Muvazene 190 Report post Posted January 18, 2010 Tek parti cumhuriyetçileri, gençleri ve kadınları ideolojik amaçlarla istismar ettiler. Yetişen yeni nesiller onların eseriydi, onlar vasıtasıyla anaları babaları yola getirmek istediler. Ey Türk gençliği hitabesini herkes biliyor. Fakat, gizli bir Ey Türk kadınlığı hitabesi de olmalı! Kadınlar da bildik, İslâm veya Osmanlı, kadını kafes arkasına kapattı, haklarını gasp etti, cumhuriyet, kadını özgürlüğe kavuşturacak efsanesiyle cepheye sürüldü. Meclise ilk kadın milletvekilleri 1930larda sokuldu. Bu demokratik bir taleple olmadı ve demokrasi yoluyla gerçekleşmedi. Şefin takdiri böyleydi. Kadın Meclise kadın olarak girmedi, diğer milletvekilleri gibi şefin askeri olarak girdi. Gerektiği zaman erkekler gibi elini kaldırdı. Kadın ve erkek vekillerin kılık ve kıyafetlerinin birbirinden farkı yoktu. Ankaranın bir köyünden getirtilen Satı kadın Meclise sokulurken sadece kıyafeti değiştirilmedi, adı da değiştirildi. Meğer bu kadıncağız asıl ismi olan Hatiyi bilmiyormuş! Ona bildirildi ve o andan itibaren Hati oldu! İlk kadın millet vekillerinden Satı Kadın Gençler üzerine oyun 1970lere kadar bütün hızıyla devam etti. 1970lerde görüldü ki, gençlik rejimin ve inkılapların bekçisi rolünü benimsemekte istekli görünmüyor. Bütün gençlik teşkilatları lağv edildi. (MTTB o teşkilatlardan biri ve o kuruluşla bağı olan bir isim şimdi Cumhurbaşkanı!) 12 Eylülden sonra gençler siyasetten arıtma sürecinden geçirildi. Kadın üzerinden yürütülen psikolojik savaş ise sürüyor. Cumhuriyet adına yarışa sokulan iki meşhur kadın var. Biri fizik ve müzik yarışına sokulan Ajda. Ajda, cumhuriyetin en meşhur kadınlarından biri. Müzikle ilgili şöhretinin fiziğiyle ilişkisini kurmak zor değil. O yüzden Ajda müziği unutsa bile fiziği unutmuyor. İşte gazete haberi: Şarkı sözlerini unuttuğu için sık sık sahneye kurulu monitöre bakan Pekkan, bir hayranı tarafından kendisine verilen birayı içerek konserine kaldığı yerden devam etti. Artık 70ine merdiven dayamış bir kadının fizik üzerinden müzik yapması, cumhuriyetçi basının büyük takdiri ve teşviki ile karşılanıyor. Her defasında onun bu yönüne vurgu yapılıyor. Sözü geçen bayanın fiziğinin böylesine önemsenmesi onu korumak ve sergilemek mecburiyeti hasıl ediyor olmalı ki, 18 defa ameliyat masasına yatmış. Plastik ameliyat rekoru onda imiş. Bu arada benzer cumhuriyet kadınları ile ilgili bilgiler de sıralanıyor. Kim ne kadar plastik ameliyat oldu, çetelesi tutulmuş. Cumhuriyetin plastik kadınları, ellisinde, altmışında, hatta yetmişinde genç ve güzel görünmeye devam ediyorlar! Bu sentetik güzellik konusunda bir karar mercii yok. O yüzden cumhuriyetin plastik kadınları ile gurur duyulmaya devam ediliyor ve onlar cumhuriyet adına yarışı sürdürüyorlar. Diğer yarışçı cumhuriyet kadını Ajda kadar şanslı değil. Halbuki onun adı bazı şehirlerimizde, bu arada Ankarada parklara verilmişti. Her gün böyle bir parkın önünden geçiyorum! O Türkiyenin dünya şampiyonu olan ilk kadın yarışçısı. Onun yarışta ipi göğüslemesi cumhuriyetin başarılarından biri olarak alkışlanmıştı. Şimdi işler karışık! Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi, millî atlet Süreyya Ayhanın 4 yıl pistlerden men cezasını, ömür boyu mene çevirmiş. Süreyya için yarış bitti! Ajda fiziğini korumak için her türlü sentetik işleme başvuruyor ve yüceliyor, Süreyya Ayhan ise, yarışı kazanmak için doping aldığından, cezalandırılıyor. Reva mı bu? Ey cumhuriyet kadını, kim doldurabilir miadını? Ajda bir aile içinde dünyaya geldi. Fakat, öldüğünde bir ailesi olmayacak. Normal olanı, tabiî olanı yapmak Ajda için kaçırılmış bir fırsat. Fakat Süreyya için normal bir hayatı yakalama imkânı var: Yarış defterini kapatıp, çocuklarının annesi olmak! (D. Mehmet Doğan, Vakit, 2009-11-14) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kırkgeçit 0 Report post Posted January 20, 2010 Kadını maymunlaştırdılar... Bunlardan da ancak maymun doğar! Quote Share this post Link to post Share on other sites