Kendini Savunma Hakkı

[nedmanün 13]

Kendini Savunma Hakkı

 

Dünyanın patronları sayılan dünyadaki üretim ve hizmetlerinin yüzde 51’ini elinde bulunduran G-8 ülkelerinin Rusya’nın (Leningrat) St. Petersburg şehrindeki zirve toplantısında alınan karar utanç verici ve çifte standartlıdır. Zalimin zulmüne rızadır. Zulme rıza ise zulümdür. “Kendini savunma hakkı” yalnız İsrail için geçerli değildir. Filistinliler Osmanlı’nın Filistin’i terk ettiği andan bu yana vatanlarından sürüldüler. Topraklarının yüzde 78’i gasp edildi. Kalan yüzde 22’si ise 1967’den bu yana işgal altındadır. Bu yüzden açlık, hastalık, işsizlik ve son derece kötü şartlar altında yaşayan ve devamlı bombalanan ve iş yerleri yıkılan Filistinlilerin de kendini savunma hakkı vardır. G-8 kararı ile İsrail-Filistin arasında anlaşma ortamı yok olmuştur.

 

İsrail, Irak gibi, Filistin, Suriye ve Büyük Ortadoğu Projesi ile Fas’tan Endonezya’ya kadar 22 İslam ülkesini “şer güçler”in sömürgesi yapmaya çalışması İsrail’e huzur ve barış getirmeyecektir.

Filistinliler ilk defa demokratik bir seçim yaptılar ve Hamas iktidar oldu. İsrail Hamas ile asgari müşterekte, ortak bir noktada anlaşma yerine Hamas iktidarını yıkma teşebbüsüne geçti. Ancak bu Hamas’ı daha da güçlendirdi. İsrail Filistinlilerin refahını istemediği gibi demokratikleşmesine de karşıdır. Hamas’ın iktidarı ile Hamas ve El Fetih arasında iç savaş için fitne kıvılcımlarını yaktı. Bunda az da olsa başarılı oldu. Son katliam ve yıkım ile Hamas ve El fetih ihtilaflarını şimdilik gömdüler.

 

Lübnan’ın eski başbakanlarından Hariri’yi Suriye değil Mossad emrindeki Filistinli ajanlar öldürdüler. Hedef Lübnan’da iç savaş idi. Başarılı olamayınca yüzlerce Lübnanlıyı öldürerek, Lübnan’ın havaalanları, köprüleri, akaryakıt, su depoları ve santrallerini yerle bir etti. Çünkü Hristiyan ve ABD yanlısı Lübnanlılarla Hizbullah arasında bir iç savaş çıkarmak istedi. Gazze Şeridi şu anda Guantanamo’dan farksızdır. Çoğu 15 yaşın altında olan 1.5 milyon Filistinlinin durumu yürekler acısıdır. 38 yıl işgal altında kalan ve 10 ay işgali kalkan Gazze yine işgal altındadır. İsrailli aşırı sağ memnun edilmiştir.

 

İsrail, Filistin ve Lübnan’da soykırım ve yıkım yapıyor. İsrail devletler hukukunu, hukuku ve adaletin bütün ölçülerini çiğnemeyi kendinin tabii hakkı olarak görüyor. Ama her şey inceldiği yerden, zulüm kalınlaştığı yerden kopar. İsrail’in varlığı da hukuka aykırıdır. 2500 yıl önceki atalarının toprağı üzerinde hak iddiası geçerli ise; bizim Sibirya’dan Hind Denizine, Pasifik’ten Atlantik’e, Alaska dahil, Türk asıllı Kızılderililer, İnka ve Mayalar dolayısıyla da Amerika kıtası üzerinde hak iddia etmemiz gerekmez mi?

Siz ne dersiniz? ..

 

"Mustafa Necati Özfatura" 22 07 2006