Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Ebubekirr

Soyunma Ve Çiftleşme Özgürlüğü

Recommended Posts

Serdengeçtik kardeşim haklısın biz hadislerden hüküm çıkartamayız. Zaten ben de bunu yapmak istemedim. Zaten kimseye küfür de etmedim. Sadece bir gühahı işleyenleri sert bir şekilde eleştirdim. Şimdi içki içenleri veya çıplak gezenleri sert bir şekilde eleştirmek doğru mudur değil midir noktasına geldik.

 

Kadirşinas kardeşim bir daha buraya yazı yazar mıyım bilmiyorum ama yazarsam on kere düşünüp öyle gönderirim heralde.

 

Aslında istesem Üstad'ın eserlerinden birsürü alıntı yaparım ama gerek görmüyorum. Hadisi zor kabul ettirdik Üstad'ı hiç kabul ettiremeyiz.

 

Bence bu konularda eşitlik falan derken çok yanlış bir çizgide duruyoruz.

 

Yahudilere hoşgörü diyoruz ama adamın dini seni öldürmekten ibaret... Hristiyana hoşgörü diyoruz ama adam Allah'ın eşi var diyor.

 

Hoşgörü diye ortalıkta gezen şaklabanlara "senin hocan bir kadından çocuk meydana getirmiş" desen ağzından köpükler fışkırtarak üzerine atlar. Ama Allah'a çocuk isnad edildiği zaman öfkelenmiyor, gülümsüyor.

 

Bu adama ne anlatacaksın?

 

Adamların konuşacak lafı kalmayınca bizle dalga geçiyorlar. Sen benle dalga geçsen ne geçmesen ne...

 

Aslında kendisi de benim yazılarımı okumuştur, hazırladığımız videoları izlemiştir. Ama adamın karşısına çıkınca saldırıyor işte.

 

Ne zor zamana kaldık yahu... Bâtılı zemm ettiğin zaman fâsıklardan evvel müslümanlarla mücadele etmen gerekiyor.

 

Batılı översen bütün dalâlet ehli arkanda oluyor müslümanlardan çıt çıkmıyor...

 

Çıt çıkaranın kafasında müslümanlar çat diye sopa kırıyorlar.

 

Ne diyelim, bundan sonra yazarsak hiç kimsenin dikkatini çekmeyecek, kimse tarafından okunmayacak uzun ve sıkıcı yazılar yazarız. İnsanlar da gelip "çok teşekkür ederim, Allah razı olsun" gibi yorumlar yaparlar.

 

Selametle kalın...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İlk başta cevap verip vermemekte tereddüt ettim.Çünkü yazacağım her kelime sizden savunma psikolojisi içinde bir cevapla geri dönecekti bana.Ama ah şu çenemi pardon parmaklarımı zapdetmeyi bir başarabilsem

 

Ben de sizde müthiş bir kıskançlık potansiyeli gördüm efendi

Evet inkar etmiyorum olabilir.Ama bu potansiyelimi kullanacağım son kişi siz olursunuz hiç merak etmeyin

 

Hazreti Ebubekir'e iftira attığımı iddia ediyorsun. Kardeşim ben okuduğum kitabı sana söylüyorum, git sen de oku bulamazsan gel bana müfteri de.

 

Hazreti Ebubekire iftira attığınızı iddia etmiyorum.Ancak şu ana kadar hiçbir şekilde duymadığım bir hadisi zerre miktarda tanımadığım bir insanın kaynaksız pat diye ortaya atmasına bütün normal insanlar gibi tepki verdim.Kaynak göstermişsiniz,artık sahihliği konusunda söyleyecek hiçbir lafım yok.Ama müsait bir zamanımda İslam alimlerinin bu hadisle ilgili ictihadlarını araştıracağım.

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi siz de Hazreti Ebubekir'i sevdiğinizi iddia ediyorsunuz ama bugün karşısına çıksa "sen o değilsin" deyip geçeceksiniz. (İyi niyetli ehli sünnet kardeşlerimi tenzih ederim.)

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi öyle mi?Evet burada resmen benim Hazreti Ebubekiri gözümde putlaştırdığımı öne sürüyorsunuz.Allah-ü Teala dışında her ne varsa ona tapmak ve putlaştırmak anında imanı götürür bunu sizde iyi bilirsiniz.Peki,imanlı bir insana kafir demenin küfür olduğunu biliyor musunuz merak ettim açıkçası.Ben henüz ağzım süt kokarken o mübarek insanların menkıbelerini dinlemeye başladım.Okumayı onların hayat hikayelerini heceleyerek söktüm.Gerçek İslam alimlerinin kitaplarından öğrenmeye çalıştım hayatlarını.Evet ben sizin şu anda portresini oluşturmaya çalıştığınız Hazreti Ebubekiri yolda görsem tanıyamam.Ama gerçek İslam alimlerinin kitaplarında anlattığı Hazreti Ebubekiri nerede görsem tanırım zerre mikdarda kuşkunuz olmasın. Maide Suresinin 54.ayetinde mealen Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar Allah'ı sever. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetlidirler; Allah yolunda cihad ederler; dil uzatanın kınamasından da korkmazlar. Bu Allah'ın lütfudur ki, dilediğine verir. Allah ise lütuf ve keremi pek geniş olan ve herşeyi hakkıyla bilendir.buyuruluyor.İslam alimleri bu ayet-i kerimenin Hazreti Ebubekirin şanı hakkında olduğunu bildirmişlerdir.Şimdi ben bu ayet-i kerimeyi okuduktan sonra nasıl olup da o büyüğümüzü yanlış tanırım merak ettim açıkçası.

Çünkü çok büyük bir hocanın bütün dünya dillerine çevrilen bir kitabında Hazreti Ebubekir'in melek gibi olup hiç kimseyi incitmediği yazıyordu. Halbuki yalan, Aişe validemize tokat attığı vakidir, üstelik peygamberimizin yanında.

 

Değil mi ama ne kadar da kolay damgayı yapıştırmışsınız.Tebrik etmek gerek Halbuki YALAN bunu söylemek çok büyük bir cesaret ve cüret ister.Büyük bir hoca dediğinize göre kendinizde büyüklüğünü kabul etmişsiniz demektir.Ve sadece bu hoca da değil birçok İslam alimi ve müctehid Hazreti Ebubekirin karıncayı dahi incitmekten korktuğunu ve yumuşak ahlaklı olduğunu bildirmişken,sizin yemeyip içmeyip cımbızla çeker gibi yüzlerce hadisin arasından çıkardığınız birkaç hadisle yaptığınız ictihad misali örneklere ben ters düşüyorum hiç kusura bakmayın.

 

Kadirşinas kardeşim bir daha buraya yazı yazar mıyım bilmiyorum ama yazarsam on kere düşünüp öyle gönderirim heralde.

 

Lütfen bizim gibi toplasınız 300-500 kişi yapmayacak ve sizi anlamaktan fersaah fersah uzak biz zavallı aciz insancıkları yazılarınızdan mahrum bırakın.Düşünmenize falan hiç gerek yok,biz sizi anlayamıyoruz uğraşmayın yani boşuna.Hoşgörü de demişsiniz hazır, yöneticilerimizin aynı tarz bir yazıya bu sefer aynı hoşgörü ile yaklaşacaklarını hiç zannetmiyorum.

 

Bence bu konularda eşitlik falan derken çok yanlış bir çizgide duruyoruz.

 

Yahudilere hoşgörü diyoruz ama adamın dini seni öldürmekten ibaret... Hristiyana hoşgörü diyoruz ama adam Allah'ın eşi var diyor.

 

Hoşgörü diye ortalıkta gezen şaklabanlara "senin hocan bir kadından çocuk meydana getirmiş" desen ağzından köpükler fışkırtarak üzerine atlar. Ama Allah'a çocuk isnad edildiği zaman öfkelenmiyor, gülümsüyor.

 

Bu adama ne anlatacaksın?

 

Maşallah maşallah çok hızlı ilerleme kaydediyorsunuz bakıyorum da,mini etekli taytlı kızlardan başlayıp neredeyse Vatikan modasında kadar götürmüşsünüz işi.Şimdi biz ya da ben diyeyim sizin sert! bir şekilde eleştirdiğiniz yazıdan rahatsız olduk diye. Kaynak göstermeden ortaya attığınız ve neredeyse ondan ictihad ettiğinizi ima ettiğiniz bir hadise inanmadım diye hoşgörücü/diyalogcu mu oluyorum.Bu kadarına da pes doğrusu.Yazınızı ilk okuduğumda altına yorum yapmaya haya ettim.Ancak şu kadarını söyleyeyim İ.Rafiinin bildirdiği bir hadis-i şerifte (Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!) buyuruluyor.Sizin yazınız bizim gibi sizinle aynı fikre sahip olan insanları bile rahatsız ediyorsa,karşıt fikir besleyenleri ne gibi bir psikoloji içerisine sokar tahmin etmek çok da zor değil..Polemik tarzı suçlayıcı yazılarla hiçbir yere varılamayacağı bir hakikat.Aksine insanları ayağa kaldırıp,daha da azıtmalarına hatta fitne çıkmasına bile sebep olabilir bu tarz yazılar.Ben bile bu kadar rahatsız olduysam

Hani küfür etmediğiniz sadece biraz sert olarak eleştirdiğiniz insanlar var ya onlar 10-15 sene önce ellerinde Elifba cüzü camilere yollanan çocukların büyümüş hali.Her gün aynı ezan seslerini duyarak hayatlarına devam eden, anneleri veya büyükanneleri tesettürlü olan insanlar.Ağza alınmayacak hakaretlerle,küfürlerle saldırmak ne kadar kolay öyle değil mi?Benim çevremde hatta en yakınlarımda gençliğinde sosyalist,feminist olan şimdi ise pür tesettür İslamiyyetin bildirdiği şekilde çocuklarını yetiştirmeye çalışan anneler/kadınlar var.Ve inanın bana onların bu şekilde değişmesine sebep olan kimseler o hallerinden dolayı onlara ağızlarına gelen hakareti edenler değil,tam aksine güzel ahlak ve tatlı dille kendilerini ve bu şekilde de temsil ettiklerini yani İslamiyyeti sevdirenler olmuş.Ben diyalogcu veya hoşgörücü falan değilim.Kültürler arası hoşgörü adında yapılan şaklabanlıklara ve rezilliklere çok yakın bir zamanda şahit oldum ve acısını çektim.Hubb-i fillah ve buğd-i fillah hadislerle emir edilmiş imanın ve ibadetlerin temeli olan dinimizde en önemli denilebilecek bir husustur.Ancak zamanımızda bunun yeri kalptir.Evet ben bir Hristiyanı,Yahudiyi ya da Ateisti sevmem insanlıklarını beğensem bile dinlerinde ötürü sevmem.Çocuklarıma,sözümün geçtiği kimselere onların kötülüğünü anlatmaya çalışırım.Ama ilk karşıma çıkan şortlu turiste küfür etmeye,ingilizce kafir demeye ya da fazla abartıp üzerine bir 45lik boşaltmaya kalkarsam anarşi çıkar toplumda.He doğru bildiklerimizi insanlara anlatmayacak mıyız?Ya da eleştirmeyecek miyiz yanlışlarını? Elbette ki bütün bunları yapacağız,ancak usulüne göre.Karşıt fikirli bir forum yöneticisinin direk sileceği şekilde değil tam aksine sarsılıp kendi kendisini hesaba çektirebilecek bir üslup kullanarak yapacağız bunu.Konuyu fazla uzattım galiba.Neyse gökten üç elma düştü. Diyerek noktayı koyuyorum.Saygılarımla

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Ben de cevap yazmayacaktım ama bütün arkadaşların müsaadesine sığınarak son bir cevap vermek istiyorum.

 

 

Ancak şu ana kadar hiçbir şekilde duymadığım bir hadisi zerre miktarda tanımadığım bir insanın kaynaksız pat diye ortaya atmasına bütün normal insanlar gibi tepki verdim.

 

Ben hadisi ilk söylediğimde kaynak soran arkadaşlara hadisin kaynağını "Buhari Şurut 15" diye hatırladığımı söylemişim zaten. Sizin kontrol etmeniz gerekmez miydi?

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi öyle mi? Evet burada resmen benim Hazreti Ebubekir'i gözümde putlaştırdığımı öne sürüyorsunuz.

 

Peygamberler bile hata yaparken (onların hatalarına zelle denir) Hazreti Ebubekir hiç hata yapmazdı diyen bir adam onu putlaştırmış olmaz mı?

 

Burada laf ebeliği yaparak "bana putçu kafir dedi" ayağına yatmanız doğru mu? Zira her putlaştırma adamı kafir etmez, göz zinası vardır ama bunu yapana zinâkar denmez, mal sevgisi şirktir ama her cimri mümine müşrik denmez. Bir insan da Hazreti Ebubekir her yönden kusursuzdu dese onu putlaştırmış olur, ama ona putperest denmez.

 

Ben henüz ağzım süt kokarken o mübarek insanların menkıbelerini dinlemeye başladım.

 

Ben Hazreti Ebubekir'i ağzım süt kokarken dinlediğim masallardan değil sahih hadislerden öğrendim. Onun masal karakteri olan halini değil hatasıyla sevabıyla gerçek halini sevdim. Sen o kıymetli sahabeyi yolda görsen hayalindeki kusursuz kişiye benzemediği için yüz çevirirken ben ayaklarına kapanırım.

 

Lütfen bizim gibi toplasınız 300-500 kişi yapmayacak ve sizi anlamaktan fersah fersah uzak biz zavallı aciz insancıkları yazılarınızdan mahrum bırakın.

 

Burada da aklınız sıra sitede aleyhime kamuoyu oluşturup beni yalnızlaştırmaya çalışmışsınız. Benim web sitemdeki yazılarım yüzbinlerce kez okundu ama bu sitedeki ehli sünnet kardeşlerimle bir arada olmak beni binlerce kat daha mutlu ediyor. Ben orada kullandığım 300-500 ifadesini benimle dalga geçen sizin gibi kişiler için kullandım. Yoksa diğer sitelerde yazar olmaktansa burada okur olmayı tercih ederim.

 

yöneticilerimizin aynı tarz bir yazıya bu sefer aynı hoşgörü ile yaklaşacaklarını hiç zannetmiyorum.

 

Yöneticileri de tahrik etmeyi unutmamışsınız:)

 

Bakıyorum da mini etekli taytlı kızlardan başlayıp neredeyse Vatikan modasında kadar götürmüşsünüz işi.

 

Tayt giyen kızları eleştirdiğim için bana saldırıyorsunuz, Allah'u Teala da müminleri teşvik etmek için cennette "göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış genç kızlardan" bahsediyor (Amme, 33) O'na da mı saldıracaksınız?

 

Zira sizin zihniyetinize göre "içki pistir" diyen insan "içki" dediği için günahkâr oluyor. Halbuki biz kendi içimizdeki pisliği görüyoruz, ne hadislerde bir pislik var ne de ayetlerde. Ne de Hazreti Ebubekir'in davranışlarında bir bozukluk var. Bozukluk tamamen bizde.

 

Hani küfür etmediğiniz sadece biraz sert olarak eleştirdiğiniz insanlar var ya onlar 10-15 sene önce ellerinde Elifba cüzü camilere yollanan çocukların büyümüş hali.

 

Çıplaklığı eleştirmekle çıplak bir kadını eleştirmek arasındaki farkı göremiyorsunuz. Çıplaklık cemiyetimizi ifsad eden bir iğrençliktir. Siz burada ismi dahi belli olmayan çıplak kadınları "küçükken Kuran okuyorlardı" veya "onların da anneleri örtülüydü" gibi sözlerle temize çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sizin burada yaptığınız iş zulme uğramış bir kadını savunmak değil Allah'ın yasakladığı bir günahı savunmaktır.

 

Son söz olarak, sizi incitmek kırmak istemezdim. 28 Şubat sürecini yaşamış müslümanlar olarak üslubumuza dikkat etmemiz gerektiğini biliyorum. Hakikati daha yumuşak bir şekilde anlatmak isterdim. Bu tartışmanın bir nefs mücadelesi şekline dönüşmesini hiç istemezdim. Kalbini kırdığım bütün arkadaşlardan özür dilerim.

 

Saygılarımla.

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites
İşin garip tarafı şu, her türlü münkeri gülümseyerek izleyenler, birisi çıkıp da bu yapılanlar yanlıştır dediği zaman deli gibi hırçınlaşıyorlar.

 

Artık günümüzde hakkı söylemek provokasyon, dini anlatmak yobazlık oluyor.

 

Öncelikle Ebubekirr kardeşim, yazınızın ifade ettiği derdi, tasayı paylaşmayan hiçbir kimseyle tartışmıyorsunuz. Bu sebeple, yazınızın -muhtevasına değil- şekline müdahale eden iyi niyetli neşterleri; Allah'ın çağlar üstü mukaddes kanunlarına, ölçülerine çekilen kılınçlar ilan edip, yalın kılınç mazlum bir mücahid eda ve havasına bürünmeniz hoş kaçmıyor.

 

ÜY:

Konunun özüne girecek olursak, hemfikir olacağımız birçok şey var. Fakat çirkinliği çirkin bir şekilde ifade etmek, çirkin olanın kendisi kadar çirkin değil midir?

 

Burada kimsenin, o güzel ecdadın evlatlarının bu hazin halinden dolayı mutluluk duyduğu yoktur. Burada kimse herhangibir günahı küçümsemiyor, iddia ettiğiniz gibi günahı "hoşgör"müyor.

 

Size yöneltilen eleştri şudur: Evet, bahsini ettiğiniz manzaraların artık muhafazakar kesimde bile hoş karşılanmasından, normalleşmesinden, günahın müslüman sinelerde reaksiyon meydana getirme huyunu terketmesinden, Aişelerin, Fatımaların kızarmayı unutan çehrelerinden herkes en az sizin kadar mustariptir.

 

Fakat bundan ıstırap duymak, günahını aleni bir şekilde işleyebilen müslüman evlatları karşısında müteessir olup onların bu hallerine razı olmamak, "gülüp geçmemek", hoş harşılamamak ve bu günahları hafife almamak; günahkarı hakir görebilmek, küçümseyebilmek manasına gelmemektedir.

 

Yani bu, hiçbir fayda sağlamayacak olan hakaretlere gerekçe olamaz. Acaba İslam bize günahkara hakaret hakkını ne şekilde veriyor? Bunda ölçü nedir?

 

Mümin-Kafır'den bir tablo (*1)

 

Mümin - Her şeyi tersine çevirip zıddiyle vasıflandırmaktaki inkâr mizacı, bu sözünüzden nasıl da tütüyor, bilseniz!

Kâfir - Yine mi hakaret?

Mümin - Asla! Çünkü cezanızı verebilseydim, size yine hakeret etmezdim ki...

Kâfir - Ya ne yapardınız?

Mümin - Allah'ın emrettiğini!

 

Hem bizler, ağzımızdan çıkacak her sözü Allah'ın hoşnutluğunu gözeterek sarfetmeli değil miyiz? İnsanların yüzlerine karşı yapacağımız hakaret, acep onları hakikate sevkedecek midir? Hele ki küfür.. Yoksa aynı ile mukabelelerine, yani dolayısıyla günahlarının katmerleşmesine, günahlarında inatlarına ve ısrarlarına sebep mi olacak?

 

Sen bir insansın, hayvan değilsin ki seni seçecek kişi ... bakarak seçsin.

 

Sen aklınla, ruhunla fark edileceksin.

 

Bir de evlenmiş kadınların açılması durumu var ki bunu izahtan aciziz. Kocan iktidarsız mı be kadın? İkinci koca mı arıyorsun yoksa kendine?

 

Acep bu sözleriniz, İslam'ın tesettür ve eş seçimi meselelerindeki muazzam düsturlarını, muhatap olan günahkar kimseye sevdirecek, tatbik ettirecek midir? Tebliğ ve irşad gibi büyük bir iş, yöntemsiz, kuralsız, zamansız mıdır?

 

Bunun hesabını çok iyi yapmalı değil miyiz? Bu işe soyunurken, kılı kırk yarmalı, kırk düşünüp bir konuşmalı değil miyiz?

 

Butimar:

Benim çevremde hatta en yakınlarımda gençliğinde sosyalist,feminist olan şimdi ise pür tesettür İslamiyyet�in bildirdiği şekilde çocuklarını yetiştirmeye çalışan anneler/kadınlar var.Ve inanın bana onların bu şekilde değişmesine sebep olan kimseler o hallerinden dolayı onlara ağızlarına gelen hakareti edenler değil,tam aksine güzel ahlak ve tatlı dille kendilerini ve bu şekilde de temsil ettiklerini yani İslamiyyet�i sevdirenler olmuş.

 

Bir de, münkerden nehyettiğimizi zannederek günahkarı aşağılarken -bu sözümün size olduğu zannedilmesin-, acep şeytanın nefsi yüceltme tuzağına mı düşüyoruz?

 

Bir taraftan günahı küçümsemekle düşülen pervasızlık, korkusuzluk hali ve kalbimizden alıp götürdükleri, diğer taraftan günahkarı küçümsemek tehlikesi ve kalbimize getirdiği virüsleri.. İki sivri uç.

 

 

Daha önce de paylaşmışımdır, mevzu ile alakalı olduğundan bir daha yazayım, kardeşler hoşgörsünler. Çöle İnen Nur'dan:

 

Ham ve kaba softa, günahı hikmet cephesiyle görmeden şiddet cephesiyle eie alıp kalbleri tılsımiamanın san'atından anlamaz, rahmete nazar etmez; üstelik günah uydurur, ibâdet kibri içinde kesip kavurur ve bütün bu ölçüleri dinden değil, kör nefsinden devşirir.

...

Bir velî şöyle dedi:

 

«— Hiçbir günah, günahsızlık gururundan, günahsızlık iddiasından daha büyük olamaz

 

Bir başkası da şöyle dedi:

 

«— Günahkâra kibir gözü ile bakmaktan ve günahkârı hakir görmekten büyük günah yoktur

 

Ve İslâm büyükleri şu ölçüyü şiirle heykelleştirdilen

 

«Günah ki, sahibine, nefsini hor görme ve Allah'a sığınma hissini verir;

Nefse izzet ve kibir veren ibâdetten daha hayırlıdır

 

Ümmetin en büyüğü Ebu Bekr Hazretleri açıkta zina eden bir çift gördü ve üzerlerine cübbesini atıp onları gizledi ve dedi:

 

«— Yarabbi, gizlenecek yerleri de yok!» Ve başında nurdan bir taç, uzaklaşıp gitti.

 

İslama tepeden bakana hoş bakamazsınız, hoşlukla mukabele edemezsiniz. Kibirliye kibir gösterme meselesi.. Fakat, müstekbirin kibri ile müstehzinin istihzasına karşı duruşumuz, günahkar karşısındaki duruşumuzla bir olabilir mi?

 

_______

 

(*1)Rasulullah döneminde diye hatırladığım bir vaka var. Mümin-Kafir'deki "cezanızı verebilseydim, size yine hakeret etmezdim ki" cevabı bana onu hatırlattı. Zina gibi bir suçun cezasının tatbiki sırasında, bir kimse hakaret ediyor. Hakareti eden kimseye, buna hakkı olmadığı ihtarı ediliyordu -Rasulullah tarafından diye hatırlıyorum-. Mümin-Kafir'de mevcut olabilir fakat foruma bütün kısımları konulmadığından, kontrol edemedim. Hatrında olan kimse varsa, lütfen vakayı bizimle paylaşsın, yanlış bilgi vermiş olmayayım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bırakın günahkarı, herhangi bir kafire karşı tavır bile bunlarla bir değildir. Hristiyanların Allah'a ortak koştuklarını ve cehennem ehli olduklarını elbet biliyoruz. Fakat bu, hiçbir müslümana onların suratlarına tükürme hakkını vermiyor. Allah Rasulü onlarla komşuluk yaparken, kimin haddine düşer onlara hakir davranmak?

 

Butimar:

Evet ben bir Hristiyan�ı,Yahudi�yi ya da Ateist�i sevmem insanlıklarını beğensem bile dinlerinde ötürü sevmem.Çocuklarıma,sözümün geçtiği kimselere onların kötülüğünü anlatmaya çalışırım.Ama ilk karşıma çıkan şortlu turiste küfür etmeye,ingilizce kafir demeye ya da fazla abartıp üzerine bir 45�lik boşaltmaya kalkarsam anarşi çıkar toplumda.He doğru bildiklerimizi insanlara anlatmayacak mıyız?Ya da eleştirmeyecek miyiz yanlışlarını? Elbette ki bütün bunları yapacağız,ancak usulüne göre.

 

Onlara güzel ahlakla muamele etmek, İslam'ın ve İslam ahlakının üzerimizde vücut bulmasıyla onların kalplerini ısındırmaya çabalamak, sapık inançlarını tasvip etmek değildir. Güzel ahlkın insanlara dinlerini değiştirecek kadar tesirli olduğuna tarih(*2) şahit değil midir?

 

Onlara tebessüm etmek, şirklerini hoşgörmek değildir. Sizin inancınıza herhangi bir hakarette bulunmayan bir kafire karşı muamele ile, Allah'ın dinini ile istihza eden, yahut Allah'ın dinine savaş açan kafire karşı muamele bir değildir.

 

Sapla samanı karıştırmayın.

edit: Seçtiğimiz kelimelere dikkat edelim lütfen.//ilcege Meselenizde samimi iseniz, meselenizi savunun.

 

Aslında popülist yaklaşımı bırakırsak için gerçek yüzü kadınlara soyunmaları yönünde müthiş bir toplumsal baskı olduğudur.

 

Üst sınıf kadınlar hep açıktır. Soyunmayan kadın hakim olamaz, reklamda oynayamaz, milletvekilliği yapamaz, üst sınıfa dahil olamaz.

 

Evinde örtünen kadın yükselirken soyunmak zorundadır.

 

Evet, bunlar yıllardır Müslümanın ile alay ettiler, müslümana tepeden baktılar, 2. sınıf insan muamelesi ettiler. Bizler Ramazan günü kameralar karşısında su içen cumhur başkanları gördük. Ateist bile papucunu çıkarıp girerken camiye, camileri ahıra çevirenleri gördük. Pazarlaşan olan Cumalar gördük. Allah'ın Kelam'ını yasaklayanları gördük. Alimleri sürüm sürüm süründürenleri, namuslu Müslüman kızını batıya peşkeş çekenleri gördük. Gençlik bayramı diye, müslüman kızları yarı çıplak sokaklara dökenleri gördük.

 

Ders saatine denk gelen ibadetinizi yapabilme hakkınız var mı? Bu millet, okulda namaz kılan çocuğa, bir teröristmiş gibi 'suç üstü' muamelesi yapanları görmedi mi? Bacımız "kamusal" alanın dışına atılıp, kendi vatanında yaban kalmadı mı? İmam hatipli yetim muamelesi görmedi mi?

 

Daha saymama lüzum var mı?

 

Sizin niyetinizin halisliğinden şüphemiz yoktur. Tavrınızın hoş bulunmamasıyla birlikte maksatta herkes hemfikir. Teessürünüzü elbette ki herkes paylaşıyor. Bunu biliyorsunuz.

 

Tamam demokrasi falan diyoruz ama iş vardı küfür nizamını savunmaya kadar dayandı.

 

Ne zor zamana kaldık yahu... Bâtılı zemm ettiğin zaman fâsıklardan evvel müslümanlarla mücadele etmen gerekiyor.

 

Fakat bunu bile bile çamura yatıyor, tutup, günahkar karşısındaki tutumu "küfür nizamını savunma"ya bağlıyorsunuz. Kaçak dövüşmeyiniz.İtirazınız varsa onu dile getiriniz, yoksa cevap vermek yerine 'en iyi savunma saldırmaktır' der gibi suçlamaya kalkışmanız ve Donkişotvari tavrınızı kimsenin tasvip etmesini beklemeyiniz.

 

Selametle.

______

 

(*2)Bir sahabenin, yahut İslam büyüklerinden birinin -Hz Ebubekir, yahut Hz. Ömer diye kalmış aklımda- bir gayrı müslümin bahçe duvarına ayakkabısını dayayıp bağladıktan sonra, bahçe duvarına bulaşan çamurdan dolayı pişmanlıkla kapıyı çalıp helallik istemesi neticesinde, gayrı müslimin müslüman olduğu bir vaka hatırlıyorum. İnşallah yanlış aktarmamışımdır, sahabe devri diye hatrımda kalmış. Vakayı ve şahısları hatırlayan varsa bizlere aslını aktarırsa müteşekkir oluruz

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yöneticileri de tahrik etmeyi unutmamışsınız:)

 

Zaten site yönetimi de hazır ol komutunda benim onları kışkırtmamı bekliyorlardı.Sitenin çizgisini de,üyelerin ve yönetimin hassasiyeti olduğu konuları da az çok iyi biliyorum ve bilen birisi olarak sizi uyarmak istedim.Gerisi size kalmış.Sırf sizin yazılarınızın yayınlanması için siteye +18 uyarısı da koyulmayacağına göre...

 

Mesajımdan alıntı yapıp cevap yazan arkadaşlara saygım sonsuz.Ama daha fazla konuya müdahil olup polemiklerin uzamasını istemiyorum.Selametle

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevzuları tartışırken düzgün bir üslup kullanmayı şiar edinmemiz gerektiğini daha kaçıncı defa söylememiz gerekiyor. Konuyu kilitliyorum.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...