Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

Sidewalks

Recommended Posts

SIDEWALKS

I'm in the street, in a street all lonely

Walking, walking and never looking back

At the point my path is mingled with the black

I seem to see a phantom wait for me

 

Ashen clouds overcast the darkling sky

Lightening bolts seek the chimneys of homes

In this midnight only two who sleepless roam

I here am one and there the sidewalks lie

 

Drop by drop a collects in me

At the head of every street the demons wait

The houses fix their gaze, dark black and great,

On me, like blindmen with their eyes ripped free

 

The sidewalks, mother to the suffering

Sidewalks, the person who has lived in me

Sidewalks, sound heard when all sounds cease to be

Sidewalks, a language within me ing

 

I'll not give up life in a soft embrace

I am the child nursed at this sidewalk's breast

Please let no morning on this dark street rest

On this dark street let me ever run my race

 

Let me go on and the road, let us not stay

Let the lamps flow past me like a flood

Let hungry dogs hear the click-clack of my tread

Let there be an arch, vaulted in gloom, on my way

 

Let the daytimes be yours, give me darknesses

Let me not walk in light nor to eyes appear

As in a damp quilt let me wrap myself here

Cover me, cover me in their cool darknesses

 

If my body, full-length on these stones could lie

If these cold stones would draw the fever from my brow

Like these streets plunging into uncanny drowse

If only the sidewalks' melancholy mate would die

 

Translated by Walter G. Andrews

 

 

 

Kaldırımlar şiirinin İngilizce'ye tercüme edilmiş hali,fena değil sizinle paylaşmak istedim.

Türkçesi için tıklayın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Doğru sayılır ,birebir çeviri beklersek ingilizcedeki anlamını kaybetme söz konusu çünkü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Andrews bildiği dillere vakıf bir insan ve kaliteli bir çevirmendir, müsterih olunuz. Zaten metinleri karşılaştırdığımızda da anlaşılan bu. Yani Can Yücel gibi kafasına göre tercüme yapan bir tip değil... Bence gayet güzel olmuş.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Görüntü olarak hoşuma gitti.. basmakalıp okunduğunda da insanda bazı duygular uyandırıyor olabilir. Tabiki Türkçesini yeğlerim. :lol:

Share this post


Link to post
Share on other sites

kan kokan bir dil Necip Fazılın şiirini haketmiyor..çok gereksiz bir şey olmuş..etrafımızda dolu olan ingilizce dükkanlar mekanlar yetmiyormuş gibi bu kan kokan dil bu şiire kadar girmiş demek..kötü..çevireni Allah bildiği gibi yapsın

Share this post


Link to post
Share on other sites
kan kokan bir dil Necip Fazılın şiirini haketmiyor..çok gereksiz bir şey olmuş..etrafımızda dolu olan ingilizce dükkanlar mekanlar yetmiyormuş gibi bu kan kokan dil bu şiire kadar girmiş demek..kötü..çevireni Allah bildiği gibi yapsın

Selamlar

 

Bu çeviri size hitap etmiyor zaten... Siz orijinalini okuyun, makbul olan da budur ama üstadın bir eserinin yabancı dillere çevrilmesini eleştirmeniz, sığ bir bakış açısına sahip olabileceğiniz izlenimini bıraktı. Üstadın en azından edebiyatıyla dış ülkelerde tanıtımının sağlanması kötü mü? Bu çeviriyi gönderdiğim bir Alman arkadaşım çok beğendi mesela. Bunlar mahzuru olan şeyler değil, perspektifi makul ölçülerde genişletip öyle bakmak gerektiği kanaatini beslemekteyim. Üstadın eserlerinin Urduca/Arapça'ya çevrilmesine olumlu bakıyorsak (Müracat: Paylaşım merkezi), üstadın edebi, hatta fikrî eserlerinin İngilizce'ye çevrilmesine de bu gözle bakmalıyız. Yok böyle düşünmüyorsak, büyük düşünmeyi öğrenip bu çalışmaların öneminin idrakına varmanın lazımlığı noktasında fikir beyan edebilir hale gelmeliyiz bence...

 

Biz ne kadar -haklı olarak da olsa- bu dilin kan koktuğunu iddia etsek de, uluslararası alanda şu anda bu dilin borusu ötüyor -maalesef-... Bu sebeple tanıtımda da büyük önemi var. Bizim ise kaybedecek vaktimiz yok, zaman kaybına tahammülümüz yok.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

birincisi yazdığım yazı öfkeyle yazılmış bir yazıydı ancak yine aynı şeyleri söyleyebilirim..buna ister dar kafalılık diyin,ister örümcek kafalılık..hem o zihniyetin bu şiirleri anlayabileceklerini hiç ama hiiiç zannetmiyorum..

 

selam ve dua ile....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Biz elimizden geleni yapalım da, anlayıp anlamama mevzuunu onların zeka kapasitelerine, fikir namuslarına, nasiplerine bırakalım. Zira nice şerefsiz çıkaran Batı aleminden Roger Garaudy'ler, Malcolm X'ler, Aliya'lar(O da bir Avrupalı'dır neticede), Yusuf Islam'lar, hatta Rimbaud'lar, Tolstoy'lar, Martin Lings'ler de çıkabilir, çıkmıştır.

 

Biz üzerimize düşeni yapalım, gerisini Allah'a bırakalım... Nasipleri varsa üstadın ışığından faydalanırlar.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Paylaşım için teşekkürler.

 

Bu İngilizce çeviriyi buraya koymaktaki amaç sanırım (inşallah) Üstadın şiirlerinin yabancılar tarafından da rağbet gördüğünü göstermektir.

 

Ama sizin de bildiğiniz gibi hiç bir edebi türün çevirisi orjinali kadar güzel olmuyor.

 

El emeği göz nuru bir tablo düşünün, bir de onun karşısına geçip bir tek parmak hareketiyle çekilmiş fotoğrafını düşünün. Sizce hangisi değerli? Karar sizin...

 

Şunu belirtmeyi unuttum: Burda Üstad ın manevi talebeleri olarak hepimiz dilimizin kirletilmesinden, yabancı kelimelerle katledilmesinden muzdaribizdir sanırım. Fakat yukarıdaki yorumlarda bir ifade gördüm ki içim parçalandı: "okeylesin". Burdaki kişilerin kalburüstü insanlar olduklarını düşünerek biraz daha dikkat edilmesini rica ediyorum.

 

Dilimizi kirletmeyelim, o bizim silahımız...

Share this post


Link to post
Share on other sites

gerçekten güzel bir çeviri olmuş, moda mod bir çeviri şiirde söz konusu olamaz zaten, bunu çeviriyle uğraşanlar bilir. Ayrıca girilen polemikleri ve bu işi eleştirenleri haksız buluyorum. Yapılan gerçekten hayırlı bir iş. Üstadın eserlerini hangi ırktan olursa olsun herkesin okuyup anlamaya hakkı ve ihtiyacı var diye düşünüyorum. Saygılar...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tencere yuvarlanmış seninki benden kara...

 

Ya nerden ne buluyosunuz kan kokan dil ne hacı.

 

Edebi sanatmı yaptın yook, sadece bullshit..

 

Bu şiirin çevirisiyle belki bir yabancı tesadüfen üstadı araştıracak, derinlemesine, belki oda içindeki bohem hayatından kurtulacak, belki hidayete erecek.

 

O zaman gelipte kan kokan dilimiz vardı ama seninde kanlaşmış beynin varmış demiyecekmi?!

 

Çıkarın artık şu at gözlüklerini ey halkım...

 

Bi kaç kelime ingilizceye çerilse ne olcak çevrilmese nolcak..

 

Selametle

Share this post


Link to post
Share on other sites
birincisi yazdığım yazı öfkeyle yazılmış bir yazıydı ancak yine aynı şeyleri söyleyebilirim..buna ister dar kafalılık diyin,ister örümcek kafalılık..hem o zihniyetin bu şiirleri anlayabileceklerini hiç ama hiiiç zannetmiyorum..

 

selam ve dua ile....

her ne kadar günümüz biliminde dil canlı olarak kabul ediliyorsa da o pislikleri yapan bu dil değil şahıslardır.ayrıca bu dili kullanan milyonlarca müslüman var.siz sırf kan kokanları söyleyerek onların bu eserlerden faydalanma hakkını ellerinden alıyorsunuz.(burası açıklamalarla iyice uzayabilir.sıkmamak için atlıyorum.ve sonuca geliyorum.)

siz bu kan kokulu dilin bu eserleri haketmediğini iddia ediyorsunuz.bu mantıkla biraz düşünelim bakalım neler ortaya çıkacak.

eğer bu kan kokulu dil bir insanın yazdığı şiirleri bile haketmiyorsa,KURAN'ıda haketmez.o zaman kuranın ingilizce mealleri yazılmamalıdır.hadisi şerifler ingilizceye nakledilmemelidir.bu şiirleri bile anlayamayacaklarına göre islamı hiç anlayamazlar islam öğretilmemeli islama davet edilmemelidir.konuşmaya değmeyeceklerinden dilleride öğrenilmemelidir(zaten kullanılmaması gerekiyor ya).

 

 

şimdi bütün bunlar sizin sözlerinizden çıktı.(isterseniz devam edebilirim ama açıklamak için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum.)ve bu mantıkla çıkmazdan başka bir yere gidilemeyeceği kanıtlanmış oldu.bide haketme konusunda eklemek istediğim birşey var.siz hiç bir hesap vermesi gerekmeyen birşey olan dilin bu şiirleri haketmediğini söylediniz.size soruyorum siz herşeyi hakettinizmi.mesela siz islamı hakettiğiniz için mi Allah sizi müslüman yaptı.ne yaptınızda islamı hakettiniz.yaşamayı hakettiniz mi.düşünmeyi,insan olmayı hiç birini haketmediniz.veya şu an hastanede can çekişen bir çocuk bunu haketti mi.peki siz onun durumunda olmamayı hakettiniz mi .demek ki bazı şeylerin hakedilmesi gerekmiyormuş.insan her zaman hakettiğini almıyormuş.bu dünyaya hakettiğimiz için değil öbür tarafı haketmek için geldik.

 

anlama mevzuuna gelince veda hutbesini okumanızı tavsiye ederim.biraz düşününce bu iddianızın çok saçma olduğunu anlayacağınızı ümit ederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites
birincisi yazdığım yazı öfkeyle yazılmış bir yazıydı ancak yine aynı şeyleri söyleyebilirim..buna ister dar kafalılık diyin,ister örümcek kafalılık..hem o zihniyetin bu şiirleri anlayabileceklerini hiç ama hiiiç zannetmiyorum..

 

şiiri pek ala anlayabilirler kardeş ne olmuş iyi de bir çeviri sayılır. dar kafalı,örümcek kafalı estağfirullah o ne biçim söz. ama yani biz sadece bu milletin solcusuyla mı uğraşacağız, ne kadar hafif meşgale potansiyele göre...haksız mıyım,siz söyleyiniz.

 

muhabbetle

Share this post


Link to post
Share on other sites

anlayamamak derken? Üstad Türkiye'de yeteri kadar anlasılıyor mu ki?

TÜrkiye'de Müslümanlık güzel bir seviyede mi ki? O zihniyet diye bahsettiğimiz insanlar Müslüman olunca bizden çok daha güzel yaşıyorlar. Ceviri fikri güzel ve yerinde,amacına ulasabilmesi dileğiyle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Walter Andrews 1939 yılında Pittsburgh, Pennsylvania doğdu. Carleton Koleji'nden 1961 yılında mezun olduktan sonra, İngilizce (1963) alanında yüksek lisans derecesi ve Doğu Dilleri ve Edebiyatı (1965) Yakın kazanmıştır. Kendisi 1970 yılında University of Michigan Osmanlı şiir sanatı üzerine tez ile doktorasını aldı. 1968 yılından bu yana, Andrews kuramı ve Osmanlı ve Türk edebiyatının eleştiri üzerine University of Washington at dersler olmuştur. Prof Andrews iyi bir giriş için Osmanlı Şiir, 1976 yılında yayınlanan ve bilinen onun etkili Şiir's Voice, Society's Song, 1984 yılında yayınladı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bismillahirrahmanirrahim ;

 

Bu uygulama bence çok güzel bir haber. şiir bence evrenseldir her nekadar orjinali kadar çevirisi mümkün olmasada böyle bir "edebi" şairin şiirlerininin dünyaca bilinmesi gerek diye düşünüyorum ..

 

daha önceden başka şiirlerinin tercümesi yapıldımı bilmiyorum ama? misal; canım istanbul, muhasebe, ruh, onun ümmetinden ol, sakarya gibi şiirlerinin de çevrilmesi çok olumlu bir iş olur kanısındayım ..

 

Üstad her şiirinde her sözünde Allah (c.c.)'ı anlatmış bir kişi, kimbilebilir amaç Allah'ı aramak değilmi belkide birkişinin Hidayetine vesile olur ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...