Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
kurşunkalem

Mustafa Armağan

Recommended Posts

Onur Öymen'in geçen hafta TBMM'de yaptığı konuşma, 72 yıldır ideolojik derinin altında durmaktan kabuk bağlayan cerahati de patlatmış oldu.

Emre Aköz gibi Dersim'den Atatürk'ü sorumlu tutanları okuyunca bazı tabuların yıkılmakta olduğuna inanası geliyor insanın. Düşünce özgürlüğü nihayet geliyor mu dersiniz?

 

Dersim'de bir katliam yaşandığı giderek açıklık kazanıyor. Bunu Necip Fazıl Kısakürek dahi 60 yıl önce "Büyük Doğu"da yazmıştı. Ancak sadece Dersim'le sınırlı kalmamalı sorgulama; son yüz yılda tarihimizin nasıl mıncıklandığını gösterecek bir bütünlüğe ulaşmalıdır.

 

İşte 31 Mart. Aydınlatılabildi mi? Ermeni tehciri üzerindeki kara bulutlar dağıtılabildi mi? Yüz binlerce gencimizi kara toprağa gömdüğümüz Birinci Dünya Savaşı'na neden girdiğimizi çözebildik mi? vs.

 

Dolayısıyla Dersim, bu yüz yıllık kanlı hesaplaşmanın bir durağı olarak anlaşılabilirse anlam kazanacak, aksi halde bir süre aramıza dönmek için heveslendikten sonra yine sırtını dönecektir.

 

Onun için gelin, son bir haftadır yazılıp konuşulanların biraz dışına çıkarak bakmayı deneyelim Dersim'e.

 

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Dersim Osmanlı döneminde merkezi otoritenin nüfuzundan uzak kalabilmiş ayrı bir ülke gibiydi. Kontrolü zor olan bu bölgeden vergi tahsil etmek, asker toplamak, asayişi sağlamak başlı başına bir sorundu. Cumhuriyet'in 10. yılına kadar da bu özelliğini korudu.

 

Atatürk'ün 1935 Kasım'ındaki Meclis açış nutkunda belirginleşen Dersim'in yola getirilmesi planına, isminin "Tunçeli" yapılmasıyla başlanır. Başına da sözü kanun olan olağanüstü yetkilere sahip askerî bir vali atanır. Şaşıracaksınız ama amaç, bu gidilemeyen 'vatan' toprağını ana yurda bağlamaktır. Tunçeli'ye kışla ve karakollar yanında yollar, sağlık ocakları ve okullar yapılır ki, iktidarın nüfuzu toplumun dokusuna sirayet edebilsin.

 

Fakat otoritesi sarsılacak olan şeyhler ve sürgün edilecekleri korkusuyla bölge halkı direnir. Ellerindeki silahların teslim edilmesi en önemli şartlardan biridir. Sayıları 15-20 bin olarak tahmin edilir.

 

Peki bu kadar silah nereden geçmiştir ellerine? Bunun da ilginç bir öyküsü vardır ve bence devlet asıl bu silahların peşindedir.

 

Nitekim 21 Haziran 1937 tarihli "Kurun" gazetesinde silahların kaynağını öğrenme imkânını buluyoruz. Buna göre Birinci Dünya Savaşı'nda Rusların hücumuna karşı koyabilmeleri için Dersimli aşiretlere silah dağıtılmış, onlar da bunları sarp dağlarına taşıyarak mağaralara saklamışlardı. Savaştan sonra bütün uğraşmalara rağmen bu silahları geri alamamıştı devlet. (Nuri Dersimi bunları Neşet Paşa'yı yenerek ganimet aldıklarını söyler.)

 

Cumhuriyet kurulmuştu ama Dersim'de Seyyid Rıza'nın başkanlığında bir silahlı ve örgütlü güç direniyordu. Bölgenin iklimi ve coğrafi yapısı da müdahaleyi zorlaştıran unsurlardı. Üstelik karşılarında hem Alevi hem de Türk olmayan, üstelik Türk olmamaya direnen bir yapılanma vardı.

 

Unutmadan söyleyelim, nüfusları da hızla artıyordu. 1927'de 543 bin iken sayıları, Tunceli Kanunu'nun çıkarıldığı 1935'te 765 bine yükselmişti (yüzde 50). Böyle giderse daha bir iki yıl önce her yaştan "10 yılda 15 milyon genç yarattı"ğını iddia eden TC, sınırları içerisindeki bir bölgeye giremeyen aciz bir devlet konumuna düşecekti.

 

Mesela bölgede hâlâ sarıkla, şalvarla dolaşıyordu insanlar. Vergileri şeyhler topluyordu. Evlenme, boşanma işleri de yine onların göreviydi. Hastalandıklarında onların kapılarını çalıyorlardı. Eğitim deseniz hak getire.

 

İşte Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın "Dersim'e koloni (sömürge) yönetimi" getirilmesini istemesinin arkasında bu somut resim durmaktaydı. Öfke, nüfuz edilemeyene yönelikti. Tekkeler kapatılmıştı güya ama bölgede Alevilik sanki Şah İsmail zamanındaki gibi devam ediyordu. Devrimler burada işlemiyordu. Hatay'ı anavatana katmak için uğraşan Türkiye, kendi haritasındaki beyaz kısmı bir türlü boyayamıyordu.

 

Velhasıl dönemin bir yetkilisinin dediği gibi Dersim'e bir ameliyat şarttı. Asimilasyon, yani Türkleştirmek gereğini ifade edenlere de sık sık rastlanıyordu Ankara'da.

 

Ne ki sonuç tam bir facia oldu. İyimser rakamlarla 13 bin, yaygın rivayete göre ise 50 bin insanın ölümüyle, binlerce kişinin yaralanması ve sürgünüyle sonuçlanan Dersim operasyonu, yakın tarihimizin kara deliklerine yenisini ekledi. Sadece eli silah tutanlar değil, çocuklar ve yaşlılar da öldürüldü. Başta Seyyid Rıza'nın genç hanımı Besi olmak üzere pek çok kadın, mağaralarda saklanan silahlarla kendilerini savunmak için harekete geçmişlerdi.

 

Türk basını ise Besi'yi 'dağ dilberi' veya 'dişi kaplan' diye magazinleştirmekle meşguldü ("Cumhuriyet", 26 Eylül 1937). Tabii Seyyid Rıza'nın Sabiha Gökçen tarafından bombalanan evinden çıkan garip eşyalar da operasyondan payını alacaktır. Güya evde haçlar, Hz. İsa'nın parmağı ve Ermenice dinî kitaplar bulunmuştur. Mesaj açık değil mi? Seyyid'i bir şekilde Müslümanlık dalından koparıp düşman kampa dahil etmek.

 

Ne var ki, evinden çıkan eşya arasında dikkatimizi başka şeyler de çekmekte. Mesela mı? İşte gazetelerden cımbızla topladıklarım: Kur'an-ı Kerim, Hadis-i Şerif, En'am-ı Şerif, Muhammediye, Siyer-i Nebi, Yıldızname, Bektaşiliğe ait bir şiir kitabı vs. ("Haber", 8 Kasım 1937). Bunlar pekala bir Kadirî şeyhinin evinde de bulunabilecek kitaplar.

 

Zihnimde susturamadığım soru şu: Yoksa Seyyid Rıza rengarenk Osmanlı düzeninin son adasını mı savunuyordu?

 

Bize düşen anlamak olmalı, değil mi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zihnimde susturamadığım soru şu: Yoksa Seyyid Rıza rengarenk Osmanlı düzeninin son adasını mı savunuyordu?

 

Büyükk bi laf cambazlıgı..

Bu kelimeye büyük bi laf etmek gerekir velhasıl yeri ve zamnı degil..atatürk musul ve kerkük bizimdir demiştir bunuda usatafa armagan beye sorsanız evet topla tüfekle almaya gidicektik son anda isyanlar çıktı alamadık diyebilecek kapasitede bir insan..Hülasa ataürk ve stratejisini mustafa armagan ve efradı anlamaz,anlayamayacaktır da..

Siyaset eline kalem alıpta atıp tutmaya manidar manidar konuşmaya benzemiyor armagan beyfendi.

Zira sizin bu teziniz şu an hala devam eden pkk ve doguda süren isyanı da meşrulaştırmakta ,,herşey düşünülebilir belki dersiniz dogu insanı maneviyatına çok baglı osmanlı devletinn son adasını yaşatmaya çalışıyorlar falan..Hülasa bu ülkenin düşünen beyinlere ihtiyacı var yıkanmış beyinlere degil.

Share this post


Link to post
Share on other sites
ataürk ve stratejisini

 

 

 

hele anlatın, biz dahi bilelim. Ne imiş?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kardeşim Dersim Dersim diyorsunuz tamam katliam yapılmıştır anladıkda 33 tane asker kışlası basılıp öldürülüyor ve yakılıyor cesetleri Seyid Rıza ve Adamları tarafından.Dersime hiçbir saldırı yokken.Bunu da belirtin bir.

Arkadaşın dediği gibi iyice solculaşmalar gözüken kesim-i malumda olan bu Dersimcilik PKKyı Kürtçülüğü meşrulaştırır.33 askeride yaşanmamış bir hayale dönüştürür.M.Kemal İslam dışıdır.Herkes bilir bunu.Ama Askerinin kanını çok pahalı bilen bir Generaldir.Daha bir çok örneği vardır bunun.

M.Armağan Abdulhamid Hancılık yaparken bu yoğda başka bir Cedde sövdürten bir insandır.Üstelik ilmi cismide yoktur.Kaç Osmanlıca belge okudu acaba?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kardeşim Dersim Dersim diyorsunuz tamam katliam yapılmıştır anladıkda 33 tane asker kışlası basılıp öldürülüyor ve yakılıyor cesetleri Seyid Rıza ve Adamları tarafından.Dersime hiçbir saldırı yokken.Bunu da belirtin bir.

Arkadaşın dediği gibi iyice solculaşmalar gözüken kesim-i malumda olan bu Dersimcilik PKKyı Kürtçülüğü meşrulaştırır.33 askeride yaşanmamış bir hayale dönüştürür.M.Kemal İslam dışıdır.Herkes bilir bunu.Ama Askerinin kanını çok pahalı bilen bir Generaldir.Daha bir çok örneği vardır bunun.

M.Armağan Abdulhamid Hancılık yaparken bu yoğda başka bir Cedde sövdürten bir insandır.Üstelik ilmi cismide yoktur.Kaç Osmanlıca belge okudu acaba?

kardeşim sen var ol..armagan bey osmanlıcayı benden daha kötü okur buna emin olun..çünkü şahsiyetini az çok tanırım

Share this post


Link to post
Share on other sites
hele anlatın, biz dahi bilelim. Ne imiş?

onuda siz aaraştırınız lütfen..Zihninize Çivi ile kazınmış fikirleri benim silmemi beklemiyorum,zira benim burada konuşmam saçma ve yersiz olur

Share this post


Link to post
Share on other sites

senin tavsiyeden çoooook önceleri biz araştırdık elbet

lakin bahsettiğin sıfatları hakedecek ciddi somut bir ipucuna rastlayamadık

rastlayamadıkki sorduk

hele şu askerinin kanının çok değerli olduğunu düşünmesi beni çok düşündürür açıklamada bulunulmazsa...

neyse biz sorumuzu tekrarlayalım

 

hele anlatın, biz dahi bilelim. Ne imiş?

 

selam ve dua ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites

osmanlı askeri teşkilatının içinde arapçılıgın zirve yaptıgı atatürkün tabiri ile'' bu ordu bir kaz sürüsünü bile kovalayamaz durumda '' dedigi zamnda arapçılıgı ortadan kaldırarak işini yapması bile size somut bir örnektir

Share this post


Link to post
Share on other sites
osmanlı askeri teşkilatının içinde arapçılıgın zirve yaptıgı atatürkün tabiri ile'' bu ordu bir kaz sürüsünü bile kovalayamaz durumda '' dedigi zamnda arapçılıgı ortadan kaldırarak işini yapması bile size somut bir örnektir

 

 

 

Ah size cevap vermek.. Uzayda bağırmaya benziyor.. Menşei tam olsa da meznili kaypak olan bir nida...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Siz, oğullarımız ve de torunlarımız için kimin okunmasını tavsiye edersiniz sayın,yaldızlarla yazılmış isminize bir mana veremediğim ahmet ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim, şahsın ihtarı bana aslında..

 

 

 

inanç önemlidir fakat bu bizim inançsızlıgımızdan çokj o gözünde daima büyük olan oryantal toplumun inançsızlıgıdır..peki hediye paketini sevmiyorsan buyur alma,git inanç yönünden seni tatmin eden bir toplumda yaşa,yoksa bulamıyormusun?
sorusuna;

 

 

 

Bana, inancına uygun bir yer bul! ve orada yaşa diyerek neye benziyorsunuz biliyor musunuz?

 

Cebren evini istila edip, şuuruna el koyduğunuz adamın, nesline, o adamın evinde ev sahipliği yapacak kadar küstah ve midesiz..

 

Ama, o nesil, atasının şuurunu er geç bulacak ve size gitmeniz için çok yerler gösterecektir...

 

 

 

cevabını verdiğim için, söylendi öyle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

saçma,,

Sadece laf cambazlıgı,,mustafa armaganında alışkın oldugu kesip yapıştırmaya sizde alışmışsınız zira sözlerimin bir kısmını keserek sanki beni ianançtan yoksun gibi göstermeniz manidar

Share this post


Link to post
Share on other sites
Siz, oğullarımız ve de torunlarımız için kimin okunmasını tavsiye edersiniz sayın,yaldızlarla yazılmış isminize bir mana veremediğim ahmet ?

estafirullah ne haddime hocalık taslamak sizin işinizdir ben taslamadan olmayı yeglerim

Share this post


Link to post
Share on other sites
saçma,,

Sadece laf cambazlıgı,,mustafa armaganında alışkın oldugu kesip yapıştırmaya sizde alışmışsınız zira sözlerimin bir kısmını keserek sanki beni ianançtan yoksun gibi göstermeniz manidar

 

Bana; inancımla eşdeğer bir memlekette yaşamayı teklif ettiğiniz mesaj; ve benim o mesaja cevap vermemden doğan, oğul-torun ilişkisi sadece tek mesaj üzerinde idi; ve hepsi burada.. Siz sildi iseniz size yollayabilirim tekrardan...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bana; inancımla eşdeğer bir memlekette yaşamayı teklif ettiğiniz mesaj; ve benim o mesaja cevap vermemden doğan, oğul-torun ilişkisi sadece tek mesaj üzerinde idi; ve hepsi burada.. Siz sildi iseniz size yollayabilirim tekrardan...

sana inancından dolayı bulman gereken memleketi syledigimi sanmıyorum.sadece inanç eksikliginin bizim toplumumuzdan çok tapındıgınız oryantal toplumların eksikligi oldugunu eger bunu karşı iseniz niçin bu ülkede yaşamaya devam ettiginizi söylemeye çalıştım

Share this post


Link to post
Share on other sites
estafirullah ne haddime hocalık taslamak sizin işinizdir ben taslamadan olmayı yeglerim

 

Sorunun cevabı bu değil

Hocalık taslamak bize göre de değil ama görünüyor ki size göre hiç değil becerememişsiniz...

Buyurun münakaşa meydanı sizin...

Share this post


Link to post
Share on other sites
estafirullah ne haddime hocalık taslamak sizin işinizdir ben taslamadan olmayı yeglerim

Selamlar,

 

Lütfen, polemiğe giriyorsak dahi üslup kalitemizi, düşünce derinliğimizi ve seviyemizi muhafaza edelim. Bu başlıkta cereyan eden tartışmanın şekli ve başvurulan son derecedeki seviyesiz üslup, forumun seviyesini temin ile mesul olan bizleri ziyadesiyle rahatsız ediyor. Bu hatırlatma; bu başlık ve bu mesaj özelinde tüm arkadaşlarımıza yapılmış kabul edilmelidir. Biz bunlara tahammül gösterdikçe bundan en büyük zararı forumumuzun gördüğü, bizi harekete sevkeden bir hakikat olarak zuhur ediyor. Forumda genel bir revizyona gitmeye mecbur kalmak istemiyoruz, lütfen siz de biraz olsun dikkatli davranarak bizi tahammülden vazgeçmeye mecbur bırakmayın. Yazdıklarımızda ufak da olsa bir kalite emaresi bulunsun ki, forum faydalı bir platform olarak varlığını sürdürebilsin. Hatırlatmamızın bu başlık ve bu mesajla sınırlı olmadığını tekrar belirtmek istiyorum.

 

Konu kilitlenmiştir.

 

Saygı ve selamllarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...