müznib 84 Report post Posted March 21, 2010 Selamun Aleyküm değerli arkadaşlarım. sanırım bu benim ilk yazım olacak, işim temizlik olduğu için böyle bir yazı yazma gereği duydum. akabinde araştırdım ve kendi dilimle kaleme aldım umarım beğenirsiniz? BATIDA TUVALET KÜLTÜRÜ! 14. - 15. Yüzyıllara gelindiğinde bile Avrupa'da tuvalet mefhumu yoktu. Öyleki, sokaklar pislikten geçilmiyordu. Hatta bazı Prenslerin sokaklardaki pisliklere batmamak için yüksel kaldırımlar inşa ettirdikleri tarihen kayıtlıdır. Bunun yanı sıra pislikler paçalarına kadar ulaştığından, kendilerine özgü çözüm; müteşebbislerden gelir. ve "topuklu ayakkabı" icad edilir. "Güneş Kral" denen 14. Luis'in Paris'inde de kirli atıklar gece gündüz demeden pencereden sokağa, bahçeye boşaltılırmış. Tek farkla; eline lazımlığı alan pencereyi açar ve aşağıdakinin cinsine göre cümle başına bir mösyö, matmazel veya madam ekleyerek "gare a l'eau!" (suya dikkat!) diye bağırıp salıverirmiş. korunmak isteyenlerse şemsiyelerle korunuyorlarmış. Bu durum İngilterede de pek farklı değilmiş. Meselâ 1388 yılında İngiltere Kralı İkinci Richard göl ve derelere "def-i hacet" yapılmasını yasaklar. Ancak nereye yapılacağını söylemeyi unutur. Zavallı halk ne yapsın? Çözümü sokakta arar. Evinde ürettiği her türlü pisliği; büyük, küçük ne varsa sokak penceresinden aşağı bırakır. Bu iş o kadar yaygınlaşır ki Edinburgh?da gece sokağa çıkma gafletinde bulunan birisi, başına bir oturağın boşaltılmasını önlemek için sürekli olarak "heed your handle!" (elindekine dikkat et!) diye bağırmak zorunda kalırmış. Bunların yanı sıra, sokaktaki tuvalet ihtiyacını gidermek için ise yine müteşebbisler kendilerine özgü çözümler üretirler. Ellerinde "seyyar umumi hela" görevi gören kova ve pelerinle dolaşıp, ihtiyacı olanları bu pelerinin altına alarak işlerini gördürüp paralarını alırlarmış. Versay sarayı kaynaklı rivayete göre ise "tüy dikme" uygulaması varmış. Uygulamaya göre, sarayın koridor köşelerine hacetlerin büyüğü giderildiğinde uşaklar bunları dışarı atmadan önce üzerine bir kaz tüyü sokarlarmış. Birkaç gün sonra da tüyden tutarak kurumuş olan haceti pencereden dışarı fırlatırlarmış. Avrupa'da bu pislikler ve daha neleri neleri... 18. yüzyılın başlarına kadar sokaklarda "zuhur" ederken yada tabiri caizse "cirit atarken" bizde ise; Ortaçağ'a baktığımızda su medeniyetinin başşehri İstanbul'da 1400'ün üzerinde "umumi hela" nın var olduğu, 16. yüzyılın başlarında ise; en basit dil ile ve kısaca özetleyecek olursak "tuvalet vakfı" kurulmuştur. Varın gerisini siz tasarruf edin... Bir zamanlar biz de millet hem ne milletmişiz, Gelmişiz dünyaya medeniyet nedir öğretmişiz. Mehmet Akif ERSOY Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted March 23, 2010 Batıda bu durumlar öyle hal alıyor ki kilise duvarına pislemeyiniz diye yazı asılıyor... Bizdeki mabedlere verilen değer ile onlardaki arasındaki fark medeniyetimizin farkı olsa gerek... Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted September 9, 2012 batıda tuvalet kültürü mü var da? pislik adamların içine işlemiş, müslümanlardan temizliği görmeselerdi pisliklerinden helak olurlardı... engizisyon katliam yaparken, kişilerin protestan mı müslüman mı olduğunu ispanyada temizliklerinden anlıyordu... şimdi bile avrupanın çoğu ülkesinde tuvalette "su" olayını göremezsiniz... yakın zamanda bir haber vardı belçikalı bir uyanık taharet musluğu olan klozet üretimine başlamış ve satışları iyiymiş. yıl 2012 arkadaşlar. merak edenler için link; http://www.bugun.com.tr/son-dakika/belcika-taharet-muslugunu-kesfetti-haberi-49904 şimdi sorarım size kim gitmiş aya kim kalmış yaya, biz 1400 sene önce bunların şimdi geldikleri noktadaydık... Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted September 10, 2012 Batı da tuvalet kültürünü bırakın orada kültür var bile denemez orada ahmaklık var , gerilik var , şeytanlık var , zulüm var ,fitne var , fesat var . Evet ! eğer bir kültürleri varsa o da bu saydıklarımdan öteye geçmez... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Yunus Emre Delioğlu 2 Report post Posted September 10, 2012 Zaten batı, tualet ve hamam kültürünü bizden aldıklarını kabul ediyor. Osmanlıyla tanışır tanışmaz, daha doğrusu Osmanlı İmpratorluğu'nun batıya gittiklerinde, onların bizlerden istifade ettileri ilk şey budur. Öyle ki parfümün çıkış sebebidir de bu durum. Versay'ın etrafı o kadar pis kokarmış ki parfümün icadı ile bunu ancak en az seviyeye çekebilmişler. Neticesinde bizden aldıkları bu kültür sayesinde "oh ulan neydi o eski saray ortasına... zınk mınk " demişler(bkz. Burnu b*ktan çıkmamak). 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites