınlık!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

YENİ AFRİKA BAĞIMSIZLIK HAREKETİ BİLDİRİSİ

 

BİR TAŞ AT

BİR TAŞ DAHA AT

BİR ŞİİR ATEŞLE

BİR YUMRUK YÜKSELT

SESİNİ YÜKSELT

BİR ÇOCUK YETİŞTİR.

BİR MASKE TAK

DUVARA BİR SLOGAN YAZ

ŞEHİTLERİ AN

BİR HAYAL KUR

BİR BARİKAT KUR.

TARİHİNE SAHİP ÇIK

SOKAKLARA SAHİP ÇIK

BİR SLOGAN AT

BİR KURŞUN AT

BİR TOHUM EK

BİR ATEŞ YAK

BİR CAM KIR

TERLE.

BİR BİLDİRİ BASTIR

BİR KANUN KACAĞINI BARINDIR

BİR YARA SAR

BİR DOSTA SEVGİ GÖSTER

SİLAHINI TEMİZLE.

HAKİKATI SÖYLE

BİR MİTİNG DÜZENLE

ARKANI KOLLA

GÖKYÜZÜNE BAK

İZ BIRAKMA.

İŞCİLERDEN ÖĞREN

BİR YOLDAŞA ÖĞRET

BİR HÜCREYİ ZİYARET ET

BİR SAVAŞ ESİRİNİ KURTAR.

FBIIN GİZLİ DOSYALARINI ÇAL

KENDİ KALBİNİ ÇAL

PAROLAYI AKLINDA TUT

BİR FÜZEYİ ÇALIŞMAZ HALE GETİR

BİR PLAN YAP.

BİR ÜMİT IŞIĞI GÖR

İSMİNİ DEĞİŞTİR

BİR TEORİYİ TEST ET

BİR DOGMAYA MEYDAN OKU

KORKUNU KULLAN

BİR DAMLA GÖZYAŞI AKIT

HARİTAYI İNCELE.

HAİNLERLE HESAPLAŞ

AĞIRLIĞINI HAKKIYLA TAŞI

BİRAZ DAHA AĞIRLIK KAZAN

SEVMEK İÇİN MÜCADELE ET

SEVDİĞİNİ BİR DAHA SÖYLE.

SINIRI AŞ

 

 

MALCOLM X EL HAC MALİK EŞ ŞAHBAZ

Share this post


Link to post
Share on other sites
İnsanlarımızın arasında bu tür bir felsefeyi dile getirmek istiyoruz. Onlara şimdilik bir program vermemiz gerekmiyor. Öncelikle üzerinde düşünecek bir şey vermek gerekiyor.

 

Siz bana bir kapitalist gösterin, ben size bir kan emici göstereyim.

 

 

Eğer yoksul olan o ülkeler problemlerini çözüp işsizliği önleyebiliyorlarsa, o zaman şehir merkezine koşup belediye binasını grev gözcüleriyle çevirmektense, durup orada problemlerini çözmek için ne yaptıklarını öğrenmelisiniz. İşte bu yüzden Adam, sizin ve benim Harlem'in veya Amerika kıyılarının ötesine bakmamızı istemiyor. Dışarıda ne olduğunu bilmediğiniz sürece, içerideki bu Adam'la uğraşıp mahvolacaksınız. Onlar sorunlarını çözmek için kapitalizmi kullanmıyorlar. Afrika ve Asya'da sorunlarını çözmek için kullandıkları kapitalizm değil. Bu sebeple sizin ve benim yapmamız gereken onların yoksulluktan ve zayıf bir toplumun diğer olumsuz özelliklerinden kurtulmak için ne yaptıklarını öğrenmek.

 

.......

garip düşündürücü...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Malcolm x : Muzları kastetmiyorum !

 

..................

 

Neyi kastediyor acaba ? : )

 

Acaba ne?.. :)

Ben söyliyeyim; Malcolm Kardeşin diliyle:

 

Size, elimize silah alacağız demedim; size gerekirse elimize silah alacağız dedim!..

 

Biz, demokratik haklar istemiyoruz; biz doğuştan hakkımız olan şeyi istiyoruz! Ve bunu kendi ellerinizle vermenizi tavsiye ediyoruz!..

 

Yine Malcolm Kardeşin diliyle:

 

Biz, 400 senenin hesabını alacağız!.. Kahverendi Dr. King'in (M. Luter King) Beyazsaray'a yürümesi Zencileri bağlamaz. Biz, 400 senenin hesabını alacağız!.. Sizden demokratik haklar istemiyoruz; 400 senenin hesabını istiyoruz. Amerika'nın güneyini!.. Kuzeyinin inşaası için bizi kullandınız, maaşımız Güney'dir!..

 

Evet, bu topraklarda neden bu metodun işlemediği ayrı bir dava herhalde...

En ufak bir örnek vereyim, Ezan türkçe şarkı haline geldiğinde neden kafirin başına kendi tağut rejimini yıkamadık?..

 

Ya Malcolm Türk olsaydı?.. Eminim Malcolm'a kardeş değil terörist derdik. Derdik, biz müslümanlar, Malcolm Kardeş'e terörist derdik!..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ya Malcolm Türk olsaydı?.. Eminim Malcolm'a kardeş değil terörist derdik. Derdik, biz müslümanlar, Malcolm Kardeş'e terörist derdik!..

kesinlikle derdik...

tarihte delilleri mevcut

inönü gibi bir vatan hainine kahraman,

çerkez ethem gibi bir vatanperverede vatan haini demedik mi?....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şu kitabı okumanızı tavsiye ederim:

 

 

Malcolm X Konuşuyor

Nehir Yayınları

Çev:Baki Alkaçar

 

Kitap, Malcolm Kardeşin konferans ve miting konuşmalarını bize sunuyor.

 

Şuradan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

 

* * * * * *

 

Hayır, ben Amerikalı değilim. Amerikanizmin kurbanı milyonlarca insandan biriyim. Burada bir Amerikalı olarak değil, Amerikan sisteminin bir kurbanı olarak sesleniyorum sizlere. Ve Amerika'yı bir kurbanın gözüyle görüyorum. Gördüğüm de bir "Amerikan Pembe Düşü" değil, bir karabasan...

 

Bizler sizlerin uzun zamandır kayıp olan kardeşleriniziz. Buraya, bizim problemlerimizin aynı zamanda sizin problemleriniz olduğunu anlatmaya geldim. Bütün dünya Amerika'nın ellerinin ne kadar kanlı olduğunu bilsin. Bilsinler burada uyguladığı vahşeti. Ve kendisi de bilsin. Seçeneğin "kurşun ya da oy" olduğunu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seçeneğin "kurşun ya da oy" olduğunu.

 

Burada bir mesele var!.. Zenciler Amerika'nın güneyinde yoğunlukta... Oy kullandıkları takdirde Amerikan başkanını dahi seçebiliyorlar. Bu yüzden Malcolm Kardeşin ifadesiyle Beyaz Şeytan oy kullanmalarına izin vermiyor. O dönemde dünyada bir Kennedy fırtınasıdır kopuyor, Junior King'le kol kola kardeşlik satıyor. İşte Malcolm Kardeş, meydanda bu tabloyu yıkacak son darbeyi indiriyor:

 

Bu sene oy kullanacağız!.. Çok sabrettik! Bu sene iki seçenek var: Ya oy ya kurşun! Biz oy kullanmaktan yanayız ancak diğerini de kullanmaktan çekinmeyeceğiz!.. Ya oy ya kurşun!...

 

Allah rahmet etsin.

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah rahmet eylesin. şehadetini kabul etsin inşallah.....

düşlediği, mücadele ettiği , uğruna can verdiği inkilab üstadın deyimi ile' zaman ve mekan üstü biricik rejim islam''dı malcomx in. bu benim kanaatim bu doğrutuda

Share this post


Link to post
Share on other sites

Malcom%20X.jpg

 

Yapım : 1992, ABD

Tür : Biyografi / Dram

Yönetmen : Spike Lee

Oyuncular : Denzel Washington (Malcolm X)

Angela Bassett (Betty Shabazz)

Albert Hall (Baines)

Al Freeman Jr. (Elijah Muhammad)

 

Senaryo : Spike Lee, Arnold Perl

Görüntü yönetmeni : Ernest Dickerson

Müzik : Terence Blanchard

Yapımcı firma : 40 Acres & A Mule Filmworks

Süre : 3 saat, 22 dakika

Gösterim tarihi : 25 Mayıs 1993

 

Türkce alt yazili...

 

livevideo.com dan izlenebilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Irkçılık olmadan kapitalizm de olmaz.

 

En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.

 

Beyaz adam savaştı, biz öldük.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa, gidebileceği en iyi yer, bana sorulursa, üniversiteden sonra, hapishanedir."

 

"İşleri tıkırında giden dışarıdaki o 'namusu-bütünler' içeri girip çıkmış birisine burun kıvırıp geçerler. Ama o 'namusu-bütünler' bir bataklığa saplansalar, içeri girip çıkmış birisi onlara daha onurlu davranır."

 

"Özgürlüğe inanan bir dine inanıyorum. Halkım için mücadele etmeyi men eden bir dini kabul etmek zorunda olsaydım, o dinin canı cehenneme derdim."

 

"Amerika, İslam'ı anlamaya muhtaç. Çünkü bu din, ırk sorununu söküp atan dindir."

 

"İnsan bir şeyler elde etmeyi kafasına koyduğu zaman, bir parça şamata yapmaktan da geri durmamalıdır."

 

"İnsanı bir Müslüman'a karşı gene başka bir Müslüman ancak koruyabilir, ya da hiç değilse Müslümanlar tarafından eğitilmiş ve onların taktiklerini bilen birisi."

 

"Bunu söylerken üzülüyorum ama ne yapayım işte, en sevmediğim ders matematikti. Bunun nedeni üzerinde çok düşünmüşümdür. Bunun nedeni, olsa olsa matematiğin tartışmaya hiç mahal bırakmamasıydı, başka bir neden gelmiyor aklıma. Bir yerde yanlış yapmışsanız, orada artık her şey bitiyordu."

 

"Kitaplar bir tür zihin vitaminidir."

 

"Barışçıl olun, kibar olun, kurallara itaat edin, herkese saygılı olun; fakat biri size dokunacak olursa onu mezara gönderin."

 

"Beni 'Amerika'daki en öfkeli Zenci' diye anıyorlar. Bu ithamı inkar edecek değilim."

 

"Kimse size özgürlüğü veremez. Kimse size eşitlik, adalet ya da başka bir şey veremez. Erkekseniz gidin ve kendiniz alın."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu şahsı amerika new yokrta yaşayan arkadaşımdan dinlemiştim. Çok ilginç bir yaşam hikayesi var... Amerika gibi bir ülkede zorlu şartlar altında başlangıçta yanlış yollardan gidip daha sonra doğru yolu peşindekilerle birlikte bulan yüzü siyah , gönlü beyaz bilal-i habeşi misali bir insan... Allah rahmet eylesin...mekanı cennet olsun...Vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites
"Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa, gidebileceği en iyi yer, bana sorulursa, üniversiteden sonra, hapishanedir."

 

"İşleri tıkırında giden dışarıdaki o 'namusu-bütünler' içeri girip çıkmış birisine burun kıvırıp geçerler. Ama o 'namusu-bütünler' bir bataklığa saplansalar, içeri girip çıkmış birisi onlara daha onurlu davranır."

 

"Özgürlüğe inanan bir dine inanıyorum. Halkım için mücadele etmeyi men eden bir dini kabul etmek zorunda olsaydım, o dinin canı cehenneme derdim."

 

"Amerika, İslam'ı anlamaya muhtaç. Çünkü bu din, ırk sorununu söküp atan dindir."

 

"İnsan bir şeyler elde etmeyi kafasına koyduğu zaman, bir parça şamata yapmaktan da geri durmamalıdır."

 

"İnsanı bir Müslüman'a karşı gene başka bir Müslüman ancak koruyabilir, ya da hiç değilse Müslümanlar tarafından eğitilmiş ve onların taktiklerini bilen birisi."

 

"Bunu söylerken üzülüyorum ama ne yapayım işte, en sevmediğim ders matematikti. Bunun nedeni üzerinde çok düşünmüşümdür. Bunun nedeni, olsa olsa matematiğin tartışmaya hiç mahal bırakmamasıydı, başka bir neden gelmiyor aklıma. Bir yerde yanlış yapmışsanız, orada artık her şey bitiyordu."

 

"Kitaplar bir tür zihin vitaminidir."

 

"Barışçıl olun, kibar olun, kurallara itaat edin, herkese saygılı olun; fakat biri size dokunacak olursa onu mezara gönderin."

 

"Beni 'Amerika'daki en öfkeli Zenci' diye anıyorlar. Bu ithamı inkar edecek değilim."

 

"Kimse size özgürlüğü veremez. Kimse size eşitlik, adalet ya da başka bir şey veremez. Erkekseniz gidin ve kendiniz alın."

 

paylaşımınız için çok teşekkürler . malcolm little tam anlamıyla mücahid anlamıyorum bi şeylerin yeniden var olması ve mücadelenin başlaması için hep hiçlerin arasında mı olmamız gerekir. o hiç ken her şeyi başardı. aynı temenniler bizim gençliğimize ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...