Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
vuslateli

MEHDİ

Recommended Posts

MEHDİ VE ALTINÇAĞ

 

 

Kitabın buraya kadar olan bölümlerinde ahir zamanın alametlerinden bahsettik. Fitnelerin çoğalması, haramların helal sayılması, dünyanın savaş ve çatışmalarla dolması, doğal felaketlerin tüm dünyayı sarması ve birbiri ardınca hayret verici olayların meydana gelmesi, tüm müminlere ahir zamanın yaklaştığını haber vermektedir. Ahir zamanın en büyük müjdesi ise hiç şüphesiz Mehdi'nin çıkışı ve İslam ahlakının yeryüzüne yayılmasıdır.

 

Mehdi, daha önce de belirttiğimiz gibi ahir zamanda gelip, tüm dünyayı içinde bulunduğu büyük kaostan, adaletsizliklerden ve ahlaki çöküşten kurtaracaktır. Peygamber Efendimizden nakledilen hadislerde ve sahabelerin çeşitli rivayetlerinde Mehdi'nin pek çok özelliği tarif edilmektedir. O, inkarcı ideolojileri ortadan kaldıracak, dünyanın dört bir yanında devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki şekliyle yaşanmasını sağlayacak, Kuran ahlakını insanlar arasında hakim kılacak, tüm dünyada huzuru ve barışı tesis edecektir.

 

Mehdi'nin üstlendiği bu görev çok zorlu, ciddi çaba gerektiren ve çok kapsamlı bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yüklenecek ve başarıyla yerine getirecek olan Mehdi'nin, -bazı İslam alimlerinin de dikkat çektikleri gibi- ahir zamanda hakim olacak bir şahs-ı manevi olması çok yüksek bir ihtimaldir.Elbette her şahsı manevinin başında bir lider vardır. Ahirzamanda gelecek olan Hz. Mehdi de bu liderdir. (En doğrusunu Allah bilir)

 

KURAN AHLAKININ HAKİMİYETİ:

 

ALTINÇAĞ

 

Peygamberimiz (sav)'den aktarılan hadislerde ahir zamanda Mehdi'nin çıkışının ardından tüm dünyanın adaletle ve barışla dolacağı müjdelenmektedir. Bu döneme Altınçağ isminin verilmesinin nedenlerinden biri budur. Hadislerde emniyetin ve güvenin temin edildiği, yokluk ve fakirliğin ortadan kalktığı, silahların sustuğu bu dönem hakkında çok detaylı bilgiler verilmektedir. Bu hadislerden bazıları şu şekildedir:

 

 

"Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o (Hz. Mehdi) geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır."

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

 

 

 

"... Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı olacaktır."

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)

 

 

 

 

Ahir zamanda evler, bahçeler, caddeler, okullar, kısacası herşey güzelleşecektir. Kuran'da tarif edilen eşsiz sanat anlayışıyla yönlendirilen sanatçılar dünya tarihinde görülmemiş üstünlükte eserler ortaya koyacaklardır. Bu kutlu dönemde sanat, sadece belli kesimlerin zevk aldığı bir anlayış olmaktan çıkacak, Allah'ın kusursuz yaratma güzelliklerini ortaya koyan bir zevk halini alacaktır. Altınçağ'da sanatın İlahi bir güzellik olduğu anlaşılacak ve böylece sanata gereken önem verilecektir.

 

 

İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi'nin çevresinde toplanırlar. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. Dünya, adeta ask-ı saadet devrine geri döner.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

 

 

Hz. Mehdi'nin zamanında, adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her mal sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

 

 

Yukarıdaki hadislerde de görüldüğü Mehdi döneminde -yani Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olduğu dönemde- dünya adaletle dolacak, savaşlar, çatışmalar sona erecek, insanlar kardeşliğin, hoşgörünün ve barışın neşesi içinde yaşamlarını sürdüreceklerdir.

 

 

 

ALTINÇAĞ'DA BOLLUK VE ZENGİNLİK

 

Kuran ahlakının yaşanmasıyla meydana gelecek olan adalet ve barış dolu dünyada, ürünlerde ve mallarda da çok büyük bolluk ve bereket yaşanacaktır. Bu dönemde yokluklar, sıkıntılar, açlık ortadan kalkacak, isteyene istediğinin kat kat fazlası verilecektir. Peygamber Efendimizin hadislerinde de bu dönem detaylı olarak tarif edilmekte, yeryüzünün tüm zenginliklerinin Mehdi'nin eliyle ortaya çıkacağı vurgulanmaktadır:

 

 

"Malı, eşit bir şekilde insanlara dağıtacaktır."

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.20)

 

 

 

İnsanlara malı ve eşyayı dağıtırken, saymadan bol bol verecektir.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.21)

 

 

 

Ahir zamanda ümmetimden bir halife çıkacak, malı sayıp hesap etmeden bol bol insanlara verecektir.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.23)

 

 

Ümmetimden Mehdi çıkacaktır. Allahü Teala hazretleri, insanları zengin kılmak için onu gönderecektir. O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı çok fazla olacak, Hz. Mehdi, insanlara eşit şekilde bol bol mal dağıtacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

 

 

 

Hz. Mehdi işlerinde çok disiplinli, cömert ve fakirlere karşı çok merhametli olacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s..52)

 

 

 

 

 

"... Eşyayı, malı dağıtacak, fakat bolluktan dolayı kabul eden olmayacaktır..."

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.31)

 

 

İslam ahlakının dünya üzerindeki hakimiyeti yokluk ve sefalet içinde yaşayan ülkeler için bir kurtuluş anlamına gelecektir. Her ülke büyük bir zenginliğe, berekete ve bolluğa kavuşacaktır. Dünya üzerinde Mehdi'nin yaptığı işlerden razı olmayan tek bir varlık dahi kalmayacaktır. Hadislerde şu şekilde bildirilmiştir:

 

 

 

Ahir zamanda yaşanan mekanlarda her yönden bir mükemmellik olacaktır. Tüm insanlar saray benzeri ihtişamlı mekanlarda yaşayacaklardır.

 

 

".. O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile onun hilafetiyle sevineceklerdir. Onun devrinde, akan ırmaklar bile suyunu fazlalaştıracaktır. Hz. Mehdi hazineleri çıkaracak..."

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.36)

 

 

Allah İslam ahlakının yaşanması ile insanlar üzerindeki nimetlerini artıracak, hayvanları, bitkileri, yeryüzündeki tüm zenginlikleri Mehdi vasıtasıyla insanların hizmetine verecektir. Peygamber Efendimiz birçok hadisinde yeryüzünde bolluk ve bereketin artacağı bu dönemle ilgili bilgiler vermiştir:

 

 

Hz. Mehdi uçan bir kuşa işaret ettiğinde kuş hemen bu emirle yere düşecek, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

 

 

... Yer, içindeki ciğerpareleri olan altın, gümüşü dışarı fırlatıp atmış...

 

(Kıyamet Alametleri, s.197)

 

 

Onun zamanında yeryüzü içindeki hazineleri dışarıya fırlatacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.43)

 

 

 

 

 

 

Zenginlik sadece mal ve mülkle sınırlı kalmayacak bilimde, tıpta, mimaride, teknolojide, sanatta yaşanacak olan gelişmeler insan hayatını kolaylaştıracaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ALTINÇAĞ'DA YAŞANACAK GÜZELLİKLER

 

 

Onun zamanında kurtla koyun birarada oynayacak, yılanlar çocuklara zarar vermeyecektir? İnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir. Riya, riba, zina, içki kalmayacak, ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktır. Kötüler helak olacak, Peygamber Efendimize buğzedecek kimse kalmayacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

 

 

Habis El Hadrami'nin naklettiğine göre "... Toprak tekrar eski bereketine kavuşacak, yılanlar çocuklarla, inekler aslanlarla geçinebilecek.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.63-64)

 

 

 

 

Onun devrinde, ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri, misli asla görülmemiş şekilde, pekçok nimetlere sahip olacaktır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır.

 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.20-21)

 

 

 

 

 

 

Kitap boyunca gördüğümüz gibi ahir zaman alametleri birer birer gerçekleşmektedir. Mehdi ise, yüksek ahlaka sahip, kahraman, fedakar Türk Milleti'nin imanlı ruhunu tasvir eden bir şahs-ı manevidir. Milletimiz, geçmişte üç kıtaya nizam vermiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun mirası olarak, büyüyüp bir süper devlet olacak ve zamanı geldiğinde İslam ahlakını temel alarak, bütün insanlığı çağdaş, aydın, barış ve huzur dolu bir dünyaya taşıyacaktır. İşte Mehdilik budur. Ancak her şahs-ı manevinin başında bir lider bulunması zorunludur. Hz. Mehdi de ahirzamanda gelecek olan bu liderdir.

 

Bugün dünya üzerinde ve özellikle de Batılı ülkelerdeki dine yöneliş 21. yüzyılın Allah'ın izniyle çok güzel bir dönem olacağını müjdelemektedir.

 

 

 

 

 

S.A ARANIZA YENİ GELDİM BENDEN BİR KONU İNŞALLAH YARARLI OLURUM SELAMETLE S.A

Share this post


Link to post
Share on other sites

We aleykum selam, hoşgeldiniz öncelikle...

 

Mehdi'nin geleceği kesin gibi, fakat ne şekilde geleceği konusunda ne yazık ki sağlıklı bir bilgimiz yok. Delil olarak gösterilen hadislerin kaynağının pek sağlam olmayışı -üzülerek söylüyorum ki- bu işin anlaşılmasını güçleştiriyor. Hoş, bu tip önemli olaylarda bazı gizliliklerin, anlaşılmazlıkların bulunması gerekiyor. Örneğin Deccal'i herkes tanırsa onun hiçbir önemi kalmaz, imtihan sırrı ortadan kalkar. O yüzden bize düşen dikkatli olmak ve her ihtimali göz önünde bulundurarak ihtiyatlı davranmaktır.

 

İçinde bulunduğumuz dönemin fitnelerinden kurtulmak için sadece Mehdi A.S'ı beklemek çok büyük bir hata... Bizim de üzerimize düşen bir takım görevler olmalı. Mehdi'ye bel bağlayarak oturmamız, ne yazık ki -bazı çevrelerle- içine düştüğümüz bir hata...

 

Allah Ümmet-i Muhammed'e diriliş nasip eylesin.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

nfk-fan 'a katılıyorum. Mehdi A.S: bekleyeceğiz ama bel bağlamayacağız. Onun askeri olmak için çalışmak lazım. Diyeceksiniz nasıl bir çalışma olabilir. Mesala kuranı kerim hizmetlerine her türlü şekilde destek olabiliriz. Biliyorsak okutabilir bilmiyorsak öğrene bilir VE öğrenenle öğretenlere yardımcı olur onlara muhabbet beslersek hadisi şeriflerde ve imamı rabbani haz. lerinin belirttiği 4. sınıf olmayarak çalışabiliriz. Çünki -bir gençlik- ancak ozaman yetişecektir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamün Aleyküm

 

Verilen cevaplara nazaran, "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, yarın ölecekmiş gibi Ahiret için çalışınız" Hadis- i Şerifi'nin önemi bizim için bir kez daha göz önüne çıkıyor. Çünkü bir nefes ötemizi bile bilemeyecek kadar aciziz...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Örneğin Deccal'i herkes tanırsa onun hiçbir önemi kalmaz, imtihan sırrı ortadan kalkar. O yüzden bize düşen dikkatli olmak ve her ihtimali göz önünde bulundurarak ihtiyatlı davranmaktır.

 

Bu görüşünüze katılamayacağım. Zira hadisi şeriflerde Deccal'in alnındaki "kefere"yazısını herkesin okuyacağını biliyoruz. Herkes okursa Deccal'den uzak durur demeyin.

 

Ebu Cehl ayın ikiye yarıldığını gördüğü anda iman etmedi. Yani küfreden, ne olursa olsun küfre düşmekten alıkonamıyor.

 

Yine gökten bir elin "Bu Mehdi aleyhisselamdır. buna uyun." diyeceğini ve bunu herkesin duyacağını da biliyoruz..

 

........

 

Şunu yazmak istedim. Bizler neyimize güvenerek bir hadisi şerifin kaynağını sorabiliyoruz. Avamın yapması gereken büyük İslam Alimlerinin kitaplarında aldığı hadislere iman etmektir.

 

İmam-ı Gazali zayıf hadisleri de alırdı diye eleştirenler bilmiyor ki; Efendimiz aleyhisselam mana aleminde İmamı Gazali ile diğer ümmetlere övündü. Musa aleyhisselama varmı senin ümmetinde böyle bir alim diye sordu.

 

Böyle bir alim, alalh Resulünün ağzından çıkmayan bir sözü nasıl eserine alır?

 

 

 

 

Yine Ebu Nuaym hazretleri. "Çarşamba ve pazar günü hacamat yapmayın." hadisini bildiği halde; zayıf kaynaklı diyerek çarşamba günü hacamt yaptırdı ve kan dinmedi. Kan kaybından baygınlık geçirdiğinde Efendimiz aleyhisselamı gördü. Efendimiz O'na " Ben size çarşamba günü hacamat yapmayın demedim mi?" diye azarladı.

 

"Ya Resulallah o hadis zayıf diye amel etmedim" dedi. "allah resulü, benim hadislerime nasıl itibar etmezsin dedi ve eliyle başını ovaladı.

 

Ebu Nuaym ayıldı ve kan dinmişti. o günden sonra hiç bir hadisi zayıf diye ameli plana almamazlık etmedim buyurdu.

 

.....

 

Bir alimin eserinde gördüğünüz hadislere iman ediniz.. Hadisin kaynağını araştırmak sizin benim gbi cahillerin değil, alimlerin işidir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir nevi cagımızın hastalgı artık.ınsan kaynagını ve mesnedını ogrenmek ıstıyor.herkes septik oldu cıktı.ama fakat bır yandan kısı mantıgını da doyurmak,tatmın etmek ıstıyor.bunu hos karsılamak lazım.lakın kaklıp muhım meseleler hakkında da supheye dusmek Allah muhafaza ımanı sakata dusurmesın.itinalı davranmalı ınsan. eger suphe ediyorsak arastıralım arkadasım.yok efendım bana bıraz uzak geldı yahut sankı bu sahabi az hadis rıvayet etmiş gibi düşük cumleler bize yakısmıyor.bız bunları ders isek.... Hz Mesih inecektir ve deccalı oldurecektir.elbette umıdımız bel baglamamız O'nadır evelALLAH...bunlar bize afaki seyler olarak gorunmesın. İMAN-İ GAYBİ!! biraz teslimiyyet arkadaslar..saygılar

Share this post


Link to post
Share on other sites
We aleykum selam, hoşgeldiniz öncelikle...

 

Mehdi'nin geleceği kesin gibi, fakat ne şekilde geleceği konusunda ne yazık ki sağlıklı bir bilgimiz yok. Delil olarak gösterilen hadislerin kaynağının pek sağlam olmayışı -üzülerek söylüyorum ki- bu işin anlaşılmasını güçleştiriyor. Hoş, bu tip önemli olaylarda bazı gizliliklerin, anlaşılmazlıkların bulunması gerekiyor. Örneğin Deccal'i herkes tanırsa onun hiçbir önemi kalmaz, imtihan sırrı ortadan kalkar. O yüzden bize düşen dikkatli olmak ve her ihtimali göz önünde bulundurarak ihtiyatlı davranmaktır.

 

İçinde bulunduğumuz dönemin fitnelerinden kurtulmak için sadece Mehdi A.S'ı beklemek çok büyük bir hata... Bizim de üzerimize düşen bir takım görevler olmalı. Mehdi'ye bel bağlayarak oturmamız, ne yazık ki -bazı çevrelerle- içine düştüğümüz bir hata...

 

Allah Ümmet-i Muhammed'e diriliş nasip eylesin.

 

Saygı ve selamlarımla

Kesin derken yanına gibi edatını nasıl yakıstırıyorsunuz sasırtıcı..Şüphesiz ki O (İsa aleyhisselamın inişi)elbette kıyamet için bir nisandir.' -ZUHRUF SURESİ 61- Bir de hadis soyleyelim efendım. Cabir ibni abdillah(radiyallahu anh)dan rivayet edildigine gore'' Mehdinin çıkışını inkar eden,muhakkak Muhammed'e indirilene küfretmiştir.Meryem'in oğlu İsa'nın inişini inkar eden de muhakkak kafir olmustur.deccalın cıkısını da kabul etmeyen de muhakkak kafirdir.'' siz simdi ben ınkar etmıyorum kı dıyeceksınız ama bu hamur suphe de kaldırmaz efendım.. Ayrıca Cabir ibni abdillah için saglam mı acaba gıbı bır vehime kapılacaksanız onu da saglama baglayalım. ''Bu rivayet Seyh Hace Muhammed Parisa (kuddisu sırruhu)FASLUL HITAP isimli eserinde, Seyh Ebu Bekr el-Kelabazi(rahimehullah)a ait olan.MEANİL AHBAR kitabından naklen zikretmiştir.o eserde Seyh Ebu Bekir bu rivayetın senedini soyle acıklamıstır: bize Muhammed İbni Hasen, ona Ebu Abdillah el-HUseyn İbni Muhammed ona, İsmail İbni Üveys, ona Malik Bin Enes, ona Muhammed İbnil Munkedir,ona da Cabir İbni Abdillah (radiyallahu anhum) hazaratı boylece bildirmişlerdir. bu ısımlerı de elestırecek huviyetimiz yok sanırım.. evet soru işareti olan ??

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...