yunuscoskun 4 Report post Posted February 5, 2010 Bir günahkar var. Bu günahkar tövbekar olmuş ama etrafındakiler her seferinde sen bunu yaptın sen şunu yaptın diyerek bunu ortaya dökmekte onu utandırmakta ve onu rezil etmekte... Defaten tövbe ettiğini tekrarlamasına rağmen yıllardır aynı şeylerle karşılaşılmakta... Peki bu olayı ifşa eden kişinin durumu nicedir.... Cevaplarınızı acilen bekliyorum...Vesselam :) :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
mehmet hakkı 0 Report post Posted February 5, 2010 Üstadın muhteşem zekasının bir örneği olan şu cümleyi kullanabilir "Benim Geçmişim Çöplüktür Çöplüğü yalnızca köpekler kurcalar" Quote Share this post Link to post Share on other sites
nur_yolcusu_duygu 6 Report post Posted February 5, 2010 Allahu teala isimlerini her kula dercetmiştir. mesela insan sabrediyorsa Alllahın ona dercettiği Sabur ismiyle sabrediyordur.bu isimler herkese dercedilmiştir fakat sadece kalbindeki nuru imanı koruyanlarda görülebilir.yani bir insanda Allahu tealanın Gaffar ismi yani günahları bağışlayan ismi bir insanda görülebiliyorsa o insan imanını koruyor demektir. Allahu teala nın bir ismide Settardır. yani günahları kusurları setreyleyen yani görmeyen..ayrıca kusurları örtmek bir sünnettir ve en büyük peygamber ahlakıdır. nitekim Efendimiz a.s.v. hz Vahşiyi bile affedebilmiştir ve kusurunu söylememiştir.Efendimiz a.s.v. bir hadisi şerifinde 'kim birinin kusurunu araştırırsa Allahta ahırette onun kusurunu araştırır, kim birinin kusurunu örterse Allahta ahırette onun kusurunu örter' buyurmuştur..... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted February 5, 2010 Meselenin hulasasını duygu kardeşimiz yapmış inaşaallah.. Buyurdu ya nebiler sultanı; "Kişi; pişman olup tekrar dönmediği günahı; işlememiş gibidir." E böyle bir nasuh tövbekara; yapılan eziyettir. Günah araştırıcısı olarak; ahirette didik didik edilmemiş tek günahı olmayacaktır.. E birde vesvese fabrikası var.. "Senin nasılsa bu günahları işlediklerini biliyorlar.. Sen ne kadar geri dönmesen bile bunlar şahit. İşledin, ettin, Allah'ın sınırlarını çiğnedin.. İflah olmazsın.." E bize düşen; o nasuh tövbekar gibi olmayı dilemek; tövbesinde sebat etmesi için o kardeşimize niyazlarda bulunmak... Vecvese fabrikasına ise; bütün algıları kapatmak.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 5, 2010 Peki bu olayı ifşa eden kişinin durumu nicedir 'Bir mümin kulun kalbini kırmak 70 defa kabeyi yıkmaktan daha büyük günahtır' Hadis-i şerifinden yola çıkarsak o kişinin durumu gayet net anlaşılır kanısındayım. Quote Share this post Link to post Share on other sites
nur_yolcusu_duygu 6 Report post Posted February 5, 2010 evet ibniss kardeşin de dediği gibi işin bide vesvese boyutu var.. tabi bu vesvese boyutu ifşa eden kişi için deil tövbe eden kişi için geçerli, tövbe eden kişi bilmeli ve idrak etmeli ki hesap soracak ve affedecek olan Allah tır. Efendimiz a.s.v. bir hadisi şerifinde ' eğer siz günah işlemeyen bir topluluk olsaydınız Allahu teala sizi yeryüzünden alır günah işleyen bir topluluk indirirdi' buyuruyor. başka bir hadistede ' estafirullah kalbin cilasıdır' buyruluyor. yani biz fıtratımız gereği günah işleyen bir topluluğuz ancak önemli olan tövbe etmek tövbe olmasa bizimde hiç bir önemimiz kıymetimiz yoktur Allahu teala nazarında..günah işlemek kerih olduğu gibi günahı yüze vurmakta kerihtir, birçok tefsirciye görede Allah nazarında hesabı görülecek birşeydir, çünkü ince düşünülürse orda aynı zamanda kul hakkına girilmesi söz konusu(kul hakkıda bilindiği gibi Alahu tealanın affetmediği kulların arasında hal olunacak meseledir).. tövbe eden mümin bunun farkında olduğu sürece kanımca vesveseye kapılmaz... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kurşunkalem 56 Report post Posted February 5, 2010 Bu zat tevbe ederek "Günahkâr" lafzını üzerinden atmış kendisine yeni bir doğum günü belirlemiştir. Onun günahlarının yüzüne vurulması; geçmişteki yaptığı hatalarının, olgun ağaçtan düşen meyve misali dökülmesine sebep olup imtihanın sırrına, duyduklarına karşı sabırla mukabele etmesi, tevbe bahçesine daha güzel gül tohumları ekmesine vesile olur. Zira denilir ki "unutup ve de unutmamanız gereken iki şeyin birisi yaptığınız iyilikler ,unutmamanız gereken bir diğeride yaptığınız kötülüklerdir" Kardeşimiz vurana elsiz söğene dilsiz hükmü ile hareket ederse umarız ki kazananlardan olacaktır inş. Çünkü bir insanın kendi hakkına girilmesi kötü bir şey değildir çünkü affedip hakkını helal edebilir ve affetmek Allah!ın ahlakındandır, önemli olan kendisinin başkasının hakkına girmemesi ve de ahirette kul hakkı ile yargılanmamasıdır. Ona dili ile eziyet edenler ise ahirette çetin bir hesaba çekileceklerdir. Kul hakkına girilmiş olmakla kardeşimizin kaybı olamaz hatta denilebilir ki bu yine hatalarının karşılığında belki günahlarının hafifletilmesi için bir vesiledir . Quote Share this post Link to post Share on other sites
sıddık 0 Report post Posted February 6, 2010 kardeşinin yaptığı bir günahı kınayanın bile o günahı işlemeden ölmeyeceği bir Peygamber haberiyken...tövbe etmiş kardeşinin eski günahlarını dökmenin, nereye varacağı aşikar...geviş getirmenin başka bir hali galiba. Quote Share this post Link to post Share on other sites