Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Hareket Merkezi

ÇeÇenİstan GerÇeklerİ…

Recommended Posts

140x160_sturksoy_kose070508.jpg

 

Allah’a ve ahirete inanan insanlar hamasetle, dedikoduyla, iftirayla iş göremez.

 

Savunduklarının, fikir ve eylemlerinin bir ciddiyeti olmalıdır.

 

Türkiye’de bu var mı, ne yazık ki yok!..

 

Kavram kargaşasının yaşandığı konulardan biri, Çeçenistan mevzuudur!..

 

Bu konuda öylesine bir bilgi kirliliği vardır ki, 73 milyonluk koca ülkede

 

Bir avuç marjinal insan, sahip oldukları üç-beş uyduruk internet sitesiyle

 

Kamuoyunu rahatlıkla kandırabiliyor, yanlış yönlendirebiliyor..

 

Çok kısa bir süre öncesine kadar, herkesin dilinde bir “Çeçen cihadıdır” gidiyordu..

 

Güya Çeçenistan’da binlerce mücahit, Ruslarla kıran kırana çarpışıyor,

 

Cihat bütün şiddet ve azametiyle devam ediyordu!..

 

Grozni’deki Hacı Ahmet Kadirov Camii’nin açılışı münasebetiyle, pek çok gazeteci gibi biz de bölgeye gittik.

 

Gördük ki, Türkiye’de anlatılanlar birer kuyruklu yalandan ibaretmiş!..

 

Nitekim gördüklerimizi, izlenimlerimizi Türksoyla İpekyolu programında anlattık.

 

Yani takke düştü, kel göründü!

 

İşte kıyamet de ondan sonra koptu..

 

Vay sen misin Çeçenistan’da savaş olmadığını,

 

huzur ve barışın hakim olduğunu söyleyen!..

 

Hakkımda olabilecek en alçakça iftiralara ve yalanlara başvurdular.

 

Sadece beni tehdit etmekle kalmayıp, program yaptığım kanalları da tehdit ettiler!

 

Saldırının dozunu artırınca, bu insanların yalanlarını, riyakarlıklarını ispatlamaya karar verdim.

 

 

 

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ…

 

Ben bir Kafkas Türküyüm.

 

Yiğitliği dillere destan Karapapak Mihralibeyler’in, Kaçak Nebiler’in torunuyum.

 

Allah’a bir can borcumuz var. Kimseden korkacak halimiz yok.

 

Savunduğum konuda yüzde yüz haklı olduğuma inanıyorum.

 

“Doğruluk”tan daha büyük bir silah var mıdır?

 

O nedenle hakkımdaki iddiaları-iftiraları zerre kadar ciddiye almadım.

 

Şahsım başta olmak üzere, Çeçenistan hakkında objektif açıklamalar yapan pek çok insanı hedef alarak çamur at izi kalsın mantığıyla,

 

akla hayale gelmeyen şirretlikler yaptılar.

 

Oysa bu kadar paniğe kapılacak ne vardı!..

 

Neticede Çeçenistan burnumuzun dibinde bir yer. Benim anlattıklarımın yalan olduğunu iddia edenler, zahmet buyurup gerçekleri görebilirlerdi. Fakat onlar gerçeği değil, hayal alemlerindeki Çeçenistan’ı görmek istiyorlardı. Onlar savaşan bir Çeçenistan’ı, bombalarla parçalanan çocuk bedenlerini, gözyaşı döken anaları, yakılan yıkılan evleri hayal ediyorlardı! Çeçenistan’da yıllarca süren ve yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüzbinlerce insanın sakat, dul, yetim kalmasına yol açan korkunç savaşı, uzaktan film seyreder gibi seyretmek bazı insanlar için çok zevkli (!) olabilir. O yüzden bu filmin bitmesini hiç istemiyorlar. Filmin bittiğine de inanmak istemiyorlar. Nasıl olsa ölen kendi çocukları değil. Nasıl olsa bombalar, kendi hanelerinden başka yerlerde patlıyor!..

 

Nasıl olsa, Rusya içindeki bütün müslüman topluluklar mesela Tatarlar, Başkurtlar, Karaçaylar, Kumuklar, Nogaylar, Çerkesler, Adigeler, Abhazlar, Balkarlar, Avarlar vs. hepsi bağımsızlıklarını kazandılar, bir tek Çeçenler kaldı, öyle mi?

 

Sağdan saysan, soldan saysan, toplam nüfusu 1 milyonu geçmeyen yorgun ve yaralı mazlum Çeçen halkı, bu dünyanın tek kurtarıcısı mı? Bu milletin sadece ölmeye ve gözyaşı dökmeye mi hakkı var!

 

Çeçen çocuklarının da diğer çocuklar gibi gülmeğe, oynama hakları yok mu?

 

Bazı internet mücahidi iki yüzlüler sadistçe bir zevk alacak diye, Çeçenler hep savaşmak, hep ölmek mecburiyetinde mi?

 

Hani, “Kendi nefsin için istemediğini başka Müslümanlar için de istemeyeceksin” düsturu nerede kaldı?

 

 

ÇEÇENLER YALNIZ BIRAKILDI!

Çeçenler, Sovyetler’in çökmesiyle beraber bağımsızlığını ilan etmiş fakat 3 yıl boyunca ne Türkiye, ne de başka bir İslam ülkesi bağımsız Çeçenistan’ı tanımamıştı. Kızıl Ordu’yla kanlı çarpışmalara giren ve adeta bir destan yazan Çeçenler, 200 bin civarında şehit vermiş; Onbinlercesi sakat, dul, yetim kalmıştı. Şehirler harabeye dönmüştü.

 

Verilen onca mücadeleye rağmen Çeçenler, bağımsızlık mücadelelerinde yalnız bırakılmıştı.

 

150 milyonluk dev Rusya’ya karşı, nüfusunun neredeyse dörtte birini savaşta kaybeden 1 milyon nüfuslu Çeçenistan’ın , Rusya’yla barış anlaşmasına imza atmaktan başka şansı yoktu.

 

Aslan Mashadov’un Devlet Başkanlığı döneminde bu anlaşma imzalandı. Anlaşma Çeçenlere pek çok konuda önemli avantajlar sağlıyordu. Üstelik belirli bir süreçten sonra bağımsızlıklarının Rusya tarafından kabul edileceği öngörülüyordu. İşte tam bu noktada bazı karanlık eller devreye girdi ve sözde cihat-şehadet kavramları kullanılarak mazlum Çeçen halkı yeni bir savaşın içine itildi. Birinci savaşta topyekun birlikte cihat eden Çeçen halkı, 2. savaşta bazı derin güçlerin komplolarına alet olarak birbirlerine düştüler. O dönemde yapılması gereken, Çeçenlere itidal ve sükunet tavsiye ederek birliklerini korumaları ve anlaşmanın şartlarına riayet etmelerini sağlamaktı. Eğer böyle yapılsaydı dünya kamuoyu önünde Çeçenlerin haklılığı daha net ortaya çıkacaktı. Fakat böyle olmadı. Birilerinin hala efsane kahraman olarak sundukları bazı komutanlar, barış anlaşmasını tanımayarak Müslüman Dağıstan’ın köylerine saldırdılar. Ardından adam kaçırmalar, okul ve tiyatro baskınları, rehin almalar ve benzeri eylemler geldi. Tekbirler eşliğinde kafa kesmeler, bombalarla parçalanan masum çocuk cesetleri ve benzeri görüntüler, uluslar arası kamuoyunda Çeçenlere kaşı büyük bir tepkinin doğmasına yol açtı. Zaten hedeflenen de buydu!.. Birileri korkunç ve hain bir plana alet olmuş; Çeçen davasına verilebilecek en büyük zararı vermişti. Birinci savaşta ağır bir yenilgi alarak Çeçenlerin lehine olan bir anlaşmaya imza atmak zorunda kalan Rusya’ya, altın tepsi içinde tarihi bir fırsat sunulmuş oluyordu.

 

 

AHMET KADİROV, FİTNECİLERİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI

 

O dönemde bütün gelişmeleri gören basiretli ve ufuk sahibi bir İslam alimi vardı. Müslüman Çeçen halkının bu tuzağa düşmemesi için çırpınıyordu. Olabilecekleri önceden tahmin eden bu kişi, Birinci Savaşta Cihat kararını alan ve Ruslara karşı kahramanca mücadele veren Çeçenistan Müftüsü Hacı Ahmet Kadirov’dan başkası değildi. Kadirov’un çabaları ne yazık ki kardeş kavgasını ve fitneci gurupları engelleyemedi.

 

O dönemde maalesef Türkiye’den de birileri yangına körükle gitti ve sonucunu bile bile,

 

Rusların saldırmasına zemin hazırlayan gruplara maddi destek sağlamaya devam etti.

 

O karanlık ve puslu günlerde, Çeçenistan’da herkes kendi başına buyruk olmuş, kimse kimseyi dinlemiyordu. Dönemin Devlet Başkanı Aslan Mashadov, Şamil Basayev ve arkadaşlarının Çeçenistan’ı korkunç bir maceraya sürükleyen eylemlerini engellemekte yetersiz kaldı. Ahmet Hacı, kendisini birkaç defa ikaz etti. Dış güçlerin, Çeçen halkı üzerinden oynadığı büyük oyuna alet olunmamasını, varılan anlaşmaya sadık kalınmasını, aksi halde Çeçenlerin dünya önünde zor durumda kalacağını defalarca haykırdı. Ne yazık ki bu feryatlar, haykırışlar sonuçsuz kaldı.

 

Böylece İkinci Savaş patladı. Başkent Grozni ve tüm şehirler korkunç bombardımana tutuldu.

 

Bazı maceracılar yüzünden korkunç bir soykırım yaşandı. Onbinlerce kadın, çocuk bombalar altında can verdi. Üstelik Çeçenler dünya kamuoyu önünde haklı davalarında haksız duruma düşmüş oldular. Rus derin devletinin yönlendirdiği bazı maceraperest Çeçen grupların sözde Şeriat-Emirlik-İslam adına yaptıkları vahşi eylemler, Çeçenler hakkında çok kötü bir imajın oluşmasını sağladı.

 

HAİN KİM, KAHRAMAN KİM?

 

Geriye dönüp objektif bir gözle Çeçenistan hadiselerine baktığımızda, bir zamanlar bazı çevrelerin “Hain” ve “Rus işbirlikçisi” olarak kötüledikleri Hacı Ahmet Kadirov’un aslında inancı ve halkı uğruna kendisini feda eden uzak görüşlü ve sorumluluk sahibi bir Halk Kahramanı olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Ahmet Hacı Kadirov, Kimsenin böyle bir şeye cesaret edemediği en zor bir dönemde, Çeçenistan Müftüsü sıfatıyla

 

1.Savaş sırasında, Ruslara karşı cihat ilan eden imanlı bir İslam alimiydi.

Bazı karanlık odakların çeşitli fitnelerle başlattıkları 2.Savaşta ise halkını fitneden, iç savaştan, uluslar arası komplolardan ve Yahudi oyunlarından kurtarmaya çalışan, sorumluluk sahibi, cesur bir devlet adamıydı. O dönemin gerçekleri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Geçmişten dersler çıkarmak adına, samimi Müslüman aydınların bu konuyu özellikle araştırması ve kim haklı-kim haksız tartışmalarına açıklık getirmesi gerekir.

 

Benim şahsi kanaatim şudur; Uluslar arası Yahudi şebekesinin ve işbirlikçilerinin etkisinde kalarak, Ahmet Hacı Kadirov hakkında olumsuz düşüncelere sahip olan Türk halkı, eğer dönemin şartlarını ve Ahmet Hacı Kadirov’un niyetini, hedefini; Osmanlı ve Türk sevgisini,

samimiyetini, mütevaziliğini, vatanseverliğini, Kadiri dervişliğini, tasavvuf ve ehl-i sünnet aşkını yeterince bilseydi Onu Çeçen halkının en büyük kahramanlarından biri ilan ederdi.

 

Ve ben yine inanıyorum ki, hakikatler geç de olsa tecelli edecek ve yakın bir gelecekte Türk milleti, Çeçen halkının bu büyük evladının ismini parklara, caddelere ve kültür merkezlerine vererek, Osmanlı ve Türk dostu Ahmet Hacı Kadirov’a vefa borcunu, biraz gecikmeli de olsa yerinde getirecek.

 

ÇEÇENİSTAN’DA HUZUR DÖNEMİ..

 

Şimdi Çeçenistan’da bir barış dönemi yaşanıyor. Çeçen halkı 400 yıllık mücadele tarihleri içerisinde son dört yıldır ilk defa huzurlu bir dönem yaşıyor. Ben Çeçenistan’da bulunduğum süre zarfında yaşlıdan gence, kadınlardan erkeklere, işçiden işsize kadar herkesimden yüzlerce insanla konuştum. Mevcut durumdan rahatsız bir kimseyle henüz karşılaşmadım. Kadirov’u özellikle çocukların çok sevdiğine şahit oldum. Cumhurbaşkanı, her yaştan, her kesimden insanlarla çok güzel iletişimler kuruyor. Aksakal yaşlı Çeçenlerin onun için samimi dua ve niyazlarda bulunduğu defalarca gözlemledim. Daha önce, uluslar arası karanlık odakların kötü planlarına alet olarak, Çeçen halkını İkinci Savaşla ateşe atan zihniyet sahipleri, şimdi Çeçenleri bir Üçüncü Savaş ateşine atmak için çırpınıp duruyorlardı. Bu çevreler, üs olarak da Türkiye’yi kullanıyorlardı. Türk insanının yardımseverlik ve merhamet duygularını istismar eden bu çevreler, kendilerini haklı göstermek, mevcut Ramazan Kadirov yönetimini kötülemek için akla hayale gelmeyen tek taraflı propagandalar yapıyorlardı.

 

Şimdi duvara tosladılar. Artık insanları kandıramıyorlar. Çeçenistan’daki mücahitlere yardım götürüyoruz diye kimseden para istemeyecekler.

Türkiye’deki Çeçenistan tartışmalarının özü budur.

 

TÜRK HALKI GERÇEKLERİ GÖRMEYE BAŞLADI

 

Uzaktan atmak, gaz vermek kolay.

Çeçen halkı savaşın nasıl korkunç bir şey olduğunu iyi biliyor.

O nedenle, Türkiye’deki bazı hayal tacirleri ne kadar yırtınırsa yırtınsın, yaralı ve mazlum Çeçenleri yeni bir ateşin içine atamayacaklar.

Bu gerçekleri gösterdiğim için gözünü kan bürümüş bazı kişiler bana öfke kusmaya devam etse de; Hakikatin aydınlığını kimse gizleyemez. Nitekim bu konuda da öyle oldu.

 

Kısa sürede Türk halkı ve aydınlar, Çeçenistan gerçeğini idrak etmeye başladı.

Çeçenistan konusunu istismar edenler genelde radikal İslamcı unsurlar.

 

Şimdi onların detaylarına inmek istemiyorum. Çünkü bazıları bu konuda iyi niyetli olmasına rağmen bilgisizlik nedeniyle böyle bir tutum sergiliyor. Türk halkının neredeyse tamamı ise Çeçenleri gerçekten çok seviyor ve onların iyiliğini istiyor. Fakat yapılan tek yanlı propagandalar sebebiyle, halk gerçekleri göremiyordu. Ülkemizdeki eleştiriler daha çok Ramazan Kadirov üzerinde yoğunlaşıyordu. Özellikle İslam üzerinden birtakım uydurma haberlerle Ramazan Kadirov yönetimi yerden yere vuruluyordu.

 

 

KADİROV’U KÖTÜLEME KAMPANYASI

 

Kadirov’un Müslümanlara zulmettiği, camiye gidenleri fişlediği, Allah diyenleri hapse attığı, ülkede açlık ve sefaletin hüküm sürdüğü, çeçen mücahitlerin ailelerine kötülükler yaptığı gibi iddialar hala internet sitelerinde dolaşıyor. Ramazan Kadirov’a ait olduğu iddia edilen tamamen uydurma montaj video ve fotoğraflarla da insanların kafalarını karıştırmaya devam ediyorlar.

 

Ben Çeçenistan’a zaman zaman gidiyorum ve dolaşmadığım hiçbir yeri kalmadı. Aynı şekilde Çeçenistan’ı ziyaret eden ve ülkemizin saygın aydınlarından oluşan Türk heyeti de bir baştan bir başa Çeçenistan’ı dolaştılar; Merak ettikleri her şeyi ilgililere sordular; Her kesimden insanı dinlediler; Yapılan hizmetleri yerinde gördüler. Hepsinden önemlisi Ramazan Kadirov’u yakından tanıma imkanı buldular, kendisine merak edilen pek çok hususu sordular.

 

O heyet mensuplarının hiçbirinin kafasında, mevcut Çeçenistan yönetimi konusunda olumsuz bir düşünce kalmadığına inanıyorum. Şimdi isterseniz, gerek bendenizin ve gerekse Çeçenistan’ı ziyaret eden Türk heyetinin tespitlerini birkaç başlıkla özetleyelim.

 

ÇEÇENİSTAN GERÇEKLERİNDEN KESİTLER..

 

1- Çeçen halkı, 1.Savaşta Cahar Dudayev’in önderliğinde büyük bir birlik ve dayanışma örneği göstermiş ve bağımsızlık için topyekun cihat yapmıştı. 2.Savaşta ise Çeçenler, başta Vehhabiler, Yahudiler, CİA ajanları ve Rus derin devletinin marifetiyle birbirlerine düşürülmüş, kardeş kardeşe düşman olmuştu. Bugün Çeçen halkı, 33 yaşındaki genç ve enerjik Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un liderliğinde yeniden bütünleşmiş. Çeçenler, tıpkı Birinci Savaşta olduğu gibi büyük bir dayanışma ve birlik ruhuyla şimdi büyük cihadı gerçekleştiriyor. Bu cihad, Çeçenistan’ın yaralarının sarılması ve maddi ve manevi kalkınmasının sağlanması cihadıdır.

 

2- Çeçenistan, Rusya, hatta Orta Asya ülkeleri içinde İslam dininin en rahat yaşandığı yerdir. Camiler tıklım tıklım dolmakta, Türkiye’de olduğu gibi günde beş vakit ezan sesi ülke semalarında yankılanmaktadır.

 

3- Son birkaç yıl içinde yüzlerce cami, yüzlerce medrese hizmete girmiştir. Her köyde İslam dinini çocuklara öğreten okullar hizmete açılmıştır.

 

4- İlkokullar da dahil tüm eğitim kurumlarında öğrencilerin namaz kılabilecekleri mescitler vardır.

 

5- Resmi kurumlarda, üniversitelerde başörtüsü serbesttir. Hatta başta Ramazan Kadirov olmak üzere, devlet yönetimi, örtünmeyi özellikle teşvik ve tavsiye etmektedir.

 

6- 1860’lı yıllarda yaşamış olan tasavvuf alimi Kunta Hacı hazretleri vasıtasıyla Kafkasya’ya gelen Kadiri tarikatı, hayatın her alanında etkili olmaktadır. Camilerde, evlerde yüzlerce insan aynı anda zikirler yapmakta ve bu zikirlere Cumhurbaşkanı da katılmaktadır.

 

7- Çeçenistan’ı yöneten mevcut kadronun hemen tamamı, Kadiri tarikatına mensup dindar gençlerden oluşmaktadır. Cumhurbaşkanı’nın en yakınındaki genç alimlerin çoğu Mısır’daki El Ezher ve Türkiye’deki İlahiyat fakülteleri mezunudur. Ve gençler dini konularda çok iyi bilgilerle yetişen ve inançlarını yaşayan kimselerdir

 

8- Yoksul aileleri destekleyen çeşitli sosyal yardım kuruluşları faaliyet göstermektedir.

Son birkaç yıl içerisinde 2 bin 700 aileye bedava konut verilmiştir. Onbinlerce aileye de evlerini onarmaları için 15’er bin dolar yardım yapılmıştır.

 

9- Toplumu kemiren uyuşturucu, alkol, sigara gibi zararlı alışkanlıklara karşı büyük bir mücadele verilmektedir. Bu mücadele sonucunda, uyuşturucu bağımlısı binlerce genç kurtarılmış, uyuşturucu tüccarlarının adeta kökü kazınmıştır. Aynı şekilde alkol tüketimi de çok ciddi oranlarda azalmıştır. Aleni yerlerde alkol satışı yasaktır. Sigaraya karşı da ciddi bir mücadele verilmektedir.

 

10- Ülkenin her yanında, tüm şehirlerde Osmanlı Türk mimarisiyle camiler yükselmektedir. Bu ihtişamlı camilerden 5’i hizmete açılmış, yapımı devam edeb 8 cami de önümüzdeki yıl hizmete açılacaktır.

 

11- Çeçenistan’daki bu camilerin tamamı Türk ustalar tarafından inşa edilmektedir.

 

Malzemelerin çoğu Türkiye’den getirilmektedir. Gerek cami inşaatları gerekse diğer yatırımlar sebebiyle Türkiye’ye Çeçenistan’dan yüz milyonlarca dolarlık döviz girdisi sağlanmaktadır.

 

12- Çeçenistan’da büyük bir Osmanlı ve Türk sevgisi vardır. Mübarek gün ve gecelerde, Sultan Abdulhamid döneminde yazılan bir mevlid-i şerif okunmakta ve orada Osmanlı Ordusunun muzaffer olması için Allaha dualar edilmektedir.

 

13- Çeçen televizyonlarında Çeçen milli kültürünün ve geleneklerinin yaşatılmasına yönelik programlara ağırlık verilmektedir. Müstehcen ve gayriahlaki program ve görüntülerin yayınlanması yasaktır.

 

14- Grozni’deki Hacı Ahet Kadirov Camii’ndeki Cuma hutbesi canlı yayınlar vasıtasıyla evlere de taşınmakta ve kadınların da bu dini bilgilerden yararlanılması sağlanmaktadır

 

15- Başkent Grozni’de büyük çeçen mutasavvıfı Kunta Hacı’nın adını taşıyan İslam Üniversitesi, İslam güneşinin Kafkasya’daki parlayan yıldızıdır. 350 öğrencinin öğrenim gördüğü üniversite, yakın bir gelecekte Hollanda’da Türkler tarafından kurulan Rotterdam İslam Üniversitesi’yle de kardeş üniversite protokolünü imzalayacaktır.

 

16- Çeçenistan, Kafkasya’nın en modern havalimanına sahip bulunmaktadır. Savaşın resmen sona ermesiyle birlikte, Grozni Havalimanı’ndan başka ülkelere direkt seferler başlamıştır.

 

Yurtdışına doğrudan ilk uçak seferi 16 Kasım gecesi kutsal topraklara yapılmış; 3 bin Çeçen hacı adayı Mekke ve Medine’ye taşınmıştır. Bu hacı adayları içerisinde 65 yaş üzeri ve yoksul olan 500 kişinin masrafları Ramazan Kadirov tarafından karşılanmıştır.

 

17- Çeçenistan’daki şehirlerde, çarşıda pazarda Rus askeri görmek pek mümkün değildir. Rus askerleri, kendilerine ayrılan bazı üslerde ikamet etmektedir.

 

18- Dağdan dönüşler iyice hızlanmıştı. Son bir yıl içerisinde 100’e yakın direnişçi pişmanlık duyarak normal hayata başlamış; kendilerine herhangi bir baskı uygulanmadığı gibi, iş bulmalarına da yardımcı olunmuştur. Şu anda Çeçenistan dağlarındaki direnişçi sayısının 28 kişi olduğu, Kafkasya’daki diğer ülkelerdekiyle beraber yaklaşık 100 militanın tesbit edildiği belirtilmektedir.

 

19- Savaş yıllarında Cahar Dudayev, Aslan Mashadov gibi önemli isimlerin en yakınında bulunan komutanların, mücahitlerin hemen tamamı şu anda Ramazan Kadirov’un yanındadır. Bu insanların hepsi imanlı, cesur ve dindar kimselerden oluşmaktadır.

 

20- Çeçenistan’da manevi gelişmeler devam ederken, ülkedeki imar çalışmaları da

İnanılmaz bir tempoyla devam ediyor. Birinci ve İkinci savaşlar sırasında baştan başa yıkılan yakılan şehirler son birkaç yıl içerisinde adeta yeniden inşa edildi. Grozni’de ve diğer şehirlerde savaşın tüm izleri silinmiş durumda. Şehirler, evler, yollar, hastaneler, okullar ve

diğer kurumlar baştan başa yenilenmiş durumda. Nitekim, Birleşmiş Milletler raporuna göre

 

Başkent Grozni, dünyada en hızlı gelişen on şehir içerisinde ilk sırada yer alıyor. Grozni’de birbiri ardınca hizmete giren oteller, alışveriş merkezleri, restoranlar, çarşı ve pazarlar şehirdeki dinamizm ve gelişmenin yansımaları…

 

21- Çeçenistan yönetimi, Türkiye başta olmak üzere çeşitli ülkelerde bulunan Çeçen mültecilerin Çeçenistan’a dönüşü konusunda çeşitli çalışmalar içerisindedir. Mültecilere dönüş konusunda her türlü kolaylığın, emniyetin ve yardımın sağlanacağı özelikle belirtilmektedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...