Türk-Islam Sentezini Kuran Zıya Gökalp Hocamizdir!

[Allaha inanan ATSIZ 0]

1.) Ziya Gökalp Hocamiz:

 

TÜRKCÜLÜGÜN ESASLARI, Ziya Gökalp, (Haz.: Mahir Ünlü ve Yusuf Cotuksöken; 3. Baski 1987)

 

Baslangic, “Ziya Gökalp”, Mahir Ünlü ve Yusuf Cotuksöken; Sayfa VII-XVI

 

Sayfa VIII: “..Ziya Gökalp, ilk kez Selanik´te Genc Kalemler dergisinde yayimlanan (7 Mart 1911) TURAN siirinde söyledigi,

 

VATAN NE TÜRKIYE´DIR TÜRKLERE, NE TÜRKISTAN;

VATAN, BÜYÜK VE MÜEBBET BIR ÜLKEDIR: TURAN...

 

Dizelerindeki düssel ülkü`den oldugu kadar, Bati öykünmeciliginden, Islam bagnazligindan da uzak durarak; ancak, TÜRKLESMEK, ISLAMLASMAK, CAGDASLASMAK ilkerinde birlesmeyi benimsemistir.....“

 

Birinci Bölüm “Türkcülügün Kapsami ve nitelikleri“, Sayfa 5-12

 

Sayfa 5: “...Avrupa`da yazilan bütün tarih kitaplari ya DINIMIZE YA DA ULUSALLIGIMIZA (TÜRKLÜGÜMÜZE) kara calmalarla doludur. Bu kitaplardan hic birisi CEVIRTILIP de YURDUMUZDA OKUTTURULMAZ....“

 

Birinci Bölüm “Türkcülük nedir?“, Sayfa 13-19

 

 

Sayfa 17: “...Düsünceleri duygularimla uymayan ve dayanmayan bir adam ruhca sagliksizdir. Örnegin duyguca dine bagli olan bir genc, kendisini düsünceleri bakimindan dinsiz sayarsa, ruhsal bir dengeye erisebilir mi? Kuskusuz hayir! Bunun gibi her birey, duygulari aracligi ile belirli bir ulusa baglidir. Bu ulus, o bireyin icinde yasadigi ve egitildigi toplumdan baskasi degildir............Bu bag egitiminde, kültürde, yani duygularla ortakliktir. Insan en icten, en yürekten duygularini ilk egitim caginda alir. Daha besikteyken isittigi ninnilerle ana dilinin etkisi altinda kalir. Bundan dolaydir ki, en cok sevdigimiz dil, ana dilimizdir. Ruhumuzu olusturan bütün din, ahlak, güzellik (estetik) duygularimizi bu dil araciligiyla almisiz. Zaten ruhumuzun toplumsal duygulari bu din, ahlak, güzellik duygularindan olusmus degil midir ?… “

 

Sayfa 18 : “..Bu söylenilenlerden anlasildi ki, ulus ne soyla, ne budunla, ne cografyayla, ne siyasetle, ne de istencle ilgili bir topluluk degildir. ULUS, DIL, DIN, AHLAK VE ESTETIK bakimindan ortak olan yani ayni egitimi almis olan bireylerden olusan topluluktur. Türk köylüsü, onu Dili dilime uyan, dini dinime uyan diyerek tanimlar. Gercekten de bir adam, kanca ortak bulundugu kisilerden cok, dilde ve dinde ortak bulundugu kisilerle birlikte yasamak ister. Cünkü insan kisiligimiz, gövdemizde degil, ruhumuzdadir. Maddi meziyetlerimiz, soyumuzdan geliyorsa, manevi meziyetlerimiz de egitimini aldigimiz toplumdan geliyor…. “

 

Sayfa 19: “...Bu görüslerden cikarcagimiz elle tutulur sonuc sudur: Ülkemizde bir zamanlar dedeleri Arnavutluk`tan ya da Arabistan`dan gelmis, ulusdaslarimiz vardir. Bunlari TÜRK EGITIMIYLE BÜYÜMÜS, TÜRK ÜLKÜSÜNE CALISMAYA ALISMIS GÖRÜRSEK

ÖBÜR ULUDASLARIMIZDAN HIC AYIRMAMALIYIZ. YALNIZ MUTLULUK DÖNEMLERINDE DEGIL, YIKIM DÖNEMLERINDE DE BIZDEN AYRILMAYANLARI NASIL ULUSUMUZUN DISINDA SAYABILIRIZ. ÖZELLIKLE BUNLAR ARASINDA ULUSUMUZA KARSI BÜYÜK ESIRGEMEZLIK GÖSTERMIS, TÜRKLÜGE BÜYÜK HIZMETLER YAPMIS OLANLAR VARSA, NASIL OLUR DA BU ESIRGEMEZ KISILERE: „Siz Türk degilsiniz“ diyebiliriz..........BU DURUM DOGRU OLMADIGINDAN „TÜRKÜM“ diyen her bireyi TÜRK TANIMAKTAN; YALNIZ TÜRKLÜGE HAYINLIGI GÖRÜLENLER VARSA, CEZALANDIRMAKTAN BASKA YOL YOKTUR.“

 

Birinci Bölüm “Kültür ve Uygarlik?“, Sayfa 25-40

 

Sayfa 34: “..Örengin Türkler`in Islamlik`tan önceki dininde Gök Tanri ödül tanrisidir.

Cezalandirmaya karismaz. Ceza tanrisi Erlik Han adinda baska bir mitolojik kisiliktir. Tanri, yalniz „cemal“ (güzelik) niteligiyle, göründügü icin, eski Türkler onu yalniz severlerdi., Tanriya karsi korku duymazlardi. Islamlik`tan sonra Türkler`de Tanri sevgisinin üstün olmasi, bu eski gelenegin sürdürülmesindendir. Türkler`de Tanri korkusu pek seyrektir. Istanbul`da ve Anadolu`daki vaizlerin denemeleri gösteriyor ki, güzellige, iyilige ögüt verenlerin dinleyicileri artiyor, cehennemden, zebanilerden söz edenlerin dinleyicileriyse, gittikce azaliyor. Bunun sonuncu olarak Islamlik`tan sonra da TÜRKLER EN GÜCLÜ BIR INANA, EN ICTEN BIR DIN DUYGUSUNA SAHIP OLDUKLARI HALDE, SOFTACA VE BAGNAZCA DUYGULARDAN UZAK KALDILAR. Bu konuda Yunus Emre`yi okumak yeterlidir. Türkler`in camilerde „ilahi“lere ve „mevlit“ okunmasina; tekkelerde ise, siire, müzige büyük bir yer vermeleri estetik din duygusu örnegine uygun davranista olmalarindadir...“

 

Sayfa 34-35: “...Eski Türk dininde, Türk tanrisi baris ve barisilik tanrisiydi. Türk dininin özüne gösteren il sözcügü, „baris“ anlamina idi (Kasgarli Mahmut). Ilci, „barisci“ demek oldugu gibi, ILHAN „ BARSI HAKANI“ demekti......En eski Türk devletinin kurucusu olan METE`NIN yüksek ahlakini, barisserverligini, emperyalizmden kacindigini YENI MECMUA`da yazmistim. Türk barisseverliginin kurucusu METE`DIR.

Türkler`in bu eski baris gelenegi iledir ki, Türk hakanlari, Islam döneminde de her zaman yenilgiye ugrayanlara sevecen davranmis, her zaman kendilerini uluslararasi bir baris etmeni tanimislardir. Türk tarihi bastan basa bu konuya taniktir. Avrupalilar`in o denli sucladiklari Atilla bile, yeni onlarin söylentilerine göre, yenilen uluslar ne zaman baris istemislerse o an uygun görmüstür. Cünkü Atilla da bir ilhan, yani dünya barsini saglamaya calisan bir öncüydü. Avrupalilar Atilla`nin Tanri-kutu adini, Tanrinin Belasi biciminde cevirmekle tarihsel bir günah islemislerdir…..”

 

Sayfa 39: “..Türkcülere gelince, bunlar, kökende Bizansli olan Dogu uygarligini büsbütün birakarak, Bati uygarligini tümüyle almak istediklerinden, girismlerinde basarli olacaklardir. Türkcüler, tümüyle TÜRK VE MÜSLÜMAN kalmak kosulu ile Bati uygarligina tam ve kesinlikle girmek isteyenlerdir…..”

 

Birinci Bölüm “Batiya dogru“, Sayfa 46-60

 

Sayfa 46: “Ulusunu tani, inandaslarini (ümmetini) tani, uygarligini tani!”

 

Sayfa 58: “…Japonlar, böyle yapmakla dinlerinden, ulusal kültürlerinden bir sey yitirdiler mi? Hic de degil! Öyleyse biz nicin duraksiyoruz ? Biz de TÜRKLÜGÜMÜZÜ ve MÜSLÜMANLIGIMIZI korumak kosuluyla Bati uygarligina kesinlikle giremez miyiz?....

 

Sayfa 60: “...Özetlersek, yukaridaki aciklamalara göre, toplumsal inancimizin birinci ilkesi su tümce olmalidir. TÜRK ULUSUNDANIM, ISLAM INANDASLARINDANIM, BATI UYGARLIGINDANIM.“

 

Birinci Bölüm “Tarihsel, Maddecilik ve Toplumsal Ülkücülük“, Sayfa 61-71

 

Sayfa 64: “...ÖRNEGIN, BIZ TÜRKIYE`LILERIN TOPLUMSAL BILINCIMIZDE “TÜRK ULUSUNDANIZ, ISLAM INANDASLARINDANIZ, BATI UYGARLIGINDANIZ“ TASARIMLARI ACIK GÖRÜNÜSLER GIBI, GECERLI OLMAYA BASLAYINCA, BÜTÜN TOPLUMSAL YASAYISIMIZ DEGISMEYE BASLAYACAKTIR.

 

„TÜRK ULUSUNDANIZ“ DEDIGIMIZ ICN, DILDE, GÜZEL SANATLARDA, AHLAKTA, HUKUKTA, DAHASI DIN KONULARINDA VE FELSEFEDE TÜRK KÜLTÜRÜNE „TÜRK BEGENISINE, TÜRK BILINCINE“ GÖRE BIR ÖZGÜNLÜK, BIR KISISELLIK GÖSTERMEYE CALISACAGIZ.

 

„ISLAM INANDASLARINDANIZ“ DEDIGIMIZ ICIN, GÖZÜMÜZDE EN KUTSAL KITAP KUR`ANI KERIM, EN KUTSAL TAPINAK KABE, EN KUTSAL INSAN MUHAMMED, EN KUTSAL DIN ISLAM OLACAKTIR.

 

„BATI UYGARLIGINDANIZ“ DEDIGIMIZ ICIN DE, BILIMDE, FELSEFEDE, FENLERDE VE BASKA UYGAR DIZGELERDE TAM BIR AVRUPALI GIBI DAVRANACAGIZ...“

[forumikra 7]

Anlamadığım şu, kusura bakmayın acaba başlığı yanlışmı yazdınız.

Bir şeyin sentez olabilmesi için tezinin ve anti tezinin olması lazım. Türk-İslam sentezi diyorsunuz bilmiyorum belki kötü niyetle yazmadınız ama Sentez diyerek Türklük ile İslamın çatışıp neticesinde bir sentezin olduğunu ima ediyorsunuz. En azından yazılanın manası oldur. O dediğinizin adı Türk-İslam Ülküsü olsa daha doğru olur kanaatindeyim.Birde Türk-İslam düşüncesini kuran kişinin Ziya Gökalp olduğunu yazmışsınız, Ziya Gökalp'in sadece Türkçülüğün Esasları isimli kitabını okudum.O yüzden o kişi'yi eleştirecek konumda olduğumu düşünmüyorum. Lakin bu düşünceyi kuran kişi Ziya Gökalp ise Farabi'yi ve düşüncelerini nasıl açıklayacağız...

Üstad Necip Fazıl'ın bu konu ile ilgili sözü mütiştir.Ve Tek Cümle ile meseleyi açıklar. "EĞER, GAYE TÜRKLÜKSE TÜRK, MÜSLÜMAN OLDUKTAN SONRA TÜRKTÜR."

Birde Sahte Kahramanlar daydı sanırım Ziya Gökalp'i Üstad çok güzel bir şekilde anlatmıştır.İsterseniz bir okuyun.

[hakan-ı derya 2]

değerli kardeşim ziya gökalpin Türk-İslam düşüncesi ile alakası yoktur.O Türkçüdür hatta Irkçıdır.hatta bilenler bilir bilmeyenler öğrensin Türkçe ezan ve ibadetin mimarı bu adamdır.sanıyorum cumhuriyetin ilk yılları yada Osmanlının son döneminde bir şiiri var.

Bir milletki düşünün

Ezanı kendi dilinde,

Duası Türkçe anlaşılır,

diyerek bu işe fikir babası olan adamdır.Üstad ziya gökalp'i eleştirirken şöyle der''Sen hem Allah'a inanma ; hem sabaha kadar o'na Küfür et.Olacak işmidir''der.

Türk-İslam ülküsünü gerçekten arzulayan gaye edinen bir adam arıyorsanız bu Şahsiyet çok uzak değil

1-Üstad Necip Fazıl Kısakürek

2-Es-Seyyid Ahmet Arvasi

bu örnekler çoğalabilir ama bunların içinde ziya gökalp yer almaz...

[Allaha inanan ATSIZ 0]

sayin üyeler,

 

galiba anlamadiniz beni. Ziya Gökalp Hocamiz, ilk Türk-Islam Sentezi/Ülküsü diyen kisidir. Veyada buna benzer birsey demek istedi.

Ziya Gökalp Hocamiz, Atatürkün fikir babasi olduna göre, o zaman Atatürkte sizin tabiriyle bir Ülkücüydü veya Türk-Islam Ülkücüydü.

 

Ayrica, bunuda Atsiz Hocamiz da söyledi:

 

Makaleler III; “Türkcülüge karsi Yobazlik“; Sayfa 481 – 492 (Ötüken, Mart 1970, Sayi: 75)

 

 

 

Sayfa 485: “Bir kere, Türkcülügü Gökalp icad etmis degildir. O, fikirin adini koymus ve kendi zamanina (Sayfa 486`da devam ediyor) göre sistemlestirmistir. Sonra, Türkcülügü Islamiyetin yerine koymaga kalkmis da degildir. “Türk milletindenim, Islam ümmetindenim, Garb medeniyetindenim“ diyen Gökalp Türklükle Islamligi tamamen ayirmis ve buna Bati medeniyetini de ekleyerek yaptigi SENTEZLE kendi caginin ileri Türkiyesini yaratmaya calismistir………“

 

Biliyorsunuz ilk defa Türk-Islam Sentezin`den (veya buna benzer birsey) Ziya Gökalp Hocamiz “Türklesmek, Islamlasmak ve Muasirlasmak“ la söz etti.

Atsiz Hocamiz bunu da kendisi tespit etti (yukarda yaziya bakiniz).Basbug Türkes`de bunu tespit etti ve ilk defa Basbug Türkes "Türk-Islam Sentezini" gercek hayatimiza uygulamaya baslatti.