Muvazene 190 Report post Posted February 23, 2010 Mustafa Miyasoğlu'nun, 26 Mayıs 2009 tarihinde Ülke Tv'de katıldığı Dün Ve Bugün programında anlatmış olduğu bir hâtıra: Babasının ikinci evliliğinden Orhan Kısakürek adında bir avukat, entelektüel, Fransızca filan bilen, roman, hikaye tercüme etmiş bir adam var. Oğlu Mehmet Kısakürek bey anlatmıştı. Bir gece saat 12'de tartışmaya başlıyorlar kardeşiyle. Kardeşi diyor ki, "Ben senin davanla, fikriyatınla, tarih tezlerinle, dini-tasavvufi kitaplarınla ilgili değilim. Benim için sen Türk edebiyatının en önemli şairlerinden birisin, başka da bir şey değilsin." "Öyle mi, çık dışarı" diyor Üstad. Neslihan yenge rahmetli, uğraşıyor çıkarmamak için, gece yarısı korkunç sağanak halinde, eline şemsiye vermek istiyor, Yok, diyor Üstad, şemsiyesiyle gelmişse şemsiyesiyle gitsin, şemsiyesiz geldiyse defolsun gitsin. Benim böyle bir kardeşim yok. Ve bir daha da görüşmüyor. Üstad aile hatıralarını pek toplamazdı, Orhan Kısakürek ölmeden önce gelmiş Büyük Doğu'ya bu hatıraların hepsini artık size layıktır diye teslim etmiş. --- Tıklayınız: Üstad Necip Fazıl'la İlgili Bir Arşiv Belgesi Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted February 23, 2010 Kardeşinden hiç haberim yoktu.. Allah razı olsun paylaşım için. Bir de; babadan kalan onca konak, köşk, Kapalıçarşı'daki iki dükkan, araziler... bunca mal üstada ulaşmadı mı acaba? Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 23, 2010 Kardeşinden hiç haberim yoktu.. Allah razı olsun paylaşım için. Evet Üstad'ın şu ana kadar okuduğum eserlerinden hiçbirinde görmedim adını.5 yaşında vefat eden Selma isminde ki kız kardeşinden bahsedilmiş, ama bu kardeşinin ismi hiç geçmemiş. Çok teşekkürler paylaşım için. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted February 23, 2010 Bir de; babadan kalan onca konak, köşk, Kapalıçarşı'daki iki dükkan, araziler... bunca mal üstada ulaşmadı mı acaba? Babadan kalan mal derken, Üstad'ın dedesi Mehmed Hilmi efendi'den kalan mirası işaret etmek istediniz sanırım? Eğer öyleyse(ki muhtemelen öyle, çünkü Üstad'ın dedesinin bu mal varlıklarına sahip olduğunu Üstad'ın Kafa Kağıdı eserinden öğrenmekteyiz) babadan kalan, yani Üstad'ın babasının babasından kalan onca miras, Üstad'a ulaşamadan zaten buhar olup uçmuştur. Üstad bu mevzuya Kafa Kağıdı eserinde şöyle değinir: "Artık ne konak, ne yalı, ne bir şey... Babam Kadıköyünde hâkim ve yeniden evlenmiş... Cici annem de konakta ve tek başına... Alâyiş düşkünü Zafer Hanımefendinin, şimdi ne bir hizmetçisi ve bakıcısı, ne de konaktan başka mal ve mülkü... Hepsi oğluyle arasında yenmiş yutulmuş, tüketilmiştir." ---- Mirasla ilgili bir başka hususa da O ve Ben kitabında şöyle değinir Üstad: "Mahut konağın, ben Paristeyken ölen cici annemden kalma hissesini 10 kuruş yerine 1 kuruşa satıp yedim." ** Orhan Kısakürek ismine Hıfzı Topuz bir yazısında şöyle değiniyor: "Kardeşi Orhan Kısakürek Galatasaray'da çok saygınlığı olan sevilen bir arkadaştı." İlgili yazıya ulaşmak için tıklayınız: Hocamız Necip Fazıl Quote Share this post Link to post Share on other sites
samyeli 1 Report post Posted February 23, 2010 evet benimde Üstadın kardeşinden haberim yoktu paylaşım için çok teşekürler Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted February 23, 2010 çok ilginçya, hayret ettim harbiden. bilmiyordum bende. aramızda daha önce orhan kısakürek abinin ismine rasgelen varmı????? Quote Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted February 23, 2010 Orhan Kısakürek Bey'in hangi tarihte vefat ettiği ve ailesi hakkında bir bilgi var mı? Quote Share this post Link to post Share on other sites
kurşunkalem 56 Report post Posted February 23, 2010 Koca hanlar,hamamlar gitmiş gitmesine de kimin umurunda. Bize kocaman bir miras Üstad kalmış. Hazin olan sadece şu ki; normaliteler de biz insanlar dışardan gördüklerimize, hep kafamızın bir bölümünü çalıştırıp gipta eder bakarız, gerçek sahneleri hep gözden kaçırırız. Koca konak, hanlar hamamlar filan o devirde yaşamış olsaydık ve görmüş olsaydık Üstad'ı o mekanda, sanırım "bu evde her daim güneş kendi renginde" zannedebilirdik . Nafile ki Üstad Büyük Doğu dergisinde ne dar boğazlarla yol katetmeye çalışıyordu. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted February 24, 2010 Orhan Kısakürek Bey'in hangi tarihte vefat ettiği ve ailesi hakkında bir bilgi var mı? Bu hususlarda bir bilgiye maalesef rastlamadım. Üstad'ın hiç bahsetmediği ve kendi ruh dünyasına, fikriyatına, inancına değer vermediği için haklı olarak reddettiği kardeşi hakkında en geniş bilgiye olsa olsa Mehmed Kısakürek ve Suat Ak beyler sahiptir diye tahmin ediyorum. Bir de Mustafa Miyasoğlu gibi bu iki kişiye çok yakın olanlar bu hususta bilgi sahibidir. Ve belki bir de Hıfzı Topuz gibi direkt Orhan Kısakürek'i görmüş olanlar. Şuradaki yazıda yazarın verdiği kısa bir bilginin de altını çizmek babından ilgili kısmı buraya nakledelim: "Abdülbakı Fazıl Beyin Fatma Nigâr Hanımdan doğan oğlu Orhan mühendislik tahsili yapmış ve uzun yıllar Amerikada yaşamış ama İstanbulda vefat etmiştir." Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted February 24, 2010 Selma dışında kardeşi olduğunu öğrenmekten ziyade onu üstad tarafından bu şekilde kovulması , reddedilmesi bana çok garip geldi... Kardeş dediğimizde sadece kan bağı ile olmuyor anlaşılan o... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted February 24, 2010 Böyle bir kardeşi olduğunu bilmiyordum paylaşım için teşekürler.Üstad davasına ve kavgasına o kadar bağlı ki yeri geldiğinde ailesinden birine bile sırtını dönmeyi göze alıyor.Ne büyük aşk Yarabbi.Ne mutlu onun peşinden gidebilenlere... Quote Share this post Link to post Share on other sites