Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
HİÇ

Kuran-I Kerim Ancak Sünnetle Anlaşılır.

Recommended Posts

KUR’AN ANCAK SÜNNETLE ANLAŞILIR

 

Nebi (s.a.v.)’i aradan çıkarmak isteyen bazı kimseler Hz. Muhammed (s.a.v.)’in sadece bir nakilci, diğer bir ifâdeyle bir “postacı” olduğu, vazifesinin, sadece Kur’ân’ı teblîğden ibaret bulunduğunu; Kur’ân’ın dinle ilgili her şeyi açıkladığını, sünnetin veya başka bir şeyin dinî hükümlere kaynaklık etmesine, Kur’ân’ı açıklamasına gerek kalmadığını savunurlar.

 

Din kardeşim iyi düşün Nebi (s.a.v.) , Kur’ân-ı Kerîm’de toplu bir şekilde bildirilenleri, ya’nî kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur’ân-ı Kerîm kapalı kalırdı. Nebi (s.a.v.)’in vârisleri olan mezheb imâmlarımız Hadîs-i şerîflerde üstü kapalı olarak bildirilenleri açıklamasalardı, Nebi (s.a.v.)’in sünneti kapalı kalırdı.

 

Böylece, her asırda gelen âlimler, Nebi (s.a.v.)’e tâbi olarak, kısa ve üstü kapalı anlatılanları açıklamışlardır. Meselâ Nebi (s.a.v.), abdesti nasıl alacağımızı Hadîs-i şerîfleri ile bize bildirmeseydi, nasıl abdest alacağımızı Kur’ân-ı Kerîm’den çıkaramazdık. Namazların kaç rek’at oldukları ve orucun, haccın, zekâtın hükümleri, nisâb mikdârları, şartları ve farzları ve sünnetleri, Kur’ân-ı Kerîm’den çıkarılamazdı.

 

İmrân bin Husayn (r.a.)’e bir kimse, bizimle yalnız Kur’ân’la konuş (Kur’ân’dan delîl getir) deyince, İmrân (r.a.) ona: “Sen tam ahmaksın. Kur’ân-ı Kerîm’de farzların rek’atlarının sayısı açık olarak var mı? Yâhud bunda sesli okuyun, diğerinde sessiz deniyor mu?” buyurarak onu susturdu.

 

Hz. Ömer (r.a.)’e yolculukta namazın kasr edilmesi, ya’nî dört rek’atlı farzları iki rek’ât olarak kılmaktan soruldu ve: “Biz, azîz kitabda korku namazını buluyoruz, fakat seferî namazı bulamıyoruz” denildi. Sorana: “Ey kardeşimin oğlu, Allahü Teâlâ bize Peygamber (s.a.v.)’i gönderdi. Biz bir şey bilmeyiz. Ancak biz, Resûlullah (s.a.v.)’in yaptığını gördüğümüz şeyi yaparız. O, seferde, dört rekatlı farzları iki kılardı. Onu teşrî’ eden (şer’i hüküm olarak belirleyen) Resûlullah (s.a.v.)’dir” buyurdu. (Beyhâki, Sünen)

 

(İmâm Şârânî, Mîzân’ül Kübrâ, Mukaddime Bölümü)

 

www.mevlanatakvimi.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yine geçenlerde sanal platformların birisinde karşılaştığım bir yazı da; mevzu bahis arkadaş öyle bir heyecanla anlatıyor ki sanırsın fenafillah'a ulaşmış, varlık içinde yokluk görmüş, ötelerden haber almış. Gerçi o makama ulaşan biri elbet bu densizliği yapmaz biliyoruz da, misal olması açısından söylüyoruz. Özetle diyor ki pek muhterem müslüman kişi; Ben Kuran-ı Kerim'in tahrip edilmediğine inanıyorum, Allah'a ve Peygambere de inanıyorum. Ama benim için din hususunda kaynak alınacak tek nokta Kuran'dır. Ötesi beni bağlamaz. Hadislerin tahrip edilmediğini bilemeyiz. Varsa aklıma takılan bir nokta açar kuran'dan bakarım, hoca moca da bilmem! Yani adam baştani kestirip atıyor herşeyi, 4 büyük halife, silsile büyükleri, gazaliler, rabbaniler konusu bile açılamaz oluyor.

 

Aman Allah'ım ne korkunç bir cesaret gösterisi. Kime karşı yapılıyor hem de? Bilgisizlik, cahillik, nasipsizlik hepsi kol kola girmiş adamın damarların da dolaşıyor. Ham yobazın ifşasını ispat eden ne muhteşem bir manzara. Sen koru Ya Rab!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ahir zamanı yaşıyoruz...

 

Beylerbeyi kardeşimin dediği gibi insanlardaki cesareti anlamak güç.Bu nasıl bir destursuzluk,ölçüsüzlük,kendini ve haddini bilmezliktir.Ben bu tür yazı ve yorumları okurken ürperiyorum.1400 küsür yıllık İslam dini Allah rasulu sav in dediği gibi gecesi ve gündüzü ile ayan beyan ortada.Hayatı saniye saniye bilinen tek insan Peygamber Efendimiz sav dir.Böyle bir hayat ortadayken O sav in ashabının hayatı ortadayken,İslam alimlerinin evliyanın hayatı ortadayken bu DonKişotluklar niye?Neyimize güveniyoruz Allah aşkına???

 

Müslümanlar için en büyük problem din alimi kisvesi altında görünen din tahripçilerinin yanlış düşüncelerine inanıp itikatlarını ehli sünnet çizgisinden uzaklaştırmaları.

 

Cenab-ı Hak bu düşüncelerden bütün inananları muhafaza buyursun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

NEBİ (S.A.V.)'İ CANINDAN AZİZ BİLMEK

 

Yüce Allah Mü'minlerin Hz. Peygamber (s.a.v.)'in canını, kendi canlarından bile önde tutmalarını istemiştir: "Peygam­ber Mü'minler için kendi canlarından ileridir. Onun eşleri de onların anneleridir." (Ahzâb s.6.)

 

Demek ki Mü'minler kendi canlarından önce Hz.Peygam­ber (s.a.v.)'i düşünmek zorundadırlar. Hatta bu, savaş mey­danlarında bile olsa böyle olmalıdır. Nitekim Tevbe Sûresinde Mü'mînlerin onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmemeleri gerektiği, aksi takdirde bunun kendilerine asla yakışmayacağı açıkça ifâde edilmiştir: "Ne Medîne halkı­nın ne de onların çevresinde bulunan bedevî Arabların, Allah'ın Resûlü'nden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeleri onlara yakış­maz." (Tevbe s.120)

 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in canını kendi öz canımızın önüne çıkarabilmemiz de elbette O (s.a.v.)'i çok sevmemize bağlıdır. İşte bunun için bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) de, kendisinin her şeyden ve herkesten daha çok sevilmesi gerektiğini belirtmiştir. Nitekim Buhârî'nin: "Peygamber (s.a.v.) sevgisi îmândandır" başlığı altında verdiği Hadîslerden birisinde şöyle buyurmak­tadır: "Sizden biriniz beni annesinden babasından, çoluk çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe îmân etmiş olamaz."

 

O hâlde bir Mü'mîn, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i başta kendi olmak üzere herkesten ve her şeyden daha çok sever, kalbin­de O (s.a.v.)'den önce herhangi bir kimseye veya eşyaya yer veremez. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in bu konudaki hassasiyetinin onun gerçek mânâda örnek alınmasının ancak kendisinin çok sevilmesine bağlı olduğundan kaynaklandığı açıktır. Bu durum, aynı zamanda onun ümmetine olan düşkünlüğünü de göster­mektedir. Çünkü O (s.a.v.) bu ölçüde sevilmedikçe, getirdiği üstün esâslar ideâl mânâda benimsenip yaşanmayacak, dola­yısıyla en yüce sevgi olan Allah sevgisi de kuru bir iddia olarak ortada kalacaktır. Allah (c.c.) Nebî (s.a.v.)'in sevgisini cümlemi­zin kalbine yerleştirsin. Âmin

 

(Diyanet ilmî Dergi, Hz. Peygamber (s.a.v.) Özel Sayısı, 472-73.s.)

 

http://www.mevlanatakvimi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=216&Itemid=242

Share this post


Link to post
Share on other sites

EFENDİMİZ (S.A.V.)’İ ÖVMEK TÂATTİR

Resûlullâh (s.a.v.) Efendimizden gerek bu âlemde, gerekse âhiret âleminde, hayatta veya irtihâlinden son­ra ve hattâ mahşer yerinde bile her türlü hayırda vâsıta olması istenebilir. Bu haberler, tevâtür derecesine ulaş­mış olup vehhâbîlerin ortaya çıkmasından önce, üzerin­de ittifak olunmuştur.

 

Resûlullâh (s.a.v.) Efendimizi rubûbiyet sıfatlarından başka bir şeyle ta‘zimde bulunmakta, küfür ve şirkden en küçük bir şey mevcut değildir. Bilakis, Efendimiz (s.a.v.)’i övmek, tâatlerin büyüklerindendir.

 

Hürmet edilmesi emredilen şeylerden bir kısmı, Kâ‘be-i muazzama, Hacer-i Esved, Makam-ı İbrahim’­dir. Bunlar, taş oldukları hâlde, Allâhü Te‘âlâ Kâ‘be’yi ta­vaf etmekle; rükn-i yemânîye, dokunmak sûretiyle; Ha­cer-i Esved’i öpmekle, Makâm-ı İbrahim arkasında na­maz kılmakla ve Mültezem’de duâ etmekle onlara ta‘zi-mi bize emretmiş bulunmaktadır. Biz, buraların hiçbirin­de Allâhü Te‘âlâ’dan başkasına ibâdet etmiyoruz.

 

Bu şeylerin îzâhından burada iki şey ortaya çıkmış bulunmaktadır: Birincisi, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’i büyük tanımanın ve onun rütbesini diğer yaratılmışlar­

dan üstün bilmenin vâcib olduğudur. İkincisi, rubûbiyeti tek bilmek, mübârek ve yüce olan Rabbimizin zâtında, sıfatlarında ve ef‘âlinde, yarattıklarının hepsinden ayrı

bulunduğuna itikad etmektir. Artık kim yaratılmış bir var­lık hakkında, noksanlıktan münezzeh ve Hâlik Te‘âlâ ile ortaklık bulunduğuna inanırsa, putların ilâh olduğuna ve

onların ibâdete lâyık bulunduğuna inanmış olan müşrik­ler gibi şirk koşmuş olur. Kim de Resûlullâh (s.a.v.)’inmertebesinde kusur görürse isyan etmiş ve küfre saplanmış olur.

 

(Yûsuf en-Nebhânî, Şevâhidü’l Hakk, 172.s.)

 

 

www.mevlanatakvimi.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

NEBİ (S.A.V.)'E TA'ZÎM ETMEK, EDEBLİ OLMAK ALLAH (C.C.)'NUN EMRİDİR

 

Cenâb-ı Hakk Kur'ân-ı Kerîm'de diğer Peygamberlere ad­larıyla hitab edip (yâ Âdem, yâ Nuh, yâ Zekeriyya, yâ Yahya, yâ Mûsâ, yâ İsâ) diye buyurmuşlardır. Fakat Hz. Peygamber (s.a.v.)'e yâ Eyyuhe'r-Resûl, yâ Eyyühe'n-Nebî, yâ Eyyühe'l-Müzzemmil, yâ Eyyühe'l-Müddessir diye hitâb etmiştir. Bu gayet ulu bir mertebedir. Bir de, bağırarak onunla konuşmak ümmetine haram kılın­dı. Nitekim Cenâb-ı Hakkmeâlen:

 

"Ey îmân edenler, seslerinizi Peygamberin sesinden yüksek çıkarmayın, Ona sözle birbirinize bağırdığınız gibi bağırmayın ki siz farkına varmadan amelleriniz boşa gi­der." (Hucurat s.2) buyurmuşlardır,

 

İbn-i Abbâs (r.a.) diyor ki Bu Âyet-i Kerîme indikten sonra Hz. Ebû Bekir (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.)'le gizli konuşanlar gibi konuşmaya başladı. Hz. Ömer (r.a.) de öyle yavaş konu­şuyordu ki Hz. Peygamber (s.a.v.) ondan sormadıkça sözünü tam işitemezlerdi.

 

Resûlullâh (s.a.v.)'ı İsmi İle Çağırmamak:

 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'i ismiyle çağırmak haram kılınmıştı. Kur'ân-ı Kerîm'de meâlen:

 

"(Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranız­da birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın." (Nur s.63) Belki ya Resûlullâh, yâ Nebîyyallâh diye izzetle ve alçak gönüllülükle ve alçak sesle çağırın demektir.

 

Bazıları da şu mânâyı verdiler: "Hz. Peygamber (s.a.v.) sizi yanına çağırdığında onun çağrısını birbirinize yaptı­ğınız çağrıya benzetmeyin, yâni birbirinizi çağırdığınızda yüz çevirip varmamak ve işitmezliğe kalkışmak gibi bir davranışa sakın Resûlullâh (s.a.v.) çağırınca yeltenmeyin demektir" dediler.

 

(İmâm-ı, Kastalânî (r.h.), İlâhi Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.), 1.c, 500-510.s.)

 

http://www.mevlanatakvimi.com/index.php/hz-peygamber-sav-efendmz/nebi-save-sayg-sevgi-taat-ve-suennetine-uymann-gereklilii

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...