Muvazene 190 Report post Posted April 16, 2010 Bundan 50 yıl kadar önce Paris'te okurken, arkadaşım Burhan Toprak'la bir mağazanın vitrinini seyrettiğimiz ân... Aramızda görüşüyor ve: - Bak, şu kravat mı güzel, bu mu? Gibilerden yüksek sesle konuşuyorduk. Birden yanımızda bir adam peydahlandı, kaskatı dikildi ve hayran hayran bizi seyretmeye koyuldu. Evvelâ aldırmadık, sonra ona dönüp ne demek istediğini sorar gibi yüzüne baktık. Adam hemen atıldı ve usta bir Türkçeyle bize hitap etti: - Siz Türk müsünüz? - Evet! - Ben de Ermeniyim! Türkiyeli bir Ermeni... Ve birkaç yıldır Paris'teyim. Vatanıma hasretim öylesine derin ki, sizi o güzelim Türkçeyle konuşur görünce dayanamadım ve yoluma devam edemeyip yanınızda kaldım. Kuzum; bu civarda Şark yemekleri de yapan bir lokanta tanıyorum. Yemek vakti... Davetimi kabul edip benimle orada bir yemek yemeyi kabul eder misiniz?.. Vatan hasretimi 1 saatlik olsun, giderirsiniz. Adama "hayır!" diyemedik; ve aramızdaki din ve ırk farkına rağmen ortak bir dil içinde, onunla, müşterek bir Osmanlılık havasına bürünüp bir ân için "haşr ü neşr" olabildik. Cumhuriyet çığırının ilk yüksek tahsil gençliğini temsil eden biz, babamız yaşındaki bu Ermenide kimbilir ne gibi acı sebeplerle ayrıldığı Türk Vatanının maddî ve manevî ikliminden bir türlü nefsini koparamayan ve aradaki kinleri hesap dışı bırakan bir hal görmüş ve bütün cinsleri kaynaştırıcı "devlet-i ebedmüddet" sırrından bir mâna koklamıştık. Bu mâna, zindeliğini koruduğu 4-5 asır boyunca Türk'e tâbi milletlerin hıncını yenmeyi bilmiştir. Her şeyi ve herkese açık bir ruh kutbunda toplayan ebediyet idealinin kaatilleri, Türk'ü, Kürdü, Ermenisi, Rumu ve Yahudisi bir arada, sadece kaba gayz ve kine dayanan posa ırçılığı ve kabuk milliyetçiliğinin, insanları ve toplumları nelere ve nerelere yönelttiğini görsünler ve hallerine ağlasınlar... Madritte patlayan silâhın şifreli sesinden bu mânayı süzmek lâzımdır. 6 Haziran 1978 Çerçeve 5'ten Quote Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted April 18, 2010 Ne kadar güzel bir kıssa.Günümüze o kadar hitab eden bir olay ki üstünden düşünmeden geçmek mümkün değil.İnsanların hangi milletten olursa olsun Osmanlı'nın o büyük birleştirici kuvvetinden ne kadar etkilendiği ve aradığı belli oluyor.Şimdi de bu şekilde bir birlikteliği millet farkı gözetmeksizin yababilecek bir devket düşünülmüyor. Quote Share this post Link to post Share on other sites