Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
barani

Cemaat Irkçılığı

Recommended Posts

Cemaat ırkçılığı

 

 

Bedeniz, birçok akranım gibi, mevcut cemaatlerin hepsiyle şu veya bu şekilde ilintisi olmuş bir insanım. O yüzden de hiçbir cemaatin hayat içindeki işlev ve fonksiyonları nedeniyle- vazgeçilebilir olduğuna inanmadım. Elbette ki her insan ancak kendi mizacına yakın olanda karar kılar. Bu fıtrîdir hem de meşrudur.

 

 

İrşad makamına ulaşanlar açısından problem yok. Onlar birbirlerini tanır, bilir ve hürmet ederler. Ama yazık ki onlar arasında var olan hürmet ve saygı tabana inmez.

 

 

Her cemaat lideri veya kurucusu, sağlam bir metanet, samimi bir taraftarlık, aşkın bir vecd ve bağlılık oluşturmak için, saliklerinden kaynağa ve öze imtisal bekler. Bu her cemaatte kesinlikle vardır ve bir parça da makuldür.

 

 

Makuldür çünkü insan kalbi, ancak sürekli bir telkin ve tezkir ile sabitül hal olabilir. Nitekim Kuranın uslubu da böyledir. Namazın farziyetine bir tek ayet yetebildiği halde 130 küsur ayette Kuran, namaz kılmamızı telkin eder

 

 

İnsan gibi onur sahibi bir varlığa, bu kadar hatırlatma, zahir bir bakışla haysiyet kırıcı bir haldir aslındı. Zira adam olana bir kere bir şey söylenir. Hâlbuki Kuran bazı kavram ve emirleri sürekli tekrarlıyor. Demek ki insan tabiatı sürekli bir ikaz ve tembih ile ancak bir hal üzere kalabiliyor.

 

 

Cemaat kurucuları da bunun idrakindedir elbette. Olmasalar zaten cemaatleri de olmaz. Çünkü insanlar, dane-i hakikat bulunmadan birilerinin etrafında toplanmazlar. Mademki, bir cemaat vardır, muhakkak orada bir hakikat-i uzma da vardır Dolayısıyla hiçbir cemaat, diğerini küçümseyemez, hakikatten mahrum sanamaz O zatların telkinleri de kendi muhabbetlerini oluşturmak içindir, diğerlerine düşmanlık beslemek için değil

 

 

* * *

 

Medyada Said Nursi ismi etrafında başlayan tartışmalar münasebetiyle, Sıradışı programının yapımcısı ve sunucusu Turgay Güler kardeşim, beni konuyu tartışmak için programa çağırdı. Ben de ona, Nur cemaat ve Said Nursi adına konuşacak yetkiye sahip değilim. Hem cemaate de mensup değilim. Onun talebelir var, salikleri var, beni okutacak kadar risalelerden haberdar insanlar var onları çağır dedimse de ben seni onu az çok bilen bir gazeteci olarak çağırıyorum deye ısrar etti.

 

 

Gittim. Niyetim, bildiğim kadarıyla, rejimin, Said Nursiye karşı neden bu kadar insafsız davrandığının gerekçelerini anlatmaktı. Ama öyle absürt, öyle tuhaf mailler geldi ki, bir ara cidden kızdım ve nerede ise itidalimi kaybedecektim.

 

 

Be kardeşim, biz Said Nursi ile diğer cemaat liderlerinin mukayesesini yapmıyoruz ki. Said Nursi gündemde, onun ismi etrafında kıyamet kopuyor, biz de bunun nedenlerini izah etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de eserlerinden ve fikirlerinden söz ediyoruz

 

 

Bunu yaparken, Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin küçük düşürmek gibi bir derdimiz yok ki hâşâ! Üstelik bendeniz, ilk dini tahsilimi, onun açtığı membalardan aldım. İlk hocam, Mehmet Süngü adında Süleyman Efendi (KS)nin rahle-i tedrisinde yetişmiş bir zattır. Hala da her memlekete gittiğimde bulur, yaşımız birbirimize yakın olmasına rağmen elini öperim.

 

Bendeki emeği yüksektir. Şimdi, hangi haysiyet sahibi mümin, bizi imamsız, Kuransız bırakmamak için hayatını feda etmiş böyle hocalar yetiştirmiş o mübarek zatı dışlayabilir. O olmasaydı, uzun süre bu ülke insanları cenazelerini kaldıracak imam bulamayacaklardı

 

 

Abdülhakim Aravasi ile Bediuzzaman fikir kavgası yapmışlar. Bu, ikinsin problmedir. Benim ne haddim ki ikisinin arasına gireyim. Keza Necip Fazılın hangimiz üzerinde hakkı yoktur? Onun yolundan giden Salih Mirzabeyoğlunun bir hakikati yoktur kim diyebilir?

 

 

İskenderpaşa cemaati olmasaydı, o okulda iman hakikatleri yanında bu ümmetin siyasi işlerinin de görecek şu kadroları kim yetiştirecekti? Bugünkü iktidarda onların manevi gayreti yoktur kim diyebilir?

 

 

Ve bugün hayatı her bir tarafından sarmalayan, Kuranın özünün anlaşılmasını sağlayan tasavvuf ehli zatlar olmasaydı, hele Menzilde o makam oluşturulmasaydı, o bölgelerde meydana gelecek galeyanı kim yatıştırabilirdi

 

 

Bu cemaatlerin her biri bir hakikate istinaden ayaktalar ve varlıklarını koruyorlar. İçinde öz ve manevi beylik kokusu bulunmayan kovana arı gelmez.

 

 

İşte Fethullah Hoca, işte Adnan Hoca, işte Şeyh Nazım Kıbrisî Hangisini yok sayabilirsiniz? Hangisini yok sayarsanız, hayatın bir alanını, rengini kaybedersiniz

 

 

Ben cemaatleri, bir ordunun alay ve bölüklerine benzetiyorum. Bir ordu, kolordular, tugaylar, alaylar, bölükler, takımlar ve mangalara bölünür ki her bir zerresi hay ve diri olsun. Her bir nefer diğeriyle ilişkili ve bağlantılı olsun. Nasıl ki bu bölmeler, ayırımlar, birbirine hasım olmak için değildir, aksine birbirine daha çok yardım edebilmek ve birbirinin imdadına daha seri yetişebilmek içindir Öyle de, İslam, mensuplarının mizaç ve algı kabiliyetlerine göre kümelenip, hayatı bütün yanlarıyla kucaklamalarını temin etmek için mezhep, meşreb ve mesleklere; yani cemaatlere bölünmelerine imkân tanımıştır. Bu da büyük bir rahmettir.

 

 

Ama maalesef, insanlarımız cemaat olgusunu, tıpkı, insanların ırk ırk, kabile kabile yaratılmasındaki hikmeti unutup, yardımlaşma yerine, ötekini yutarak beslenen bir ırkçılık faşizmine dönüştürdükleri gibi, diğer cemaatleri red etme gerekçesi yapıyorlar

 

 

Ben biliyorum, Bediuzzamanın Süleyman Hilmi Tunahanı övdüğünü Onun da ona hürmet ettiğini Ben biliyorum Menzil şeyhlerinin Risale-i Nurun iman dersi gibi okunmasını tavsiye ettiğini Ve biliyorum, Bediuzzamanın, Risale-i Nur 12 tarikatin muhassalasıdır dediğini

 

 

Bediuzzamanın sena edilmesi, Tunahan hazretlerini küçültmez ki! Kim, Mahmud Efendinin, Muhammed Raşid hazretlerinin hakikatini inkar edebilir? Erenköydeki nuraniyyeti kim karartabilir? Eden kendisine gece yapar

 

 

Her cemaatin, kendi taraftarının ilgisini çekmek, bağlılığını canlı tutmak için telkinde bulunmaya hakkı var. Ama hiç birinin ötekinin hakikatine dil uzatma hakkı yoktur. Dil uzatanın Allah dilini önünde sonunda koparır.

 

 

Allah sayısız dil ve elhan ile zikredilmesinden memnun olmasaydı, böyle insanları çeşit çeşit mi yaratırdı sanıyorsunuz? Hatta her bir insan kendi zatında münferit olduğuna göre, hiçbir insanın İlah algısı asla diğerinin algısıyla birebir aynı olmadığına göre, demek Rabbül âlemin, her bir insanın gözünden farklı bir şekilde mahiyetini temaşa etmeyi sevmiş ki bunu böyle yapmış

 

 

Cemaatler ve mensuplar da öyle bakmalı. Mesela, Nazım Kıbrisi hazretleri olmasaydı, belki milyonlarca insanın İslam ile buluşması mümkün olmayacaktı. Belki Enver Ören olmasıydı, bir yığın insanın iman dairesine girmesi mümkün olmayacaktı Aynı şekilde Bediuzzaman, Fethullah Hoca, Adnan Hoca, Muhammed Raşid, Abdülbaki, Mahmut Hoca, Esat Hoca, Topbaş efendi, Muzaffer Ozak ve daha ismini anamadığım mürşitler, hocalar, şeyhler meşayihler bunlar olmasalardı, bu asrın başında bir anda tepemizden inen karanlıktan kim bizi aydınlığa çıkaracaktı?

 

 

Allah inanların velisidir. Onları zulmetten aydınlığa çıkarır ayetinde olduğu gibi, onların her biri, bu asrın başında batının desiseleriyle içine düşürüldüğümüz Tağut karanlığından bizi çıkarıp aydınlığa taşıyan Rahmani eller oldular. Bir mümin bir âleme bedel iken şu az kurtardı bu çok kurtardı deme hakkımız var mı? Hangisinin hakikati yoktur veya şu şundan fazladır veya eksiktir diyebilirsiniz.

 

 

Ben Bediuzzamanın meşrebini severim, siz Tunahan hazretlerinin Öteki Arvasinin yolundan gider, bir başkası da tarikat yolunu sever. Kimisi Kadiridir kimisi Nakşi, kimisi Halvetidir, kimise Melami. Kimisi Cerrahi

 

 

Hepimiz Allah bir peygamber hak diyoruz. Hepimiz, İslamın o büyük cadde-i kübrasında gittiğimize göre, beis yok. Kimimizin arabası hızlı kimimizin yavaş olabilir; ama gidiyoruz işte elhamdülillah. Onlar bizi fitneler çağında bu yola ilettiler. Allah ömürlerine ömür, maneviyatlarına feyiz katsın Her meşrebin mutlaka bir dane-i hakikati vardır ki insanlar orada toplanıp hayat buluyorlar. Hangisine dil uzatsanız, gaybın eli dilinizi koparır

 

 

El-Hakku yalu vela yula aleyh Zaman en büyük müfessirdir, her şeyin ve herkesin hakikatini zahir eder. Ve dünya adildir; kimsenin hakkını kimsede bırakmaz

 

 

O yüzden, siz siz olun, cemaatinize sevginizi, diğer cemaatlere buğz etme üzerine bina etmeyin. Siz hak üzere iseniz, başkasının sapıklığı size zarar vermez. Siz sapıklık içinde iseniz, başkalarına küfrederek, hakikate varamazsınız. Cemaat ırkçılığı en az kavmiyetçilik/ırkçılık kadar murdar ve merduttur

 

 

Mehmet Ali Bulut / Haber 7

[email protected]

Share this post


Link to post
Share on other sites

şahane bi yazı!yazarla tamamen aynı hissiyattayım,hislerime tercüman olmuş !sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz! heleki yolumuzdaki amacımız ortaksa ,Allah rızasıysa ne farkeder şu cemaat ,bu tarikat!

Share this post


Link to post
Share on other sites
....Belki Enver Ören olmasıydı, bir yığın insanın iman dairesine girmesi mümkün olmayacaktı

Kel alaka bu isme değinmesi ve haddi olmamasına rağmen isme biçilen paha , saçma olmakla kalmamış abes olmuş diyebilirim. yoksa geneli itibariyle (bir bakıma) güzel tespit edilmiş bir yazı

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kel alaka bu isme değinmesi ve haddi olmamasına rağmen isme biçilen paha , saçma olmakla kalmamış abes olmuş diyebilirim. yoksa geneli itibariyle (bir bakıma) güzel tespit edilmiş bir yazı

 

ben anlayamadım enver ören'in ne gibi bir kötülüğünü gördün...??

 

bakın arkadaşlar ihlas finans bu ülkenin en büyük finans kurumuydu zamanında faizsiz bankacılığın liederiydi..ve işte onu batırdılar ayrıca bir şirket batadabilir kar zarar ortaklığıydı isterse ödemezdi amma sırf ehli sünnet bilgilerine laf gelmesin diye şimdi ne emeklerle o paralar geri ödeniyor...enver ören'se hüseyin hilmi ışık efendinin en sevdiği öğrencisiydi...kendisi sırf onun sohbetlerinde bulunmakla bile ne büyük feyzler aldı bilemeyiz amma büyük olduğunu kestirebiliyoruz...kaldıki enver örenin yaptığı hizmeti kaç kişi yaptı Allah aşkına...o ehli sünnet kitapları ne diye orda duruyor...eleştiri yaparken biraz edeb yahu...he diyelim burda bir hata var olabilir hata yapmışta olabilir...ama niyeti halistir bu bilinsin...ayrıca hafakan bildiğim kadarıyla cübbeli hocayı seven ehli sünnet biriydi...bu insan varını yoğunu islama hizmete harcayan bir insanın talebesi ve kendisi de hizmeterini hadi hiç bişey yok diyelim en azından ehli sünnet bilgilerini dağıtarak yapan bir insan sırf bu bile ona saygı duyulmasını gerektirir....dışardan bakılınca herşey çok farklı görünebilir ama sokakta gezen adamdan da bir farkımız olmalı..vesselam...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kel alaka bu isme değinmesi ve haddi olmamasına rağmen isme biçilen paha , saçma olmakla kalmamış abes olmuş diyebilirim. yoksa geneli itibariyle (bir bakıma) güzel tespit edilmiş bir yazı

 

yahu hafakan rumuzlu arkadaş, eleştirilerini çok insafsızca dile getiriyorsun. enver öreni savunacak değilim, ancak alıntılanan yazının sahibine saygısızlık denecek boyutta kin ve nefretle karşılık veriyorsun. bak arkadaş, bir insan verdiği "insafsızca karşılıklar" ile kendini ispatlayamaz. bu durum bir Müslümana hiç yakışmaz. Müslüman, elinden geldiği kadar kibar ve anlayışlı olmalı. şöyle söyleyebilirsin; "burası hariç yazının geneline katılıyorum" ya da; "enver öreni sevmemekle birlikte yazının özü gayet iyi." neden bunu söylemek yerine hırslı ve hınçlı bir üslup kullanmayı tercih ediyorsun ki? şimdi bana da "bırak bu enver öreni savunmayı filan biladerya" gibi bir söz söyleyeceğini biliyorum :) ancak söylemek durumunda kaldım. yoksa bu üsluplar insanları birbirinden soğutuyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites
<br /><font color="#8B0000">ben anlayamadım enver ören'in ne gibi bir kötülüğünü gördün...??<br /><br />bakın arkadaşlar ihlas finans bu ülkenin en büyük finans kurumuydu zamanında faizsiz bankacılığın liederiydi..ve işte onu batırdılar ayrıca bir şirket batadabilir kar zarar ortaklığıydı isterse ödemezdi amma sırf ehli sünnet bilgilerine laf gelmesin diye şimdi ne emeklerle o paralar geri ödeniyor...enver ören'se hüseyin hilmi ışık efendinin en sevdiği öğrencisiydi...kendisi sırf onun sohbetlerinde bulunmakla bile ne büyük feyzler aldı bilemeyiz amma büyük olduğunu kestirebiliyoruz...kaldıki enver örenin yaptığı hizmeti kaç kişi yaptı Allah aşkına...o ehli sünnet kitapları ne diye orda duruyor...eleştiri yaparken biraz edeb yahu...he diyelim burda bir hata var olabilir hata yapmışta olabilir...ama niyeti halistir bu bilinsin...ayrıca hafakan bildiğim kadarıyla cübbeli hocayı seven ehli sünnet biriydi...bu insan varını yoğunu islama hizmete harcayan bir insanın talebesi ve kendisi de hizmeterini hadi hiç bişey yok diyelim en azından ehli sünnet bilgilerini dağıtarak yapan bir insan sırf bu bile ona saygı duyulmasını gerektirir....dışardan bakılınca herşey çok farklı görünebilir ama sokakta gezen adamdan da bir farkımız olmalı..vesselam...</font><br />
<br /><br /><br />

 

Necip Fazıl'ın H.Hilmi-E.Ören misyonuna bakışı bellidir.

 

Üstad -sanırım- 69-70 lerde Demirel'e "islam mücahidi" diyen hakikat (Türkiye) gazetesi güdücüleri olan bu zatları paylamıştır. Onlar da üstad'ı cami duvarına yestehleyen köpek şeklinde çizerek /karikatür/ güya intikamlarını almışlardır.

 

Üstad, 80 lere doğru msp çizgisini eleştirerek mhp-ap çizgisini islam için /taktik/ olarak desteklemiştir.Maveracılar gibi grupların kopması dahi bu taktiği anla-ya-mamaları ve msp den istikbal beklentilerinden dolayıdır.

 

Hülasa; İmam Rabbani'nin - k.s.- "Benzeler arası çatışma, zıtlardan daha şiddetli olur" ve "Her hakikate bir sahtesi musallat olur" tesbitleri ışığında baktığımızda

 

1- Kimseyi üzmemek

2- Kimseyi kırmamak

3- Kimseye sert konuşmamak

 

mümkün değildir. Bir chp liye gelince aslan kesilen kardeşler, bir yimpaşa gelince bir polis okulu soru hırsızlığına gelince sus-pus olurlar.

 

***

 

Ben yazıyı genel anlamda benimsiyorum.Normal hayatta kullandığımız kelimeleri kendimizi kasarak ağzımızda tutmanın da doğru bir tutum olduğunu sanmıyorum.

 

Bu arada -nedense- Ayhan Songar, şimdi de -Nevzat Tarhan- vb. ekolü bana masonik sistemi hatırlatır.Türkiye gazetesi gibi...Okurum , ama dilimde hep aldatılmışlık-sömürü tadı hissederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kel alaka bu isme değinmesi ve haddi olmamasına rağmen isme biçilen paha , saçma olmakla kalmamış abes olmuş diyebilirim. yoksa geneli itibariyle (bir bakıma) güzel tespit edilmiş bir yazı

açıkcası o isme bende takıldım okurken sonra aklıma tgrt'nin ilk zamanlarda yaptığı filmler,diziler ve dini yayınlar geldi ,hakkaten çok güzeldi hepside bide sonradan bozulmasaydı...bi dönem islama katkısı olmuş bi isim dedim sonra ve o isimle ilgili yorum yapmaktan vazgeçtim:))

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazınızı çok güzel olmuş. Tüm müslümanların varmak istedikleri nokta birdir. herkes istediği yerden oraya varabilir. örneğin Taksim'e gitmek isteyen biri İstinye'den, Yeşilköy'den Bostancı'dan İngiltere'den Almanya'dan Taksim'e gelebilir. önemli olan o noktaya ulaşmaktır. Kimsenin birbirine engel olması ya da eleştirmesi gerekmez. Herkes Allah rızasını kazanmaya çalıştığına göre Allah rızasını kazanmaya çalışan herkese destek olmaldır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah razı olsun kardeşim.

 

Uzun zamandır süren mezhep kavgaları inşaAllah en kısa zamanda sona erer. Sizin gibi değerli müslümanların da hizmetleri ile tüm mezlepler Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanındaki gibi (o zamanlar mezhepler yoktu zaten) birlik içinde yaşayacağımıza inancım tam. Zaten bir süredir konuşulan Hazreti Mehdi (a.s.)'ın gelişinin müjdesi, Hazreti İsa (a.s.)'ın nüzulünün müjdesi samimi dindarların heyecanına heyecan kattı. İnsanlar isteseler de istemeseler de Hz. İsa (as) nüzul edecek, Hz. Mehdi zuhur edecektir. Çünkü bu Allah’ın vaadidir ve Allah vaadinden dönmez. Bizlerde bu güzel dönemin bir an evvel gelmesi için ve saydığınız değerli zatlarla cennet dostu olmak için dua edelim, çaba gösterelim inşaAllah.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Başarılı yazınızdan dolayı sizi kutluyorum. Yaşadığımız Ahir zamanda Mümlümanlar'ın tüm çekişmeleri ve mezhep ayrılıklarını bırakıp, Rabbimizin vaadi olan İslam dinini dünyaya hakim kılmak için birbirlerine destek olmaları ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaları gerekir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

HZ. MEHDİNİN EN BÜYÜK MÜÇTEHİD OLACAĞINI SÖYLEYEN BEDİÜZZAMAN İÇTİHAD ETMİŞ MİDİR?

 

Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen, yenileyici), hem HAKİM, hem MEHDİ hem MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi) hem KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak BİR ZAT-I NURANİYİ (nurlu bir zatı) GÖNDERECEK ve O ZAT da, EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) OLACAKTIR. (Mektubat, s. 411-412)

 

Bediüzzaman ahir zaman alametlerinin şiddetlendiği dönemde Allah'ın insanların kurtuluşuna vesile olması için Peygamberimiz (sav)'in soyundan nurani bir şahıs olan Hz. Mehdi'yi göndereceğini bildirmiş ve bu kutlu zatı geçmiş dönemlerdeki müceddidlerden ayıran özellikleri anlatmıştır.

 

EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD ve EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD:

 

Peygamberimiz (sav) hadislerinde her yüzyıl başında insanlara din ahlakını ve hükümlerini anlatan, dönemin ihtiyaçlarına göre açıklamalarda bulunan bir müceddid gönderileceğini bildirmiştir. Örneğin İmam-ı Rabbani 1000. Hicri yılın müceddididir. Mevlana Halid-i Bağdadi ittifakla Hicri 12. ve 13. asırlar arasındaki müceddiddir. Bediüzzaman da Hicri 12. asrın müceddidi Mevlana Halid'den tam yüz sene sonra yayınlanan Risale-i Nur'un müellifi (yazarı) olması sebebiyle kendisinin de 13. ve 14. asırlar arasındaki müceddid olduğunu belirtmiştir.

 

Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin ise kendisinden sonra geleceğini -tarih vererek- bildirmiş, Hicri 14. ve 15. yüzyıllar arasındaki "müceddid"in Hz. Mehdi olacağını müjdelemiştir. Bediüzzaman bu sözünde de Hz. Mehdi için "EN BÜYÜK MÜCEDDİD ve EN BÜYÜK MÜÇTEHİD" sıfatlarını kullanmaktadır. "MÜCEDDİD" dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklayan, "MÜÇTEHİD" de ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderidir. Bu vasıftaki büyük zatlar, İslam toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm verme vasıflarından dolayı "mezhep önderleri" olmuşlardır; Müslümanlar da onlara uymuşlardır.

 

İmam Hanefi, İmam Şafi, İmam Hanbeli, İmam Maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır. Bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle amel etmektedir. Bediüzzaman bu "müçtehid ve müceddid"lerin en büyüklerinin ise Hz. Mehdi olacağını ifade etmiştir. Bu da Hz. Mehdi'nin içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, kendisinin de "tüm mezhepleri kaldıracağını" göstermektedir. Zira en büyük mezhep imamı olduğuna göre zaten tüm diğer mezhepleri kaldırması gerekir. Zamanında herkesin ona uyacağının bildirilmiş olması da bunu doğrulamaktadır.

 

Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin "en büyük müceddid ve müçtehid" olduğunu söyleyerek onun tüm mezheplerin üstünde olacağını ifade etmiştir. Geçmişten günümüze pek çok İslam alimi eserlerinde bu konuya değinmişlerdir. İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi ise "Fütühat-ül Mekkiye" isimli eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir:

 

... MEHDİ, DİNİ PEYGAMBER'İN ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN UYGULAYACAK. YERYÜZÜNDE MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186-187)

 

Hüseyin Hilmi Işık ise, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi'nin bu özelliğini şöyle haber vermiştir:

 

HAZRET-İ MEHDİ, AHİR ZAMANDA DÜNYAYA GELECEKTİR. Resulullah Efendimizin (sav) soyundan olacaktır. İsa Aleyhisselam'la buluşacak, MEZHEPLERİ KALDIRACAK, YALNIZ ONUN MEZHEBİ KALACAK. (H. Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)

 

Bediüzzaman Said Nursi bilindiği gibi Şafi mezhebindendir. Bir mezhep sahibi değildir ve bir başka mezhep kurucusuna tabi olmuştur; İmam Şafi'yi imamı olarak kabul etmiştir. Bediüzzaman bu konuyu eserlerinde şöyle ifade etmiştir:

 

"Evvelâ: Ben Şafiî'yim..." (Emirdağ Lahikası, s. 38)

 

"... hem hususî Şafiîce ibadetime." (Büyük Tarihçe-i Hayat, s. 202)

 

"Yalnız bu kadar var. Ben Şafiîyim..." (Büyük Tarihçe-i Hayat, s. 206)

 

"Hattâ Şafiî mezhebinde olduğu için..." (Emirdağ Lahikası, s. 573)

 

Oysa ki Hz. Mehdi tüm mezhepleri kaldıracak ve tüm mezheplerin üzerinde olacaktır. Bir mezhebe bağlı olan Bediüzzaman da, bu özelliğin Hz. Mehdi'ye ait olacağını belirterek kendisinin Hz. Mehdi olmadığını açıklamıştır.

 

KAYNAK:http://www.harunyahya.org/imani/ahir_zaman_kitapciklar/bediuzzaman2/Bediuzzamansorular5.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

mevera11 yine salça, yine muhalefet.......

kvp111 inde birgün avukatlığa soyunacağı hiç aklıma gelmezdi.

biladerler ben yorum yaptım ve kendi görüşmü yansıttım

tarzımı benimsemek zorunda değilsinizki.

konu nerden nereye gelmiş ona bak siz.

(hem soğuk nevalede hoş eder insanı bazen :) hatırlatılır )

Share this post


Link to post
Share on other sites

Müslümanların birliğini bozmaya çalışan, bunun için pek çok fitne çıkarıp, iftira atan müşrikler olacaktır. Bu Peygamberimiz (sav) zamanında böyleydi, şimdi de böyle. Bu yüzden müslümanların oynanan oyunları farketmesi, asla buna aldanmaması gerekir. Tüm müslümanların birlik olması bu oyunun bozan en önemli unsurdur. İnananların birliği için çalışmak her müslümanın görevidir. Herşeyin en güzel ve etkili çözümü Rabbimizin rehber olarak kullarına gönderdiği Kuran’da ve Peygamberimizin sahih hadislerinde mevcuttur. Rabbimiz olan Allah Kuran’da inananların birlik olması gerektiğini emretmiştir. En’am suresinde şu şekilde belirtilmektedir: İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (En’am Suresi, 73).

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...